Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1100 E. 2020/1911 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1100 Esas
KARAR NO: 2020/1911
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/01/2020
NUMARASI: 2019/536 Esas, 2020/3 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ve şirketin ortağı/yöneticisi/kefili gerçek kişiler için İİK’nun 285. ve devamı hükümleri gereği konkordato geçici mühlet kararı verilmesini ve konkordatonunun tasdikini talep ve dava etmiştir. Alacaklılardan bir kısmı, davaya katılarak yazılı ve/veya sözlü beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, komiser heyeti raporları ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı şahıslar yönünden ise somut bir konkordato projesi sunulamadığı, başarının ortağı oldukları şirketlerin konkordato sürecine bağlı kılındığı, davacılardan … A.Ş.’nin borç tasfiyesi yönünden ipotekli gayrimenkul satışı dışında bir finans kaynağı göstermediği gibi sermaye artışı yapacağı yönündeki beyanını destekleyen herhangi bir işlem yapmadığı, aradan geçen 5 aylık geçici mühlet içerisinde sermaye artışına yönelik şirkette alınan bir karar, sicile tescil vs. işlemlerinin yapılmadığı, yine aradan geçen 5 aylık süreçte gayrimenkul satışlarına ilişkin somut adımlar atılmadığı, işletmenin faaliyetine özgülendiği belirtilen gayrimenkullerin satışı halinde faaliyetin ne şekilde devam edeceği hususunun açık olmadığı, bu haliyle ön projenin konkordato kesin mühletin verilmesi için gerekli somut bilgi ve kaynaklara dayandırılmadığı, şirket borca batık olmadığı halde ön projede ve bağımsız denetim raporunda borca batıkmış gibi gösterilmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu, bu haliyle kesin mühlet şartları taşımadığı, davacılardan … Ltd.Şti.’nin adına kayıtlı ipotekli taşınmazların satışı suretiyle borç tasfiyesi planladığı, ayrıca 2019-2020 ve 2021 dönemi için 600.000,00 TL. sermaye artışı yapmayı planladığı, bunun dışında borç tasfiyesi yönünden başka bir finans kaynağı göstermediği, sermaye artışı yapacağı yönündeki beyanını destekleyen herhangi bir işlem yapmadığı, aradan geçen 5 aylık geçici mühlet içerisinde sermaye artışına yönelik şirkette alınan bir karar, sicile tescil vs. işlemlerinin yapılmadığı, yine aradan geçen süreçte gayrimenkul satışlarına ilişkin somut adımlar atılmadığı, şirket adına kayıtlı bir adet taşınmaz satışından 800.000,00 TL. nakit girdisi planlandığı, müteselsil borçlu ve kefil şirket ortağı … ve … adına kayıtlı herhangi bir taşınmaz satışından 600.000,00 TL nakit girdisi planlandığı, oysa ortaklardan … adına kayıtlı herhangi bir gayrimenkul bulunmadığı göz önüne alındığında bu hususun çelişki yarattığı, bu haliyle ön projenin konkordato kesin mühlet verilmesi için gerekli somut bilgi ve kaynaklara dayandırılmadığı, bu haliyle kesin mühlet şartları taşımadığı gerekçesi ile davacı şirketler ve şahısların kesin mühlet taleplerinin reddine, davacılardan … Limited Şirketi ile … Anonim Şirketi’nin borca batık olmadığı anlaşıldığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına, tüm konkordato tedbirlerin kaldırılmasına, komiser heyetinin görevine son verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin tespitlerinin yerinde olmadığını, şirketin vadesi geçmiş işçi borçlarının bulunmadığını, SGK ve Vergi Dairesi borçlarının bulunduğunu, konkordatoya başvurulduğunda işçi sayısı 25 iken, şirket faaliyetlerinin artmış olması sebebiyle işçi sayısının 40’a çıktığını, müvekkillerinin süreçte 650.000,00 TL sermaye artış kararı aldığını, kararları komiser heyetine verildiğini, gerekli işlemleri