Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1899 E. 2020/2127 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1899 Esas
KARAR NO : 2020/2127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
NUMARASI : 2018/861 Esas, 2019/1258 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı …Ticaret A.Ş vekili, 14.09.2018 tarihli dava dilekçesinde, şirketin 16.05.1980 tarihinde tescil edildiğini, “ … “ meslek grubunda faaliyet gösterdiğini, tasarımlarda renkli ve farklı bir çizgi yakalayan … markasının bugün Türkiye ‘de toplam 51 mağazasının bulunduğunu, … ‘da ürünlerinin %100 doğal deriden üretildiğini, markanın kalite odaklı yaklaşımından taviz vermeksizin çok sayıda mağazayla faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkilinin faaliyet dengelerinde 2017 ve 2018 yıllarında ortaya çıkan normal akıştan sapmaların temel nedeninin tamamen çevre etkenlerdeki olumsuzlukluların doğal bir sonucu olduğunu, şirket faaliyetlerinde ortaya çıkan olumsuzlukların temel nedeninin, bölgede yaşanmakta olan ve başta sosyal, güvenlik, siyasi olmak üzere çok boyutlu gelişmelere bağlı olumsuzluklar ve genel ekonomik ortamın yarattığı baskı, doğal olarak temel ekonomik göstergelerin seyrinin olumsuz yansıdığını, müvekkili şirketin genel finansman ve kar dağıtım politikalarına dayalı olarak geçmiş yıllardan gelen olumsuzlukların giderilmesiyle 2016 yılında ortaya çıkan kaynak açığının yapılandırması sürecinde olduğunu, bununla birlikte, 2017,2018 yıllarında piyasalarda hızlı bir olumsuz seyrin ortaya çıkması ve döviz kurlarında olağanüstü sıçramalar yaşanmasının bu sürecin kesintiye uğramasına neden olduğunu, temel olarak piyasalardaki dalgalanma ve belirsizliğin sakinleşmesini için makul bir zaman aralığının önem taşıdığını, nakit akım planlarının kriz ortamı gereklerini karşılayacak şekilde revizyonun kaçınılmaz olduğunu, iyileştirme sürecinde birinci sırada yer verilen önlemin sermaye artırımı önlemi olduğunu, şirketin şu andaki mali durumunun borca batık olduğunu, 1.000.000 TL ‘lik bir sermaye artırımının gerçekleştirilmesinin planlandığını, bunlara ek olarak gayrimenkul veya başkaca mallarında sermaye olarak konulabileceğini, 1/4 oranındaki ilk bölümünün 2018/Ekim ayı içinde geri kalanın 1 yıllık süre içinde ödeneceğini, projenin vade ve tenzilat konkordatosu teklifi olduğunu, imtiyazlı olmayan alacaklıların alacaklarından %30 tenzilat yapılarak ödenmesinin planlandığını, mühlet öncesi işlemiş faizlerin aynen ödeneceğini, konkordato talebiyle birlikte peşin veya çok kısa vadeli satın alma yöntemiyle maliyetlerin aşağı çekilmesi ve karlılığın artırılmasının da planlandığını, şirketin konkordato sürecinde aktifte yer alan makina, tesis ve cihazlardan herhangi bir satış gerçekleştirmeyeceğini, mühlet içinde borçlandırıcı sözleşleşmelerin Türk Lirası üzerinden yapılacağını, daha önce döviz cinsinden yapılan sözleşmelerin Türk Lirasına çevrileceğini iddia ederek, konkordato başvurularının kabulü ile derhal 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini, geçici mühlet sonunda ek süre talep hakları saklı kalmak kaydı İle şartların oluşması halinde kesin mühlet verilmesine ve mühlet sonunda şartların tamamlanması halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/863 ESAS, 2019/183 KARAR SAYILI DOSYASI;İDDİA:Davacı … Anonim Şirketi vekili, 14.09.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin 18.05.1988 tarihinde tescil edildiğini, “ … “ meslek grubunda faaliyet sürdürdüğünü, şirketin bünyesinde yüzlerce kişinin istihdam edildiğini, geçerlilik süresi 20.12. 2019 tarihine kadar olan olan kapasite raporu ile faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiğini, … markası kalite odaklı yaklaşımından taviz vermeksizin çok sayıda mağazasıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkili şirketin birçok faktöre dayalı olarak ve doğal olarak ekonomik olumsuzluklar doğuran gelişmeler nedeniyle geçici sıkıntılar yaşadığını, müvekkili şirketin faaliyet dengelerinde 2017 ve 2018 yıllarında ortaya çıkan normal akıştan sapmaların temel nedeninin başlıca iki bölümde toplandığını, Ülkenin yer aldığı bölgede yaşanmakta olan ve başta sosyal, güvenlik, siyasi olmak üzere çok boyutlu gelişmelere bağlı olumsuzlukların, genel ekonomik ortam