Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1311 Esas
KARAR NO : 2020/2033
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2019
NUMARASI : 2019/368 Esas, 2019/1011 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Kuzey Çevre Otoyollarının müvekkili şirket tarafından işletildiğini, davalı şirkete ait araçların geçiş bedeli ödemeksizin anılan yoldan geçiş yaptığını, bedeli ödenmeyen geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait yasal cezaların tahsili için davalı aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, davalı borçlunun borca itirazı üzerine takibin durduğunu, asıl alacağın içinde yer alan gecikme cezalarının 7144 Sayılı Kanunun 18. maddesi ile 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30. maddesinin 5. fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle 10 katından 4 katına indirildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile itirazın iptali ile icra takibinin geçiş ücreti ve gecikme cezası olmak üzere toplam 18.031,95 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz 1.259,04 TL ve KDV 226,63 TL yönünden takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekli tensip tutanağının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, ilgili mevzuat ve Yargıtay kararları uyarınca davadan 22.07.2019 tarihinde haberdar olduklarını, bu tarihin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin Çorlu Tekirdağ’da faaliyet gösterdiğini, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın öncelikle yetki yönünden usulden reddine ve Tekirda Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun tespitine, mahkeme aksi kanatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; somut olaydaki uyuşmazlık karz aktinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmayıp, Otoyol Geçiş İhlalinden kaynaklanan alacağa ilişkin bulunduğundan ve davalı şirketin ve yetkilisi …ın adresinin Çorlu/Tekirdağ adresi olduğundan bahisle mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemelerin Çorlu Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemeleri olduğunun tespitine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının icra dosyasında yetki itirazının bulunmadığını, takibin başlatıldığı İstanbul İcra Müdürlüğü ile İcra Müdürlüğünün bağlı bulunduğu İstanbul Adliyesi Yargı Çevresi Mahkemelerinin de yetkili hale geldiğini, İstanbul İcra Dairelerinden başlatılan ve yetki itirazına uğramayan dava konusu icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurulduğu takdirde davanın yetkisizlikle reddolunacağını, davalının İstanbul’da olan bir Köprüden ihlalli geçiş yaptığını, müvekkili şirketin muamele merkezinin İstanbul olduğunu, sözleşmenin kurulduğu yerinde İstanbul olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, ihlalli geçiş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhinde 41.929,80 TL asıl alacak, 526,97 TL KDV ve 2.927,66 TL faiz olmak üzere toplam 45.384,43 TL üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek durdurduğu, davanın 1 yıllık süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.Yetki itirazında bulunmak için HMK’nun 19/2. maddesi gereğince “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.”HMK’nun 19/4.maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir” hükmü getirilmiştir. İİK’nın 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup söz konusu davada yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.Davacı tarafın işlettiği otoyolun geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda, taraflar arasında, hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10. maddesi uyarınca takipte akdin ifa edileceği yer icra müdürlüğü de yetkilidir. Sözleşmeye göre akdin ifa yeri yani hizmetin yapıldığı yer aynı zamanda TBK 89. Maddesi uyarınca para borcu alacaklının yerleşim yeri İstanbul olduğundan, davalının yetki itirazı yerinde değildir. Nitekim Yargıtay 23. HD’nin 2015/9621 Esas, 2018/2711 Karar; 2014/558 Esas, 2014/3249 Karar; 2016/7014 Esas, 2019/2747 Karar ve 2016/1937 Esas, 2016/2554 Karar sayılı kararları HGK’nın 2013/11-630 Esas ve 2014/332 Karar sayılı kararları da aynı doğrultudadır.Somut olayda davalı vekili, müvekkili şirketin şirket merkezinin Çorlu olduğunu bildirmesine rağmen yetkili mahkemenin Tekirdağ Ticaret Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Yetkili mahkeme doğru gösterilmediği için usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadığı gibi HMK 10. ve TBK’nın 89. Maddesi gereğince davacının şirket merkezide yetkili olduğundan davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu halde, hukuki ilişkinin ve maddi olayın tespitinde yanılgıya düşülerek, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/368 Esas, 2019/1011 Karar, 16/12/2019 tarihli kararının HMK 353/1a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/11/20