de başlatıldığını, satışı palanlanan taşınmazlardan hiçbirinin işletme faaliyetine özgülenmediğini, kararda sadece ipotekli taşınmazların satışından bahsedildiğini oysa, ipoteksiz taşınmazların da satışının taahhüt edildiğini, taşınmazların rayiç değerlerinin 5.674.875,00 TL olduğunu, gerek konkordato ön projesinde gerekse daha sonradan sunulan dilekçelerle şirket ortağına ait olan yerlerin satılarak şirkete finans sağlanması, belli bir süreye kadar satılamadığı takdirde de şirkete bila bedel devredileceğinin taahhüt edildiğini, ön projenin incelenmiş olması durumunda finans kaynaklarının projede ayrıntıları ile yer aldığının görüleceğini, 5 aylık süreçte planlanan satış rakamlarının %30 üzerine çıkıldığını, projede öngörülen hedeflerin yakalandığını, kaydi değerlere göre şirketin borca batık durumda olduğunu, düzenlenen komiser raporlarında konkordato projesinin başarı ümidinin bulunduğunun bildirildiğini, mahkemece 3 aylık geçici mühlet ve sonrasında ise 2 aylık ek süre verildiğini, süreçte aylık 36.000,00 TL iki komiser ücreti ödemek durumda kalındığını, 5 aylık süreçte 2 adet komiser raporu için 180.000,00 TL ödendiğini, müvekkillerinin başvurdukları konkordato kurumunun bütün gereklerini yerine getirdiklerini, mahkemece hatalı olarak talebin reddedildiğini, müvekkil firmaları fiilen iflas haline soktuğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasın ile müvekkiller hakkında İİK 287 vd. Maddeleri gereğince tedbir ve 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir. 2004 sayılı İİK’nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketlerin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde ve ayrıca davacı gerçek kişilerin ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, davacıların vermiş olduğu vekaletnamede konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı, kesin mühlet şartlarının oluşup oluşmadığı, diğer usulü işlemler ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktalarında toplanmıştır. Davacılar tarafından, 05/08/2019 tarihli İhtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile iş bu dava açılmıştır. Mahkemece, 07/8/2019 tarihli tensip zabtı ile eksikliklerin ikmali istenmiş, 08/08/2019 tarihli ara kararı ile de davacılar hakkında, 08/08/2019 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri atanmasına ve geçici komiser heyetinin yapacağı işlemler ve sunacağı raporlar, verilen yetkiler belirlenmiş ve diğer usulü işlemlere ilişkin karar oluşturulmuştur. Geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte göz önünde bulundurularak, 08/11/2019 tarihi, duruşma tarihi olarak belirlenmiştir. 08/11/2019 tarihli celsede, geçici mühlet süresinin iki ay uzatılmasına karar verilmiştir. Davacı şirketlerin iki ortaklı olduğu, davacı gerçek kişilerin şirketlerin ortağı/yöneticisi/kefili oldukları, şirketlerin restoran ve yiyecek içecek hizmetleri (Konya yöresel lezzetleri) alanında faaliyet gösterdikleri, ön projede 6 ay ödemesiz geri kalan borçların 3 Yıl ( 36 Ay) aylık eşit taksitlerle ödenmesinin hedeflendiği anlaşılmıştır. Davacı şirketlerin ön projede mali kaynak olarak, şirketlere ait 1 adet taşınmaz satışı, şirket ortağı müşterek borçlu müteselsil kefil … adına kayıtlı taşınmazların satışı 2019-2020 dönemi içerisinde 600.000,00 TL sermaye artışı ve faaliyet karı öngörüldüğü, davacı gerçek kişi …in mali kaynak olarak kendisine ait taşınmazların satışı ve şirketlerin faaliyet karı, diğer gerçek kişininde şirketlerin faaliyet karı ile öngörülen süre içerisinde borç tasfiyesinin yapılacağı hedeflenmiştir. Konkordato geçici komiser heyeti 