Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/123 E. 2023/1013 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/123 Esas
KARAR NO: 2023/1013
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2015/793 Esas, 2019/1241 Karar
DAVANIN KONUSU İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket … bünyesinde yer alan bir şirket olup, grup şirketlerinin finansman ihtiyacı için imkan sağladığını, … şirketlerinden olan dava dışı … Ltd. Şti ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği, davalının ….Ltd. Şti’ye mal tedarik ettiğini, böylece grup şirketinin tedarik edilen malların bedelini ödeme borcu altına girdiğini, grup şirketinin de ürün iade bedeli, pazarlama bütçesi, promosyon bütçesi gibi kalemler bazında fatura düzenlediğini ve bu faturaların cari ilişkiye yansıtıldığını; müvekkili ile mezkur grup şirketi arasında yapılan Finans Hizmetleri Sözleşmesi ile grup şirketinin tedarikçilere yapması gereken ödemeler bakımından müvekkilinin finansman hizmeti sağlamayı taahhüt ettiğini, böylece grup şirketi tedarikçilerinin vadesinden önce alacağına kavuşmasını sağlanarak grup şirketinin kredilibilitesinin yükseltmesinin amaçlandığını, ayrıca grup şirketi ile yapılan satıcı iskontosuna ilişkin hizmet sözleşmesi gereği, finansman hizmeti sunulurken iskonto indirimi uygulayacağını; müvekkili ile grup şirketi arasında yapılan mutabakat üzerine müvekkili ile davalı arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu anlaşma ile davalının grup şirketinden olan alacağını kararlaştırılan iskontolu oranda müvekkilinden almayı kabul ettiğini, ayrıca bu sözleşmenin 6. maddesi uyarınca müvekkilinin, grup şirketinin vadesi geçen alacaklarını, davalıya olan borçlarına mahsup etmesine onay verildiğini; bu arada davalının grup şirketinden olan alacaklarının satış ve temliki ile ilgili olarak dava dışı … Bankası ile anlaşma imzaladığını, bu noktada davalının grup şirketinden olan alacaklarını banka aracılığıyla müvekkiline devrettiğini ve müvekkilinin satıcı indirimi uygulamak suretiyle banka aracılığı ile ödeme yaptığını; grup şirketi ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği karşılıklı düzenledikleri birçok fatura olup, grup şirketinin cari ilişkiye dayalı alacağı bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme gereği müvekkilinin, grup şirketinin davalıdan olan ve vadesinde ödenmeyen alacağını, davalının alacağından mahsup edebileceğini, bu nedenle müvekkilinin davalıdan alacağı olduğunu, ancak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini, taraflar arasındaki ilişki gereği takipte ticari faiz istenmesinin mümkün olduğunu, fatura ve cari hesap ekstresine dayanan alacağın likit olduğunu ileri sürerek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket,…Ltd. Şti ile çalışmak isterken, …Ltd. Şti’nin önceden hazırladığı ve müvekkilinin tartışma olanağı bulamadığı sözleşmeyi imzalamak zorunda bırakıldığını ve davacı ile de sözleşme yapmak zorunda kaldığını, bu durumun genel işlem koşullarına aykırı olduğunu, sözleşmenin 8. maddesinde …Ltd. Şti’ye tanınan ve haksız şart niteliğinde olan iade hakkı ile müvekkili şirketten alınan yüklü ürünün iade edildiğini, müvekkili şirketin distrübütörlüğünü yaptığı firmanın mallarının da …Ltd. Şti’ye satıldığını, ancak müvekkilinin distrübütörlüğünün sona ermesinden sonra ….Ltd. Şti’nin bu ürünleri yeni distrübütörden daha ucuza satın aldığını, müvekkilinden aldığı ve bedelini ödediği ürünleri de haksız şart niteliğindeki sözleşme hükmüne dayanarak iade ettiğini, davacının satışı yapılan ürünler için promosyon bütçesi, pazarlama bütçesi, reklam ücreti gibi kalemleri mahsup ederek müvekkiline ödeme yaptığını, müvekkilinin ürünlerin bedelini tahsil ettikten sonra ürünler iade edildiğinde, davacının iade edilmiş ürünler için de yaptığı promosyon bütçesi, pazarlama bütçesi, reklam ücreti gibi kesintiler nedeniyle müvekkilinden fazla kesinti yapılmış olacağını, bu nedenle davacının alacaklı olup olmadığı yargılama sonucu ortaya çıkacağından alacağın likit olmadığını, alacak kabul edilse dahi takipten önce muaccel olmadığından işlemiş faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve davacının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalı şirketin …Ltd. Şti’ye sattığı mal bedelinin, vadeyi takiben davacı tarafından ödeneceği, davalının erken ödeme istemesi halinde iskonto yoluyla ödeme yapılacağı, …Ltd. Şti ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin 8. maddesine göre … her türlü iade hakkına sahip olduğu, bundan dolayı davalı şirketin herhangi bir hak talep edemeyeceği, davacı şirkete ait hesap ekstreleri, davacı şirketin tercümeli denetim raporuna göre davacının davalı şirketten 306.890,97 TL alacağının bulunduğu, bu alacağın takip tarihi itibarıyla işlemiş faizinin 98.946,44 TL olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 306.890,97 TL asıl alacak ve 98.946,44 TL işlemiş