Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1916 E. 2020/2069 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1916 Esas
KARAR NO : 2020/2069
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN …
MAHKEMESİ:İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI : 2018/1205 Esas, 2019/1111 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 14/12/2018 tarihli dava dilekçesinde, 17/01/2018 tarihinde müvekkili şirkete iş yerim paket sigorta poliçesi ile sigortalı … Ltd. Şti.’nin faaliyet gösterdiği Beyoğlu … adresinde meydana gelen hırsızlık neticesinde müvekkili şirkete sigortalı bulunan firmanın muhtelif emtialarının çalındığını, sigortalı firmanın zarara uğradığını, sigortalının faaliyet gösterdiği adreste belirtilen iş yerinin alarm güvenliğinin davalı tarafından sağlandığını, hırsızlık hadisesi sırasında davalı firma tarafından kontrolü sağlanan alarmın çaldığını ve durumun sigortalı firma yetkilisine haber verildiğini, sözleşme gereğince polisin gönderildiğini, ancak davalı tarafından polis ekiplerinin taraflar arasındaki sözleşme gereğince no 33 yerine hatalı olarak no 5’e yönlendirildiğini, bu nedenle polis ekiplerinin sigortalı iş yerine geç intikal ettiğini, davalı tarafından polis ekiplerinin yanlış adrese gönderilmiş olması nedeniyle hırsızlığı gerçekleştiren şahıslara zaman kazandırıldığını ve bu ihmale sebebiyet veren davalı firmanın hukuki sorumluluğunun ortaya çıktığını, sigortalıya 65.074,40 TL hasar tazminatının ödendiğini iddia ederek, fazlaya dair talepleri saklı kalmak kaydıyla alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, meydana gelen zarar ile müvekkilinin eylem ve işlemleri arasında hukuken illiyet bağının olmadığını, sigorta şirketinin kötü niyetli olarak ödemiş olduğu bedeli müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, davacının iddia ettiği gibi müvekkili ile sigortalı arasında özel güvenlik hizmet sözleşmesi gibi bir sözleşmenin olmadığını, ayrıca olay gecesi polis ekiplerini telefonla olay yerine yönlendireninde müvekkili olmadığını, müvekkili şahıs firmasının alarm sistemi ve sireni aksesuarları satan ve bunların montajını yapan bir firma olduğunu, verdiği hizmetin müşterinin satın almış olduğu alarm cihazının ev yada iş yerine montaj ve kurulumundan ibaret olduğunu, müşterinin haricen talep etmesi halinde müvekkili firma ile hukuki ve ticari bağlantısı olmayan fakat müvekkilinin satmış olduğu markalı alarm sistemine alarm takip merkezi call center hizmeti veren ayrı bir tüzel kişiliği olan dava dışı …. firması ile ayrı bir sözleşme yapıp ücret karşılığında anlaşabildiklerini, öncelikle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, emsal kararlar doğrultusunda müvekkilinin taraf sıfatı olmadığından davanın esası hakkında inceleme yapılmaksızın davanın reddi gerektiğini, davacı sigortalısı firma tarafından dava dışı … Firması ile sözleşmenin akdedildiğini ve merkezine gönderildiğini savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, dava dışı sigortalının iş yeri bilgilerinin yer aldığı … firmasına ait matbu sözleşmenin dosyaya sunulduğu, 01/10/2019 tarihli celsede ihbar olunan … firması sahibince bu sözleşmenin montajı yapan davalı firma tarafından doldurulup gönderildiği, sözleşmenin altındaki imzanın ilgilendikleri kısım olmadığını, emniyete bildirdikleri adresin sözleşmede yazan adres ile aynı olduğunu, davacının sigortalısı ile dava dışı Account Alarm İzleme …inin arasındaki sözleşme gereğince alarm sistemine ulaşan alarmların yirmi dört saat gözetleyerek gerektiğinde ilgili merciye ve aboneye haber vermeyi, dava dışı … firmasının taahhüt ettiği, davalının sigortalıya bu yönde taahhüdünün bulunduğuna dair bir belgenin ibraz edilemediği, davalının yalnızca alarm satışı ve montajını yaptığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, dava dilekçesindeki beyanlar tekrar edildikten sonra meydana gelen hırsızlık olayındaki kusurun özel güvenlik sağlayan yüklenicilere istinat edilebilmesi için yüklenicinin