05/09/2019 tarihli raporlarında; 30/06/2019 tarihi itibariyle sunulan kaydi değerlere göre düzenlenmiş … Limited Şirketi Öz kaynak tutarlarının 43.837,51 TL iken yanlış bir raporlama sonucunda 61.017,78 TL kredi faiz giderinin varlık hesaplarından tenzili ile kaydi öz kaynak tutarı ilk hesaplamalarda (43.837,51 TL-61.017,78=) – 17.180,27 TL hesaplandığını, şirket kaydi değerlere göre öz kaynaklarını tamamen yitirmiş durumda olduğunu, şirketin borç toplamı ilk tespitlere göre 2.727.680,76 TL bulunduğunu, … Limited Şirketinin operasyonel faaliyetlerinin Anonim Şirket üstüne kaydırıldığını, … Anonim Şirketinin 30/06/2019 tarihi itibariyle sunulan kaydi değerlere göre düzenlenmiş … Anonim Şirketi öz kaynak tutarlarının -373.846,04 TL iken sunulan ön projede şirket tarafından beyan edilen rayiç değerlere göre varlık toplamı 495.992,61 TL, borç toplamı -1.838.097,97 TL olduğunu, bu tespite göre şirketin rayiç değerlere göre öz kaynağının -1.342.105,36 TL bulunduğunu, borçluların varlıklarıyla ilgili bilirkişi incelemesi yapılacağından, ön projenin başarı ümidi bulunup bulunmadığı hususunda nihai değerlendirmelere geçici mühlet sonunda yer verilebileceğini bildirmişlerdir. Komiser Heyeti 16/09/2019 tarihli raporlarında, davacıların varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti konusunda mahkemenin bilirkişi görevlendirmesini talep etmişlerdir, Komiser Heyeti 06/10/2019 tarihli raporlarında, … Limited Şirketi’nin 30/06/2019 tarihli mali tablolarında dönem karının 3.997,16 TL, 30/09/2109 tarihli mali tablolarında dönem karının 114.465,22 TL olarak şirketin 2018 yılında dönem zararının 948.404,50 TL olarak raporlandığını, şirketin 01/01/2019-30/06/2019 dönemi 6 aylık net satışları toplamının 417.268,10 TL, 01/01/2019-30/09/2019 dönemi 9 aylık net satışları toplamının 477.795,42 TL gözüktüğünü, şirketin 30/06/2019 tarihli bilançosunda özkaynaklarının 43.837,51 TL, 30/09/2019 tarihli bilançosunda özkaynaklarınn 358.805,57 TL gözüktüğünü, şirketin dönen varlıklarının kısa vadeli yükümlülüklere oranının (cari oran) 39.968,64/1.961.878,85= 0,0237 seviyesi ile kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama imkanına katiyetle sahip olmadığını, şirkete ait taşınmazlardan birinin 11/07/2019 tarihinde 490.000,00 TL bedelle satıldığını, şirketin halen aktifinde yer alan taşınmazlarının toplam değerinin bilirkişi raporu ile 30/09/2019 tarihi itibariyle 2.036.775 TL olarak tespit edildiğini, … Limited Şirketinin Konkordato projesinin taşınmaz satışı olmaksızın başarıya ulaşma şansının bulunmadığını, … Anonim Şirketi’nin 30/06/2019 tarihli mali tablolarında dönem karının 11,194,11 TL, 30/09/2019 mali tablolarında dönem karının 182.119,16 TL olarak, Şirketin 2018 yılında dönem zararının 485.040,15 TL olarak raporlandığını, şirketin 01/01/2019-30/06/2019 döneminde 6 aylık net satışları toplamının 2.070.662,18 TL, 01/01/2019-30/09/2019 döneminde 9 aylık net satışları toplamının 3,031.475,25 TL olduğunu, şirketin 30/06/2019 tarihli bilançosunda özkaynaklarının -373.846,04 TL, 30/09/2109 tarihli bilançosunda özkaynaklarının -202,920,99 TL gözüktüğünü, şirketin 30/09/2019 taihli şirket bilançosunda “Stoklar” kaleminin toplam varlıklara oranının 1.463.258,23/2.026,457,24= % 72,20 gibi önemli bir oranda gözüktüğünü, stokların rayiç değerlerinin tespitinden sonra borca batıklık hesabının yapılabileceğini, Konkordato projesinin taşınmaz satışı olmaksızın başarıya ulaşma şansının bulunmadığını, 30.09.2019 tarihli rayiç değer bilançoları kesinlik kazanmadığından, konkordatonun başarı ümidi hakkında bu aşamada nihai