Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1082 E. 2023/1269 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1082 Esas
KARAR NO: 2023/1269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
NUMARASI: 2015/981 Esas, 2019/1312 Karar
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNİN TESPİTİ İLE TAPU İPTALİ VE TESCİL
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
KARARIN YAZILDIĞI T: 24/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …’in, davalı kooperatifin 02.08.2002 tarihli üyelik senedi ile üyesi olduğunu, davalı kooperatif tarafından … Blok …. Kat … nolu dairenin …’e tahsis edildiğini ve …’in kooperatif yönetim kurulunun 30.07.2003 tarihli kararı ile ve oy birliği ile kooperatif üyeliğine kabul edildiğini, Büyükçekmece … Noterliğinin 10.05.2005 tarih ve … yevmiye numaralı “Daire Tahsis Belgesi” ile de dava konusu taşınmazın …’e tahsis edildiğinin sabit olduğunu, müvekkilinin murisi olan annesi …’ın, …’in 71 nolu üyelik hak ve hissesine isabet eden dairelerden … ili … İlçesi …’nde bulunan tapuda … ada … parsel numarasında kayıtlı … Mah. … Bulvarı … Sit. … Blok … Kat … numaralı (daha sora kapı numarası 74 olarak değiştirilmiştir) daire üzerindeki tüm hak ve hissesini, Büyükçekmece … Noterliğinin 22.06.2010 tarih ve … yevmiye numaralı “kooperatif hisse devir sözleşmesi” ile 59.000 TL bedelle devraldığını, devir işlemi sonrasında …’ın aynı noterliğin aynı tarihli ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile, dava konusu taşınmaza isabet eden kooperatif üyelik hakkını devraldığını, bundan dolayı da üyeliğinin kabul edilerek pay defterine işlenmesini davalı kooperatife ihbar ettiğini, ancak ihbarnameye cevap verilmediğini, müvekkilinin annesi …’ın 19.09.2010 tarihinde vefat ettiğini ve tek mirasçısının da müvekkili …’ın olduğunu, müvekkilinin, annesinin ölümünden sonra daireyi kiraya verdiğini, daire ile ilgili meydana gelen aidat vs her türlü sorundan dolayı müvekkiline bilgi verildiğini, dava konusu dairenin doğalgaz aboneliğinin halen müvekkilinin annesi … adına kayıtlı olduğunu, ayrıca daire de halen müvekkilinin kiracısının bulunduğunu, müvekkilinin 09.10.2015 tarihinde dava konusu dairenin tahsisinin davalı … adına yapıldığını duyduğunu, daha sonra davalı kooperatif yönetimince düzenlenen tahsis belgesine istinaden adı geçen davalı adına tapu tescilinin yapıldığı bilgisine ulaştığını, tescilin, haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğunu, davalı …’in, davalı kooperatifin eski başkanı olduğunu belirterek davanın kabulü ile, müvekkilinin, davalı kooperatif üyeliğinin tespitine, İstanbul ili Beylikdüzü İlçesi … Köyü’nde bulunan tapuda … ada … parsel numarasına kayıtlı … Mah. … Bulvarı … Sit. … Blok … Kat … nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 26/10/2015 havale tarihli dilekçesi ile; davalı … tarafından dava konusu taşınmazın davadan sonra devredilerek adına tescil edildiği …’in davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kooperatifin elinde bulunan belgeler arasında davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerin hiçbirinin mevcut olmadığını, … adlı kişiye daire tahsisine ilişkin bir karar yada kayda da ulaşılamadığını, söz konusu belgelerin davacıya herhangi bir hak sağlamayacağının ortada olduğunu, öncelikle daire tahsis belgesindeki imzaların, belge tarihinde müvekkili kooperatif yetkilisi olan kişilerin imzasını taşıyıp taşımadığının belirlenmesi gerektiğini, dava konusu dairenin, müvekkili kooperatif tarafından, ortağı olan … adlı kişiye tahsis edilerek tapusunun çıkarıldığını, bu nedenle davacının üyelik hakkını devraldığını iddia ettiği … adlı kişinin ve doğal olarak davacının dairede herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığını, …’in, müvekkili kooperatifin üyesi olarak göründüğünü, ancak kendisine dava konusu daire için verilmiş bir daire tahsis belgesi ve dolayısıyla da söz konusu daire için yapılmış bir tahsisin olmadığını, …’in ve davacının