Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1301 E. 2023/1372 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1301 Esas
KARAR NO: 2023/1372
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2019/278 Esas, 2020/19 Karar
DAVA: ALACAK (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan müvekkiline ait işyerine 30/10/2018 tarihinde hırsız girmesi sonucu dış kısımda 1.000,00 TL’lik hasar oluştuğunu ve çalınan demirbaş eşyalar sebebiyle de 28.000,00 TL eşya hasarının meydana geldiğini, yönlendirilen eksper tarafından hırsızlığa konu eşyalara ilişkin defter kayıtlarının istenildiğini, oysa söz konusu defterlerin 5 yıllık süreden daha eski olması sebebiyle 213 sayılı VUK 253. maddesi uyarınca muhafaza ve ibraz yükümlülüğünün olmadığını, davalı tarafından sadece dış kısımdaki 1.000,00 TL’lik zararın karşılandığını, poliçedeki hırsızlık klozuna göre defter ibraz edilmesi gerektiği belirtilerek demirbaş zararının karşılanmadığını, poliçedeki hırsızlık klozu gereği müvekkili, TTK ve VUK’un kendisine yüklediği sorumluluklar kapsamında defter tutmak ve muhafaza etmekle yükümlü ise de yasal sürenin geçmiş olması ile bu yükümlülüğünün de kalktığını belirterek meydana gelen 29.000,00 TL’lik zarardan ödenen 1.000,00 TL’nin düşülmesi ile kalan 28.000,00 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek %19,50 ve artan oranlardaki reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; poliçe özel şartları gereği davacının yalnızca resmi kayıtlarında tespit edilebilen demirbaşlarının teminat dahilinde olduğunu, somut olayda çalındığı iddia edilen demirbaşlara ilişkin herhangi bir resmi veya gayri resmi kayıt bulunmadığını, çalındığı beyan edilen demirbaşlara ilişkin alış faturaları veya resmi demirbaş listesi talep edilmiş ise de davacı tarafça demirbaşlara ilişkin alış faturalarının veya demirbaş listesinin bulunmadığının beyan edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için davacının talep konusu demirbaşlara ilişkin resmi kayıt tutma/saklama yükümlülüğü olmadığı varsayımında dahi poliçe özel şartları gereği yalnızca resmi kayıtlar altına alınmış olan demirbaşların sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğunu, hırsızlık klozunda belirtilen şartın geçerliliğinin, sigortalının tutmakla yükümlü olduğu defterleri saklama süresi ile kısıtlanmadığını, demirbaşlara ilişkin resmi kayıtlar sunulmadığından poliçe özel şartları uyarınca meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, yalnızca tespit edilen 1.000,00 TL’lik hasar bedelinin ödendiğini, davacının, iddialarının aksine demirbaşlarını kayıt altına alma yükümlülüğünün bulunduğunu, davacı, dava konusu hırsızlık neticesinde 28.000 TL tutarında demirbaşın çalındığını iddia etmiş ise de zarar iddialarının afaki ve mesnetsiz olduğunu, davacının, uğradığı zararın ispatı için tanık deliline ve kendi ifade tutanaklarına dayandığını, ancak tanık ifadelerinin zarar miktarının ispatında dikkate alınmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının, çalındığını beyan ettiği demirbaşların değerinin, alınan ekspertiz raporu ile 19.969,60 TL olarak tespit edildiğini, faiz talebi bakımından ise, davacının, müvekkilini temerrüde düşürdüğünü ispat etmesi gerektiğini, davacının, hasar tarihinden itibaren ticari avans taleplerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; poliçe kapsamında demirbaşları hırsızlığa uğrayan davacıya ödeme yapılabilmesi için demirbaşların riziko adresinde bulunması ve resmi kayıtlar ile bunların varlığının ispatlanması gerektiği, hem riziko adresinde bulunma hem de resmi defterlerde kayıtlı olma koşulunun, çalınan emtiaların demirbaş tanımı kapsamında sayılması için bir arada bulunmasının zorunlu olduğunu, talep konusu “yedek havalandırma motoru” riziko adresi dışında olduğundan, ayrıca diğer emtialara ilişkin resmi defterlerde kayıt bulunduğu ortaya konulamadığından davacının taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olmadığı, her ne kadar VUK gereğince defter tutma yükümlülüğü 5 yıl ile sınırlı ise de, TTK kapsamında ticari defterleri 10 yıllık saklama yükümlülüğü mevcut olup davacı tarafın, anılı kanunlara uygun düzenlenmiş ticari defterlerini ibraz edemediği, nitekim demirbaşların saklama müddeti içinde defterlere yazıldığına, daha önce kayıtlı olduğuna dair bir beyanın da ileri