değerlendirme yapılamadığını, bu nedenle 2 aylık ek geçici mühlete ihtiyaç olduğunu, ortakların şirkete kefil olduklarını, şirket borçlarından başka borçları varsa bu yönüyle kendi ön projelerine şirketin kaynakları dışında kalan kaynaklarına dayandırmaları gerektiğini, ön projelerin bu açıdan eksik olduğunu belirtmişlerdir. Komiser Heyeti 26/12/2019 tarihli raporlarında, … Limited Şirketi’nin ön projesi gelir tablosunda 30/09/2019 tarihli dönem karının 3.997,16 TL, 30/09/2019 gelir tablosunda vergi öncesi dönem karının 146.750,28 TL olarak raporlandığını, 30/11/2019 tarihli son bilanço itibariyle vergi öncesi dönem karının 156.519,06 TL olarak gerçekleştiğini, söz konusu kazancın taşınmaz satışından sağlandığını, şirketin kısa vadeli borç toplamlarının 30/06/2019 tarihi itibariyle 2.468,694,88 TL, 30/09/2019 tarihi itibari ile 1.961.878,85 TL ve 30/11/2019 tarihi itibari ile 1.980.569.70 TL olduğunu, borç tutarları içerisinde önemli oranlarda banka kredilerinin yer tuttuğunu, banka kredilerinin toplam borca oranının 30/11/2019 tarihi itibariyle %77,79 olduğunu, Şirketin uzun vadeli borçlarının banka kredilerinden kaynaklı olarak 30/09/2019 tarihi itibariyle 519.320,44 TL olduğunu, şirketin 30/06/2019 tarihli bilançosunda öz kaynaklarının 43.837,51 TL, 30/09/2109 tarihli bilançosunda öz kaynaklarının 358.805,57 TL, 30/11/2019 tarihli bilançosunda öz kaynaklarının 366.425.22 TL gözüktüğünü, şirketin halen aktifinde yer alan taşınmazların 30/09/2019 tarihi itibariyle rayiç değerinin 2.036.775,00 TL olarak tespit edildiğini, Şirketin 30/09/2019 tarihi itibariyle dönen Varlıklarının kısa vadeli yükümlülüklere oranının (cari oran) 0,0237 seviyesi ile kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama imkânına sahip bulunmadığını, şirkete ve ortak …e ait taşınmaz satışının gerçekleşmesi durumunda projenin başarı şansının bulunduğunu, … Anonim Şirketi’nin 30/06/2019 tarihli mali tablolarında dönem karının 11.194,11 TL. 30/09/2019 mali tablolarında dönem karı 182.119,16 TL, 30/11/2019 tarihi itibariyle dönem karı 221.707,36 TL olarak raporlandığını, şirketin 30/06/2019 tarihli bilançosunda özkaynaklarının -373.846,04 TL, 30/09/2109 tarihli bilançosunda özkaynaklarının -202.920,99 TL. 30/09/2019 tarihi itibariyle öz kaynaklarının -163.332,79 TL gözüktüğünü, şirketin 30/11/2019 tarihli bilançosunda 1.617.777 TL olarak yer alan stokların toplam değerinin 23/12/2019 tarihli bilirkişi değerleme raporu ile toplam olarak 170.854,50 TL olarak tespit edildiğini, buna göre blanço değeri ile rayiç değer arasındaki farkın (1.617.777-170.854,50 =) 1.446.922,56 TL olarak öz kaynaklardan 30/11/2019 tarihli rayiç değer bilançosunda öz kaynak hesabında eksi olarak hesap edilmesi gerektiğini, şirketin kısa vadeli yükümlülüklerinin toplamının 2.404.688,45 TL olup, stokların rayiç değerleri dikkate alındığında 1.920.270,84-1.446.922,56= 454.348,28 TL olduğundan dönen varlıklarının kısa vadeli yükümlülüklere oran (cari oran) % 18,89 seviyesi ile kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama imkânına sahip bulunmadığını, şirketin aktifinde bulunan Konya Ereğli’ deki arsasının değerinin bilirkişi raporu ile 30/09/2019 tarihi İtibariyle 3.252.000,00 TL olarak tespit edildiğini, söz konusu taşınmazın satışıyla sağlanacak kaynakların borcun tasfiyesinde kullanılması halinde ve şirketin konkordato sürecine girdikten sonraki aylar İtibariyle artan ticari faaliyet karı da dikkate alındığında şirketin konkordato projesinin başarı ümidinin bulunduğunu, gerçek kişi konkordato borçluları … ve …’in konkordato taleplerinin, şirket borçlarına