bu daire için müvekkili kooperatife hiçbir para ödemesinin de söz konusu olmadığını, davacının, müvekkili kooperatife dava konusu daire için ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiğini, bir an için davacının bu davayı müvekkili kooperatife yöneltme imkânının var olduğu kabul edilse dahi, davacının, müvekkili kooperatife borçlu olduğundan daire tahsisi ve tescilini isteyemeyeceğini, dava konusu dairenin davacı tarafından kullanıyor olmasının, davacının hak sahibi olduğunun karinesi olamayacağını, … tarafından keşide edilen Büyükçekmece … Noterliğinin 22.06.2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesine karşı müvekkili kooperatifçe keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 12.07.2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, üyelik kaydı talebinin reddedildiğinin …’a bildirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … cevap dilekçesinde; dava konusu dairenin, üyesi olduğu davalı kooperatif tarafından şahsına tahsis edildiğini, akabinde tapusunun verildiğini, hak iddia eden davacı ve dava dilekçesinde bahsi geçen kişileri tanımadığını, kendisinin iyi niyetli olarak devraldıktan sonra daireyi … isimli kişiye devrettiğini, dairenin ihtilafı ile ilgili bir alakasının olmadığı gibi davacı iddialarından da haberinin olmadığını, kooperatif kayıtları incelendiğinde tek yasal hak sahibinin kendisi olduğunun ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili tebliğin usulsüz olduğunu belirterek sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkilinin, dava konusu daireyi satın almadan önce tapu kayıtlarını inceleyerek bedelini ödediğini ve tapuyu devraldığını, satış bedeli olan 180.000,00 TL’nin, müvekkilinin annesi …’a ait banka hesabından 15/10/2015 tarihinde satıcının bildirdiği hesaba “… kent-.. Sitesi … Blok K:… D:… daire bedeli” açıklaması ile EFT yapıldığını, müvekkilinin dava dilekçesinde bahsedilen olay ve iddiaların hiçbiriyle uzaktan yakından ilgilisi bulunmadığı gibi TMK’nun 1023. maddesinde tanımlanan iyi niyetli üçüncü şahıs durumunda olduğunu, tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle güvenerek daireyi satın aldığın ve bedelini de ödediğini, muvazaa iddiasının, soyut bir iddiadan öteye geçemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davacının kooperatif üyesi olduğunun tespiti talebi yönünden, davalı kooperatif vekilince dava dışı …’in kooperatif üyeliğine ilişkin taahhütname ve tahsis belgeleri üzerindeki imzaların müvekkillerine kayıtlı olup olmadığı yönünde imza incelemesi yapılmasını talep etmişse de, cevap dilekçesinde, belgelerdeki imzalara ilişkin herhangi bir iddia ve itirazda bulunulmayıp bilirkişi raporu alındıktan sonra böyle bir talepte bulunmasının yargılamayı uzatmaya yönelik olarak değerlendirildiği, davacının talebi üzerine incelenen davacısının farklı olduğu Mahkemelerinin 2012/519 Esas sayılı dosyasında, yapılan yargılama sonucu verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen karar uyarınca, …’in kooperatif üyesi olduğunun tespit edildiği, ayrıca bilirkişi raporunda da, …’in kooperatif üyeliğine kabul edilmesine ilişkin protokol ve karar ile hazirun cetvellerinde isminin gözüktüğünün tespit edildiği de nazara alındığında dava dışı …’in kooperatif üyesi olduğunun kabulü gerektiği, davacının murisi …’ın, davalı kooperatifteki hisseyi kooperatif üyesi …’den devraldığı ve davacının da …’ın tek mirasçısı olduğundan bahisle davacının, kooperatif üyesi olduğunun kabulüne karar verildiği, ayrıca davalı …’in (…) iyiniyetli olmadığından bahisle tapuya güven ilkesinden istifade edemeyeceği değerlendirilerek davacının, bu davalıya karşı tapu iptal ve tescil talebinin de kabulüne dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı kooperatif ve … vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.Davalı kooperatif vekili istinaf dilekçesinde; davacının hissesini devraldığını beyan ettiği …, müvekkili kooperatifin üyesi olarak görünmekte ise de