Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1748 E. 2020/1736 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1748 Esas
KARAR NO: 2020/1736
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/09/2018
NUMARASI: 2016/743 Esas, 2018/958 Karar
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE BİRLEŞEN DAVA Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile; müflis şirketten 54.451,97 TL alacaklı olduklarını, alacağın masaya kaydını talep etmişlerse de, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle kayıt taleplerinin reddedildiğini, kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, 16/06/2016 tarihinde kararı öğrendiklerini, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek 54.451,97 TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesi ile; müflis şirketten toplam 84.310,00 TL alacaklı olduklarını, alacağın masaya kaydını talep etmişlerse de, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle kayıt taleplerinin reddedildiğini, kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, 16/06/2016 tarihinde kararı öğrendiklerini, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek 84.310,00 TL TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı iflas masası vekili cevabında; asıl ve birleşen davaların 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; asıl ve birleşen davacının kayıt kabul talebinde adres bildirip masraf verdiği, ancak çıkartılan tebligatın iade edildiği, İİK’nın 223/3 maddesi uyarınca “tebligata elverişli adres gösterme” şartı yerine getirilmediğinden dava açma süresinin ilandan başlaması gerektiği, asıl ve birleşen davaların Ticaret Sicil Gazetesindeki son ilan tarihi olan 25/02/2016 tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı ve birleşen davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kayıt taleplerine ekli vekaletnamede birden fazla vekil varken, sadece tek bir vekile ret kararının tebliğe çıkartıldığını, Tebligat Yasası ve mevzuatı uyarınca tebligat yapılamaması halinde tebliğ mercinin vekilin adresini araştırması, bulunamazsa asile tebligat yapması ve son çare olarak ilanen tebliğ yapması gerektiğini, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olup, hak kaybına neden olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Dairemizin 13/02/2020 tarihli geri çevirme kararı ile, birleşen dava yönünden de istinaf harç ve giderlerin ikmal edilmesi, ilana dair gazete nüshalarının getirtilmesi ve masraf avansı verilip verilmediğinin araştırılması istenmiş, mahkemece eksiklik giderilerek dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava ve birleşen dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan, en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Dosya kapsamından, müflis şirketin İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1418 Esas sayılı dosyasında 19.11.2011 tarihinde iflasına karar verildiği ve müflis şirketin tasfiye işlemlerinin yapıldığı, davacı ve birleşen davacı vekilinin müflis masasına 69 ve 70 kayıt numarası ile alacak kaydı yaptırdığı, iflas müdürlüğünce iki talebinde tamamen reddedildiği, alacaklılar tarafından tebliğ masrafı yatırıldığı, ancak aynı vekille temsil edilen davacı ve birleşen davacı vekiline, ret kararlarının tebliği için çıkartılan tebligatın, muhatabın adresten taşınması nedeniyle yapılamadığı, sıra cetvelinin 20/02/2016 tarihinde … Gazetesi’nde, 25/02/2016 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, alacakların masaya kayıt ve kabulü için 22/06/2016 tarihinde, eldeki dava ve birleşen davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve birleşen davacı vekili, ret kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, kararları 16/06/2016 tarihinde öğrendiklerini, iflas masasının Tebligat Mevzuatına aykırı hareket ederek tebliğ için diğer yollara başvurmadığını belirtmiştir. İİK’nın 223/3 fıkrası uyarınca iflas masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklıların, tebligatı kabule elverişli adres göstermek ve tebliğ giderini avans vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğini isteyebilecekleri öngörülmüştür. Anılan gerekliliği yerine getirmeyen alacaklılar için dava açma süresi ilandan itibaren başlar. Somut olayda, davacı ve birleşen davacı tebligat masrafı yatırmakla birlikte, tebliğe elverişli adres göstermediği ve masaya başvuruda bildirilen adrese çıkartılan tebligatın iade edildiği anlaşıldığından, 15 günlük dava açma süresi sıra cetvelinin ilan tarihinden itibaren başlar. Nitekim benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 23. HD’nin 2013/583 Esas, 2013/1067 Karar sayılı kararı da bu doğrultadır. Sıra cetvelinin en son 25/02/2016 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, dava ve birleşen davanın ise 22/06/2016 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, mahkemece hak düşürücü süre içinde açılmadığından, HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi yerindedir Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı ve birleşen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı ve birleşen davacı vekili tarafının istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı toplamı 232,10 TL harcın, Asıl Davada Davacısı … tarafından peşin yatırılan 165,70TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Birleşen Davada Davacısı … LTD. ŞTİ tarafından peşin yatırılan 203,00TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, asıl dava yönünden miktar itibarıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1a Maddesi gereğince miktar itibarıyla kesin, birleşen dava yönünden İİK’nun 164. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/09/2020