faiz yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatının davalıdan tahsiline, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının ticari defterleri incelenmeden davacının sunduğu hesap ekstresi ve denetim şirketi tarafından alınan rapora dayanılarak karar verildiğini, davacı şirketin, grup şirketi ….Ltd. Şti’nin müvekkiline olan borçlarını, müvekkiline ödemeyi üstlenmesi nedeniyle dava dışı grup şirketinin de ticari defter ve kayıtlarının, tarafların kayıtları ile karşılaştırılarak incelenmesi gerektiğini, ancak anılan grup şirketinin kayıtlarının incelenmediğini, alım satım ilişkisinin müvekkili ile dava dışı grup şirketi arasında olduğunu, davacı, grup şirketinin müvekkiline olan borcunu ödemişse de, grup şirketi ile aralarındaki anlaşma gereği, ödediği bedeli daha sonra grup şirketten tahsil edebileceğini, bu ödemelerin tespit edilmesi halinde haksız ve mükerrer kazanç sağlandığının ortaya çıkacağını, grup şirketinin müvekkiline iade ettiği ürünler ile ilgili iade faturalarından doğan alacağı varsa bunun davacı tarafından değil grup şirketi tarafından istenmesi gerektiğini, grup şirketinin ödenmemiş borcu kalmadığında, davacının, grup şirketinin alacağını, müvekkilinin alacağına mahsup edemeyeceğini, takipten önce temerrüde düşürülmeyen müvekkili aleyhine işlemiş faize hükmedilemeyeceğini, alacak belli olmadığından icra tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacı yabancı şirket olmasına rağmen teminattan muaf olup olmadığının araştırılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacının 306.890,97 TL asıl alacak, 120.037,72 TL işlemiş faiz olarak toplam 426.928,69 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının takibe yasal süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği, davacının bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali ve takibin devamı için işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket İsviçre merkezli şirket olup, ülkemiz ve İsviçre’nin Lahey Sözleşmesine taraf olduğu gözetildiğinde, davacı teminat göstermekten muaftır.Mahkemece, davacı şirkete ait hesap ekstreleri, davacı şirketin tercümeli denetim raporuna göre davacının davalı şirketten 306.890,97 TL asıl alacağı ve takip tarihi itibarıyla 98.946,44 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle bu miktar yönünden davalının takibe itirazının iptaline karar vermiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir.İstinaf konusu edilen uyuşmazlık; davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarı, davalının takipten önce temerrüde düşüp düşmediği ve işlemiş faiz talep edilip edilemeyeceği ile davalı aleyhine hükmedilen icra tazminatı yönünden hükmün yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesinde alınan raporda; taraflar arasında 15/02/2010 tarihli MIAG hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile tedarikçi davalı şirkete davacı tarafından yapılan erken ödeme koşulları ile finansman şeklinin esasları hakkında hükümlere yer verildiğini, sözleşmeye göre davalı şirketin, davacının grup şirketine sevkettiği malların bedellerinin davacı tarafından erken ödenmesi suretiyle vadeden önce alacağını tahsil etme imkanına kavuşacağını, dava dışı grup şirket ile davalı arasında 01/01/2011 tarihli iki adet ticari şartlar anlaşması imzalandığını, bu sözleşmenin 8. maddesinde iade edilecek mallara uygulanacak hükümlere yer verildiğini, grup şirketi ile davacı arasında ayrıca tedarik zinciri finansal ana sözleşmesi ve ilgili hizmet sözleşmelerinin bulunduğunu, ayrıca satış iskontosuna ilişkin hizmet anlaşması yaptığını, bu anlaşmanın 2/2 . maddesine göre davalının vadeli alacağının … indirim sistemiyle erken tahsil edebileceği, davacının bu sistemi … Bankası dahil yurtiçindeki bankalarla işbirliği içinde yerine getirileceğinin düzenlendiğini, davacının 2011-2012 yıllarına ilişkin olarak dosyaya sunulmuş hesap ekstrelerinin incelenmesi sonucu; davacının davalı şirketten 306.890,97 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, anlaşmanın 8. maddesine göre Metro’nun her türlü iade hakkında sahip olduğunu, davalının bundan dolayı herhangi bir hak talep edemeyeceğini, iade faturası düzenlenmesinden ve yazılı olarak tedarikçiye bildirilmesinden sonra 10 gün içinde satıcının ürünlerini geri alacağını, bedellerinin grup şirketinin ödemelerinden düşüleceğinin kabul ve beyan edildiğini, davalı yanın iade edilen faturalara ilişkin olarak davacı yana 306.890,97 TL borçlu olduğunu, bu borcun davalı şirketin defteri kebir hesabında 30/06/2012 tarihi itibariyle 263.219,06 TL olarak kayıtlı olduğunu, sonuç olarak davacı alacağının 306.890,97 TL asıl alacak ve 98.946,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 405.836,51 TL olarak tespit edildiğini belirtmiştir. 