Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/165 E. 2023/1028 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/165 Esas
KARAR NO: 2023/1028
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2018
NUMARASI: 2015/778 Esas, 2018/1098 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kooperatife … ortak numarası ile kaydolduğunu, ortaklığının halen devam ettiğini, davalının adına tahsis yapılmış olan meskeninin tapusunu ferdileşme yöntemiyle aldığını, davalının yaptığı itirazda tapuyu aldığını ikrar ettiğini, davalının almış olduğu daireyi 3. bir şahsa sattığını, ancak davalının müvekkili kooperatife karşı sorumluluğunun devam ettiğini, alınan karar gereği ödenmesi gereken bedelin davalı tarafa ihtar edildiğini, davalının bu borcu ödemediğini, bunun üzerine icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ortaklıktan ayrıldığını, davaya konu bedelin satış işleminden sonra doğduğu için müvekkili ile bir ilgisinin bulunmadığını, kooperatifin her yönüyle tamamlandığını, talep olunan bedelin bina için olmadığını, temizlik, kapıcı vs. Giderleri için olduğunu, bu hizmetlerden ise müvekkilinin faydalanmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek; davanın usul ve esas yönleriyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; müteveffa davalının dönemin kooperatif yönetim kurulu başkanına verdiği İstanbul … Noterliği’nin 16.04.2008 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile taşınmazı devrettiği ve bu surette kooperatif üyeliğinin de sona erdiğini savunmuş ise de taşınmazın devredilmesinin kooperatif üyeliğinin de kendiliğinden devredildiği sonucunu doğurmadığı, müteveffa davalının kooperatif üyeliğinin son bulduğuna ilişkin bir delil sunmadığı, dolayısıyla müteveffanın, kooperatif üyeliğinin devam ettiği ve kooperatif üyeliğinden kaynaklanan borçlardan sorumlu olduğu, bilirkişi tarafından kooperatif üyeliğinden kaynaklanan asıl borcun 8.000,00-TL ve 1.725,10-TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu, takip talebinde istenen fazlaya ilişkin bedellerin kat mülkiyetinden kaynaklandığı, istenebilecek faiz miktarının %18 olduğu yönünde görüş bildirildiği, bilirkişice hesaplanan bedelin hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu ve bu suretle hükme esas alındığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne alacak yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresinde davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin mirasbırakanı müteveffa …’ın kooperatifteki dairesini uzun yıllar önce kooperatifin o zamanki başkanı …’e vekalet vermek suretiyle kooperatife devrettiğini ve kooperatiften çıktığını, …’in de gayrimenkulü dilediği bir başka üçüncü şahsa sattığını, burada verilen vekaletnamenin kooperatif üyeliğinin devri zımnında kooperatif başkanına verilen bir yetki olduğunu, kooperatif başkanının da bu yetkiyi kullandığını, bu sebeple müvekkillerinin dava konusu kullanım giderleri ile sorumlu tutulmaması gerektiğini, kooperatifin tapu kayıtları uyarınca; 08.11.2007 tarihinde ferdileşme işlemi yapıldığı ve müvekkillerinin mirasbırakanı … adına vekaleten hareketle, davacı kooperatifin o dönemdeki başkanı olan … verilen vekalet ile ve bu şahıs tarafından gayrimenkulün satıldığını, bu satışın, davacı kooperatifin başkanı ile kooperatif üyeliğinin devrolunması amacıyla yapıldığını, gayrimenkulün hangi tarihte, kim tarafından, hangi vekaletnameye istinaden satışının yapılmış olduğu hususlarının araştırılması talep olunduğunu, ancak buna ilişkin delillerinin toplanmadığını, kooperatif binalarının 2007 yılı sonu itibarıyla tümüyle tamamlandığını ve mesken olarak kullanılmaya başlanıldığını, kooperatifin mesken olarak kullanılmasından sonraki genel giderlerin, kooperatifteki dava konusu gayrimenkulü kullanan kullanıcıya ait olması gerektiğini, kooperatifi satın alan üçüncü