Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1093 E. 2023/1202 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1093 Esas
KARAR NO: 2023/1202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2019
NUMARASI: 2018/1334 Esas, 2019/1214 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket tarafından işletilen Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolundan, davalıya ait … plakalı aracın ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezalarının tahsili amacıyla davalı aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takipte istenilen asıl alacağı kabul ederek istenilen 4 kat ceza tutarı 5.828,96 TL’ye haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 5.828,96 TL asıl alacak üzerinden devamına, devamına karar verilen asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkeme kararının davacıya 10/02/2020, davalıya 10/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harçların tamamlandığı anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davada arabuluculuk başvurusun bulunmadığından arabuluculuk ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinin vekil olarak kendisine tebliği gerekirken tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporunun davalı asile gönderilmesi ile davadan haberdar olunduğunu, vekile tebligat yapılmayarak savunma hakkının ihlal edildiğini, kaçak geçişlerin üzerinden 15 gün geçtikten sonra sisteme yüklendiğini, bu nedenle yasal ödeme süresinde internetten kaçak geçişlerin görülemediğini, bundaki kusurun davacıya ait olduğunu, ihlalli geçiş bildiriminin davacı tarafından yapılmadığını, takip başlatılmasında müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davada arabuluculuk başvurusu bulunmadığından arabuluculuk ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tarafların tacir, işin ticari olduğunu, dolayısıyla alacağa yasal faiz değil avans faizi uygulanması gerektiğini, ayrıca alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, geçiş ihlalinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, davalı aleyhinde 1.457,20 TL geçiş ve 14.572 TL ceza ücreti olarak toplam 16.029,20 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takipte istenilen 14.572 TL ceza tutarı ve ferilerine karşı itirazda bulunduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde yasa gereği değişen 4 kat ceza tutarı 5.828,96 TL yönünden itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalı geçiş ücreti olarak istenilen asıl alacağa, itirazda bulunmamış, dolayısıyla ihlalli geçişi kabul etmiş sayılmıştır.Taraflar, 4 kat ceza tutarı 5.828,96 TL’nin talep edilip edilemeyeceği hususunda ihtilaflı durumdadırlar. Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir. 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır. Kanunun 30. maddesinin, 27.03.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir. 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin Anayasa aykırılığı iddiası ile açılan davada, Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarih, 2017/166 E. 2018/8 Karar sayılı kararında “… İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir…. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır…” yönünde karar vermiştir. Bu durumda ihlal sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı, ihlalli geçişi ve ödeme yapmadığını kabul etmekte olduğundan, yukarıda açıklandığı üzere yasaca belirlenen, hesaplanan 5.828,96 TL 4 kat ceza bedelinin sorumlu bulunmakla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. 7155 sayılı 06/12/2018 tarihli kanunla 01/01/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere ticari uyuşmazlıklar için dava öncesinde arabulucuya başvuru zorunluğu getirilmiş olup, her iki taraf vekilince istinaf konusu yapıldığı üzere dava tarihi itibariyle zorunlu arabulucuğun söz konusu olmadığı ve dava öncesinde taraflarca arabulucuya başvurulmadığı, ancak mahkemece yargılama giderleri bölümünde davalının arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulduğu, bu yöne ilişkin her iki taraf vekilinin istinaf talebinin haklı olduğu görülmüştür. Ayrıca davacı vekili tarafların tacir olması sebebiyle alacağa avans faizi işletilmesi gerektiğini istinaf sebebi yapmış ise de, dava dilekçesinde yasal faiz uygulanması talep edildiğinden mahkemece talep aşılamayacağından alacağa yasal faiz işletilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davacının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davalı, geçiş ücretini kabul edip yasa gereği 4 kat cezaya itiraz ettiğinden, 4 kat ceza tutarı 5.828,96 TL hesaplanabilir ve bilinebilir, dolayısıyla likit nitelikte olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, isabetsiz gerekçe ile icra inkar tazminatına karar verilmemesi yerinde olmadığından bu yöne ilişkin davacı istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile kısmen KABULÜ ile, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1334 Esas, 2019/1214 Karar ve 23/12/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KABULÜNE, davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı kısmi itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,2a-Devamına karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA,2b- 5.828,96 TL dava konusu asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 1.165,79 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 398,17 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 99,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 298,62 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 99,55.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,5-Davacı tarafından dosyada yapılan 397,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.828,96 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
İstinaf Başvurusu Yönünden; 7-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 8-Davacı tarafça karşılanan 203,00-TL istinaf karar ve başvuru harcı ile 22,00- TL posta gideri olmak üzere toplam 225,00- TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,9-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 99,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 170,31 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 10-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2023