Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1961 E. 2020/1829 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1961 Esas
KARAR NO : 2020/1829
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 08/07/2020
NUMARASI : 2019/560 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkili şirketin davalı ajansın talep ettiği … isimli ürünlerin reklamlarını yayınladığını, fatura bedellerinin ödenmediğini, davalı aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini belirterek borçlu adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; reklam yayınları başlamadan reklamların ne şekilde ve hangi zamanlarda ve hangi ücretler ile yayınlanacağına dair sözlü bir statü belirlendiğini, ancak davacının daha sonra reklam ücretlerinin artırılmasını, reklam yayın adetlerinin ve yerlerinin bir kısmının değitirilmesini talep ettiğini, reklam … ücretlerinin arttırılmaması durumunda reklamların yayının durdurulacağının bildirildiğini, bu duruma itiraz edildiğini, itirazlardan sonuç alınamadığını, davacı tarafından hesaplar üzerinde mutabakat görüşmesi yapılacağını bildirilmesi ve reklam veren ile yapılan anlaşmanın süreli olmasından kaynaklı olarak ve davacı şirketin mutabakat sağlanacağı sözüne itibar ederek fiyat artırımına zorunlu olarak onay verildiğini, davacının anlaşmaya aykırı şekilde gerek fiyat artırımından önce ve gerekse fiyat artırımından sonra belirlenen zaman ve kuşaklarda spot yayını yapmadığını, fazla ücret talep etmek adına farklı zaman ve kuşaklarda fazladan spot yayınladığını, reklamların anlaşmaya aykırı şekilde yüksek reyting kuşağında ve yüksek ücret karşılığında yayınlandığını, davacının,… Anonim Şirketi ile müşteri talebine uygun olmayan ve belirlenen statüye aykırı değişiklikler yapılarak müvekkili şirketin zararına sebebiyet verdiğini, bu davranışları neticesinde reklam veren … Anonim Şirketinin müvekkili şirkete muhtelif tarihlerde fiyat farkı faturaları kestiğini,müvekkilinin hak ettiği alacak kalemleri düşülmeden müvekkili hakkında haksız olarak icra takibi başlatıldığını belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince, 12/11/2019 tarihli ara karar ile konunun yargılamayı gerektirdiğinden bahisle oy çokluğu ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, daha sonra 27/01/2020 tarihli ara kararı ile; Somut durumda e-faturalar, e-faturaların iletişime ilişkin ekran görüntüsü, cevap dilekçesi içeriği dikkate alındığında yaklaşık ispat ve muacceliyet koşulları yerine getirilmiş olduğundan bahisle yine oy çokluğu ile teminat karşılığında talebin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Davalı vekili karara itiraz etmiş, mahkemece 29/06/2020 tarihli celsede itirazın reddine karar verilmiş, itirazın reddine ilişkin 08/07/2020 tarihli gerekçeli ara karar yazılarak davalıya tebliğ edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirketin hiçbir aşamada fiyatlama konusunda müvekkilinden onay almadığını, hiçbir şekilde yazılı sözleşme yapılmadığını, müvekkili şirketin reklamların hangi şekilde ve hangi saatte yayınlanacağını davacıya bildirdiği halde davacı tarafın statüye aykırı davranarak reklam saatlerini değiştirdiğini, fiyatları da değiştirerek arttırdığını, statüye aykırı şekilde yayınlanmayan spotlara dair ücretlerin ve fiyat farkının borçtan düşülmediğini, borcun asıl muhatabının … Anonim Şirketi olduğunu, faturaların müvekkili şirkete kesildiği halde müvekkilce hakedilen ücretlerin, anlaşmaya ve teamüle aykırı şekilde …Anonim Şirketine ödendiğini, yapılan ödemenin alacak miktarından düşülmesi gerektiğini, uyuşmazlık konusu alacak hakkında mutabakat sağlanamadığını, müvekkilinin ödeyeceği borç miktarının belirli olmadığını yasadaki şartların gerçekleşmediğini belirterek, ilk derece ara kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Talep, ihtiyaten haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına ilişkindir.Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin kabulüne yönelik verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. 2004 sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için İhtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı İhtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hakimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Hakim, ibraz edilen delilerden İhtiyati haciz isteyen kişinin alacaklı sıfatına sahip olduğuna kanaat getirirse İhtiyati hacze İlişkin şart gerçekleşmiş demektir (İİK m.258/1). Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Öte yandan, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir ( İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır.İhtiyati hacizde teminat ise, İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, İhtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacağı zarardan dolayı Hukuk Usuli Muhakemeleri Kanunun 96’ncı ( HMK 87.m) maddesinde yazılı teminat vermeye mecbur olduğu belirtilmiştir. Bu konuda hakimin takdir yetkisi bulunmadığından ve İhtiyati haczin dayanağı ilam veya ilam niteliğinde bir belge olmadıkça teminat alınmadan İhtiyati haciz kararı verilemez.İhtiyati hacizde ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava ve İcra takibinin konusu değildir. Halbuki İhtiyati tedbirde, tedbir konulan şey dava konusudur. Tedbir isteyenin amacı ileride açacağı davada tedbire konu olan belli bir mal üzerinde hak elde etmektir. İhtiyati haciz sadece para ve teminat alacakları hakkındaki davalarda veya icra takiplerinde söz konusu olduğu halde, İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, menkuller, gayrimenkuller) hakkındaki davalarda uygulanır. Bu nedenle şartlarının mevcudiyeti halinde tazminat alacaklarında İhtiyati haciz kararı vermek, İhtiyati haciz kurumunun amacına uygun bir uygulama olur (Doç. Dr. Adnan Deynekli, Dr. Mustafa Saldırım, Öğretide ve Uygulamada İhtiyati Haciz, 3 bası).Somut olayda, taraflar arasındaki yazışmalar ve mailler göz önüne alındığında, İİK’nun 258. maddede yer verilen, haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delillerin gösterilmiş olduğu, yani yaklaşık ispat şartının dosyada oluştuğu, bu kapsamda mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere:1-İlk derece mahkeme ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-f bendi ile İİK’nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar veril Başkan