Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1329 E. 2020/2035 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1329 Esas
KARAR NO : 2020/2035
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2020
NUMARASI : 2019/370 Esas, 2020/35 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili nezdinde Bileşik Ürün Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı …Tic. Ltd.Şti.’nin kiracı olarak faaliyet gösterdiği ve güvenliğinin … Tic. A.Ş. ve onun güvenlik sözleşmesi yaptığı … Ltd. Şti.’nin çalıştırdığı güvenlik elemanları tarafından sağlanan işyerinde, 27.01.2018 tarihinde, kimliği belirsiz şahıs veya şahıslar tarafından hırsızlık yapıldığını, 03.05.2018 tarihinde sigortalıya 187.380,18 USD sigorta tazminatı ödediğini, hırsızlığın …. güvenliğinden sorumlu olan davalı güvenlik şirketinin, güvenlik, bakım ve gözetim kusurundan, diğer davalı iş merkezi yönetiminin ise, iş merkezinin güvenliği ile ilgili gerekli tedbirleri almadığı gibi davalı güvenlik şirketinin üstlendiği edimleri gereği gibi yerine getirdiğinin denetlememesinden kaynaklandığını belirterek 187.380,18 USD sigorta tazminatının ödeme tarihi olan 03.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca USD döviz cinsine uygulanan en yüksek oranda faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin imzalanmasının akabinde projede bulunan eksikliklerin tespit edilerek 18.04.2017 tarihinde hizmet alana bildirildiğini, eksikliklerin hizmet alan tarafından neredeyse hiçbir şekilde giderilmediğini, müvekkili firmanın herhangi bir kusuru veya ihmalinin bulunmadığını, söz konusu hırsızlıkta kusurun, Risk analiz raporuna rağmen gerekli önlemleri almayan …, tüm bildirilere rağmen alarm ve kamera sistemi kurdurmamış olan … ve risk teşkil eden bölgeye alarm sistemi kurdurmayan … firmalarına ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ilişkinin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklandığını, bu nedenle davacı … kat mülkiyetinden kaynaklanan bir alacak hakkının halefi olduğundan uyuşmazlığın ancak kat mülkiyeti hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, yetkili mahkemenin Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, güvenlik hizmetinin yalnızca ortak alanların korunması ile sınırlı olduğunu, her bağımsız bölümün kendi güvenliğini kendinin sağladığını, olayın sigortalının gerekli güvenlik önlemlerini almadığından gerçekleştiğini belirterek davanın reddini istelmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; davalıların sorumluğunun 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre belirleneceği, bu kanundan kaynaklı uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalıların sıfat ve sorumluluklarının dava dilekçesinde detaylıca açıklandığını, yerel mahkemece yalnızca 1 no’lu davalı bakımından görevsizlik kararı verebileceğini tüm davalılar yönünden 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa atıf yapılarak görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tazminattan her bir davalının farklı hukuki sebeplerden dolayı müteselsilen sorumlu bulunduğunu, müvekkili şirketin davaya konu alacağını tek bir davalı yerine zarardan müteselsil sorumlu olan tüm davalılardan tahsilini talep etme yolunu seçtiğini, müteselsilen sorumlu olan tüm davalılar yönünden davanın birlikte görülmesi gerektiğini, usul ekonomisi ilkesi gereğince de davanın tacir olan tüm taraflar yönünden birlikte görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekirken davanın salt 1 no’lu davalının bina yönetimi olması nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmediğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, sigorta hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı … A.Ş. nezdinde … no’lu Bileşik Ürün Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı … Tic. Ltd.Şti.’nin kiracı olarak faaliyet gösterdiği işyerinde hırsızlık meydana geldiği, işyerinin bulunduğu binanın davalı … Tic. A.Ş. Tarafından yönetildiği, güvenliğinin ise yönetim ile yapılan sözleşme gereğince davalı …. Ltd. Şti. Tarafından sağlandığı, davacı … tarafından, dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili amacı ile davalı güvenlik şirketine ve site yönetimine karşı dava açtığı anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık, görevli mahkeme ile görevsizlik halinde davalı lehine vekalet ücreti taktiri gerekip gerekmediği noktasında toplanmıştır.Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 1472. maddesinden kaynaklanmaktadır. Halefiyet ilkesine dayanan davada, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre, hangi mahkemede görülmesi gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiği hususu gerek doktrinde, gerekse de uygulamada çekişmesiz bir şekilde kabul edilmektedir.634 sayılı KMK’nun 27. maddesinin üst başlığında anagayrimenkulün Yönetimi düzenlenmiş, düzenleme de, anagayrimenkulün kat malikleri kurulunca yönetileceği, yönetim tarzının kanunların emredici hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu kurul tarafından kararlaştırılacağına yer verilmiş, 28. maddede ise yönetim planına açıklama getirilerek, yönetim planının bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmünde olduğu ifade edilmiştir. Yöneticinin görevleri 35. maddede düzenlenmiştir. Somut olayda 634 sayılı kanuna göre düzenlenmiş olan davalı siteye ait site yönetim planı mevcuttur. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının ek 1. maddesi görev konusunu özel olarak düzenlemiş, bu yasanın uygulanmasından doğan her türlü anlaşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemelerinde çözümleneceğini kurala bağlamıştır. Yönetim hizmeti veren davalı şirket yönünden görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Dava, müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince açıldığından, ilk derece mahkemesince tesis edilen görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.Karar tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 331/2. Maddesi; “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” hükmünü düzenlenmektedir.İlk derece mahkemesi görevsizlik kararında, HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca; yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine şeklinde karar verdiği, HMK’nın 331/2. Maddesinde, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği, vekalet ücretinin ve yargılama giderinin görevli veya yetkili mahkemede değerlendirileceği, dosyanın HMK’nın 20. maddesi gereğince görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde, görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemenin talep üzerine bu konuda karar vereceği belirlenmiştir.Yukarıda yapılan açıklamaya göre; görevsizlik kararı verilmesi halinde HMK’nın 20. ve 331. maddeleri gereğince davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi, yani davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmemesi isabetlidir. Bu sebeple davalının bu konudaki istinafı yerinde değildir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1b-1 Maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/11/2020