şahıslardan; genel giderlere ilişkin kooperatife bir ödeme yapıp yapmadıklarının ve yapıyorlar ise, ne kadar ödeme yaptıklarının sorulmasının gerektiğini ve bilirkişiler tarafından kooperatif kayıtlarının bu yönde incelenmesi gerektiğini, bu hususun mükerrer tahsilat durumunun olup olmadığının tespiti bakımından önem taşıdığını, bu hususlarda eski kooperatif başkanı olan …’in tanık olarak dinlenilmesini talep etmelerine ve … isimli şahsın isim, soyad ve adresi Mahkemeye bildirilmesine karşın Yerel Mahkemece bu taleplerinin kabul edilmediğini, Mahkemece tayin olunan bilirkişinin bu bedellerin sadece ne adla toplandıklarını incelediğini nerelere harcama yapıldığını incelemediğini, kat maliklerinden de aynı giderler alınmış ve mükerrer tahsilat yapılmış olmasına karşın bütün bu hususların araştırılmadan eksik araştırma ile delilleri tam anlamı ile toplanmadan karar verilmiş olmasının da istinaf sebebi teşkil ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalı yanın kooperatif ortaklığını sona erdirecek bir girişimde bulunduklarına dair hiçbir belge sunmadıklarını, davalı yanın gerek yargılama aşamasındaki ve gerekse işbu istinaf başvuru dilekçesindeki savunmalarının hiçbir maddi delile dayanmadığını ve soyut bir savunmadan öteye gitmediğini belirterek davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatif genel gider ve ortaklık taahhütleri alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamında, davacı kooperatifin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyalı ise davalıların murisi … aleyhine kooperatif genel kurul kararları gereği genel gider ve ortaklık taahhütleri alacağının tahsili amacıyla 10.500,00-TL asıl alacak, 4.818,93-TL geçmiş faiz, 2.712,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.031,43-TL’nin tahsili için takip başlattığı, dosyanın yetkisizlik ile Küçükçekmece… İcra Müdürlüğü ‘ne gönderilerek … E sayılı numarasını aldığı, bu icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin borçluya 02/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 08.05.2013 tarihli dilekçesi ile yasal süresinde takibe, borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, davalının itiraz dilekçesinin alacaklı kooperatife 12/06/2013 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı tarafından yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde 12/06/2014 tarihinde itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.000,00TL asıl alacak ve 1.725,10 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 9.725,10 TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %18 oranında faiz işletilmesine karar verilmiş, davalılar vekili hükmü istinaf etmiştir.İstinafa konu edilen uyuşmazlık; davalıların murisi …’ın kooperatif üyesi olup olmadığı, davacı kooperatifin icra takibine konu genel gider ve ortaklık taahhütleri alacağı talepleri yönünden davalıların sorumluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır. Davalı vekili müvekkillerinin mirasbırakanı müteveffa …’ın kooperatifteki dairesini uzun yıllar önce kooperatifin o zamanki başkanı …’e vekalet vermek suretiyle kooperatife devrettiğini ve kooperatiften çıktığını, …’in de gayrimenkulü dilediği bir başka üçüncü şahsa sattığını, burada verilen vekaletnamenin kooperatif üyeliğinin devri zımnında kooperatif başkanına verilen bir yetki olduğunu, kooperatif başkanının da bu yetkiyi kullandığını, bu sebeple müvekkillerinin dava konusu kullanım giderleri ile sorumlu tutulmaması gerektiğini istinaf dilekçesinde ileri sürmüştür. Bu nedenle öncelikle davalıların murisi …’ın kooperatifin o zamanki başkanı …’e vekalet vermek suretiyle taşınmazını kooperatife devrettiğini ve kooperatiften çıktığını, burada verilen vekaletnamenin kooperatif üyeliğinin devri zımnında kooperatif başkanına verilen bir yetki olduğu yönündeki iddiası üzerinde durularak davalının taşınmazın