Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1245 E. 2023/1351 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1245 Esas
KARAR NO: 2023/1351
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI: 2014/839 Esas, 2020/84 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin, dava dışı … isimli bir firmayla bu firmanın makinelerinin revizyonu işini yapmak üzere anlaştığını ve revizyonu yapılan makinelerin otomasyon ile ilgili olan işinin yapılmasını da müvekkili şirkete verdiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bu otomasyon işinin yapılması hususunda tedarikçi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede davalı şirketin siparisçi ve müvekkili şirketin ise tedarikçi olarak anıldığını, sözleşmeye göre davalı şirketin üretmiş olduğu makine ve hatlara müvekkili şirket tarafından pano ve yazılım uygulaması yapılacağını, davalı şirketin kendi üstlendiği iş gereğince dava dışı firmanın makinelerinin revizyonunu yaptığını ve akabinde de müvekkili şirket tarafından revizyonu yapılan makinelerin otomasyon işini tamamladığını, revizyonu yapılan makinelerin dava dışı firmaya teslim edileceği zaman deneme yapıldığında makinelerin hatalı çalıştıklarını, makinenin durması gereken yerin ya da birkaç mm ilerisinde veya gerisinde durduğunun tespit edildiğini, bu sapmaların makineleri yaptıran dava dışı firmanın yaptığı işe uymadığı için işbu firma tarafından kabul edilmediğini, yapılan makinenin bir çikolata makinesi olduğu ve sapma olduğunda kalıplara boşalması gereken sıvı çikolatanın dışarıya döküldüğünü, makinelerin hata verince dava dışı firmanın işin kabulünü yapmadığını ve hataların giderilmesini istediğini, davalı şirketin ise hatanın müvekkili şirketin yaptığı otomasyon işinin yanlış olmasından kaynaklandığını ileri sürerek müvekkili şirketi suçladığını, müvekkili şirketin elektronik ortamda yaptıkları işte hata olmadığını davalı şirkete göstermişse de davalı şirketin bu durumu kabul etmediğini, bu konuda konusunda uzman ehil bir bilirkişi marifetiyle yapılan incelemede makinenin tamamen incelendiğini ve makinede otomasyon hatası olmadığını, makineye hareket veren zincir ve dişlide hata olduğunu, özellikle makinenin dişlisinde eksen hatası olduğunun tespit edildiğini, bu durumun da bilirkişi marifetiyle tescil edildiğini, dava dışı … isimli firmanın bu aşamada istediği gibi iş yapmayan, eksik ve hatalı iş yapan ve zamanında işi teslim etmeyen davalı … firmasına işten el çektirdiğini ve artık bu firmayla devam etmek istemediklerini, davalı … firmasının dava dışı firmadan alacağının tamamını almadığından kendilerine ödemesi gereken rakamı ödemekten imtina ettiğini, yaşanan olaylarda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, müvekkilinin üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, alacağını icra takibi ile yasal yollardan aramaya çalıştığını ve davalı şirket aleyhine Fatih … İcra Müdürlüğünün … Es. sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu belirterek kötüniyetle hareket eden borçlunun % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı alacaklı şirket ile müvekkili şirket arasında tedarikçi sözleşmesi imzalandığını, davacı şirket tarafından davalı şirketin üretmiş olduğu makine ve hatlara pano ve yazılım uygulamasının yapılmasının kararlaştırıldığını, pano ve yazılımlı projelerde kablolama ve montajların yapılması ve listelerde verilen otomasyon malzemelerinin temini ve bunlara ait pano içi kablajlarının yapılmasının da davacı tarafından yüklenildiğini, sözleşmede yer alan şartlara göre hatalı projeden kaynaklanan problemlerden dolayı oluşabilecek malzeme ve her türlü masrafın davacı şirket tarafından karşılanacağı ve ayrıca sistem ve yazılım hatalarına karşı da davacı şirketin 1 yıllık garantisi olduğunun yer aldığını, müvekkili şirketin peşinat ve montaj sonrasındaki toplam % 80 nispetindeki ödemeyi davacıya yaptığını, fakat sistemin çalışır bir vaziyette müşteriye teslim edilmediğini, davacı şirket hatasından kaynaklanan bu durum neticesinde müvekkili şirket hakkında müşteri tarafından Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/434 E., sayılı dosyasından zarar ziyan davası açıldığını, davacının dava dışı müüşteri şirketten alacağını alamadığı gerekçesiyle ödeme yapmadığının kabul edilemeyeceğini, sözleşmedeki % 20 nispetindeki kısmın takip alacaklısı açısından muaccel bir alacaklı olmadığını, davacı tarafın başlattığı icra takibine itirazın haklı ve yerinde olduğunu, açılan itirazın iptali davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, taraflar arasında Tedarikçi Sözleşmesi başlıklı bir sözleşme imzalandığı, davacının tedarikçi, davalının ise siparişçi olarak anıldığı, konusunun ise siparişçinin üretmiş olduğu makine ve hatlara tedarikçi tarafından pano yazılım uygulamasının yapılmasından ibaret olduğu ve sözleşmenin varlığı ve içeriğinin tarafların kabulünde olduğu, davalının asıl iş sahibine karşı üstlendiği edimlerin bir kısmını davacı ile yaptığı sözleşme ile davacıya verdiği, davacının sözleşme uyarınca üstlendiği edimlerin tümünü eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirmiş olduğunun taraflarınca saptandığı, asıl işveren ile davalı arasındaki sorunların, davalının bizzat üstlendiği edimlerden kaynaklandığı ve davacının üstlendiği edimlerle ilgisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin 10.707,05 TL’lik kısmı hariç, diğerlerinin davalı tarafından davacıya ödendiğinin çekişme konusu olmadığı, davacının hakettiği 10.707,05 TL iş bedelinin de davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği anlaşılmakla, davacının karar duruşmasındaki beyanında da anlaşılacağı üzere davacının davasını asıl alacak üzerinden açtığı anlaşılmış olmakla, davacı tarafın talebi ile bağlı kalınarak davacının davasının kabulü ile Fatih … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasındaki 10.707,05 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin diğer kayıt ve şartlarda bu miktar üzerinden aynen devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan dava tarihi dikkate alınarak % 40 oranı üzerinden hesaplanan 4.282,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafından yapılan işlerde otomasyon hatasına rastlanmış olması nedeniyle müvekkili şirkete karşı üçüncü kişi … firmasınca Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/434(görevsizlikle Gebze Ticaret Mahkemesi 2015/590 Esas noda görülüp 20/01/2017 tarihinde karara çıkan) E. sayılı dosyasında tazminat davası açıldığını, bu dosya sonucu ve kesinleşmesi beklenmeden karar verilmesinin yerinde olmadığını, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 2001/1 E. 2003/1 K. 27.6.2003 T. sayılı kararında belirtildiği üzere fatura üzerindeki kayda dayanarak vade farkı istenemeyeceğine rağmen ilk derece mahkemesinin, hiçbir hukuki dayanağı olmayan senelik %72 vade farkı talebini kabul ettiğini, dava konusu alacağın yargılamaya muhtaç olduğu açık iken, İlk Derece Mahkemesi tarafından ne şekilde kanaat getirildiği dahi anlaşılamayan “…alacak likit ve belirlenebilir olduğundan dava tarihi dikkate alınarak %40 oranı üzerinden hesaplanan 4.282,82-Tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” şeklinde hüküm kurulması hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, eksik yapılan işlere ilişkin bedeller davacı alacağından düşürülmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin verdiği kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın; taraflar arasında imzalanan ”Tedarikçi Sözleşmesi” gereği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür. Mahkemece davaya konu edilen Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/590 Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es.ve Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/106 D.İş Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir. Takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; 10.707,05 TL Asıl Alacak ve 3.928,46-TL işlemiş faiz olmak üzere 14.635,51-TL’lik alacağına ilişkin ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emri çıkartıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 25/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu tarafça süresi içinde takip ödeme emrine itiraz edildiği görülmekle, borca ve faize itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal bir yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/590 Esas 2017/52 Karar sayılı kararının incelenmesinde; “Gebze Sulh Hukuk Mahkemesinde yaptırılan tespit ve alınan rapordan sonra davacı olan İş sahibi — …San. ve Tic, A.Ş. tarafından, yüklenici olan davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine dava açılmış olup, bu dava ile Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde yüklenici- … Ltd. Şti. Tarafından, iş sahibi – davalı … A.