Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1809 E. 2020/2144 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1809 Esas
KARAR NO: 2020/2144
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2020
NUMARASI: 2019/30 Esas, 2020/127 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından 08.03.2013 tarihinde 12 bankanın kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduklarını, söz konusu 12 bankanın içinde davalı bankanın da bulunduğunu, müvekkilinin davalı bankadan 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihleri arasında kredi kullandığını ve kartel faizi sebebiyle zarara uğradığını belirterek davalının vermiş olduğu zararın üç katının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişitir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin temsilcisi olarak davayı açan kişinin dava tarihi itibari ile imza yetkisinin sona erdiğini, davacının taraf ve dava ehliyetinin bulunmadığını, davacının zararını açıkça ortaya koymadığını, Rekabet Kurulu kararının iptali istemiyle müvekkili banka tarafından açılan davanın karar düzeltme aşamasında olduğunu, kullanılan kredinin ticari kredi olduğunu, Rekabet Kurulu kararının ticari kredileri kapsamadığını, davacının tazminat istemine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, şirket adına dava açan …’in dava tarihi itibari ile görev süresinin sona erdiği, dava tarihi itibari ile şirketi temsile yetkili olmadığı, davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen usulüne uygun vekaletname ibraz edilmediğinden bahisle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava açılırken sunulan müvekkili şirkete ait vekaletnamenin usule uygun olduğunu, şirket yetkilisinin yetki süresi içerisinde vermiş olduğu bir vekaletname olup geçerli olduğunu, vekaletnamenin süreli olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 19.10.2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre; 05.08.2011 tarihli Ortaklar Kurulu kararına göre; 01.06.2011’de görev süresi sona eren şirket ortaklarından şirketi temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü …’in müdürlük görevine son verilerek 5 yıl süreyle şirket ortağı …’in şirket müdürü olarak atandığı, 03.05.2017 tarihli dava dilekçesini şirket adına …’in verdiği, … tarafından Bakırköy … Noterliğinin 31.10.2011 tarih, … yevmiye nolu vekaletnamesi ile yetkilendirilen Avukatın 13.06.2017 tarihinde vekaletnamesini mahkemeye ibraz ettiği, mahkemece 18/10/2019 tarihli celsede ” Davacı vekiline, dava tarihi itibariyle davacı şirketten (dava tarihindeki şirket yetkilisinin usulüne uygun şekilde verdiği) HMK’ya ve Avukatlık Kanunu’na uygun usulüne uygun vekaletnamesini dosyaya sunmak üzere HMK md. 114 ve md. 115 gereği 2 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede usule uygun vekaletname sunulmazsa bu vekaletnameyle yapılmış işlemlerin yapılmamış sayılacağı ve usulüne uygun olmayan vekaletname ile açılmış davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı) karar verildiği, ayrıca kesin sürede vekaletname sunulmazsa dosyanın bilirkişiden geri isteneceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı),” şeklinde ara kararı oluşturulduğu, ara karar gereğince davacı vekili tarafından 31.10.2019 tarihli dilekçe ile Bakırköy … Noterliğinin 31.10.2011 tarih, … yevmiye nolu vekaletnamesinin yeniden ibraz edildiği, mahkemece, davacı vekili tarafından ibraz edilen 12.10.2018 tarihli Sicil Gazetesine göre … tekrar davacı şirketin müdürü-yetkilisi olarak atanmış ise de, vekaletnamenin 31.10.2011 tarihli olduğu, dava açılış tarihi 03.05.2017 tarihi itibari ile görev süresi sona erdiği, davacı şirketin yetkilisi-kanuni temsilcisi olmadığı, dava tarihi itibari ile yetkili temsilciden alınan vekaletnamenin sunulması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, 05.08.2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 5 yıl süre ile şirket müdürü olarak atanan … tarafından 5 yıllık sürenin dolmasından sonra 03.05.2017 tarihinde açtığı davada, temsil ehliyetinin bulunup bulunmadığı, 31.10.2011 tarihinde verdiği vekaletname gereğince davacı vekilinin şirketi temsil edip edemeyeceği noktasında toplanmıştır. Şirket ortağı …’in müdürlük görev süresi 05.08.2016 tarihinde sona ermiştir. 