satışı neticesinde kooperatif ortaklığının devam edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 10. maddesinde; her ortağın kooperatiften çıkma hakkının olduğu, yasanın 14/3.fıkrasında ortaklığın devredilebileceği, yönetim kurulunun ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde bu kişiyi ortaklığa kabul edeceği düzenlenmiştir. Konut yapı kooperatifleri ana sözleşmesinin 13. maddesinde her ortağın, hesap senesi sonunda en az bir ay önce yönetim kuruluna yazı ile başvurmak sureti ile ortaklıktan çıkabileceği, 17. maddesinde ise; ortaklığın yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10. maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredebileceği, yönetim kurulunun bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamayacağı, devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülüklerinin yeni ortağa geçeceği belirtilmiştir. Ortağın çıkma iradesini açıklaması ile çıkma gerçekleşir, ayrıca kooperatifin bunu kabul etmesine veya onaylamasına gerek yoktur. Çıkma bildiriminin yönetim kuruluna yapılması, çıkmanın koşulu değil, ispat vasıtasıdır. Somut davada, davalılar, murisin o tarihteki kooperatif başkanına kooperatif üyeliğinden çıkmak istediğini beyan ettiğini ve vekalet vermek suretiyle kooperatif üyeliğini devrettiğini ve Kooperatif üyeliğinden çıktığını ileri sürmüşse de, ana sözleşmenin 13. maddesi uyarınca yazılı olarak ortaklıktan çıkma isteği ile yönetim kuruluna başvurulmuş değildir. Yine Kapaklı Tapu Müdürlüğü cevabi yazı ekinde mevcut İstanbul … Noterliği’nin 16.04.2008 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde genel vekâletnamede murisin …’e taşınmazın satışı, ipotek tesisi ve fekki ile Satış Vaadi Sözleşmesi yapma yetkilerini de içerecek şekilde yetki verdiği, kooperatif üyeliğinin devri ile ilgili yetki verilmediği görülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 17/02/2003 tarih 2002/9163 Esas, 2003/1171 Karar sayılı ilamında kısaca; Yapı Kooperatiflerinde, kooperatif tarafından yaptırılan ve müstakil tapu ile ortağı adına tescil edilen taşınmazın ortak tarafından üçüncü kişilere satışı halinde ortaklık payınında satın alana geçmeyeceği, payın ayrıca devredilmesi gerektiği, ortaklık payının devredilmedikçe kooperatif karşısında taşınmazı satan ortağın, ortaklık sıfatı ve sorumluluğunun devam edeceği ifade edilmiştir. Belirtilen nedenlerle, davalıların murisinin taşınmazını devretmesinin ortaklığın da devri anlamına gelmediği, davalının ortaklığının devrine ilişkin kooperatife başvuruda bulunulduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığından davalıların murisinin kooperatif ortağı olduğunun kabulü gerekmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde diğer bir istinaf nedeni olarak, gayrimenkulün hangi tarihte, kim tarafından, hangi vekaletnameye istinaden satışının yapılmış olduğu hususlarının araştırılması talep olunmuş ise de buna ilişkin delillerinin toplanmadığını ileri sürmüştür.Dosya kapsamında bulunan Kapaklı Tapu Müdürlüğü’nün 30/11/2015 tarihli cevabi yazısında taşınmazın takyidatlı tapu kaydının ekte gönderildiği, yine Kapaklı tapu Müdürlüğü’nün 23/06/2016 tarihli cevabi yazında taşınmazın satışına ilişkin resmi senet ve vekaletnamenin bir örneğinin ekte gönderildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin gayrimenkulün hangi tarihte, kim tarafından, hangi vekaletnameye istinaden satışının yapılmış olduğu hususlarının araştırılmasının talep edilmesine rağmen buna ilişkin delillerinin toplanmadığına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kooperatif binalarının 2007 yılı sonu itibarıyla tümüyle tamamlandığını ve mesken olarak kullanılmaya başlanıldığını, kooperatifin mesken olarak kullanılmasından sonraki genel giderlerin ise, kooperatifteki dava konusu gayrimenkulü kullanan kullanıcıya ait olması gerektiğini, kooperatifi