Ş aleyhine açılan … Esas sayılı dava birleştirilerek sonuçlandırılmıştır. Bu dava sonunda, asıl davada taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının edimlerini yerine getirmediği, ayıplı ve eksik yerine getirdiği, Kendisine ihtar çekilip, ek süre verilmesine karşın ayıp ve eksikleri gidermediğinin sözleşmenin iş sahibi davacı tarafça haklı olarak feshedildiği, sonuçta 8.100 Euro (dava tarihindeki TL karşılığı 15.654,87 TL) olarak hesaplandığından, bu miktara itibar edilerek; davacının 63.325,98 TL talep edebileceğinin anlaşılmasına karşın, davanın 10.000 TL üzerinden açılması, ıslah edilen 32.074.65 TL yönünden zamanaşımının dolması yüzünden, ilk talepte bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline ve aşan davacı isteminin reddine; Ekli Birleşik, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/646 Esas sayılı davasında; davacı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan bedeli isteyebilmesi için üzerine düşen edimleri eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamlayıp işi teslim etmesi gerekmesine karşın, davacının işi tam ve ayıpsız olarak iş sahibi davalıya teslim etmediği, sözleşmenin de iş sahibi tarafından haklı olarak feshedildiğinden; Davacının ticari defterlerine göre alacağı 97.374.34 TL, davalının davacıya borç bakiyesinin ise 69.796,45 TL olduğu, sözleşme bedelinin 54.000 Euro + KDV olup, dava tarihindeki Euro kuru 1.938.70 TL olduğundan sözleşme bedeli 104.689,80 TL hesaplanmış, bundan noksan ve ayıplı işler bedeli olan 17.671,11 TL düşüldüğünde 87.018.69 TL’nin indirimli sözleşme bedeli olduğu, iş sahibi tarafından kendisine 96.000- TL ödeme yapıldığından, davacının davalıdan isteyebileceği bir alacağının kalmadığı anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar verildiği; Asıl davada davacının sözleşmeyi feshettiği ve ancak olumsuz zararını isteyebileceğinden, kâr kaybı ile kırık çikolata kalıp bedeli ve konaklama bedelini isteyemeyeceğine de karar verilmiştir”. Uyap’tan yapılan incelemede verilen kararın karar düzeltme aşamasından geçerek onanmak suretiyle kesinleştiği görülmüştür.Davacı ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeriden inceleme yapılarak dava konusunda uzman …, Prof. Dr. … ile Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. … ‘ ten alınan 02/07/2019 tarihli bilirkişi raporundaki mütalaalarında “Gebze 7. Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/106 D. İş sayılı dosyasına sunulan tespit raporunda Westburgh kalıplama hattında 11 teknik sorun belirlenmiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili 15.06.2910 tarihli tespite itiraz dilekçesinde bunlardan sadece 2 no’lu “kalıp ısıtıcısı istenen değerlerde ısıtma yapmıyor. Isıtıcı istenen değerin üzerinde ısıtma yapmaktadır” maddesine “otomasyon hstasıdır” demiştir. Diğer 10 problemin zincir deformasyonu başta olmak üzere mekanik ve kısmen elektronik ayar temelli olduğu kabul edilmiştir. Otomasyon hatası teşhisi konulan durum için de “yüklenici şirket çalışanlarına tanınacak 5 dakikalık bir süre zarfında halledilecek ayarlama işlemidir. Yanlış bir imalat değildir. Zaman verilmediği için ayarlama yapılamamıştır” diyerek konunun basit bir ayar sorunu olduğu ifade edilmiştir. Dosyada ayrıca mevcut olmasa da, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/590 Esas sayılı dosyasına sunulan 05.09.2016 tarihli ek bilirkişi raporundan, Prof.Dr. …’nın 05.06.2010 günü … A.Ş.’ de enkoder, konveyörlü dolum hattı ve zincir grubunu incelediği ve enkoderde bir hata olmadığını tespit ettiği anlaşılmaktadır. Bu da sistemde herhangi bir otomasyon hatası olmadığıyla ilgili ayrı bir tespit olup özel mütalaa mahiyetinde olduğundan kabulü sayın mahkemenin takdirindedir. Bu durumda … şirketi sözleşmede kendisine yüklenen edimi yerine getirdiğinden, bakiye alacağının davalı şirketçe ödenmesi gerekir.Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin 10.707,05 TL’ lik kısmı hariç, diğerlerinin davalı tarafından davacıya ödendiğinin çekişme konusu olmadığı, davacının hakettiği 10.707,05 TL iş bedelinin de davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, davacı tarafından davalı aleyhine Fatih …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında ( Daha önce Kadıköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosasında 24.11.2010 tarihinde başlatılan ve icra dairesinin yetkisine itiraz üzerine dosya kendisine gelen), 10.707.05 TL alacak aslı +3.928.46 TL işlemiş vade farkı olmak üzere toplam 14.635,51 TL alacağın, alacak aslına takipten itibaren aylık % 6 vade farkı uygulanmak suretiyle tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, İİK 67.maddesi uyarınca eldeki davanın yasal süresinde açıldığı, davalının haksız olduğuna karar verilir ise takibe yaptığı