sürülmediği, davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerin resmi nitelikte olmayan fiyat tekliflerinden ibaret olduğu, satış faturalarının dahi dosya kapsamına ibraz edilmediği gerekçeleri ile davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin sigortalı iş yerine hırsız girdiğini ve demirbaş eşya zararının ortaya çıktığını, poliçede yer alan hırsızlık klozuna ilişkin düzenleme uyarınca müvekkilinin Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanununun ilgili maddeleri uyarınca defter tutmak ve ibraz etmek mecburiyetinde olduğunu, ancak müvekkilinin firması 10 yıllık bir firma olduğu ve bahse konu hırsızlık olayında çalınan eşyaların işlendiği defterlerin de 5 yıllık süreden daha eski olduğu için müvekkilinin, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 253. maddesi gereğince bu belgeleri muhafaza ve ibraz yükümlülüğü içerisinde olmadığını, müvekkili II. sınıf tüccar konumunda bulunduğundan yalnızca işletme hesabı defteri tuttuğunu, 5 yıl ile sınırlı olduğundan bu defteri de muhafaza ve ibraz etme yükümlülüğünün ortadan kalktığını, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/278 Esas sayılı dosyasında yürütülen yargılama kapsamında Büyükçekmece Vergi Dairesinin sunduğu yazı cevabında, müvekkilinin defter bulundurma ve ibraz yükümlülüğünün 5 yıl ile sınırlı olduğunun bildirildiğini, meydana gelen hırsızlı vakası ile çalınan eşyaların varlığı ve dolayısıyla ortaya çıkan demirbaş eşya zararının mevcudiyeti ile ilgili tanık dinletme taleplerinin dikkate alınmadan hüküm kurularak hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında 19/02/2018-19/02/2019 tarihleri arasında geçerli … Sigortası Poliçesi akdedilmiş olup riziko adresi … Mah. .. Sok. … Apt. Dış Kapı No:.. İç Kapı No:.. Beylikdüzü/İstanbul olarak gösterilmiştir. Riziko adresinde meydana geldiği belirtilen hırsızlık sebebiyle davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 1.000,00 TL ödeme yapılmış olup ödenmeyen demirbaş hasarı sebebiyle ise işbu dava açılmıştır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, demirbaş hasarı bedelinin talep edilip edilemeyeceği ve miktarı noktasında toplanmaktadır. Olay sebebiyle düzenlenen 30/10/2018 tarihli eksper raporunda, sigortalıdan, çalındığı beyan edilen demirbaşlara ilişkin alış faturaları ve/veya resmi demirbaş listesinin talep edilmiş ise de bunların bulunmaması sebebiyle çalındığı beyan edilen demirbaşlara ilişkin fiyat teklifinin ibraz edildiği ve bu demirbaşların birçoğunun özel sipariş ve ölçülere göre yapıldığı anlaşıldığından ve marka/model bilgisi temin edilemediğinden hasar değerlendirmesinin sigortalının ibraz ettiği fiyat teklifi üzerinden yapıldığı, ancak çalındığı beyan edilen demirbaşlara ilişkin taraflarına resmi kayıt ibraz edilmediğinden demirbaşlara ilişkin değerlendirmenin teminat dışı yapılarak sigorta şirketinin takdirine sunulduğu, mevcut hasarın ve çalındığı beyan edilen muhteviyatın, resmi ifade tutanaklarında beyan edilmiş gibi olduğu, sigortalı yetkilisinin beyanı ile talebinin birbiri ile uyumlu olduğu, buna göre demirbaş hasarının 18.969,60 TL olduğu belirtilmiştir, Bilirkişi tarafından sunulan 28/11/2019 tarihli raporda; poliçedeki özel şartlar açısından, vuku bulan hasar neticesinde çalındığı iddia edilen demirbaşların şirket kayıtları ile karşılaştırılması gerektiği, davacı tarafından dosyaya sunulan herhangi bir resmi defter kaydı ya da faturaya rastlanılamadığı, hırsızlık hadisesine ilişkin olay yeri inceleme raporu, şikayetçi ifade tutanağı, sigorta şirketinden hasar talebinde bulunulan demirbaş listesi ve ekspertiz raporu incelendiğinde, talep edilen demirbaşlar içerisinde yer alan yedek havalandırma motorunun okul bahçesinde olduğunun belirtildiği, Hırsızlık Sigortası Genel ve Özel Şartlarına göre, demirbaş ve emteanın işyerinin dışında olmaması gerektiği, bu nedenle, ekspertiz raporunda belirtilen ve sigortalı tarafından talep edilen yedek havalandırma motorunun teminat kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği kanaatinin hasıl olduğu, ekspertiz raporunda yedek havalandırma için tespit edilen 6.800,00 TL’lik tutarın toplam hasar tutarından indirilmesi gerektiği, aynı zamanda sigorta şirketi tarafından ödenen 1.000,00 TL de mahsup edildiğinde toplam hasar tutarının 12.169,60 TL olduğu, davacının yasal defter kayıtlarını dosyaya sunmadığı, her ne kadar VUK’a göre