kendisine verilmiş herhangi bir daire tahsis belgesi olmadığını bahse konu daire için kooperatife hiçbir para ödemesinin de bulunmadığını, kooperatife para ödemeyen ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir üyeye 4 daire için tahsis belgesi verilmesinin beklenemeyeceğini, kaldı ki mevcut tahsis belgesinin geçerliliğinin taraflarınca kabul edilmediğini, dava konusu dairenin, kooperatif ortağı …’e tahsis edildiğini ve ferdileştirme işlemleri tamamlanarak onun adına tapusunun çıkarıldığını, tahsis belgesi ve diğer belgeler üzerinde müvekkili kooperatif yetkilisi olan kişilerin imzasını taşıyıp taşımadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmekte iken yerel Mahkemece, cevap dilekçesinde imzaya itiraza ilişkin açık bir beyan bulunmadığından bahisle imza incelemesi taleplerinin reddedildiğini, oysa cevap dilekçesinde de bu yönde taleplerinin olduğunu, aynı zamanda söz konusu belgelerin, adi yazılı nitelikte olup noter tasdikli olmadığını, Mahkemenin, …’in üye olduğundan bahisle …’e daire tahsisi gerektiği değerlendirmesinin yerinde olmadığını, zira sadece üye olmanın, tahsis ve ödeme yoksa, tek başına hak sahipliği sonucunu doğurmaya yeterli olmadığını, somut olayda, tahsis ve ödeme olmamasına rağmen yerel Mahkemece hukuken zorunlu olan bu hususların dikkate alınmadığını, karara esas alınan bilirkişi raporunda, dava dışı … tarafından … Kooperatifleri Birliği’ne yapıldığı belirtilen ödemenin, müvekkili kooperatife yapılan bir ödeme olmadığını, müvekkili kooperatifte bir dönem yaşanan yönetim boşluğundan yararlanan kötü niyetli kişilerin yönetimi ele geçirdiğini ve dava dışı …’in de yine bir dönem kooperatif yönetiminde olmanın sağladığı avantajdan faydalanarak dava konusu daireyi işgal ettiğini, bilirkişi raporunda Üst Birliğe yapılan 35.000 Euro ödemenin dava konusu dairede dahil olmak üzere tahsis belgesindeki daireler için yapıldığı yönündeki tespitin tahsis belgesi ile çeliştiğini, 35.000 Euro karşılığında 4 adet daireye sahip olmanın mantığa ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, …’in yaptığı 35.000 Euro ödemenin, hak iddia ettiği 4 adet daire için Üst Birliğe (esas olarak kendisinin, dolaylı olarak müvekkili kooperatifin) borçlu olduğu altyapı katılım bedelleri için yapıldığını, yönetim kurulunun 21.03.2003 tarih ve 30 numaralı kararında, dava konusu daire ile ilgili olarak … Konut Yapı Kooperatifleri Birliği’ne yapılan ödemelerin, müvekkili kooperatife yapılmış gibi kabul edileceğine dair bir husus yer almadığını, …’in dava konusu daire üzerinde herhangi şekilde hak sahibi olmayıp ödemesinin de bulunmadığını, hak sahipliği için geçerli tahsis işlemi bulunmasının, tahsis için de ödeme yapılmasının zorunlu olduğunu, kaldı ki bir an için her üye olan kişiye bir daire tahsisi yapılmasının zorunlu olduğu farz edilse dahi kararda da belirtildiği üzere Bakırköy 2. Asleyi Ticaret Mahkemesinin 2012/519 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile dava dışı …’e bir dairenin tapusunun verilmesine hükmedildiğini, … adına söz konusu daire ile ilgili bir tahsis bulunmadığından kooperatif işlemlerinde hukuka aykırılık olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle güvenerek dava konusu daireyi …’ten bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının kooperatif üyesi olup olmadığının bile belirsiz olduğunu, davacının, müvekkiline karşı hak ve talepte bulunamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Mahkemece, 4.440,15 TL istinaf karar harcı, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 150,00 TL gider avansını 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması amacıyla davalı … vekiline muhtıra tebliğ edilmiş ise de belirtilen süre içerisinde harcın yatırılmaması sebebiyle Mahkemenin 28/02/2020 tarihli ek kararı ile, davalı … vekilinin istinaf isteminin reddine, kararın bu davalı yönünden istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilmiş olup tebliğ edilen ek karara karşı davalı … veya vekilinin istinaf başvurusunda bulunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, kooperatif üyesi olduğunun tespiti ve dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile tescili istemine ilişkindir. Mahkemenin 12/05/2016 tarihli celsesinde, HMK’nun 125. maddesi uyarınca, davasını dava konusu taşınmazı devreden davalı …’e karşı tazminat davası olarak mı, yoksa davalı … hakkındaki davasından vazgeçerek taşınmazı devralan … karşı tapu iptal tescil davası olarak mı devam etmek istediğini yazılı olarak açıklaması için verilen süre üzerine davacı vekili sunduğu 25/05/2016 tarihli dilekçesi ile, davaya, dava konusunu devreden …’e karşı tazminat ve diğer yasal hakları saklı kalmak kaydı ile, dava konusunu devralana karşı tapu iptali davası olarak devam edeceğini bildirmiştir. Davacı vekili 22/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, davaya tapu iptali davası olarak devam edileceği yönündeki beyanlarını ıslah etme gereği doğduğunu belirterek müvekkilinin, kooperatif üyeliğinin tespitine, öncelikle dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline aksi halde taşınmazın dava tarihine en yakın değerinin tespiti ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olup davacı vekili 31/10/2019 tarihli celsede, taraflarınca sunulan 22/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi, usulüne uygun olmadığından ıslahın yapılmamış sayılması talebi ile davayı, … aleyhine tapu iptal ve tescil talepli olarak devam ettirdiklerini bildirmiştir. Mahkemece, yerinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 19/06/2017 tarihli raporda; iddianın mahiyeti ve mevcut deliller itibariyle taraflar arasındaki ihtilafın ikiye ayrılmak suretiyle incelenmesi gerektiği, buna göre kooperatif ortaklığının tespiti talebi yönünden yapılan incelemede; dava konusu dairenin, kooperatif ortaklarından …’e, dava dışı üç daire ile birlikte tahsis edilmiş daireler arasında bulunduğu, bu daire ile ilgili ortaklık payının usulüne uygun şekilde düzenlenen 22/06/2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile … tarafından davacının annesi …’a devredildiği, devir hususunun hisse devir sözleşmesi sureti eklenmeden aynı tarihli noterlik ihbarnamesi ile davalı kooperatife ihbar edilerek kooperatif ortaklığına kabul talebinde bulunulduğu, kooperatif vekili tarafından keşide edilen 12/07/2010 tarihli cevabi ihtarname ile talebe cevap verilerek hisse devir sözleşmesi ibraz edilmeden işlem yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile talebin reddedildiğinin bildirildiği, cevabi ihtarnamenin 22/07/2010 tarihinde mahalle muhtarına bırakılmak suretiyle davacının annesine tebliğ edildiği, bu tarihten kısa bir süre sonra 19/09/2010 tarihinde davacının annesinin vefat ettiği, dava tarihine kadar davacı veya annesi tarafından kooperatifin bu kararına karşı kooperatife veya yargı makamlarına herhangi bir başvurusunun bulunmadığının anlaşıldığı, “açık kapı” ilkesinin geçerli olduğu kooperatiflerde, ortaklık payının miras yolu ile intikal etmesi ve devredilmesinin mümkün olduğu (1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu madde 14), dosyada davalı kooperatife ait ana sözleşme örneği mevcut değil ise de, tip sözleşme hükümleri itibariyle ana sözleşme hükümlerinin de, yasa hükmüne paralel şekilde düzenlendiği (ana sözleşme madde 16-17), hisse devri yolu ile kooperatif ortaklığına giriş talebinin reddedildiği tarihten (20/07/2010) dava tarihine (13/10/2015) kadar geçen sürede davalı kooperatifin bu kararı hakkında bir girişimde bulunulmadığı anlaşılmakta ise de, bu hususta yasal olarak öngörülmüş bir süre olmadığından, talebin bu dava içinde incelenmesinin mümkün olduğunun düşünüldüğü, mevcut delillerin, kooperatif ortaklığının davacının annesi … tarafından usulüne uygun şekilde devir alınmış olması sebebiyle, davacının tek mirasçı sıfatı ile davalı kooperatif ortağı durumuna geçtiğini gösterdiği, bu sebeplerle tespit talebinin yasal hükümlere