itirazlarının iptali ile takibin, ödeme emrinde belirtilen şekilde sürdürülmesinin gerektiği, İİK ‘ nun 67/2.maddesi uyarınca inkar tazminatının yasal koşullarının bulunduğu kabul edildiğinde istenebilecek inkar tazminatı tutarının, toplam alacağın %40’ı olan 5.854,20 TL olarak hesaplandığını, İİK’nun 67/2.maddesi 02/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı kanunun 11.maddesi ile değiştirilmiş ve %40 olan inkar tazminatı, %20 oranına düşürülmüştür. Bu değişiklik hükmü 02/07/2012 tarihinden sonra açılacak icra takipleri ve itirazın iptali davalarına uygulanacaktır. Eldeki davada ise icra takibi ilk defa 24/11/2010 tarihinde başlamış olup, 67/2. Maddesindeki değişiklik hükmü uygulanmayıp, değişiklikten önceki %40 oranı uygulanacaktır.” kanaatiyle görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, kesinleşen davalı ve dava dışı … firması arasında görülen ve verilen kararın kesinleştiği, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/590 Esas 2017/52 Karar sayılı dosyasında, davalının dava dışı … firmasını sattığı üründeki ayıpların davalı sorumluluğunda bulunduğu ve davacının üstlendiği edimlerle ilgisinin bulunmadığı, raporda belirtilen 11 eksiklikten ikinci sırada belirtilen otomasyon hatasının beş dakikalık süre içinde çözümlenecek bir ayarlama işlemi olduğu ve yanlış bir imalat olmadığının belirlenmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin 10.707,05 TL’lik kısmı hariç, diğerlerinin davalı tarafından davacıya ödendiğinin çekişme konusu olmadığı, davacının hakettiği 10.707,05 TL iş bedelinin de davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, alacağın faturaya bağlanıp likit nitelikte olduğu, dolayısıyla takip ve dava tarihi itibariyle davalı aleyhine %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla bu yönlerden mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebi yerinde değildir.Taraflar arasında süresinde ödeme yapılmaması halinde talep edildiği üzere aylık %6, yıllık %72 oranında vade farkı uygulanacağına ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı gibi fiili bir uygulama olduğu da ortaya konmuş değildir. İstikrar kazanmış Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere fatura üzerindeki vade farkı uygulanacağına ilişkin davacı tarafça tek taraflı düzenlenen kayıt, faturanın unsurlarından bulunmadığından yok hükmündedir. Bu kayda dayalı olarak vade farkı talep edilemez. Bu nedenlerle mahkemece takipten sonra alacağa aylık %6(yıllık %72) oranında vade farkı talep edilemeyeceği, tarafların tacir oldukları dolayısıyla alacağa, takip tarihinden itibaren yıllık %72 oranını geçmemek kaydıyla değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle takibin itirazın iptaline karar verilen 10.707,05 TL asıl alacak yönünden devamına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin takibin aynı şartlarla devamına karar verilmesi isabetsiz olduğundan bu yöne ilişkin davalı istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/839 Esas, 2020/84 Karar ve 29/01/2020 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, a)Davanın KABULÜ İLE, Fatih … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasındaki 10.707,05 TL asıl alacağa ilişkin itirazın takipten sonra asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %72 oranını geçmemek kaydıyla değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle tahsiline imkan verecek şekilde İPTALİNE, b)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %40 oranı üzerinden hesaplanan 4.282,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 731,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 645,45 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Davacı tarafça başlangıçta yapılan 107,25-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 2.454,50-TL olmak üzere toplam 2.561,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, e)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT göre hesaplanan ve istinafa geleninde davalı olduğu gözetilerek aleyhine hüküm kurulamayacağından 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
İstinaf Başvurusu Yönünden; 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 182,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 87,00 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan 331,45 TL istinaf başvurma ve karar harcı ile 24,38 TL istinaf yargılama gideri olmak üzere toplam 355,83‬ TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,4-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/12/2023