itibarıyla seyre olumsuz yansıdığını, olumsuzlukların özellikle, 2018 yılı itibariyle hızlı bir eğilim göstermesinin de üretici ve tüketici genelinde ihtiyatlı bir bekleyişi hakim kılmaya başladığını, döviz kurlarında ki hızlı yükselişin, enflasyonda olumsuz seyrin eğim kazanmasının bu gelişmelerde önemli bir paya sahip olduğunu, özellikle müvekkili şirketin AVM içerisinde ki mağazalarda faaliyet gösterdiğini buralardaki döviz cinsinden yüksek kiralar nedeniyle gelir / gider dengesinin tahmin edilemez şekilde bozulduğunu, genel ekonomik düzende nakit akışları itibarıyla ciddi bir daralmaya neden olduğunu, çoğu sektör ve firmada olduğu üzere nakit girişlerinde olağandışı bir daralma ile karşı karşıya geldiğini, bununla birlikte 2017 ve 2018 yıllarında piyasalarda hızlı bir olumsuz seyrin ortaya çıkması ve döviz kurlarında olağanüstü sıçramalar yaşanmasının bu sürecin kesintiye uğramasına neden olduğunu, İİK 285. maddesinin ilk fıkrasına göre, tekliflerinin hem tenzilat hem vade konkordatosu olduğunu, ön projede borçların yeniden yapılandırılması kısmında belirtildiği üzere imtiyazlı olmayan alacaklıların alacaklarından %30 tenzilat yapılarak ödenmesinin planlandığını, mühlet öncesi işlemiş faizlerin aynen ödeneceğini iddia ederek, konkordato başvurusunun kabulü ile 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini, geçici mühlet sonunda ek süre talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla şartların oluşması halinde kesin mühlet verilmesine, kesin mühlet sonunda şartların tamamlanması halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, 14.02.2019 tarihli karar ile mahkeme dosyası ve 2018/863 Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle, 2018/861 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın 2018/861 Esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir. Alacaklılardan bir kısmı, yargılamaya katılarak yazılı ve /veya sözlü beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, 03.12.2019 tarihli komiser heyeti raporunda, ….A.Ş ‘nin 30.09.2019 tarihi itibariyle (-)3.172.635.37 TL tutarında zarar raporlandığı, kaydi bilançosuna göre (-)5.409.512.38 TL ‘lik negatif öz varlık tutarı ilke borca batık olduğu, rayiç bilançolara göre aktiflerin satış fiyatı esasına göre değerleme yapıldığında (-)962.630,31 TL tutarında negatif olduğu, TTK 376/3. maddesi çerçevesinde borca batık durumda olduğu, öte yandan davacı şirketin marka değerlerinin rayiç bedelinin 64.831.137,56TL olarak belirlendiği, marka değeri de dikkate alındığında öz kaynak tutarının 63.868.507,25 TL pozitife ulaşarak borca batık olmadığı, davacı ….A.Ş ‘nin 30.09.2019 tarihi itibariyle kaydi bilançosunda görülen (-)37.914.383,16 TL ‘lik negatif öz kaynak tutarı İle borca batık olduğu, rayiç bilançoya göre satış fiyatı esasına göre 30.09.2019 tarihi itibariyle TTK 376/3. maddesine göre (-)29.801.303,77 TL tutarında negatif olduğu, borca batık olduğu, sonuç olarak …San.ve Tic.A.Ş ‘nin 30.09.2019 tarihine kadar 2.402.559,81 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, davacı şirkette 30.09.2019 tarihi itibariyle 34 kişinin çalıştığı, 30.09.2019 tarihi itibariyle (-)3.172.635,37 TL tutarında zarar raporlandığının tespit edildiği ve konkordato iyileştirme ön projesinde hedefledikleri hasılat ve gelir tablosu projeksiyonunda öngörülen üretim ve satış potansiyelini yakalayabilmelerinin, sektördeki sipariş alma üretim ve satışlardaki büyük daralma göz önünde bulundurulduğunda mümkün görülmediği, buna göre şirketlerin konkordato projesinde öngörülen ve sektör olumsuzluklarından yoğun olarak etkilenen üretim ve satış dışındaki nakit girişi imkanlarını daha fazla zaman bitirmeden sağlamalarının elzem olduğu ancak şirket ortaklarından 2019 yılı sonuna kadar öngördükleri nakit girişini gerçekleştirmedikleri bir kısım mağazalar yönünden kira borçlarının ödenmediği ve kira sözleşmelerinin fesih edildiği, işçi ücretlerinin Nisan 2019 ‘dan beri ödenmediği ve hedeflenen kardan ziyade zararla dönem sonunu kapattığı, hammadde stoklarını hızla tükettiği, nakit sıkıntısı içinde olduğu ve hedeflenen kardan ziyade zararla dönem sonunu kapattığı, nakit sıkıntısına içinde bulunduğu, bunu mevcut üretim ve zararla karşılamasının mümkün olmadığı, bu zamana kadar da sermaye