Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1180 E. 2023/1214 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1180 Esas
KARAR NO: 2023/1214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/06/2018
NUMARASI: 2017/194 Esas, 2018/741 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … Apt. işi konusunda anlaştığını ve işin süresinde tamamlandığını, müvekkilinin yaptığı işin bedelinin 88.500,00 TL olduğunu, müvekkilinin işi tamamladıktan sonra faturayı kestiğini ve davalıya gönderdiğini, borçlu firmanın işin bedeli olarak 28/10/2016 tarihinde 11.000,00TL, 25/11/2016 tarihinde 11.000,00 TL, 30/12/2016 tarihinde 11.000,00 TL ve 27/01/2017 tarihinde 11.000,00 TL lik çeklerin verildiğini ve vadesinde ödendiğini, yapılan ödemeden sonra aralarında yapılan tüm görüşmelere rağmen bakiye ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davanın kabulüne ve takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu ettiği ticari iş gereği hak etmiş olduğu tüm alacaklarının müvekkili tarafından kendisine ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının haksız kazanç elde etmek amacıyla bu davayı açtığını, dava dilekçesinde dava konusu işin bedelinin 88.500,00 TL olduğunun ve müvekkili tarafından 11.000,00 TL bedelli 4 adet çekle ödeme yapıldığının iddia edildiğini, iddiaların bir anlığına kabul edilse bile davacının icra takibine 44.500,00 TL yi konu etmesi gerektiğini, ancak davacının icra takibine konu ettiği alacak tutarının 59.893,60TL olduğunu, davacının iddialarının birbiriyle çelişkili olduğunu belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; taraflar arasında … apartmanın yapımı konusunda danışmanlık şeklinde  ticari ilişki olduğunun ihtilafsız olduğu, tarafların TTK hükümlerine uygun olarak tutulan ve sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defter kayıtlarından davalı tarafından yapılan 44.000,00 TL ödemenin mahsubu  neticesinde takip tarihi itibari davacının davalıdan 44.500,00 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile takibe konu bu miktar yönünden itirazın iptali talebinin kabulüne, davacı vekili icra takibinde  işlemiş faiz alacağı talep etmiş ise de dosya kapsamından  davalının takibe konu alacak nedeniyle TTK 18/3 maddesi uyarınca davacı tarafından temerrüde  düşürüldüğü hususu ispatlanamadığı gerekçesi ile işlemiş faiz alacağına yönelik itirazın iptali talebinin reddine, takibe konu alacak fatura alacağından kaynaklanan likit bir alacak olduğu, itirazın haksız olduğu gerekçesi ile davacı lehine İİK 67/2 maddesi uyarınca % 20 oranında İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının yaptığı iş gereği hak etmiş olduğu tüm alacakların kendisine ödendiğini, davacı tarafın müvekkili şirket nezdinde herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacı taraf beyanlarında dava konusu işin bedelinin 88.500,00 TL olduğunu, müvekkili şirket tarafından da 11.000,00 TL bedelli 4 adet çekle ödeme yapıldığını iddia ettiğini, bu iddiaların doğru olduğunu bir anlığına varsayarsak dahi davacının icra takibine 44.500,00 TL’ yi konu etmesi gerektiğini, fakat buna karşılık davacının icra takibine konu ettiği alacak tutarının 59.893,60 TL’ olduğunu, davacının haksız, mesnetsiz birbiriyle çelişkili iddialarının bile davacı tarafın kötü niyetli bir tutum sergileyerek haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, bu şekilde sebepsiz zenginleşme amacı güttüğünü, davacı tarafın doğruluktan uzak iddialarını destekler nitelikte herhangi bir delil gösteremediğini. davacı tarafın beyanlarının soyut, asılsız iddia niteliğinde olup tamamen afaki olduğunu, davacının iddialarını TMK 6.maddesi ve HMK 190.maddesi gereğince ispatla yükümlü olduğunu, davacı tarafın açmış olduğu davayı ispat edemediğini, müvekkili şirket aleyhinde açılmış olan işbu davanın dava şartı noksanlığı sebebiyle reddi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve talepleri doğrultusunda davanın dava şartları noksanlığı sebebi ile reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının davalının süresi geçmiş istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dairemizin 2019/155 E-2020/215 K sayılı 23/01/2020 tarihli kararında,” dosyanın incelenmesinde, gerekçeli kararın davalıya 13/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık süre içerisinde 27/09/2018 tarihinde davalının harcını yatırdığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, davalının istinaf dilekçesi uyap ortamında davalı vekili tarafından 01/10/2018 tarihinde oluşturulduğu, 03/10/2018 tarihinde ise kaydedildiği anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda davalı tarafından harcın yatırıldığı