Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1530 E. 2023/1398 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1530 Esas
KARAR NO: 2023/1398
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI: 2019/458 Esas, 2020/59 Karar
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.Davacılar vekili dava dilekçesi ile, vekiledenlerinin davalı … Konut Yapı Kooperatifinin üyesi ve eski yöneticileri olduğunu, davalı kooperatifin Olağan Genel Kurul toplantısının 16.06.2019 tarihinde yapıldığını, davalı kooperatifin 1163 sayılı kanunun ve anasözleşme ile mevzuatın emredici hükümlerine aykırı davrandığını, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 11.06.2008 tarihli tebliğine uygun 2018 yılı faaliyet raporunun ortakların bilgisine sunulmadığını, Genel Kurul kararının alındığı tarihte, elinde somut bir rapor bulunmadan gündeme madde koyarak afaki şekilde işlem yapılmasına neden olunduğunu, denetim kurulu tarafından hazırlanacak raporun, yönetim kurulunun isteği doğrultusunda hazırlanmasına sebebiyet verildiğini, yapılacak denetimin Genel Kurul tarafından seçilen hesap tetkik komisyonu kurulmadan yönetim kurulu eliyle yaptırılmasının usule aykırı olduğunu beyanla davalı kooperatif yönetim kurulunun öncelikle 16.06.2019 tarihli genel kurul gündeminin 12. maddesinin ve ona bağlı alınan kararın ve usulüne uygun toplanmayan genel kurulun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kooperatifler Kanunu m.53 kapsamında genel kurul kararlarının iptali ile ilgili dava açılması için öncelikle iptali istenen genel kurul kararlarının, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğunun iddia ve ispat edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde, genel kurul kararlarının kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı alındığına yönelik somut herhangi delil ve eylem ortaya konulamadığını, genel kurul kararlarının iptali ile ilgili dava açmanın ön koşullarından birinin, genel kurula iştirak edenlerin alınan kararlara muhalif kaldığını belirten muhalefet şerhlerini genel kurul tutanağına yazdırmaları, diğerinin ise bir ay içinde genel kurul kararlarına karşı iptal davasının açılması, bir değer koşulunda alınan kararlara red oyu verilmesi olduğunu, her ne kadar davacılar genel kurul gündeminin 12.maddesinde yer bulan ve 12. madde kapsamında genel kurulda oya sunulan mali denetim raporuyla ilgili önceden hazırladıkları bir itirazı muhalefet şerh olarak değerlendirmekte iseler de, şerhin genel kurulca alınacak karara ilişkin olması gerektiğini, başka bir ifade ile bu konu ile ilgili genel kurulca nasıl bir karar alınacağı bilinmeden, tahmin üzerine ve ön şartlı olarak hazırlanması nedeniyle usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunmadığını, davacıların 12.madde ile ilgili itirazları bir muhalefet şerhi olmayıp genel kurula sunulan rapora ilişkin bir itiraz oldugunu, Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve Kooperatif Ana Sözleşmesinin 38.maddesinde ifadesini bulan dava açma koşulları yerine getirilmediğinden, davacı üyelerin dava açma hakkı bulunmadığını beyanla, öncelikle davanın muhalefet şerhi olmadan açıması sebebi ile dava şartı yokluğundan davanın reddine, esasa girilmesi durumunda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davacıların toplantıda dava konusu ettikleri 12. maddeye ilişkin açık muhalefetleri olmadığı, toplantı öncesi hazırlanan dilekçelerin genel kurul toplantısında sunulduğu ve beyanlarınnın rapor içeriğine itiraz mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. 16/06/2019 tarihli Genel Kurul usulüne uygun olarak toplanmış olup, Genel Kurullarda belirli hususlarda yönetim kuruluna yetki verilmesi usul ve yasaya uygundur. Henüz eski yöneticiler hakkında dava açılmasına karar verilmediği, ancak bu konuda gerekli araştırma yapılması ve gerektiğinde dava açılması için yönetim kuruluna sadece yetki verildiği, davacıların muhalefetlerinin bu nedenle sadece itiraz /savunma mahiyetinde olduğu, kararın içeriği, alınma koşullarında yasaya ve ana sözleşmeye aykırılık bulunmadığı, eski yönetim kurulu üyesi olan davacılar aleyhine sorumluluk ve tazminat davası açılmasına karar verilmesi halinde ve dava açıldığında ancak yapacakları itirazlar olup, dava açılmasını önler mahiyette işbu ön dava açılma koşullarının bulunmadığı, Ayrıca, 1163 sayılı yasanın 24. maddesine göre, bilanço ve gelir gider hesapları 15 gün önceden kooperatif merkezinde ortakların incelemesine hazır tutulacağı ve talep eden ortaklara bunların bir suretinin verileceği hükmüne uygun hareket edildiği, bu sebeple genel kurulun usulüne uygun yapılmadığı hususundaki iddianın da yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, 1163 Sayılı K.K’nun 24.maddesi gereği, bilanço ve gider hesaplarının on beş gün önceden kooperatif merkezinde ilan edilip asılmadığı gibi 2018 yılı faaliyet raporunun davacı ortaklara tebliğ edilmediğini, henüz müvekkili eski yöneticiler hakkında işlem yapılmamış ise de işlem yapılacağının kesin ve açık