satın alan üçüncü şahıslardan; genel giderlere ilişkin kooperatife bir ödeme yapıp yapmadıklarının ve yapıyorlar ise, ne kadar ödeme yaptıklarının sorulmasının gerektiğini ve bilirkişiler tarafından kooperatif kayıtlarının bu yönde incelenmesi gerektiğini, bu hususun mükerrer tahsilat durumunun olup olmadığının tespiti bakımından önem taşıdığını, bu hususlarda eski kooperatif başkanı olan … tanık olarak dinlenilmesini talep etmelerine ve … isimli şahsın isim, soyad ve adresi Mahkemeye bildirilmesine karşın Yerel Mahkemece bu taleplerinin kabul edilmediğini diğer bir istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Kooperatiflerin, kendi ortaklarının ekonomik yararlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet sureti ile koruyacakları 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 1.maddesinde belirlenmiştir. Yapı kooperatiflerinde ise, ana sözleşmelerine konulan madde ile kooperatifin amacının, ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılanması olacağı hususu belirtilmiştir. Bu amaçlarının gerçekleşmesi doğrultusunda kooperatif ana sözleşmesinin 21,23/6 ve 61.maddesi gereğince konutun ve işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir.Ortaklardan tahsil edilecek miktar, zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve temlik edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. (1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 42. maddesi, Anasözleşme 23/6 ). Genel kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel kurul kararlarının iptali 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53.maddesinde düzenlenmiştir. Genel kurul kararı iptal edilmedikçe taraflar yönünden bağlayıcı olacaktır. Bu kapsamda davalıların murisi …’ın kooperatif ortağı olduğu sürece kooperatif tüzel kişiliği sona erene kadar kooperatifin yönetim giderleri dahil imalat veya imalatlardan kaynaklanan borç, faiz ve ferilerden sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, takibe konu alacaklardan 634 sayılı Kanun gereği kat maliklerinin yapması gereken genel giderler kapsamında yapılan/ yapılacak harcamalara ilişkin miktarlar düşülmesi ve düşülmemesi halinde alternatif değerlendirme yapılarak iki farklı hesaplama yapıldığı ve Mahkemece 634 sayılı Kanun gereği kat maliklerinin yapması gereken genel giderler kapsamında yapılan/ yapılacak harcamalara ilişkin miktarlar düşülerek yapılan hesaplamaya itibar edilerek 8.000,00-TL asıl alacak, 1.725,10-TL gecikme faizi olmak üzere toplam 9.725,10-TL üzerinden takibin devamına karar verildiği, bu haliyle mükerrer tahsilat durumunun söz konusu olamayacağı anlaşılmıştır. HMK 200 vd gereğince dava değeri ve çıkma isteğinin yazılı olarak yapılmasının çıkmanın ispat vasıtası olduğu anlaşılmakla, bu hususlarda tanık dinlenmesi de mümkün değildir. Davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak; davalıların murisinin ortaklığının devrine ilişkin kooperatife başvuruda bulunulduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığından kooperatif ortağı olduğu ve Genel Kurul kararları gereğince talep edilen genel gider ve ortaklık taahhütlerinden kaynaklanan borçtan sorumlu olduğu, kooperatif kayıt ve belgeleri ile dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre kooperatifin 8.000,00TL asıl alacak ve 1.725,10 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 9.725,10 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, Mahkemece de bu miktar yönünden davalının takibe itirazının iptaline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenler ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/778 Esas, 2018/1098 Karar sayılı ve 26/10/2018 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalılar tarafından peşin olarak yatırılan 356,37 TL harçtan mahsubu ile bakiye 86,52 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.12/10/2023