artışının da yapılmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde geçen uzun süreye rağmen şirkete getirilmesi gereken nakit girişinin sağlanmadığı, karlılık durumu olmayıp tam tersi zararla kapattığı, İşletme gideri ve işçi alacaklarının dahi ödenmediği, devlete olan borçların sürekli yükseldiği komiser raporuyla da sabit olduğu, mali açıdan şirketin durumunda önemli bir iyileşmenin olmadığı, ayrıca şirketin durumunda önemli bir iyileşmenin olmadığı, zarar durumunun devam ettiği, rapor tarihi itibariyle projedeki tekliflerin gerçekleşme ihtimali yönünde gerçekçi somut teklifler sunulmadığı gibi süreçte bu hususta herhangi bir somut verinin bulunmadığı, bu sürecin alacaklıların zararına işlememesi bakımından bu şartlar altında konkordato ön projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı, rayiç değerlere göre davacı …San.ve Tic.A.Ş yönünden konkordato talebinin reddine, birleştirilen 2018/763 Esas sayılı dosyasında davacı … A.Ş ‘nin konkordato talebinin reddi ile borca batık şirketin iflasına, komiser heyetinin görevine son verilmesine, tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacılar vekili, istinaf nedenleri olarak, kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketlerin, uzun yıllardan beri ticari hayatın içinde itibarlı şirketler topluluğu olduğunu, müvekkilleri hakkında yasaların verdiği tedbir mahiyetindeki konkordato hakkını 14/09/2018 yılında kullanmak zorunda kaldığını, müvekkili ….A.Ş hakkında 14.02.2019 tarihli duruşmada ….A.Ş hakkında 18.02.2019 tarihli duruşmada 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, mahkemenin 03.12.2019 tarihli komiser heyet ara raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmadan, rapora açıklık getirme ve delillendirme hakkını kullandırmadan, buna imkan tanımadan ve önel dahi vermeden kurduğu hükümde HMK 27. maddesine aykırılık olduğunu, nihai kararın verildiği duruşmadan yalnızca iki gün önce mahkemeye sunulması, taraflarına tebliğ edilmemesinin savunma haklarını etkin bir şekilde kullanmalarına engel olduğunu, hükme dayanak yapılan komiser raporunun diğer raporlarla oluşan farklılıkların giderilmesi gerektiği, müvekkili şirketlerin borçlarını ödeme hususunda yurt dışı şirketlerle irtibat halinde olduğunu, başvuru tarihi İle kesin mühlet içerisinde bir çok borcunu tasfiye ettiğini, 25/30 milyon kadar borcunu bu süreçte ödediğini, diğerlerini de yapılandırdığını, 30.06.2019 tarihi itibariyle ara raporda toplam 127 kilinin istihdam edildiğinin tespit edildiğini, işten ayrılan tüm personele tüm alacak ve ücretlerinin ödendiğini, sadece konkordato sürecindeki mali durumun değerlendirilerek, eksik inceleme ve araştırma ile şirketlerin borca batık olduğuna ilişkin verilen kararların isabetli olmadığını, ….A.Ş şirketinin alınan raporlarda şirketin üretim ve satış işlemlerinin kesintisiz olarak devam etttiğinin alınan raporlarda olumlu sonuçlar doğurduğunun ortada olduğunu, raporda sadece satış tutarlarının yer aldığını, üretilen ancak henüz satılmayan, satıma hazır ürünlerin hesaplamalarda hiç dikkate alınmadığını, …A.Ş şirketin ise alınan raporlarda işlemlerin kesintisiz olarak devam etmekte olduğu, her geçen gün olumlu sonuç doğurduğunun sabit olduğunu, eksik ve hatalı hazırlanmış bilirkişi raporuna dayalı olarak konkordato talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığını, komiser heyet raporunda şirketin borca batık olmadığının tespit edilse de buna kesin mühlet süresinin uzatılmayıp şirketin mali açıdan düze çıkmasına imkan tanımadan konkordato talebinin reddine karar verilmiş olmasının konkordatonun özüne ve ruhuna aykırılık oluşturduğunu, ayrıca …San.ve Tic.A.Ş şirketinin hali hazırda faaliyetlerine kesintisiz devam ettiği ve konkordato iyileşme projesinde 28.375.000,00 TL net satış gerçekleşmesini hedeflediğini, periyodik olarak alınan raporlarda şirketlerin iyileşme projesinde şirketlerin satışlarında artış olsa da mahkemece alacaklıların menfaati ve hukuki yararı üstün tutularak haksız ve hukuka aykırı karar verildiğini iddia ederek, her iki şirket yönünden verilen kararların kaldırılmasına, talebin kabulü ile konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.