Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/173 E. 2020/466 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/173 Esas
KARAR NO: 2020/466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2016/250
ARA KARAR TARİHİ: 02/10/2019
DAVA: İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili 29/02/2016 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkilleri şirketlerin grup şirketler olduğunu, ödenmemiş sermayelerinin bulunmadığını, şirketlerin deri ve deri mamulleri işleme ve ihracatı faaliyeti alanında imalatçı olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, yurt içi ve yurt dışında öncü şirketlerden olduğunu, son zamanlarda Dünya deri piyasasında yaşanan olumsuzluklar neticesinde deri fiyatlarının düştüğünü, Avrupa ve Rusya piyasasında yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve devamında piyasalarda meydana gelen daralma ve olumsuzluklarla birlikte şirketlerin bazı alacaklarını tahsil edememesi sonucunda öz varlığının büyük kısmını yitirdiğini, şirketlerin finansal dengesinin bozulduğunu, yaşanan dar boğazın küçülme ile aşılmaya çalışılmış ise de gelinen noktada firmaların borca batık olduğunun anlaşıldığını, iddia ederek, müvekkili şirketlerin şimdilik İİK 179 ve TTK 324.maddeleri gereğince bir yıllık süre ile iflaslarının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 02/10/2019 tarihli ara karar ile müdahil … Bankası vekilinin ve müdahil … A.Ş. vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazları hakkında değerlendirme yapılarak emsal İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2018/1414 Esas, 2018/1224 Karar sayılı ilamında, ilk derece mahkemesince erteleme kararı verilmesi halinde bu kararla birlikte değerlendirilmesi gereken faizlerin teminatlandırılmasına ilişkin talebin henüz işin esası hakkında bir karar verilmeden hüküm altına alınmasının mümkün olmadığı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/17001 Esas ve 2014/6215 Karar sayılı kararında da benzer şekilde işaret edildiği, İİK’nın 179/b-2 maddesinin uygulanabilmesi için iflasın ertelenmesi kararının verilmesi gerektiği, dosyada henüz iflas erteleme kararının verilmediği, henüz hüküm verilmeden ilgili maddenin uygulanmasının mümkün olmadığının belirtildiği, müdahillerin ihtiyati tedbirlerin kaldırılması talebi ile ilgili olarak ise tedbirlerin 2016 yılında konulduğu, davacı şirketlerin borca batık olup olmadıklarının henüz tam olarak tespit edilemediği, bu durumda tedbirlerin kaldırılması halinde alacaklılar arasında eşitsizliğe neden olunacağı gibi tedbirlerin kaldırılması durumunda davacı şirketler açısından davanın hiçbir anlamı kalmayacağı gerekçesi ile faizlerin teminatlandırılması ve tedbirin kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ara karar Müdahiller … Bankası A.Ş vekili ve … A.Ş. vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Müdahil … Bankası A.Ş. vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili bankanın Trakya Ticari Şubesinden kredi kullanan davacı şirketin müvekkili ile kredi sözleşmelerini imzaladığını, taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, takibe konu taşınmazların tedbir kararları gereği satışa çıkarılamadığını, paraya çevrilemediğini, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK 390/3.maddesinde belirtildi üzere yaklaşık olarak ispat etme zorunda olunduğunu, yasal düzenlemenin emredici olduğunu, iflas ertelemesindeki amacın yalnızca davacının hangi koşul ve şartta olursa olsun ihtiyati tedbir çatısı altında korunması olmayıp, şartların mevcudu halinde koruma altına alınması olduğunu, alacaklıların haklarının zarar görmesine neden olacak şekilde verilen tedbir kararlarının kaldırılmasının mahkemeden talep edildiğini, ancak taleplerinin reddedildiğini, yaklaşık üç yıllık süreçte taşınmazların tedbirinin kalkması suretiyle ve cebri icra yolu ile devir alınması neticesinde davacı şirketin birçok alacaklısına ödeme yapılma imkanının olacağını, taşınmaz üzerinde bulunan tedbir kararı sebebi ile taşınmazın paraya çevrilmemesinin davacı şirkete faydasının olmadığını, diğer taraftan mahkemenin ipotekli taşınmazlar yönünden faiz alacaklarının teminatlandırılması taleplerininde reddedildiğini, alacaklarının tahsilinin tamamen engellendiğini, yasada ipotekli alacaklar açısından faizin teminatlandırılması halinde satışın engelleneceğinin açıkça hüküm altına alındığını, mahkemece iflasın ertelenmesi sonucu verilecek kararın hükümlerinin tedbir ile uygulanırken teminatlandırmaya ilişkin hükmün uygulanmamasının yasanın amacına aykırı olduğunu iddia ederek, mahkemenin 02/10/2019 tarihli iflas erteleme tedbir kararının kaldırılması ve faizlerin teminatlandırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahil … A.