Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1815 E. 2023/685 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1815 Esas
KARAR NO: 2023/685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/02/2020
NUMARASI: 2019/752 Esas, 2020/127 Karar
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNİN SONLANDIRILMASI VE ÜYELİK AİDATININ İADESİ
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı kooperatife 11.05.2014 tarihinde üyelik kaydı yaptırarak 29.05.2014 tarihli 140.000.00 TL bedelli senet tanzim edip teslim ettiğini, daha sonra müvekkilinin kooperatif üyeliğinden istifa edip sözleşmenin iptali maksadıyla açtığı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1531 Esasına kayıtlı davada (ayrıca bu dava ile birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/40 esas sayılı davası) davacının isteme hakkının 2014 yılı genel kurulunun yapıldığı tarihten sonra bir ay geçince muaccel olacağından ve bu tarihten sonra dava açılabileceğinden bahisle davanın erken açılması sebebiyle reddine karar verilip kararın kesinleştiğini, bahsi geçen ve 15/07/2014 tarihinde açılan dava ile müvekkilinin kooperatif üyeliğinden istifa etme iradesini davalı kooperatife bildirdiğini, aynı zamanda müvekkilinin 12.03.2015 tarihinde kooperatife müracaat ederek imzaladığı senetlerin iadesini talep etmesine rağmen cevap verilmediğini, çıkan ortağın iadesini talep edebileceği hakların ayrıldığı yıl bilançosuna göre diğer bir ifade ile çıkmanın kesinleştiği yıl bilançosuna göre hesaplanacağını, bilançonun kabul edildiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde ortağın hakkının ödenmesi gerektiğini, müvekkilince istifa iradesi 30.09.2014 tarihinde bildirildiğinden 2014 yılı genel kurulunun yapıldığı tarihten bir ay sonra müvekkilinin alacağının muaccel hale geldiğini belirterek taraflar arasında yapılmış bulunan kooperatif üyeliği sözleşmesinin iptaline, müvekkilinin üyelik aidatı olarak davalı kooperatife vermiş olduğu 11.05.2014 tarihli belgede yazılı bulunan senedin kendisine bedelsiz olarak iadesine, bu belgeden dolayı borcunun olmadığının tespitine, üyelik aidatının üyelikten çıkma iradesinin kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek olan faizleri ile birlikte müvekkiline iadesine, müvekkilinin girişte vermiş olduğu üyelik aidatının kendisine geri verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının usulüne uygun olarak üyelikten istifa ettiğine ilişkin müvekkili kooperatife ulaşan tek beyanının 26.03.2018 tarihli olduğunu, bu beyana dayalı olarak davalı kooperatifin 07.04.2018 tarih ve 29 nolu yönetim kurulu kararı ile davacının istifasının kabul edildiğini, 2018 yılına ait genel kurul toplantısı henüz yapılmadığından ve 2018 yılı hesap bilançosu da henüz ortaya çıkmadığından davacının bu aşamada dava açma hakkı olmadığı gibi hukuki yararının da olmadığını, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1531 Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinin tebliği ile istifa iradesinin ulaştığının kabul edilemeyeceğini, zira kooperatif üyesinin, kooperatiften çıkma iradesini kooperatife yapması; kabul edilmemesi halinde noter kanalı ile ihtar edilmesi gerektiğini, üyelik nedeniyle davacının, müvekkili kooperatife ödediği bir bedel, tutar, veya aidat olmadığını, ayrıca davacının, müvekkili kooperatife verdiği bir senet de olmadığını, kooperatif kayıtlarında böyle bir senedin bulunmadığını, söz konusu senet yönünden muhatabın müvekkili kooperatif olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davacının, müvekkili kooperatife vermediği bir senetten dolayı senedin iptali veya iadesi için müvekkiline dava açamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; dava dilekçesine göre, davacının üye kaydedilirken kendisinin aldatılmadığı, iradesinin fesata uğramadığı, zira senet bedelinin vade tarihinde hazırlandığı ve ödemeye hazır olduğu, bu sebeple akdi ilişkinin doğduğu ve kooperatif üyesi olduğu anda akdi sakatlayacak bir irade bozukluğunun söz konusu olmadığı, kooperatiflerde istifa eden ortağın, kooperatiften çıkma hakkının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 17. maddesi