Öncelikle, talebin niteliği ve mahkemece re’sen değerlendirilmesi gereken usul kurallarının incelenmesi uygun görülmüştür.2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır.Somut olayda, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğuda anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, davacı şirketler hakkında kesin mühlet içerisinde verilen hükmün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, hükme esas alındığı iddia edilen son konkordato komiser heyet raporu için beyanda bulunmak üzere mehil verilmemiş olmasının iş bu talebin niteliği de gözetildiğinde HMK 27.madde anlamında hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup olmadığı, sırf borçlu şirketin faaliyetinin devam etmiş olmasının kesin mühlete ek 6 aylık sürenin verilmesi ve konkordato talebinin kabulü ve tasdiki için yeterli olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davacı şirketler hakkında, ayrı ayrı 14.09.2018 tarihli dilekçelerle tedbir talepli konkordato talebinde bulunulduğu, … A.Ş hakkında 19.09.2018 tarihinde üç aylık geçici mühlet kararı, 18.12.2018 tarihinde geçici mühlet süresinin 2 ay daha uzatılmasına, 14.02.2019 tarihli duruşmada 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği, davacı …Sanayi ve Ticaret A.Ş hakkında 18.09.2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet kararı, 18.12.2018 tarihli duruşmada geçici mühletin 2 ay daha uzatılmasına, 18.02.2019 tarihli duruşmada 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği yaklaşık 10 ay sonraki duruşma olan 05.12.2019 tarihli celsede hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.Yargılama aşaması, yasada konkordato İle ilgili kesin nitelikteki süreler ve istinaf kanun yoluna başvuran tarafın davacı borçlu şirketler olması İle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddede belirtilen kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, uyuşmazlık konusu olan kesin mühlet aşaması ve bu aşamadaki komiser raporlarının incelenmesinin uygun olacağı kanaati ile uyuşmazlık konuları değerlendirilmiştir.19.08.2019 tarihli kesin mühlet içerisinde alınan konkordato komiser heyet ara raporunda, davacı …San.ve Tic.A.Ş nin mali tablolarında görüleceği üzere 2018 yılı sonuna göre 30.06.2019 tarihi itibariyle toplam varlıklarının 1.948.504,29 TL tutarında azaldığı, söz konusu azalmanın şirketin stoklarındaki hammadde azalmasından kaynaklandığının anlaşıldığı, şirketin mevcut hammadde stoklarını hızla tükettiği gibi satışını artıracak mamul üretimi için gerekli olan hammadde tedarikinde de büyük bir darboğaz yaşadığı, bunun nedeninin ise şirkette normal satışlarından dolayı nakit girişlerinin yetersiz olmasından kaynaklandığı, toplam kısa vadeli borçların 236.129,70 TL tutarında arttığı, şirketin ticari borçlarının 490.862,54 TL tutarında azaldığı, ortaklara ait borçlarının 215.148,50 TL, personele olan borçlarının 268.264,03 TL ve toplam vergi borçlarının ise 243.579,71 TL tutarında arttığının görüldüğü, yasal defterlerde, 05.08.2019 tarihi itibariyle personele olan ücret borçlarının 300.848,81 TL ‘ye, devlete olan borçlarının ise 444.101,24 TL ‘ye yükseldiği, toplam öz kaynağın (-)2.184.633,99 TL tutarında arttığı, toplam borca batıklığının (-)4.422.561,20 TL ye yükseldiği, bu öz kaynak negatifliliğindeki artışın 30.06.2019 tarihi itibariyle dönem zararından kaynaklandığı, şirketin bu tarih itibariyle faaliyet zararının (-)2.132.138,20 TL, dönem zararının ise (-)2.185.684,19 TL olduğunun görüldüğü, buna göre şirketin darboğazdan çıkacak ve konkordatoya tabi borçlarını ödeyecek üretim ve satış düzeyine ulaşamadığı, davacı … A.Ş ‘nin mali tablolarında görüleceği üzere, 2018 yılı sonuna göre 30.06.2019 tarihi itibariyle, toplam varlıklarının 14.337.924,77 TL tutarında azaldığı, söz konusu azalmanın şirketin stoklarındaki satışa hazır mamul azalmasından kaynaklandığının anlaşıldığı, buna göre şirketin mevcut ticari mal stoklarını hızla tükettiği gibi satışını artıracak ticari mal tedarikine İlişkin olarak da büyük darboğaz yaşadığı, bunun nedeninin şirkete normal satışlarından dolayı nakit girişlerinin yetersiz olmasından kaynaklandığı, asıl mal tedarik eden üretici konumundaki …San.ve Tic.A.