tarihte davanın istinafına dair dilekçe verilip verilmediği konusu kalemce kayıtlardan araştırılmak suretiyle, dilekçe verilmiş ise buna ilişkin tutanak ile birlikte dilekçenin dosyaya eklendikten sonra istinaf incelemesi için dairemize gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesine” karar verildiği, geri çevirme kararından sonra ilk derece Mahkemesi tarafından tutulan tutanakta, davalı vekilince Mahkeme kararının 27/09/2018 tarihinde (harcın yatırıldığı tarihte) istinafı için dilekçesini verdiği, ancak sehven dilekçenin yine Mahkemenin 2017/263 E sayılı dava dosyasına gönderildiği, istinaf dilekçesinin 2017/263 E. Sayılı dosyasından çıkartılarak iş bu dosya içine alınmasına ve istinaf dilekçesi olarak bu şekilde sisteme 27.09.2018 tarihi itibariyle kaydının yapılması hususunun belirtildiği, bu durumda gerekçeli kararın davalıya 13/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının iki haftalık süre içinde 27/09/2018 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 59.893,60 TL asıl alacak ve 265,83 diğer işlemiş faiz alacağı yönünden ilamsız icra takibini başlattığı, davalı tarafından süresinde verilen itiraz dilekçesinde borca işlemiş faizle ve tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin 01/02/2017 tarihinde durduğu ve  davanın İİK 67 maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında … Apartmanı işinin yapımı konusunda danışmanlık şeklinde ticari ilişki olduğu hususu ihtilafsızdır. Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında takibe konu alacağın dayanağı fatura nedeniyle taraflar arasında ihtilafsız olan ticari ilişkide davacının yaptığı işin bedelinin davalı tarafından ödenip ödenmediği ile davacının davalıdan alacağı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi tarafından sunulan 15.03.2018 tarihli raporunda, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre yapıldığı sahibi lehine delil niteliği taşıdığı kayıtların birbirini doğruladığı  ve takibe konu faturanın tarafların ticari defterlerinin de kayıtlı olduğunu Davalı tarafından 4 adet 11000 TL’lik çeklerle yapılan ödeme neticesinde davacının davalıdan 44.500 TL alacaklı olduğunu bildirilmiştir. “…Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili HMK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. Ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir…” (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1445 Esas 2018/1438 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, tarafların ticari defter ve kayıtlarının HMK’nun 222. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığının davalı tarafça da kabul edildiği, takip konusu faturanın her iki taraf defterinde de kayıtlı olduğu, davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edilmediği, davacı tarafça davalıya … apartmanın yapımı konusunda danışmanlık şeklinde  hizmet verildiği ve bu şekilde davacı tarafın üzerine düşen edimi ifa ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, bu itibarla ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça alacağa hak kazanıldığının usulüne uygun olarak ispatlandığı, bu durumda dava konusu danışmanlık hizmetini aldığını kabul eden ve faturaları, yasal süresinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine borç kaydeden davalının, fatura münderecatını aynen kabul etmiş olduğundan, bu faturalar nedeniyle borçlu olmadığını, hizmeti almadığını yahut eksik hizmet aldığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı, davacının eksik hizmet verdiğine yönelik herhangi bir iddia ileri sürmemiş, yasal süresinde ve usulüne uygun olarak davacıya bir ihtar yapmamıştır. Ayrıca davalı şirketin incelenen defterlerinde takip konusu 02.06.2016 tarih, … Seri nodu, 88.500,00-TL bedelli faturayı davacıya alacak kaydettiği, karşılığında 4 adet 11.000,00 TL bedelli çekler olmak üzere toplam 44.000,00 TL borç kaydetmek suretiyle, 17.01.2017 takip tarihi itibariyle, davacı tarafa defterlerinde 44.500,00-TL borçlu göründüğü bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Belirtilen nedenlerle davacının dosyaya sunduğu belge ve delillerle iddialarını ispat ettiği, buna karşı davalının borçlu olmadığına veya borcu ödediğine dair dava değeri de gözetilerek HMK 200/1 maddesi gereğince aynı kuvvet ve mahiyette herhangi bir belge ve delil de sunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamış, davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/194 Esas, 2018/741 Karar sayılı ve 12/06/2018 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 875,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 605,15 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.09/11/2023