Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1642 E. 2020/1811 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1642 Esas
KARAR NO: 2020/1811
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 16/03/2020
NUMARASI: 2019/588 Esas
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 30.10.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, 3996 sayılı Bazı Yatırım Hizmetleri Yap -İşlet – Devlet Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim ve Kuzey Çevre Otoyolunun İşletme hakkı sahibi, davalının ise, İşletme hakkı müvekkili şirkete ait köprü ve otoyollarını ticari iş yapmak amacıyla kullanmış olan kişi olduğunu, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkındaki Kanunun 30. maddesinin 5. fıkrası gereğince geçiş ücreti ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceğini, 7. fıkrası gereğince, geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrada belirtilen cezaların uygulanmayacağını, davalının 13.10.2016 tarihi ile 10.01.2018 tarihleri arasında 161 kez geçiş ücreti ödemeksizin köprü ve / veya otoyollardan ihlalli geçiş yaptığını, bedeli ödenmeden yapılan geçiş ücretlerinin 15 günlük sürede de ödenmediği için davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ,itirazlarını kabul etmediklerini haksız olduğunu, itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, haricen yapılan kontrol esnasında görüldüğünü iddia ederek, İtirazın iptali ile takibin devamına ve alacak üzerinden %20 oranında İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin adresinin Esenyurt olup davanın açılması gereken yerin Bakırköy olduğunu, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde ki iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve K.Ç Otoyolunu kullanırken ücret ödemeden geçiş yapmadığını, şirket tarafından bilinçli ve kasıtlı olarak her firmaya yapıldığı gibi müvekkilinin HGS kartlarında geçiş ücretlerinden fazla bakiyenin olmasına rağmen kasıtlı olarak çekim yapılmadığını, hesaplarda dava konusu tarihlerde geçiş ücretlerini karşılayacak kadar meblağın mevcut olup olmadığının sorulması gerektiğini, dava konusu yapılan, cezai işlem uygulanan geçişlerin 2017 yılının Kasım ayına kadar olan geçişler olduğunu, davacı firma ile ödeme hususunda iletişime geçen müvekkiline ,geçişlerin görünmediği, bu sebeple ödeme yapmasının söz konusu olamayacağının söylendiğini savunarak, davanın usul ve esastan reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, 12.03.2020 tarihli davalının cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesi ile davalının yetki İtirazının kötü niyetli olduğunu, ihlalli geçişler sonucu ortaya çıkan borcun para borcu olduğunu, TBK 89. maddede açıkça belirtildiği üzere para borçlarının alacaklının ödeme zamanında ki yerleşim yerinde ifa edileceğini, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu beyanlarını kabul etmediklerini belirterek, davalı üzerine kayıtlı menkul, gayrimenkul ve araçlar ile banka hesapları üzerine İİK m.257.gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 16.03 2020 tarihli ara kararla, dava konusu alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı hususlarının yargılama aşamasında ve tahkikat işlemleri sonucu belirlenebileceği, bu aşamada davacı vekilince sunulan deliller kapsamında İİK 257. madde de sayılan bu hususların yaklaşık ispat olunduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ara karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, kararın hukuki dayanağının olmadığını, ara kararın kaldırılması ve İhtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini, geçiş ücretinin 6001 sayılı Kanunun 30. maddesi gereğince herhangi bir bildirim, ihtar veya tebligata gerek kalmaksızın muaccel hale geldiğini, borcun kaynağının 6001 sayılı kanun olduğunu, kanunu bilmemenin mazeret olmadığını, ihtiyati haciz kararı verilmesini haklı gösterir sebepler ve şartların mevcut olduğunu, davalıya ait araçlar tarafından ihlalli geçişlerin yapıldığı anlara İlişkin fotoğrafların CD formatında mahkemeye sunulduğunu, görüntüler ve ihlalli geçiş listesi karşılaştırıldığında dava konusu alacağın var olduğu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı sağlandığının ortaya konulduğunu, davaya konu alacağın, rehinle teminat altına alınmamış ve vadesi gelmiş bir alacak olduğunu, öte yandan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulunda konunda öngörülmediğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinin yeterli olacağını, alacağın varlığının tam ve kesin olarak ispat edilmesinin aranmadığının vurgulandığını belirterek, 16.03.2020 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, İİK 258.maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması istemidir. 2004 sayılı İİK’nın 258/sonuncu fıkrasında ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Davacı iş bu yasal düzenleme kapsamında, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Somut olay bu anlamda değerlendirildiğinde, dava dilekçesine ekli, araç plakalarına dair ihlalli geçiş listesi, ihlalli geçiş olduğu iddiasına ilişkin görüntüleri içeren CD örneğinin dosya içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, toplam 69.551,55 TL tutarlı ihlalli geçiş ve para cezası tutarının tahsili amacı ile davalı hakkında 05.04.2018 tarihli ilamsız icra takibi başlatmıştır. Davalı, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Davacı vekili ise, harca esas dava değeri 31.614,34 TL miktar için iş bu İtirazın iptali davasını açtığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “ Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek dellilerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK ‘daki diğer şartlar mevcutsa İhtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Diğer yandan,İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “ alacağın yargılamayı gerektirmesi “ şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. İhtiyati hacizde teminat, İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun veya üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK 96’ cı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak, alacağın bir ilama müstenid ise teminatın aranmayacağı ,ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkemenin teminata lüzum olup olmadığını takdir edeceğine yer verilmiştir. Somut talepte, yukarıda ifade edildiği üzere, geçiş listesi, araç plakaları, görüntüleri içeren CD kayıtları değerlendirildiğinde, İİK 258. maddede yer verilen, kanaat getiren dellilerin gösterilmiş olduğunun kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken ,talebin yasada yer almayan gerekçe ile reddedilmiş olması isabetli görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın, yasada ifade edilen kanaat getiren dellileri ibraz ettiği kabul edilerek, İİK 257 vd maddeleri gereğince teminat mukabili İhtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddi ve red gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ancak, söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceğinden karar düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin teminatsız İhtiyati haciz talebi somut olaya uygun düşmediğinden, istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1- Davacının, istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kısmen KABULÜNE, 2- İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/588 Esas sayılı dosyasında verilen 16.03.2020 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-a) Davacının İhtiyati haciz talebinin , İcra ve Kanunun 257/1. fıkrasına uygun görüldüğünden KABULÜNE, b) İcra ve Kanunun 259. maddesi uyarınca, İhtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın %15 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda borçlunun, menkul, gayrimenkul Ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının borç tutarı ( 31.614,34 TL harca esas dava değeri ) ile sınırlı olmak kaydıyla İcra ve İflas Kanunun 257. maddesi gereğince ihtiyaten haczine, c) İhtiyati haciz kararının teminatın ibrazından sonra İcra ve İflas Kanunun 261. maddesi gereğince yetkili İcra dairesince infazına, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 29.10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5 İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek esasa dair kararda değerlendirilmesine, 7- Dosyanın gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine , Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f bendi ve İİK’nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/10/2020