Ş ‘nin yeterli ölçüde malı üretip şirkete vermediği ayrıca şirketin nakit sıkıntısı nedeniyle piyasadan da ticari mal tedarik edemediği, toplam kısa vadeli borçların 4.324.158,13 TL tutarında azaldığı, bunun nedeninin şirketin bankalarda olan biriken nakit tutarlarının bankalar tarafından şirkete ödenmemesinden ve şirketin borçlarına mahsup edilmesinden kaynaklandığının anlaşıldığı, şirketin ticari borçlarının 7.262.454,92 TL tutarında azaldığı, bu azalmanın şirketin toplam 19 adet satış mağazasının kapatılmasından kaynaklandığı, şirketin ortaklara olan borçlarının 122.969,50 TL, personele olan borçlarının 310.097,10 TL ve toplam vergi borcunun ise 640.839,95 TL tutarında arttığının görüldüğü, şirketin henüz 2019 yılı Nisan ayı ücretlerini dahi ödeyemediğinin tespit edildiği, şirketin yasal defterlerinin incelenmesinden 05.08.2019 tarihi itibariyle personele olan ücret borçlarının 639.358,57 TL ‘ye, devlete olan borçlarının ise 2.604.439,06 TL ‘na yükseldiğinin tespit edildiği, öz kaynak negatifliğinin (-)10.013.766,64 TL tutarında arttığı ve şirketin öz kaynak negatifliğindeki artışın 30.06.2019 tarihi itibariyle borca batıklığının (-)37.573.089,53 TL ye yükseldiği, artışın dönem zararından kaynaklandığı, buna göre şirketin darboğazdan çıkacak ve konkordatoya tabi borçlarını ödeyecek satış düzeyine ulaşamadığı, …San.ve Tic.A.Ş nin ön projede toplam hasılatın 30.06.2019 tarihi itibariyle %8 oranında gerçekleştiğini, faaliyet karı ve dönem karının ise iyileştirme projesinde öngörülen tutarları yakalamak bir yana %300 ‘e varan oranda zararla gerçekleştiği, şirketin normal üretim ve satış faaliyetlerinden yeterli ölçüde nakit akımı sağlayamadığı ve normal üretim ve satış faaliyetlerinin dışında ek nakit sağlama ihtiyacında olduğunun anlaşıldığı, şirketin ön projesinde şirket ortağının toplam 2.304.099,00 TL borcu bulunduğunun belirtildiği ve ortağın bu borcunu şirkete 2019 yılı sonuna kadar ödemesi ve böylece şirkete ek nakit sağlanmasının öngörüldüğü, ancak yapılan incelemelerde şirket ortağının rapor tarihi itibariyle şirkete sağladığı nakit girişinin çok yeteriz kaldığı, … A.Ş ‘nin konkordato iyileştirme projesinde 2019 yılı için konkordato projesinde, toplam hasılatının 78.000.000,00 TL hasılat, 10.140.000,00 TL faaliyet karı ve 5.428.829,00 TL net kar öngördüğü ancak 30.06.2019 tarihi itibariyle toplam hasılatın 10.148.636,97 TL, %13 oranında gerçekleştiği, iyileştirme projesinde şirket ortağının toplam 18.013.159,00 TL borcu bulunduğunun belirtildiği, ortağın bu borcunun 3.602.632,00 TL ni şirkete 2019 yılı sonuna kadar ödemesi ve böylece şirkete ek nakit sağlanmasının öngörüldüğü ancak yapılan incelemede şirket ortağının rapor tarihinde şirkete sağladığı nakit girişinin çok az olduğu, bilançoda bu tutarın 122.969,50 TL olduğunun anlaşıldığı, 30.06.2019 tarihi itibariyle…San.ve Tic.A.Ş ‘de 40,… A.Ş ‘de ise 87 personel istihdam edildiğinin anlaşıldığı, şirketlerin faaliyetlerinde devamlılık olduğu, ancak şirketlerin istihdam ettikleri ve işlerine son verdikleri personellere İlişkin ücret borçlarını ancak 2019 Mart sonu itibariyle ödeyebildikleri, çalışan ya da işlerine son verilen personellerinin hali hazırda 2019 Nisan ayından bu yana ücret alacaklarının olduğu, şirketlerin nakit yetersizliği nedeniyle personel ücretlerini ödemede oldukça zorlandığı ve ancak çok ufak tutarlarda ücret ödemeleri yapabildiği, öte yandan işlerine son verilen personelin tazminatlarına İlişkin olarak ise bugüne kadar şirketler tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığının görüldüğü, … A.Ş ‘nin AVM de bulunan mağazalarının ortalama aylık maliyetlerinin satış hasılatlarının üzerinde gerçekleşmesi nedeniyle mağazaların kapatılmasının uygun olduğu kanaatine varılarak kapatıldığı, şirketlerin ortaklarından 2019 yılı sonuna kadar öngördükleri nakit girişiminin biran önce gerçekleştirmelerinin büyük önem kazandığı belirtilmiştir. 03.12.2019 tarihli konkordato komiser heyeti kesin mühlet ara raporunda, sonuç olarak, davacı … San.ve Tic.A.Ş ‘nin 30.09.2019 tarihi itibariyle (-)3.172.635,37 TL tutarında zarar raporladığının tespit edildiği, borca batık olduğu, davacı şirketin öz kaynaklarının TTK 376. maddesinde tanımlanan aktiflerin satış fiyatı esasına göre değerleme yapıldığında (-) 962.630,31 TL tutarında negatif olduğu, borca batık durumda olduğu ancak davacı şirketin marka değerlemesinin rayiç bedelinin bilirkişi raporunda 64.831.137,56 TL olarak tespit edildiği, 63.868.507,25 TL pozitife ulaşarak borca batık olmadığı, davacı …A.