Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/185 E. 2023/882 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/185 Esas
KARAR NO: 2023/882
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2018/174 Esas, 2019/1168 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafa yazılım destek hizmeti verdiklerini, bu hizmetlere istinaden fatura düzenlendiğini, faturanı belli bir miktarını tahsil ettiklerini ancak kalan bakiye bedelini tahsil edemediklerini, bir başka hizmet faturası daha kestiklerini ancak bu defa kesilen hizmet faturasının davalı tarafça iade edildiğini, bu fatura bedelinin de ödenmediğini, davalı tarafa noter aracılığıyla ihtarname gönderilmek suretiyle ödeme istenildiği ancak davalının ödeme yapmadığı, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası takip yapıldığı, davalının yetki itirazı nedeniyle dosyanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı tarafın itirazlarının mesnetsiz olduğunu belirterek itirazın iptal edilmesine ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile aralarında bir sözleşmenin olmadığını, hizmet almadıklarını, aldıkları hizmete isabet eden bedeli ödediklerini, davaya konu ikinci faturanın yasal süresi içerisinde iade ve itiraz edildiğini, fatura içeriklerinin ifa edilmeyen hizmetlerden ibaret olduğunu beyanla davanın reddine, %20 tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKMESİ KARARI: Mahkemece; davanın icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacının davalıya sundukları yazılım destek hizmeti karşılığı kesilen 01/02/2017 tarih … sayılı 42.480 TL bedelli faturadan kalan bakiye 20.000 TL ve 16/03/2017 tarihli … sayılı 16.992,00 TL bedelli fatura alacağının tahsili bakımından icra takibine geçtiği, davalının davacı tarafından kesilen faturaya karşılık aldıkları hizmet kadar ödeme yaptıkları, davacının ifa etmediği işler nedeni ile 42.480 TL’lik faturanın bakiye kısmı ve 16.992,00 TL’lik faturanın tamamı için itirazda bulundukları beyan ile davanın reddi gerektiğini savunduğu, taraflar arasında sözleşmesel ilişkinin değil cari hesap ilişkisinin mevcut olduğu, davacı tarafın ticari defterlerine göre davalıdan 36.992,00 TL alacaklı gözüktüğü, faturaların hizmet bedeli adı altında düzenlendiği, yapılan işin miktarı ve mahiyeti hususlarında bir açıklamaya yer verilmediği, davalı kayıtlarına göre davacıya 20.000 TL borçlu gözüktüğü, takibe konu 16.992,00 TL’lik faturaya kayıtlarında yer verilmediği, tarafların mali müşavir incelemesi için hazır edilen ve taraflar arasındaki uyuşmazlık dönemini kapsar ticari defter ve kayıtlarının usul ve yasa hükümlerine göre tutulup tasdiklerinin yapıldığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının tarafı lehine delil vasfı taşır olduğu, ticari kayıtlarına göre davacının davalıdan takip talebindeki gibi 36.992,00 TL alacaklı bulunduğu, davalı tarafça 01/02/2017 tarih … sayılı 42.480 TL bedelli faturanın, taahhüt edilen yazılım destek hizmetinin tamamı alınmadığından, eksik ifa edilen işler yönünden 20.000 TL’lik kısmı için itiraz edildiği beyan edilmiş ise de, faturanın ve faturanın ödenmeyen kısmı olan 20.000 TL’nin defterlerinde davacı lehine kayıtlı olduğu, bu fatura yönünden her hangi bir yasal itirazının da dosya kapsamında mevcut olmadığı, davacının takibe konu ettiği 16/03/2017 tarihli … sayılı 16.992,00 TL bedelli faturaya istinaden, itirazının 02/05/2017 tarihli olup yasal süresinde olmadığı, davacının takibe konu fatura içeriği hizmeti davalıya vermiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; Davacı tarafça düzenlenen faturaların usulüne uygun düzenlenmemiş olması, fatura içeriği hizmetlerin ifa edilmemiş olması ve davacı tarafın fatura içeriği hizmeti ifa ettiğine ilişkin delil sunmamış olması sebebi ile davanın reddine karar verilmesi gerekli iken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 06/03/2017 tarihli faturanın usule aykırı tanzim edildiğini, faturanın kendilerine 25/04/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, faturaya, 02/05/2017 tarihli ihtarname ile itiraz edildiği ve aynı ihtarname ekinde iade edildiğini, Mahkemece, faturaya yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği yönünde yanılgıya düşüldüğünü, yerel Mahkemece faturanın müvekkiline tebliğ edildiği tarihin nazara alınması gerekirken faturanın düzenlenme tarihinin nazara alındığını, davacı tarafça öncelikle faturanın tanzim edilmesi sonrasında hizmetin ifa edilmesi söz konusu olduğundan, bakiye 20.000,00 TL alacak yönünden fatura içeriği hizmetin ifa edilmiş olduğunun ispat edilemediğini ve 16.992,00 TL bedelli faturanın usule aykırı olması ve müvekkili şirket tarafından süresi içerisinde itiraz edilmesi ve fatura içeriği hizmetin ifa edilmemiş olması sebebi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, alacağın likit olduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlıkları giderilmesi için yargılama yapılmasının zorunlu olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usule, yasaya ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına ters düştüğünü belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE HUKUKİ GEREKÇE: Mahkeme kararının davacıya 01/01/2020, davalıya 01/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harcın tamamlandığı anlaşılmıştır. Dava; davalının yazılım sistemine danışmanlık hizmeti verildiği iddiası ile hizmet bedeline ilişkin fatura alacağına dayalı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı hükmü istinaf etmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası takip yapıldığı, davalının yetki itirazı nedeniyle dosyanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası üzerinden devam edildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra takibinde, alacaklısının …, borçlusunun … San ve Tic. A.