Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/195 E. 2020/1509 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/195 Esas
KARAR NO: 2020/1509
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/226
KARAR NO: 2019/1033
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
ASIL DAVA: ŞİRKETİN İHYASI
(BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2019/290 ESAS SAYILI DOSYASI )
BİRLEŞEN DAVA: ŞİRKETİN İHYASI
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … Sicil numarası ile kayıtlı bulunan Tasfiye Halinde S.S. Ürün Sahil Konut Yapı Kooperatifi’nin tasfiyesinin sona erdiğinin 28/07/2001 tarihli Genel Kurulda karar verildiğini, işbu kararın 23/08/2011 tarihinde tescil edildiğini, işbu genel kurul kararı da 28/08/2001 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, bu şekilde de söz konusu kooperatifin tasfiyesi tamamlanarak kaydı terkin edildiğini, söz konusu kooperatif her ne kadar sicilden terkin edilmiş ise de müvekkilinin söz konusu kooperatife karşı açmış olduğu hizmet tespiti davasını kazandığını, Tekirdağ İş Mahkemesi’nin 2008/299 esas 2016/179 karar sayılı karar suretinin dilekçe ekinde sunduklarını, söz konusu karar davalı yanca temyiz edildiğini, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2016/12832 esas 2018/2922 karar sayılı kararı ile davalı kooperatifin sicilden terkin edilmiş olması sebebiyle ihyasının sağlanması gerektiği hüküm altına alındığını, işbu Yargıtay kararının akabinde Tekirdağ iş Mahkemesince müvekkiline davalı kooperatifin ihyasının sağlanması hususunda dava açmak üzere süre verildiğini, söz konusu tebligat suretini dilekçe eklerinde sunduklarını, dava konusu kooperatif ile müvekkilinin arasında iş hukukundan kaynaklı hizmet tespiti davası derdest iken söz konusu kooperatifin tasfiyesinin tamamlanması ve sicilden terkin edilmesi hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple de yapılan tasfiye hukuka aykırı olduğunu, söz konusu kooperatifin ihyasını talep etme zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle Tasfiye Halinde S.S. Ürün Sahil Konut Yapı Kooperatifi’nin ihyasına ve bu surette son tasfiye memuru …’nin yeniden tasfiye memuru olarak atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü zorunlu yasal hasım olduğundan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü hariç olmak üzere diğer davalı tasfiye memuru … üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/226 esas sayılı dosyası tahtında Tasfiye Halinde S.S. Ürün Sahil Konut Yapı Kooperatifi’nin ihyası için Tasfiye Memuru … ve yasa gereği zorunlu hasım İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine kooperatifin ihyası davasının ikame edildiğini ancak söz konusu kooperatifin tasfiye kurulu tarafından kapatıldığını ve … ile …’ın da tasfiye memuru olduğu gelinen süreçte tespit edildiğini, bu sebeple işbu davada davalı tasfiye memurları … ile … aleyhine ihya davası açılması için 1 aylık kesin süre verildiğini, işbu davayı birleştirme talepli ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu, tasfiye halinde S.S. …Konut Yapı Kooperatifi’nin ihyasına ve bu surette son tasfiye memuru …, … ve …’ın yeniden tasfiye memuru olarak atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü zorunlu yasal hasım olduğundan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü hariç olmak üzere diğer davalı tasfiye memurları üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP: Davalı …’nin cevap dilekçesinde; davalı müvekkilinin ihyası istenen Kooperatif’te tasfiye memuru olarak görev almadığını, yönetim kurulu üyeliği yaptığını, söz konusu kooperatifin yönetim kurulunda davalı müvekkili … ile birlike … ve … da görev almış olup, … vefat ettiğini, ihyası istenen kooperatifte tasfiye memuru olarak görevli olan kişinin kim olduğunu müvekkili tam olarak hatırlamayamadığını, ihyası istenen kooperatif inşa edilen siteyi oluşturulmak için kurulduğunu, inşaat tamamlanınca kooperatif tasfiye edilmiş olup yerine … isimli site kurulduğunu, ayrıca aradan geçen 20 yılda kooperatif üyelerinin yarısı kooperatiften kaynaklı haklarını devrettiklerini, kooperatif tasfiye edilirken, kooperatiften kaynaklı davacının alacakları kendisine ödendiğini, bir alacağı kalmadığını, ayrıca davacı taraf davasını süresinde açmamış olup, zamanaşımına uğradığını, davacının, hizmet tespiti davasında davasını tasfiye olmuş kooperatif hissedarlarına yöneltmesi gerektiğini, ihya davası açmakta hukuki yararının olmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddi gerektiğini talep etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevap dilekçesinde, müvekkili Sicil Müdürlüğünün, davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP : Davalı … ‘in cevap dilekçesinde, süresinde açılmayan davanın zamanaşımı define yönelik itirazlarının nazarı dikkate alınarak aleyhine ikame olnunan davanın reddini, son tasfiye memurluğu esnasında davacı …’nın kendisine veya son tasfiye heyetinde yer alacak talebinin iletilmediğinden ve esasen bu süreye kadar kooperatif nezdinde doğup da almadığı herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığından, ayrıca son tasfiye memuru olarak bu yöndeki görevini kanunlara, yasalara ve meri mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde yapıp sonuçlandırdığından herhangi bir usulüzlüğe karışmadığından ve buna mahal vermediğinden hakkında açılan iş bu yersiz, zamansız ve mesnetsiz davanın kendi yönünden reddini, dava masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …’ın dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının, tasfiyesi tamamlanan kooperatif aleyhine açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması amacıyla kooperatifin ihyası istemi ile huzurdaki davayı açmış olup davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, buna göre kooperatifin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kısmen kabulüne, kooperatifin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, davadaki davalı …’ın dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşıldığından bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Asıl ve birleşen dava, sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde S.S. Tusima Konut Yapı Kooperatifi’nin ek tasfiyesini sağlamak için kooperatifin ihyası Ticaret Siciline yeniden kayıt ve tescili ile tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir. Tasfiye Halinde S.S Ürün Sahil Konut Yapı Kooperatifi’nin sicil kayıtlarının incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicilinde kayıtlı olduğu, kooperatifin son tescilini 23/08/2001 tarihinde yaptırdığı, kooperatif tasfiyesinin sona erdiğine 28/07/2001 tarihinde karar verildiği, 23/08/2001 tarihinde tescil olduğundan sicil kaydı terkin olunduğu, kooperatif yetkilileri ve son tasfiye memurları asıl ve birleşen davanın davalıları …, … ve … olduğu, tasfiye memurlarından …’ın dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nun 547.maddesi; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre Davacı tarafından davalı kooperatif aleyhine 10/09/2008 tarihinde Tekirdağ iş Mahkemesinin 2008/299 esasına kayıtlı açılan hizmet tespiti davasında yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen kararır temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2016/12832 E. 2018/2922 K 27/03/2018 tarihli geri çevrilmesine ilişkin kararda, davalı kooperatifin tasfiye halindeyse tasfiye memuruna gerekçeli kararın usulünce tebliğ edildikten sonra, tasfiyesi tamamlanmış ve sicilden terkin edilmiş olması halinde davalının ihyasının sağlanması ve tasfiye memuru atanması için süre verilmesi ve gerekli prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verildiği, Yargıtay’ın geri çevrilmesi kararı uyarınca işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yargıtay kararında da belirtildiği üzere, davacının, davalı kooperatif aleyhine açmış olduğu hizmet tespit davası sonuçlanıp kesinleşmeden davalı kooperatifin tasfiyesinin tamamlanarak sicilden terkin edildiği, bu nedenle açılan davayla sınırlı olmak üzere kooperatifin ihyasını istemekte hukuki yararının bulunduğu görülmüştür. Davalı … her ne kadar tasfiye memuru olarak görev almadığını iddia etmiş ise de dosya sunulan ticaret sicil kaydında davalının kooperatif yetkilisi aynı zamanda tasfiye memuru olduğu görülmüştür. Davalının diğer istinaf nedenleri ise davacı ile kooperatif arasında görülen hizmet tespiti davasının konusunu oluşturduğundan mahkemece verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmakla HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı … tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davalı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 165,70 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 66,40 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 3-Davalı … tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay’a Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/07/2020