Ş ‘nin öz kaynaklarının 30.09.2019 tarihi itibariyle TTK 376/3. maddesinde tanımlanan aktiflerin satış fiyatı esasına göre değerleme yapıldığında (-)29.801.303,77 TL tutarında negatif olduğu ve borca batık olduğu belirtilmiştir.05.12.2019 tarihli celsede, konkordato komiser heyetinin rapor sunduğu, asıl ve birleştirilen konkordato talep eden şirketler vekilinin 04.12.2019 tarihli beyan dilekçesini ekleri İle ibraz ettiği, asıl ve birleştirilen davada konkordato talep eden vekilinin zapta geçen beyanında, kesin mühlete rağmen 100’ün üzerinde yargılama ve İcra takipleriyle uğraştıklarını, alacaklılar ve tedarikçilerle görüşmelere devam ettiklerini, şirketlerin iyileşecek durumda olduklarını, yurt dışından ortak alımı ve diğer hususlar için müvekkilinin görüşmeler yaptığı kesin mühletin devamını talep ettikleri beyanında bulunduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından, konkordato komiser raporuna ulaşılamadığı veya incelenmediğine dair bir beyanda bulunulmadığı gibi duruşma zaptından, yazılı beyanda bulunulmuş olduğu tespit edilmiştir. Şu halde, davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. madde kapsamında hukuki dinlenilme hakkının ihlalinden söz etmek mümkün olmamıştır.Mahkemece, yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan gerekçeye binaen taraf beyanları sonrasında karar verilmiştir. 28.02.2018 tarihinde kabul edilip, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato ile Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur.Yasanın 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları, 297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır.2004 sayılı İİK ‘nın 289. maddesinin üst başlığı kesin mühlettir. Maddenin ilk fıkrasında, kesin mühlet hakkındaki kararın geçici mühlet içinde verileceği, üçüncü fıkrada, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verileceği, dördüncü fıkrada, mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun gürülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturabileceği, devam eden fıkrada, güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühletin komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabileceği, borçlunun da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabileceği, her iki halde de uzatma talebinin kesin mühletin sona ermesinden önce yapılacağı ve uzatma kararından önce varsa alacaklıların da görüşünün alınacağı, son fıkrada ise, kesin mühlet verilmesinin, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararların İİK 288’inci madde gereğince ilan edileceği belirtilmiştir. Yasanın 290. maddesinde “ konkordato komiseri ve alacaklılar kurulu ile bunların görevleri “, 291. maddede “ Borçlunun mali durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması “ düzenlenmiştir.İİK ‘nın 292. maddesinde ise “ Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile İflasın açılması “ na yer verilmiştir.Madde 292-( Değişik :28/2/2018-7101/20 md):“ İflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına re’sen karar verir. a ) Borçlunun malvarlığının korunması için İflasın açılması gerekiyorsa, b)Konkordatonun başarıya ulaşmayacağı anlaşılıyorsa, c)Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa, d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse. İflasa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) vd ( c) bendlerindeki hallerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder, diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder. ” dir.2004 sayılı İİK 292’ maddede belirtilen nedenlerin meydana gelmesi durumunda, konkordato sürecinin devam ettirilmesinin hukuken temelinin kalmadığının kabulü ile konkordato sürecinin kesilmesi ve şartların mevcudu halinde İflasın açılması gerekmektedir. Mahkeme tarafından, maddede sayılan durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde talebe bakılmaksızın re’sen karar verilmesi gerekecektir. İİK 292. maddenin 1. fıkrasında, konkordato mühletinin belirli nedenlerle kaldırılmasına yer verilmiştir. Mahkemece daha önce kesin konkordato mühleti verilmiş olmasına rağmen, mühlet içinde ortaya çıkan hususlar konkordato mühletinin amacını