kefaletlerinden kaynaklandığını, …’in maliki bulunduğu taşınmazların 30/09/2019 tarihi itibari ile toplam değerinin 388.100 TL olduğunu, kefaletten dolayı bankalara 2.236.93,17 TL borcunun bulunduğunu, ..’e ait taşınmaz bulunmadığını projenin başarı şansının bulunduğunu bildirmişlerdir. Komiser Heyeti 06/01/2020 tarihli raporlarında, 26/12/2019 tarihli raporlarını tekrar etmişlerdir. İİK’nun 287. maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı“ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İsv. İİK‘da da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “ borçlunun iyileşmesi“ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı ifade edilmiştir. Ancak burada iyileşmeden söz edebilmesi için bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp başarılı bir iyileşme için yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. (Selçuk Öztek /Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187) İİK’nun 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Bu şekilde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. Dolayısıyla 286/1-a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabülü doğru olacaktır. Mali kaynağın nasıl edileceği kapsamında, Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 184-185 de ifade edildiği gibi “ortakların yeni sermaye getirmeleri, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, işletmenin bir bankadan kredi bulması ilk akla gelenlerdir.” Bu nedenle ön proje, maddenin 1. fıkranın a bendinde sözü edilen bütün unsurları içermelidir. Mühlet içinde faaliyetine devam edecek bir işletmenin nakit biriktirebilmesi için oldukça yüksek karlılığa sahip olması gerekir. Mali durumu bozulan işletmeler kural olarak karlılıklarını yitirmiş işletmelerdir. Taşınmazların nakte çevirilerek kaynak sağlanabilmesi için öncelikle o varlıklar üzerinde rehin olmaması gerekir. Diğer yandan, projede, mevcut durumun, likitide sıkıntısının veya borca batıklığın giderilmesi için tedbirlere yer vermek gerekir. Bunlar, gelir artırıcı veya tasarruf tedbirleri olabilir. Konkordato süreci içinde özellikle iyileşmenin sağlanabilmesi için yeni kredi sağlanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacıların İİK’nun 286/1-a maddesi gereğince borçlu gerçek kişi ve şirketlerin faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren somut kaynak gösteremedikleri, sermaye attırımı taahhüdünde dahi şirkete nakit girişinin sağlanamadığı, projede tek somut mali kaynağın şirketlere ait birer taşınmaz ile ortak …’e ait taşınmaz satışına ilişkin olduğu, şirketler ve gerçek kişi …’e ait taşınmazların satışı konusunda her hangi bir ilerleme sağlanamadığı, şirketlerin faaliyetlerinden elde etmeyi hedefledikleri karlılık oranlarını yakalamadıkları, gerçek kişi davacılar yönünden projenin başarısının şirketlerin başarısına bağlandığı, davacılar tarafından sunulan ön projenin başarıya ulaşmasının mümkün görülmediği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/536 Esas, 2020/3 Karar ve 08/01/2020 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b/1 bendi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı her bir davacıdan alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere olmak üzere toplam 928,40 TL harçtan her bir davacının ayrı ayrı yatırmış olduğu 203,00 TL’den toplam 812,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 116,40 TL harcın her bir davacıdan eşit olarak tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği nedeniyle vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/2. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/10/2020