iş sahibini aydınlatma, bilgi verme yükümlülüğü ve yüklenicinin işleri kabul etmeme yükümlülüğünün ihlal edilmiş olması gerektiğini, somut durumda bu iki yükümlülüğün ihlal edildiğini, özel güvenliği sağlayan yüklenicinin kusur sorumluluğu ilkesi gereğince zararı tazmin etmesi gerektiğini, husumet yokluğu nedeniyle usulden ret kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, ” İşyerim Paket Sigorta Poliçesi” kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, yalnızca alarm sisteminin montaj ve kurulumunu gerçekleştiren davalı şirketin, alarm sistemi ile ilgili sigortalı bilgilerinin emniyet birimlerine hatalı bildirilmesi neticesinde meydana gelen hasardan sorumlu olup olmadığına ilişkindir.Dosya kapsamından, dava dışı sigortalı …l Isıtma .. Ltd. Şti. ile davacı … arasında başlangıç tarihi 21/04/2017 bitiş tarihi 21/04/2018 olan İşyerim Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, 17/01/2018 tarihinde sigortalı iş yerinde hırsızlık olayının meydana geldiği, meydana gelen olay sonucunda davacı … tarafından hasar bedelinin dava dışı sigortalı şirkete ödendiği, davalı şirketin dava dışı sigortalı adına düzenlemiş olduğu 17/01/2018 tarihli faturanın mavi pencereli harici siren montaj ve devre alma faturası olduğu, toplam tutarının 826,00 TL olduğu, dava dışı, davanın ihbar edildiği Account Alarm İzleme …i tarafından dosyaya ibraz edilen 26/06/2019 tarihli cevabı yazı ve eklerinde, montajının davalı firma tarafından gerçekleştirilen ve abonenin dava dışı sigortalı şirket olan sözleşmenin 03/10/2017 tarihinde telefon üzerinden kendilerine gönderildiğini ve dijital ortamda saklandığını belirterek Alarm Takip …i Bağlantı Sözleşme örneğini ibraz etmiş olduğu, 01/10/2019 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında ise ihbar olunan Alarm … yetkilisi tarafından, sözleşmenin daha önceden dosyaya sunulduğunu, sözleşmenin montajı yapan davalı firma tarafından doldurularak kendilerine gönderildiğini, emniyete bildirdikleri adresin sözleşmede yazan adres ile aynı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Sıfat, dava konusu sübjektif hak ( dava hakkı ) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir .Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka İlişkin bir davada davacı olma sıfatıda o hakkın sahibine aittir. Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek, olan kişi, o hakka uymakla yükümlü ( borçlu ) olan kişidir ( davalı sıfatı, pasif husumet ).Taraf sıfatı bir dava şartı değildir. Çünkü, sıfat, usul hukuku sorunu olmayıp dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin, bir maddi hukuk sorunudur. Somut davada olduğu üzere, davacı … şirketinin iddia etmiş olduğu eylemin davalı tarafça yerine getirilmediği, alarm takip merkezi bağlantı sözleşmesinin dava dışı şirket ile yine dava dışı sigortalı şirket arasında gerçekleştirildiği, davalı şirketin alarm takip merkezi sözleşmesi ile sözleşme edimlerini yerine getirmekle ilgili herhangi bir yükümlülüğünün mevcut olmadığı, kaldı ki sözleşmenin tarafları arasında da yer almadığı, bu durumda mahkemece verilen kararın sonuç olarak isabetli olduğu kanaatine ulaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi kapsamında, sigortalısının yerine geçerek dava açan sigorta şirketi tarafından zarar sorumlusuna karşı açılan davada kusurun ispatı gerekeceğinden ve somut olayda buna ilişkin herhangi bir delil mevcut olmadığından, meydana gelen olay ile davalı şahıs şirketinin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığından, mahkeme kararının isabetli olduğu anlaşılmış olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1205 Esas, 2019/1111 Karar ve 10/02/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1.bendi gereğince REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 203,00 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 29,10 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1.fıkrası gereğince gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/11/2020