ortadan kaldırabilir. Bu durumda, mahkemenin mühleti kaldırması ve doğal olarak konkordato talebini de reddetmesi gerekecektir. Yasal düzenleme kapsamında, mahkemenin mühlet içerisinde duruma el koyması için komiserin mühletin kaldırılması ya da borçlunun iflasına karar verilmesi talebinde bulunmasına gerek yoktur. Buna karşılık, talep olmaksızın komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme mühletin kaldırılmasına ve iflasa karar verebilir. Çünkü yasanın 290. maddesinde ki komiserin görevleri arasında, konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak, borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek, mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak, mahkeme tarafından diğer görevleri yerine getirmekte yer almaktadır. Komiser tarafından kesin mühlet içinde konkordatonun tasdikine yönelik işlemlerin tamamlanması aşamasında, yasanın belirlediği konularda açıklayıcı ara raporlarla konkordato projesi ile ilgili mahkemeye bilgi vermesi ise zaten olması gereken bir husustur. Diğer yandan, mahkemenin de, alacaklıların talepleri doğrultusunda re’sen gerekli inceleme yapması ve komiserden bu konuda rapor ibraz etmesini talep etmesi, sonraki aşamada ise duruma göre mühletin kaldırılması kararı vermesi de mümkün olacaktır.Mahkemenin, İİK 292. madde gereğince karar vermeden önce, borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet edeceği, diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet edeceği 292/son fıkrada düzenlenmiştir.Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Buna göre mahkeme, konkordato mühletini kaldırarak konkordato talebinin reddine ve iflas kararı vermeden önce maddede belirtilenleri duruşma açarak dinlemek zorundadır. Somut davada, mahkeme tarafından yasal düzenlemeler kapsamında komiserden gerekli raporlar alınarak ve borçlu ile diğer yasanın belirttiği ilgililer duruşmaya davet edilip dinlendikten sonra karar verilmiştir. Yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere, borçlu şirket lehine konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması sonucunda bir yılık kesin mühlet verilmiştir.( m.289/3).Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığını yakından inceleyecek ve ayrıca kesin mühlet içinde tasdike yönelik işlemleri tamamlayarak dosyayı raporu ile mahkemeye iade edecek ve mahkemenin talebi doğrultusunda uygun sürelerde raporlar, ara raporlar ve diğer görevleri yerine getirecek konkordato komiseri veya komiserleridir. Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması, yahut mahkemenin konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin aşikar olması, yani tasdik şartlarının gerçekleşmediğinin önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmiş ise borçlunun iflasına karar verilecektir. Örneğin, komiser raporundan, borçlunun mali ve finansal verilerinin iyileşmeyi imkansız hale getirdiğinin anlaşılması durumunda olduğu gibi.Somut olay bu veriler ışığında değerlendirildiğinde, borçlu şirketler hakkında, ara kararlarla geçici mühlet kararları verilerek, gerekli muhafaza tedbirlerine dair hüküm oluşturulmuştur. Sürenin ve ek sürelerin sonunda ise 1 yıllık kesin mehil verilmiştir. Kesin mehil içerisinde, borçlu şirket dosyalarının da birleştirilmiş olması da göz önünde bulundurarak konkordato komiser heyeti tarafından ara raporlar dosyaya ibraz edilmiştir. Konkordatoda en önemli amaç borçlu şirketin faaliyetine devam edebilmesidir. Bu konu, İİK 286/1-a bendinde, konkordato talebine eklenecek belgeler arasında yer verilen ön projede ifade edilmiştir. Borçlu şirketlerin, faaliyetlerini gerçekleştirdiği işyerlerinin, mühlet kararları süresince ve uzun bir müddet zarfında ortak maliyet giderlerinin faaliyet karının üzerinde olduğu anlaşılmakla kapatılmıştır. Her ne kadar, her iki şirket faaliyetlerine devam etmiş olsa dahi, şirket çalışanlarının ücretlerinin uzun dönemde ödenemediği, ayrıca işten çıkarılanlarında ücretlerinin de ödenemediği anlaşılmaktadır. Şirket çalışanlarına ücretlerin, uzun dönem içerisinde ödenememesi ve geçmiş dönemlere ait personele olan borç miktarları da göz önüne alındığında şirketlerin faaliyetlerinin bu şekilde uzun süre devam edebilmesi de tartışmalı hale gelecektir. Şirket çalışanlarından uzun süreli olarak