ve davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 15. maddesinde düzenlenmiş olduğu, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin dava dilekçesinin istifa iradesi olarak kabul edilemeyeceği, zira istifa dilekçelerinin hangi yetkili tarafından imza karşılığında teslim alındığı hususunun belirsiz olduğu, kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre dava dilekçesinin istifa iradesi olarak kabule edilmesinin hukuken mümkün olmadığı, davacının … Kargo aracılığı ile yaptığı istifa ile ilgili bildirimin 26.03.2018 tarihi itibari ile davalı kooperatife tebliğ edilmiş olduğu, davalı kooperatif yönetim kurulunun da 07.04.2018 tarihli kararıyla istifayı kabul etmiş olduğu, bu durumda 07.04.2018 tarihi itibari ile davacının, davalı kooperatifin ortaklığından çıkmasının kesinleşmiş olduğu, ana sözleşmenin 15. maddesine göre, ortağın sermaye ve diğer alacaklarının o yılın bilançosuna göre hesaplanarak bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde verilmesinin zorunlu olduğu, 31.12.2018 tarihi itibarıyla düzenlenen 2018 yılına ait bilançonun, 26.05.2019 tarihinde yapılan davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısında kabul edilerek kesinleşmiş olduğu, ana sözleşmenin 15. maddesine göre ortağın hak ve alacaklarının bilançonun kabul edilerek kesinleştiği tarih olan 26.05.2019 tarihinin bir ay sonrası olan 26.06.2019 günü akşamına kadar ödenmesi gerektiği, bu tarihten sonra davacının varsa hak ve alacaklarının gecikme faizi ile birlikte ödenebileceği, varsa senetlerinin iade edilebileceği, davacının bu tarihten önce hakkında doğmuş olan kooperatif borçlarının da tahsil edilebileceği, davacının alacakları ve borçlarının 26.06.2019 günü itibarı ile muaccel hale gelmiş olacağı, işbu davanın tarihinin 22.04.2019 olması sebebiyle 26.06.2019 tarihinden önce açılan davanın zamanından önce açılmış olması sebebiyle reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında daha önceden görülmüş bulunan aynı mahiyetteki İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1531 Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği 30.09.2014 tarihi itibariyle müvekkilinin istifa iradesinin kesinleştiğinin kabulü gerektiğini, kaldı ki davacının bundan ayrı olarak 12.03.2015 tarihinde yazılı olarak posta yolu ile kooperatif üyeliğinden çıkmak isteğini davalıya bildirdiğini, dolayısıyla, davacının dava açma hakkının, bu istifa iradesinin kooperatife bildirildiği tarihten sonra yapılacak olan ilk genel kurul tarihinden sonra başlayacağından davanın süresinde ikame edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davacının kooperatif ortaklığından ayrıldığının tespiti ile üyeliğe girişte verildiği iddia edilen senedin iadesi ile bu senet sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ve üyelik aidatlarının faizleri ile birlikte iadesine ilişkindir.Mahkemece dosya üzerinden inceleme yaptırılmak suretiyle uyuşmazlık ile ilgili bilirkişi raporu alınmıştır.Somut davada, davacının, davalı kooperatife üye olduğu hususunda çekişme bulunmayıp uyuşmazlık kooperatif üyeliğinden istifanın ne zaman gerçekleştiği ve buna bağlı olarak davacının diğer talepleri bakımından davanın zamanından önce açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı … tarafından davalı kooperatife karşı açılan davada, kooperatife ortak olunmasına dair yapılan 11.05.2014 tarihli sözleşmenin iptali ile 29.05.2014 tarihli ve 140.000,00 TL bedelli senedin iadesine karar verilmesi talep edilmiş olup davanın açıldığı İstanbul Anadolu 1. Tüketici Mahkemesi 2014/1333 Esas 2014/473 Karar sayılı ilamı ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. İşbu davanın 15.07.2014 tarihinde açıldığı ve bahsi geçen görevsizlik kararının 30.09.2014 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edildiği, akabinde dosyanın gönderildiği İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1531 Esas 2017/80 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinin davalı kooperatife 30.