Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1868 E. 2020/2068 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1868 Esas
KARAR NO: 2020/2068
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2019/659 Esas, 2020/171 Karar
DAVA: ALACAK (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, 23/08/2017 tarihli dava dilekçesinde, dava dışı … ile müvekkili arasında ” … Sigorta Poliçesi” düzenlendiğini, sigortalının 11/02/2017 tarihinde … plakalı araç ile seyir halinde iken davalılardan … A.Ş.’ye ait sürücüsü diğer davalı … idaresindeki … plakalı kamyon ile çarpışması sonucunda trafik kazasının meydana geldiğini, kaza neticesinde yaralanan sigortalının tedavisi kapsamında gerekli ameliyat yapıldığını, hastaneye toplam 73.861,00 TL poliçe teminatının ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 73.861,00 TL tazminatın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, davacının delillerinin hiçbirinin taraflarına gönderilmediğini, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Mahkemenin 2017/773 Esas nolu dosyasının 16/07/2019 tarihli ön inceleme duruşmasının dört nolu ara kararı gereğince, davalılardan SGK Başkanlığı hakkında açılan davanın dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydolunmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı SGK’nın sorumluluğunun SGK tarafından gerçekleştirilen bir haksız fiile dayalı olmayıp 2918 sayılı kanunun 98.maddesi atfıyla, kazazedeye 5510 sayılı kanun çerçevesinde yapılacak tedavi yardımının kapsamı ile ilgili olduğu, bu haliyle davanın Sosyal Güvenlik Kurumunu ilgilendirdiği, uyuşmazlığın 5521 sayılı iş mahkemeleri kanunun 1 ve 7/3.maddeleri ile 5510 sayılı kanunun 101.maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik davalarına bakmakla görevlendirilmiş iş mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği belirtilerek davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddeleri gereğince görev nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, dava dilekçesindeki iddialar tekrar edildikten sonra İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/773 Esas numaralı dosyada davalılar arasında şirket olduğundan SGK’nın dosyasının tefrik edilmesine gerek kalmaksızın davanın ticari dava olarak kabul edilmesi gerektiğini, söz konusu dosyada iş mahkemesinin görevine giren bir uyuşmazlık bulunmadığını, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu iddia ederek tefrik kararının kaldırılmasına ve ayrıca mahkeme kararının kaldırılarak itirazları doğrultusunda yeniden hüküm tesis edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazası sonucu ödenen tedavi giderlerinin … Sigorta Poliçesi kapsamında rücuen tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalı SGK’ya karşı açılan iş bu davada görevli mahkemenin iş mahkemesi olup olmadığı ve verilen tefrik kararının yerinde bulunup bulunmadığına ilişkindir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1. maddesi gereğince, İş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemelerinin kurulacağı düzenlenmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 67. maddesinde, sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları düzenlenmiş, 101. Maddede ise, bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanması ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemesinde çözüleceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacı sigorta şirketinin sigortalısı, dava dışı yaralanan ve tedavi hizmetlerinden yararlanan kişi ile davalı arasında İş Mahkemeleri Kanununun tanımında belirtilen şekilde işçi işveren ilişkisi söz konusu değildir. Taraflar arasındaki dava konusu uyuşmazlık haksız fiil olan trafik kazasıdır. Yasal düzenleme ile trafik kazalarından dolayı tedavi giderlerinden SGK nun sorumlu tutulması, tarafların sıfatını ve mahkemenin görevini değiştiremez. Mahkemelerin görevi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesinde belirtildiği gibi ancak kanunla düzenlenir ve kamu düzenindendir. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olmasına rağmen, kanunun yanlış yorumu ile davalı SGK yönünden görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 167.maddesinde, davaların ayrılması düzenlenmiştir. Madde metninde, mahkemenin yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği, bu durumda mahkemenin ayrılmasına karar verilen davaya bakmaya devam edeceği belirtilmiştir. 168.maddede ise, kanun yolları düzenlenmiş, düzenlemede, aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkeme kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemeleri kararları hakkında ise temyiz yoluna ancak hükümle birlikte gidilebileceğine yer verilmiştir. Somut davada, mahkeme tarafından verilen tefrik kararı isabetli olmamakla birlikte, tefrik karar tarihinden itibaren geçen sürede dikkate alındığında, söz konusu tefrik kararının kaldırılmasında bu aşamada ve özellikle HMK 30.maddesi anlamında usul ekonomisi ilkesi de gözetildiğinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kanaatine ulaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle iş mahkemeleri kanunu ile usul kuralları kapsamında, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle buna dair görevsizlik kararı verilmiş olması isabetli değildir. Bu anlamda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Ancak söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm düzeltilerek esas hakkında taktiren aşağıdaki gibi yeniden karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/659 Esas, 2020/171 Karar ve 19/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-a) Davanın 6100 sayılı HMK’nın mahkemenin görevli olması ile ilgili 114/1-c bendi gereğince dava şartı yokluğundan aynı yasanın 114/2.fıkrası uyarınca usulden REDDİNE, b)6100 sayılı HMK’nın 20.maddesi gereğince, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin mahkemeye başvurması halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, c) Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına dair görevsizlik kararı veren mahkemece resen hüküm tesis edilmesine, d)HMK 331/2.fıkrası gereğince yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 203,00 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 29,10 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/11/2020