1-Taraflar, davacı ile grup şirketi olan …Ltd. Şti ve Yapı Kredi arasındaki ticari ilişkide, grup şirketinin davacı tarafından finanse edildiği ve grup şirketinin davalıdan tedarik ettiği ürünlerin bedelinin davacı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı ile grup şirketi arasındaki alım satım ilişkisi kapsamında, grup şirketinin de, iade edilen ürünler, pazarlama bütçesi ve reklam gibi kalemleri davalıya fatura ettiği görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde; davacının, grup şirketinin davalıdan olan vadesi geçen alacaklarını, davalıya olan borçlarına mahsup etmesine onay verilmiş, davacı da bu kapsamda alacağı bulunduğu gerekçesiyle takip başlatmıştır. Hernekadar davalı borcu bulunmadığını savunmuşsa da, kendi defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davacının 263.219,06 TL alacağı bulunduğu tespit edildiğinden, davalının bu savunması yerinde görülmemiştir. Ne var ki mahkemece davacı tarafça sunulan hesap ekstresi ve davacı defterlerine ilişkin denetim raporuna dayanılarak alacağa hükmedilmişse de, sadece davacı kayıtlarına dayanılarak davacının alacağının miktarını ispatladığının kabul edilmesi doğru değildir. Buna göre mahkemece davalı defter ve kayıtlarına göre 263.219,06 TL alacağa hükmedilmesi gerekirken, fazla alacağa hükmedilmesi doğru görülmemiştir.2-Diğer taraftan mahkemece takip tarihine kadar işlemiş faize de hükmedilmiştir. Davacı, davalı ile arasındaki sözleşme gereği, grup şirketinin davalıdan olan ve vadesinde ödenmeyen alacağını, davalının alacağından mahsup edebileceğini, bu nedenle davalıdan alacağı olduğunu ileri sürmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamına göre, davacının takip konusu yaptığı alacak, taraflar arasındaki sözleşmeye dayanmaktadır. Sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu durumlarda, taraflar sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamazlar. Davacı TBK’nın 117 maddesi uyarınca, sebebsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte davalının temerrüde düştüğünü ileri sürmüşse de, alacak talebi sebebsiz zenginleşmeye dayanmadığından, anılan hükmün somut olaya uygulanması mümkün değildir. Buna göre davacının takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlaması gerekir. Ancak davalının takipten önce alacaklının ihtarıyla temerrüde düştüğüne dair bilgi ve belge bulunmadığına göre, mahkemece davacının işlemiş faiz talebinin reddi gerekirken, işlemiş faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.3-Ancak davalının ticari defterlerine kayıtlı alacak likit olup, asıl alacak yönünden icra tazminatına hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 263.219,06 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı lehine alacağın % 20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, reddedilen miktar yönünden davacı alacaklının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜNE, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/793 Esas 2019/1241 Karar ve 10/10/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE,2-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,a)Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nü … Esas sayılı dosyasına vaki İTİRAZININ KISMEN İPTALİNE, takibin 263.219,06 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanması suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,b) Kabul edilen 263.219,06 TL asıl alacağın % 20’si tutarında (52.643,81 TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,c)Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,d)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 17.980,49 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.756,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.224,01 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,e)Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı ile 5.756,48 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.784,18 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,f)Davacı tarafından karşılanan 5.134,40 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 3.131,98 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,g)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,h)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 41.482,86 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, ı)Reddedilen kısım yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 26.193,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE
İstinaf Başvurusu Yönünden;3–Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 6.930,67 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.660,82 TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,4-Davalı tarafından karşılanan 19,00 TL istinaf yargılama giderleri ile 121,30 TL istinaf başvurma, 269,85 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 410,15 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,6-HMK 333.maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, reddedilen miktar yönünden kesin, kabul edilen miktar yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2023