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve tebliğin, istifa iradesinin tebliği olarak anlaşılması gerektiği, davacının, çıkma sebebiyle parasını isteme hakkının 2014 yılı genel kurulunun yapıldığı tarihten itibaren 1 ay sonra muaaccel olacağı, davanın açıldığı tarih itibariyle 2014 yılı genel kurulunun ise henüz yapılmadığından bahisle zamanından önce açıldığı gerekçesine istinaden davanın reddine karar verildiği, kararın, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 13.02.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. “…Bu hukuki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, istifa eden ya da ihraç edilen ortağın, çıkma payı alacağının muaccel olması, ilk önce istifanın davalıya ulaşmasına ya da ihracın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. İstifası ulaşmayan ya da ihracı kesinleşmeyen, dolayısıyla 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca aidat ödeme yükümlülüğü devam eden ortak çıkma payını dava edemez. Karşı davada davacı vekili, davalı kooperatifçe kendisine ihraç ihtarını içerir birinci ve ikinci ihtarnamelerin gönderilmesi ile kooperatif üyeliğinin ikinci ihtarnamenin tebliği edildiği tarihten bir ay sonra kendiliğinden sona erdiğini ileri sürerek, çıkma payı alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir. Karşı davada davacının, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16, 27. ve anasözleşmenin 14. madde hükümlerinde yer alan düzenleme karşısında anılan ihtarnamelerin tebliği ile üyeliği kendiliğinden düşmez. Karşı dava tarihinden önce üyelikten ihracına ilişkin alınmış bir karar bulunmamakla birlikte, kooperatif üyeliğinin sona erdiğine ilişkin beyanları ihtiva eden karşı dava dilekçesinin, davalı kooperatife tebliği ile birlikte istifa iradesinin de kooperatife ulaştığının kabulü gerekir…” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/4579 Esas 2014/4661 Karar sayılı ilamı). “…Somut olayda, davacı tarafça dava tarihinden önce davalı kooperatife istifa bildirimi tebliğ edilmemiş ise de, dava dilekçesinde yer alan, “müvekkilinin kooperatif üyeliğinin devam etmesi kendisinden beklenmez.” ibareleri ile ödediği aidatları talep etmesinin, istifa bildirimi niteliğinde olduğunun kabulü gerekir…” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/3456 Esas 2015/8542 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, davacı, eldeki dava ile kooperatif üyeliği sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiş olup hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ise de hukuki tavsif hakime ait olduğundan söz konusu talebin, kooperatif ortaklığından ayrıldığının tespiti istemine yönelik olduğunun kabulü gerekir. Davacı, davalı kooperatiften istifaya yönelik iradesini ilk olarak, İstanbul Anadolu 1. Tüketici Mahkemesinin 2014/1333 Esas sırasında kayıtlı davaya ilişkin sunduğu dava dilekçesinde bildirmiştir. Bu mahkemece verilen görevsizlik kararı ise, davalı kooperatife 30.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup artık bu tebliğ ile birlikte davacının istifa iradesinin davalı kooperatife ulaştığı ve davacının üyeliğinin sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, üyeliğin sona erdiğinin kabul edilmesi gereken tarih itibariyle Mahkemenin, zamanından önce açıldığından bahisle davanın reddine yönelik gerekçesi yerinde değildir. Kaldı ki İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1531 Esas 2017/80 Karar sayılı kesinleşen ilamında da, davacının istifa iradesinin 30.09.2014 tarihi itibariyle kooperatife bildirildiği ve istifanın bu tarih itibariyle gerçekleştiği kabul edilmiş olup davalı kooperatif, hükmü bu yönüyle istinaf etmediğinden davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğu gözetildiğinde bu yönüyle de Mahkemenin ulaştığı kanaat neticesinde verdiği karar doğru değildir. Yapılan açıklamalar uyarınca her ne kadar davacının eldeki dava ile kooperatif ortaklıktan ayrılmış olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunmasada dava dilekçesindeki diğer taleplerinin değerlendirilip bu hususta bir karar verilmesi gerekir. Bu nedenle davacı, istinaf başvurusunda haklıdır.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/752 Esas, 2020/127 Karar ve 12/02/2020 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/06/2023