ücret ödemesi olmaksızın çalışmalarının beklenmesi mümkün olmayacaktır. Üretim, satış vb hizmetleri personel yokluğu veya yetersizliği nedeniyle gereği gibi yerine getiremeyen firmaların gerçek anlamda faaliyetlerinin devam ettiğinden söz etmenin de İktisadi anlamda pek bir anlamı olmayacaktır. Bu şekilde şirketin faaliyetinin devamında ısrarcı olmak, şirketin sabit giderlerinin ve kamu borçlarının artmasından başka bir anlam ifade etmeyecektir ve konkordatonun amacının gerçekleştiğinin kabulü mümkün olmayacaktır. Başarıya ulaşma imkanı görülerek, bir yıllık kesin mühlet verilen borçlu şirketten bu konuda azami titizlik göstermesi beklenecektir. Konkordato komiserleri ara raporlarında, şirketlerin borca batık olduğunu, yapılacağı beyan edilen nakit sermaye artırımın gerçekleştirilmediğini, şirket ortaklarının şirkete olan borçlarını ön projede belirtilmiş olmasına rağmen çok cüzü şekilde gerçekleştirdikleri, nakit girişinin yetersiz olduğu, ön projede belirtilen faaliyet karının ve net karın çok cüzü kaldığı, borca batıklığın giderek arttığı, bu anlamda borçlarında arttığı, öz varlıkların azaldığı, kamu borçlarının ve personel borçlarının arttığı belirtilmiştir. Bu durumda ve özellikle mühlet süreleri ve bu süreler içerisindeki şirketlerin mali yapısı, faaliyetleri, karları ve borçları İle ön projedeki hususların hiç veya gereği gibi yerine getirilmemiş olması göz önünde bulundurulduğunda, ön proje teklifin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu tespitler ise, İİK 292. maddede yer verilen, konkordatonun başarıya ulaşamayacağını göstermektedir. Şirketler borca batık ve / veya borç miktarları çok fazla olduğu gibi ciddi anlamda nakit sıkıntısı yaşamaktadırlar. İktisadi anlamda, mühlet içinde faaliyetine devam edecek bir işletmenin nakit biriktirebilmesi için oldukça yüksek karlılığa sahip olması gerekir. Borçlu şirketlerin ise gelecek dönemde gösterdikleri karlılık oranlarını yakalaması mevcut durumda imkansız görülmektedir. Çünkü süre sonunda çok düşük bir oranda kalmıştır. Bu öngörülerin yerinde olamayacağı aşikardır. Zaten, mali durumu bozulan işletmeler kural olarak karlılıklarını yitirmiş işletmelerdir. Diğer yandan, projede, mevcut durumun, likitide sıkıntısının veya borca batıklığın giderilmesi için tedbirlere yer vermek gerekir. Bunlar, gelir artırıcı veya tasarruf tedbirleri olabilir. Konkordato süreci içinde özellikle iyileşmenin sağlanabilmesi için yeni kredi sağlanması gerekmektedir. Somut olayda, başta, projede öngörülen sermaye artışının da gerçekleştirilmediği ve şirket ortaklarının şirketlere olan borçlarını çok cüzü şekilde ifa ettikleri göz önünde bulundurulduğunda, davacı şirketlerin yasada tanımlanan şekilde, ibraz edilen ön projesinin, somut veriler karşısında başarıya ulaşma ihtimalinden söz edilemeyecektir. Davacı şirketler, mali kaynak olarak ön projede, yasanın ifade ettiği şekilde sermaye artırımını göstermiş olmasına rağmen yerine getirmemiştir.İİK‘ m.287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “ konkordatonun başarı şansı “ kavramı altında ifade edilmiştir. İİK ‘nun 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda, mahkemece İİK 292. madde kapsamında, konkordatonun başarıya ulaşmayacağı gerekçesiyle, davacılardan borca batık şirketin kesin mühletinin kaldırılarak, konkordato talebinin reddi ile şirketin iflas kararında ve borca batık olmayan ancak konkordato projesinin amacına ulaşamayacağı anlaşılan şirket yönünden ise konkordato talebinin reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ve tüm dosya kapsamı sonucunda, davacı şirketlerin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/861 Esas 2019/1258 Karar ve 05.12.2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacıların ayrı ayrı ve peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacılardan ayrı ayrı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği gereği vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/3. fıkrasının atfıyla aynı yasanın 164/2.fıkrası gereğince davacılardan … A.Ş yönünden kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, davacılardan … Sanayi ve Ticaret A.Ş yönünden ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 293/2.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/12/2020