Ş. Olduğu, takip dayanağının 01.02.2017 tarihli, … sayılı 42.480,00-TL bedelli faturadan kalan bakiye olan 20.000,00-TL ve 06.03.2017 tarihli … sayılı 16.992,00-TL bedelli fatura alacağı ve Beyoğlu …Noterliğinin … sayılı 21.04.2017 tarihli ihtarnamesi olduğu, takipte istenen miktarın 36.992,00-TL Asıl alacak miktarı, 1.555,10-TL işlemiş faiz olduğu; borçlunun 22/12/2017 tarihli itirazında icra takibine, borca, borç miktarına, faiz alacağına itiraz ettiği, icra takibinin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekillerine tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 21/02/2018 tarihinde bir yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasında yazılı bir hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı icra takibine dayanak iki adet faturaya konu hizmeti verdiğini ancak kendisine ödeme yapılmadığını iddia etmiş olup, davalı, anlaştıkları hizmetleri alamadıklarını, aldıkları hizmete isabet eden bedeli ödediklerini, davaya konu ikinci faturanın yasal süresi içerisinde iade ve itiraz edildiğini, fatura içeriklerinin ifa edilmeyen hizmetlerden ibaret olduğunu ileri sürmüştür. Somut olayda uyuşmazlık icra takibine dayanak olan iki adet faturaya konu hizmetin verilip verilmediği, takip tarihi itibariyle davacının hizmet bedeli alacağı olup olmadığı varsa miktarı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesince aldırılan 18.01.2019 tarihli raporda; yapılan inceleme ve değerlendirmede, tarafların bilirkişi inceleme gününde hazır bulunduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı tarafça davalı tarafa düzenlenen faturaların içeriklerinde hizmet bedeli şeklinde açıklama olduğu, verilen hizmetin iş dönem gün saat içerik olarak ayrıntısının ne olduğunun belli olmadığı, davacı tarafın defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davaya konu faturaların defterlerde yer aldığı, 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL lik faturaya karşılık 22.480,00 TL lik tahsilatın söz konusu olduğu, davalı tarafça noter aracılığıyla iade edilen 06/03/2017 tarih ve … sayılı 16.992,00 TL lik faturayı kayıtlarına aldığı ve davalı tarafı borçlandırıcı kayıt attığı, davalı taraftan 31/12/2017 tarihi itibariyle 36.992,00 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın 01.02.2017-08/02/2017 dönemi için vermiş olduğu hizmet bedeline ait 06/03/2017 tarih ve … sayılı 16.992,00 TL’lik faturayı Vergi Usul Kanunu 231.maddesi gereği hizmetin verildiği tarihi takip eden 7 gün içerisinde düzenlemesi gerektiği yine KDV Kanununa göre ise de dönem ay atlamadan kesilmesi gerektiği, faturanın mart ayında düzenlendiği, davalı tarafın da 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL’lik faturaya kanuni süre içerisinde itiraz etmediği, ödemediği kalan bakiye olan 20.000 TL için fiyat farkı hizmet iadesi vs adı altında bir iade faturası düzenlemediği, 06/03/2017 tarih ve … sayılı faturaya süresi içerisinde itiraz ettiği ve kayıtlarına almadığı, cari hesap bakiyesi olarak defter kayıtlarında davacı tarafa 31/12/2017 tarihi itibariyle 20.000 TL borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir. Taraflar arasında sözlü sözleşme ilişkisinin kurulduğu taraflarca kabul edilmiştir. Davacının, sözleşme ile üstlendiği danışmanlık işinin bedelini, TBK’nın 97 maddesi uyarınca isteyebilmesi için davalıya hizmeti sunduğunu ve bedeline hak kazandığını yasal deliller ile kanıtlaması gerekmektedir. Davacı icra takibinde 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL bedelli faturanın 20.000,00 TL’lik kısmı ile ve … sayılı 16.992,00 TL bedelli faturaya dayanmaktadır. Öncelikle davacının icra takibine dayanak 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL bedelli faturanın bakiye alacak talebi yönünden yapılan değerlendirmede; 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL’lik faturaya karşılık 22.480,00 TL lik tahsilatın söz konusu olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, bu faturanın bakiye 20.000,00-TL sinin uyuşmazlık konusu olduğu, davalının faturanın bu miktarı bakımından davacıdan hizmet almadığını iddia ettiği anlaşılmıştır. Tarafların incelenen ticari defterlerine göre, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaya karşılık 22.480,00 TL’lik tahsilatın söz konusu olduğu, davalı tarafın da 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL bedelli faturaya kanuni süre içerisinde itiraz etmediği, ödemediği kalan bakiye olan 20.000 TL için fiyat farkı hizmet iadesi vs. adı altında bir iade faturası düzenlemediği, cari hesap bakiyesi olarak defter kayıtlarında davacı tarafa 31/12/2017 tarihi itibariyle 20.000 TL borçlu olarak göründüğü anlaşılmıştır. “…Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK’nın 23/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise davalı tarafa aittir. TTK’nın 23/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK’nın m.222 (TTK’nın 84. ve 85.) madde hükümleri uyarınca ispatlamış olur….” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/5678 Esas 2015/5377 Karar sayılı ilamı). “…Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. Ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir…” (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1445 Esas 2018/1438 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, icra takibine dayanak 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL bedelli faturanın davacı ve davalı şirket defterlerine kaydedildiği, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, bu faturaya karşılık 22.480,00 TL lik tahsilatın söz konusu olduğu, davalı tarafın da 01/02/2017 tarih ve … sayılı 42.480,00 TL bedelli faturaya kanuni süre içerisinde itiraz etmediği, ödemediği kalan bakiye olan 20.000,00TL için fiyat farkı hizmet iadesi vs. adı altında bir iade faturası düzenlemediği, buna göre davalının, faturaya konu hizmetin alınmadığına yönelik iddialarına itibar edilemeyeceği, çünkü faturayı, yasal süresinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine borç kaydeden davalının, fatura münderecatını aynen kabul etmiş olduğundan bu fatura nedeniyle hizmet almadığını, dolayısıyla borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerektiği, dosya kapsamı itibariyle bu anlamda davalının ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğinin söylenemeyeceği, bu durumda davacının, dava ve takip konusu bu faturaya dayalı bakiye 20.000,00-TL alacağının varlığını ispatladığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. İcra takibine dayanak 06/03/2017 tarihli … sayılı 16.992,00 TL fatura yönünden yapılan değerlendirmede; bu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 06/03/2017 tarih ve … sayılı 16.992,00 TL bedelli faturaya süresi içerisinde itiraz ettiği ve kayıtlarına almadığı görülmüştür. Davacı bu faturanın 01.02.2017-08.02.2017 tarihleri dönemine ait hizmete ilişkin düzenlendiğini iddia etmiştir. Bu durumda davacı, bu fatura yönünden, davalıya belirtilen dönemlerde yazılım danışmanlığı hizmetini sunduğunu ispat etmelidir. Fatura tek başına alacağın varlığının kanıtı olamaz. Bu itibarla davalı defterlerinde kayıtlı olmayan bu fatura yönünden davacının davalıya hizmet sunduğunu usulüne uygun delillerle ispat edemediği, davacı tarafından sunulan mail yazışmalarının davaya konu faturalara ilişkin hizmetin davacı tarafından sunulduğunu ispata yeter nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, 06/03/2017 tarih ve … sayılı 16.992,00 TL bedelli fatura yönünden davacının alacağını ispatlayamadığı davacının takip tarihi itibariyle alacağının 20.000,00-TL olduğu anlaşıldığından Mahkemece davanın kısmen kabul edilmesi ve kabul edilen kısım yönünden, ticari defterlere kayıtlı alacak likit olduğundan bu miktar yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davanın kabulüne karara verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan sebeplerle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile kısmen KABULÜ ile, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/174 Esas, 2019/1168 Karar ve 19/11/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, a) Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki İTİRAZININ KISMEN İPTALİNE, takibin 20.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık avans faizi uygulanması suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine b) Kabul edilen 20.000,00-TL asıl alacağın % 20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 1.366,20 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 631,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 734,46 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, d)Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ile 631,74 TL peşin harç olmak üzere toplam 667,64 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,e)Davacı tarafından yapılan 1.716,00 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 927,77 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,f)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,g)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, h)Reddedilen kısım yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 16.992,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf Başvurusu Yönünden;3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 631,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 361,88 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE, 4-Davacı tarafça yapılan 53,50 TL istinaf yargılama gideri ile 391,15 TL istinaf başvuru ve karar harcı olmak üzere toplam 444,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/09/2023