olduğunu, mahkemenin ret kararının gerekçesinin yerinde olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davalı kooperatifin 16/06/2019 tarihli genel kurulunda alınan 12 numaralı maddesinin iptali istemine ilişkindir. Davalı kooperatifin, Genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, Genel kurul gündeminin 12.maddesi “…Kooperatifin 11.06.2017 ve 03.06.2018 tarihli genel kurullarında alınan kararlar gereğince, kooperatifin hesap ve işlemleri ile ilgili olarak DENETİM FİRMASINCA düzenlenen denetim raporu hakkında bilgi verilmesi ve bu kapsamda bilgi verilmesi ve bu kapsamda gerekli kararların alınması…” şeklinde olduğu, yapılan görüşmeler sonrasında “Madde 12-Kooperatifin 11/06/2017 ve 03/06/2018 tarihli genel kurullarında alınan kararlar gereğince kooperatifin hesap ve işlemleri ile ilgili olarak denetim firmasınca düzenlenen denetim raporu hakkında bilgi verilmesi ve bu kapsamda gerekli kararların alınması maddesinde yönetim kurulu başkanı … “Genel kurul kararları doğrultusunda kooperatifin hesap ve işlemlerinin bağımsız denetim firmasına bir önceki yönetim tarafından sözleşme yapılarak incelettirildiğini ve bu konuda kapsamlı bir rapor alındığını, ancak raporun genel kurula sunulması için yine aynı firmaya raporun özetinin çıkarttırılarak hazırlattırıldığını. Alınan bu raporda adı ve görev süreleri yazılı eski yönetim kurulu üyelerinin uygulamasından dolayı kooperatife toplam 11.305.718,31 TL (onbirmilyonüçyüzbeşbinyediyüzonsekiz TL otuzbir kr) zarar verildiği hususunun raporda yer aldığını” ifade etti. Kooperatifler mevzuatına göre yönetim kurulunun kooperatife verdiği zararların tazmini için genel kurulca karar alınması gerektiğinden bu hususun genel kurulda gündem maddesi yapıldığını, Sorumluluk ve tazminat davası açılıp açılmaması hususunun genel kurulun takdirinde olduğunu. Genel kurulun alacağı karar doğrultusunda yönetim kurulunun uygulama yapacağını belirtti. Bu kapsamda rapor okunduğunda görüleceği üzere; tespit edilen zararların hak düşürücü süre, zaman aşımı ve benzeri hukuki Ççerçeve içerisinde somut olarak değerlendirilmesinden sonra hangi zarar kalemlerinin dava konusu olabileceği ile ilgili yapılacak hukuki tespit ve alınacak hukuki mütalalar sonucunda sorumluluk ve tazminat davası açılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesinin daha uygun olacağını ifade etti. Yapılan görüşmelerden sonra, raporda tespit edilen ve zarar olduğu belirtilen konular kapsamında yapılacak hukuki tespit ve alınacak hukuki mütalalar sonucunda tespit edilen miktar doğrultusunda ilgililer hakkında sorumluluk ve tazminat davası açılması konusunda yönetim kuruluna oybirliğiyle yetki verildi. Görüşmelerden sonra yapılan oylamada mali denetim sonucunda ki yönetime gerekli gördüğü takdirde ve gerekli kişiler hakkında dava açıp açmama kararı 3 red oyuna karşılık 110 oy ile oyçokluğuyla kabul edilmiştir.” şeklinde tutanakta yer almış ve oy çokluğu ile kabul edilmiş olduğu görülmüştür. Öncelikle davacılar tarafından açılan davanın dinlenebilmesi için, davanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde açılıp açılmadığının tespiti gerekir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. “…Bu madde (1163 sayılı Kanununun 53. maddesi) metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açabilecek pay sahipleri ve diğer kişilerin muhalefet ettikleri kararlara karşı muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmeleri yeterli olup, ayrıca birde muhalefet gerekçelerini yazdırmaları veya ayrı bir muhalefet şerhi içeren dilekçe vermeleri gibi bir zorunluluk aranmamaktadır. Kaldı ki, böyle bir şartın aranması hak arama özgürlüğünü zorlaştıracağında kuşku bulunmamaktadır…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/23-121 Esas 2013/1674 Karar sayılı ilamı). Buna göre muhalefet şerhinin mutlaka gerekçeli olması şart olmayıp, muhalefet iradesinin tutanaktan anlaşılması yeterlidir. Genel kurul tutanağında, davacıların 12.maddeye ilişkin muhalefet şerhlerinin bulunduğuna dair bir kaydın olmadığı gibi davacı dilekçesinde sunulan ve 12.maddede görüşülen bilirkişi raporuna itirazları içerdiği anlaşılan ve altındaki muhalefet şerhini havi dilekçenin toplantı ve 12.maddenin görüşülmesi sırasında muhalefet şerhi niteliğinde verildiğinin tutanakta ifade edilmediği, dolayısıyla genel kurul toplantısı sırasında muhalefet şerhi koyduklarına dair genel kurul tutanağında bir kaydın yer almadığı, davacıların istinaf dilekçesinde de, istinaf sebebi olarak açıkça 12.maddenin görüşülmesi ve oylanması sırasında muhalefet şerhi koyduklarına ilişkin bir beyan ve istinaf sebebinin yer almadığı gözetildiğinde, dava şartı niteliğinde olan, toplantıda bulunan ortakların ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirmelerine ilişkin şart davada gerçekleşmemiş bulunduğundan bu gerekçeler hususunda mahkemece davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/458 Esas, 2020/59 Karar 06/02/2020 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/12/2023