05.10.2018 tarihine kadar şirketi temsil ve ilzamla ilgili her hangi bir karar almamıştır. Dava tarihi olan 03.05.2017 tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun limited Şirketlerle ilgili 623/1. Maddesi “Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.” hükmünü düzenlemiştir. …’in müdürlük görevi dava tarihi itibari ile sona ermiştir. Dava tarihinde davacı şirketi temsile yetkili bir müdürünün bulunup bulunmadığı, yani …’in müdürlük görevi sona erdikten sonra başka birisinin dava tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili müdür olarak seçilip seçilmediği, seçilmemiş ise davacı limited şirketin müdürünün seçilmediği bu dönemde ne şekilde temsil edileceğinin sözleşmede düzenlenen hükümlere göre değerlendirilmesi ve sözleşmeye göre …’e müdürlük görevinin devam edip etmediği belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, bu husus araştırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır. Dosyanın incelenmesinde, davanın, … tarafından şirket adına ve şirketi temsilen açıldığı ancak dava tarihi itibariyle …’in beş yıllık müdürlük görevinin sona erdiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi, … tarafından 31/10/2011 tarihinde avukata verilen vekaletnamenin, …’in müdürlük görevinin sona erdiğinden bahisle geçersiz olduğu gerekçesine dayalı olarak davanın reddine karar vermiştir. TBK’nun 502. Maddesinde “vekalet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekalete ilişkin hükümler niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu kanunda düzenlenmemiş olan iş görme sözleşmelerinde uygulanır. Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır” Aynı yasanın 512. Maddesinde “vekalet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür”. Aynı yasanın 513/1. Maddesinde “sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekalet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi yada iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişinin sona ermesinde de uygulanır” düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre vekalet bir sözleşme olup, vekil sözleşme ile kendisine yüklenen işin idaresini ve kendisine yüklenen hizmetin ifasını üstlenmektedir. Vekalet sözleşmesi kanunda düzenlenen sona erme hallerinden birinin varlığı halinde sona erer. Vekalet sözleşmesine özgü sona erme sebepleri TBK’nın 512 ve 513. Maddelerinde ayrıca düzenlenmiştir. Buna göre, vekalet sözleşmesine özgün sona erme halleri istifa, azil, vekilin veya müvekkilin ölümü, ehliyetsizlik, vekilin veya müvekkilin iflasıdır. Somut olayda, … tarafından verilen vekaletname süresizdir. Vekalet sözleşmesi, … tarafından müdürlük görevi kapsamında yapıldığı için aslında vekalet sözleşmesi davacı şirket ile avukat arasında yapılmıştır. …’in olayda ki sıfatı davacının temsilcisi olmasıdır. Davacı şirket ile avukat arasında ki vekalet sözleşmesinin hangi hallerde sona ereceği TBK’nın 512 ve 513. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddelerde belirtilen sona erme halleri vuku bulmamışsa vekalet sözleşmesi ilişkisi devam etmektedir. Davacı şirketi temsilen vekalet sözleşmesi imzalayan …’in müdürlük görevinin sona ermesi durumunda vekalet sözleşmesinin sona ereceğine dair yasada herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Dolayısıyla 03/10/2011 tarihli vekalet sözleşmesi davacı şirket ile avukat arasında halen devam etmektedir. Dava, … tarafından açıldıktan sonra, ilgili avukat vekaletnamesini ibraz ederek davayı takip ederek duruşmalara katıldığına göre davada temsil sıfatı sorunu kalmamıştır. İlk derece mahkemesince bu sebeplerle davaya devam edilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/30 Esas, 2020/127 Karar, 28/02/2020 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2020