yasal defterlerin saklanma süresi 5 yıl olsa bile, gerek TTK ve gerekse de SGK mevzuatına göre yasal defterlerin 10 yıla kadar saklanması gerektiği, şikayetçi ifade tutanağı incelendiğinde, çalınan malların bir kısmının markasına kadar ifade tutanağında belirtildiği, markası net bir şekilde bilinen malların, alış faturalarına ulaşılmasının da gayet doğal bir süreç olduğu, ayrıca, hırsızlığa konu malların ekonomik ömürlerine bakıldığında, birçoğunun 10 yıldan daha az ekonomik ömrü olduğu ve satın alım tarihlerinin çok eskiye gitmediği ve dolayısıyla resmi defterlerin TTK hükümleri gereği 10 yıllık saklanma süresi de dikkate alındığında bu malların alış tutarlarına ve alış faturalarına ulaşılabileceği, demirbaşların 10 yıldan daha eski olduğu varsayımı altında, bu demirbaşlara ayrılan amortisman kayıtlarından da, dolaylı olarak demirbaşların satın alma bedeline ulaşılabileceği kanaati hasıl olduğu, taraflar arasında yapılan sigorta sözleşmesi özel şartları açısından, resmi defterler ibraz edilmediği için meydana gelen hırsızlık hadisesinin teminat dışında kaldığının değerlendirildiği bildirilmiştir. Sigorta sözleşmesi 6102 sayılı TTK’nun 1401. maddesinde, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Tüm sigorta sözleşmelerinin gerçekleştirilmesinin ana amacı, kişinin can veya mal varlığına gelebilecek tehlikelere yani rizikolara karşı güvence sağlayabilmektir. Poliçede “Demirbaş” tanımı; Yangın Sigortası Genel şartlarının A.2.2 maddesinde de belirtildiği üzere, poliçede yazılı riziko adresinde bulunan ve resmi defterlere demirbaş adı altında kayıtlı olan taşınabilir değerler olarak yapılmıştır. Hırsızlık Klozu başlığı altında ise “…Sigortalı yerde ekli Türk Hırsızlık Sigortası Genel Şartları hükümlerinde tanımlanmış şekilde icra olunmuş hırsızlıklar ve hırsızlar tarafından verilecek tahribatlar teminata dahildir. Çalınan malların değer ve miktarlarının tesbitinde Sigortalı beyanının ve sigortalının Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümleri çerçevesinde tutmakla yükümlü olduğu her türlü ticari defter ve mali kayıtlar ile şirket giriş çıkış kayıtlarının, stok kayıtlarının, KDV beyannameleri, faturaların belgelenmesi birbiriyle ve talep tutarı ile uyumlu olması şarttır…” düzenlemesi yer almakta olup davacının demirbaş hasarı talebi de bu madde kapsamında kabul görmemiştir. Somut olayda, davacının işlettiği okul yemekhanesinde 30/10/2018 tarihinde hırsızlık meydana geldiğinden bahisle davacı, işbu dava ile, hırsızlığa konu olduğunu beyan ettiği mutfak bölümünde bulunan demirbaşlar ile dışarıda (okul bahçesinde) bulunan yedek havalandırma motoru hasarının tazminini talep etmiştir. Demir parmaklık ve beton onarım bedeli olarak ise davalı, davacıya 1.000,00 TL ödeme yapmıştır. Ancak çalındığı beyan edilen demirbaşlara ilişkin hasar talebi ise, defter ve kayıtlar ile belgeledirilemediği gerekçesiyle davalı tarafça kabul görmemiştir. Rizikonun gerçekleştiği konusunda ihtilaf bulunmadığından sigorta poliçesi kapsamında zararının tazminini isteyen sigortalı davacı, zararının miktarını ispatla mükelleftir. Davacı tarafından, yukarıda bahsi geçen “hırsızlık klozu” başlığı içerisinde sayılan ve çalınan malların değer ve miktarlarının tespitine yarayan ticari defter, kayıt ve belgelerin hiçbiri sunulamamış olup sadece çalındığı beyan edilen eşyalara ilişkin “fiyat teklifi” başlıklı liste ile yine yedek havalandırma motoruna ilişkin proforma fatura ibraz edilebilmiştir. Davacı vekili, çalınan eşyaların işlendiği defterlerin, yasal 5 yıllık sürenin geçmesi sebebiyle muhafaza ve ibraz yükümlülüğünün bulunmadığını ileri sürmüş ise de, davacının zararının hesabında ticari defterler önemli rol oynadığı gibi ayrıca ticari defterlerin sunulmaması bir yana, bunun dışında kalan ve söz konusu kloz kapsamında sayılan diğer belge ve kayıtlar da sunulabilmiş değildir. Ayrıca bu cümleden olmak üzere zararın, tanıkla ispatı da mümkün değildir. O halde dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle zararın varlığı ve miktarının tespit edilebilmesi mümkün olmayıp davacı ispat külfetini yerine getiremediğinden Mahkemece tesis edilen karar isabetli olup davacının istinaf başvurusu yerinde değildir.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/278 Esas, 2020/19 Karar ve 21/01/2020 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14/12/2023