Ş. vekili istinaf nedenleri olarak; tedbirlerin 2016 yılında konulduğunu, mahkemenin ret gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, iflas erteleme müessesindeki amacın hangi koşul ve şartlar olursa olsun ihtiyati tedbir çatısı altında korunması olmadığını, mahkemenin ret kararı verdiğini, dosyada alınan raporlarda da görüleceği üzere davacının iflas erteleme müessesesini adeta alacaklıların alacaklarına kavuşmasını engellemek maksadıyla kötü bir şekilde kullandığını, haciz işlemine gidildiğinde iflas erteleme tedbiri olup haciz yapılamayacağının söylendiğini, muvazaalı olarak alacaklılardan mal kaçırıldığını, şirketin kötü niyetli davrandığını, borca batık olmayıp halen aktif halde çalışmalarını sürdürdüğünü, ihtiyati tedbir kararı alınarak da alacaklıların haklı alacaklarına kavuşmasını engelleyecek fırsat kapısı olarak kullanıldığını iddia ederek, tedbirin reddine ilişkin kararın ve tedbir kararının ivedilikle kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; İİK’nın 179.maddesi ve TTK’nın 377.maddesi gereğince açılan iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK ‘nun 179/ a bendinde, iflas ertelemesi İsteminde, mahkemece ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacacağı düzenlenmiştir. Kabul tarihi 15.07.2016 olan, 6728 sayılı “ Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” un 2. maddesi ile , İİK ‘nın 179/ a maddesinde de değişiklik yapılmış ve iflasın ertelenmesi yargılaması sırasında tedbir talebinin reddi veya bu talebin kabulü halinde aynı mahkemeye yapılacak itiraz üzerine verilecek kararlara karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddeleri uyarınca istinaf yoluna başvurulacağına dair fıkra ilave edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341. maddesinin 1. bendinde ise, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, yasal düzenleme kapsamında, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine oluşturulan ara kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olduğundan, istinaf incelemesi gerçekleştirilmiştir. Yukarıda ifade edildiği üzere, dava tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın 179/a maddesinde, erteleme yargılaması düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrasında, mahkemenin iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine, yönetim organının yerine geçmesi ya da yönetim organı kararlarının veya işlemlerinin bir kısmını ya da tamamını onaylaması ve ayrıca envanter işlemlerini başlatarak kontrolü altında yürütmesi için derhal görevinin gerektirdiği mesleki ve teknik yeterliliğe sahip yeterli sayıda kayyum atayacağı, üçüncü fıkrada ise, mahkemenin ayrıca şirketin veya kooperatifin mal varlığının korunması ve faaliyetlerinin yürütülmesi için gerekli olan tedbirlere alacağı, 179/b maddesinin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri saklı kalmak ve toplam iflasın ertelenmesi süresinden sayılmak kaydı ile 6183 sayılı amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere şirket veya kooperatif aleyhine takip yapılmasını yasaklayabileceği veya evvelce başlatılmış takipleri durdurabileceğine yer verilmiştir. Aynı yasanın 179/b maddesinin üst başlığı ise, erteleme kararı ve sonuçları olup, ikinci fıkrasında, erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehni ile temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibin başlatılabileceği veya başlamış olan takiplere devam edilebileceği, ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirlerinin alınamayacağı ve rehinli malın satışının gerçekleştirilemeyeceği, bu durumda erteleme süresince işleyecek olup, mevcut rehin ile karşılanamayacak faizlerin teminatlandırılmak zorunda olduğuna yer verilmiştir. İfade edilen 179/b maddesi yargılama aşamasında değil, erteleme kararı ile birlikte uygulanan bir maddedir. Somut olayda, mahkeme gerekçesinde dairemiz ve ilgili Yargıtay emsal kararına atıf yapılan ilamlarda da ifade edildiği üzere, henüz erteleme kararı verilmemiş olup, söz konusu hükmün uygulanması mümkün görülmemiştir. Çünkü, yasanın açık düzenlemesinde erteleme süresince işleyecek olup, mevcut rehinle karşılanamayacak faizlerin teminatlandırılmasının zorunda olduğu ifade edilmiştir. Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. Bu anlamda, müdahillerden … Bankası A.Ş. vekilinin buna dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan, iflas ertelemesi müessesindeki amaç, borçlu şirketin tasfiyesini sağlamak olmayıp, borca batık şirketin iyileştirilmesinin sağlanmasıdır. İflas erteleme yargılaması aşamasında borçlu şirkete ait mal varlıkları üzerine muhafaza amacı ile konulan ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılarak söz konusu mal varlıklarının satılması şirket mal varlığının tasfiyesi ile birlikte alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır. Şirketin, yasada düzenlenen anlamda ve özellikle talebin niteliğine göre verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarından yararlanmasının engellenmesi usul ve yasaya uygun olmayacaktır. Açıklanan tüm nedenler ve özellikle iflas erteleme müessesesinin hukuki niteliği ve özellikleri nedeniyle, müdahil vekillerinin ihtiyati tedbir kararına itirazı sonucunda verilen ret kararına dair istinaf başvurularının yerinde olmadığı kanaatine varılarak reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Asli müdahiller … Bankası A.Ş. ve … A.Ş. vekilinin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/250 Esas sayılı derdest dava dosyasında, 02/10/2019 tarihli ara karara ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurularının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan müdahil … Bankası A.Ş.’nin ve müdahil … A.Ş. tarafından ayrı ayrı peşin olarak yatırılmış olan 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın ayrı ayrı müdahillerden tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği gereği, vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Asli müdahiller tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi ve aynı yasanın 394/5.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/02/2020