uygun olduğunun düşünüldüğü, tapu iptali ve tescil talebi yönünden yapılan incelemede ise; dava konusu dairenin 01/10/2015 tarihinde ferdileşme yolu … oğlu … adına tescil edildiği ve davanın açıldığı tarihten iki gün sonra 15/10/2015 tarihinde satış yolu ile …’e (…) devredildiği ve halen adı geçen adına tapuda kayıtlı bulunduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından verilen 26/10/2015 tarihli dilekçe ile, yeni malik …’in davaya dahil edilmesi talep edilmiş olup 01/07/2016 tarihli oturumda davacı vekilinin, davanın daireyi devralan yeni malike karşı tapu iptali davası olarak devam ettirmek istediklerini bildirdiği, dava konusu dairenin, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından dava tarihinden önce 18/09/2015 tarihinde davalı …’e tahsis edilmiş ve ferdileşme yolu ile yine dava tarihinden önce 01/10/2015 tarihinde tapuda tescil işlemi yapılmış ve daha sonra da davaya dahil edilen …’e satış yolu ile devredilmiş olduğundan davalı … aleyhine tapu iptali ve tescil kararı verilebilmesinin adı geçenin iyi niyetli olmadığının tespitine bağlı olduğu, mevcut deliller adı geçen davalının iyi niyetli olup olmadığının tespiti için yeterli olmadığından bu konuda delil ibrazı ve değerlendirilmesinin mahkenin takdirinde olduğu belirtilmiş olup sonuç olarak; davacının mirasbırakanı …’a … Blok, …. Kat … numaralı daireyi devir eden …’in, 2002 yılında kooperatif üyeliğine kabul edilmiş olduğu, üyelik ve daire tahsisi ile ilgili belgeleri bizzat davalılardan kooperatif yönetim kurulu başkanı …’in imzalamış olduğu, …’in .. blok …. Kat … numaralı daire ile ilgili olarak hakkını …’a devretmiş olması sebebiyle tek mirasçı durumunda bulunan davacının kooperatif ortağı durumunda olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davaya konu gayrimenkulün değerinin, dava tarihi itibarı ile 260.000,00 TL olabileceği, halen davalı … adına tapuda kayıtlı bulunan bağımsız bölüm tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline karar verilmesi hususunun adı geçen tapu malikinin iyi niyetli olmadığının tespitine bağlı olarak mahkemenin takdirinde bulunduğu bildirilmiştir. Mahkemece ek karar ile, davalı … vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilip ek karara karşı davalı … veya vekilinin istinaf başvurusunda bulunmaması sebebiyle sadece davalı kooperatif vekilinin istinaf istemi incelenmiş olup buna göre uyuşmazlığın davacının, davalı kooperatifin üyesi olup olmadığı hususunda toplandığı anlaşılmakla Mahkemenin, davacının, kooperatif üyesi olduğunun tespitine yönelik kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı aşağıdaki şekilde incelenmiştir. Somut olayda, davacının murisinin, dava konusu taşınmaza isabet eden kooperatif hissesinin devralındığını belirttiği dava dışı …’in kooperatif üyesi olduğuna yönelik bir itirazı bulunmayan davalı kooperatif, dava konusu taşınmazın dava dışı …’e tahsis edilmediği ve adı geçen kişi tarafından dava konusu taşınmaza bir ödemenin yapılmadığından bahisle …’in dava konusu taşınmaz üzerinde bir hak sahipliğinin bulunmadığını ileri sürmektedir. Davalı kooperatifin işbu iddiası, bir başka anlatımla, …’in, hak sahibi olmadığı dava konusu daireye karşılık gelen kooperatif hissesinin devrinin ve dolayısıyla davacının da buna bağlı olarak kooperatif üyesi olmasının mümkün olmayacağı anlamına gelmektedir. Dava dışı … ve davacının murisi … arasında yapılan Büyükçekmece … Noterliğinin 22.06.2010 tarih ve .. yevmiye numaralı Kooperatif Hisse Devir Sözleşmesine göre, dava dışı …’in, 71 nolu üyelik hak ve hissesine isabet eden dairelerden İstanbul ili Beylikdüzü İlçesi … Köyü’nde bulunan tapunun … ada … parsel numarasında kayıtlı … Mah…. Bulvarı … kent … Sit. … Blok … Kat … numaralı daire üzerindeki tüm hak ve hissesinin tamamını bütün aktif ve pasifi ile birlikte 59.000,00 TL bedelle …’a devretmiştir. Devir işlemi sonrasında …’ın, aynı Noterliğin aynı tarihli ve … yevmiye numaralı davalı kooperatife çektiği ihbarnamesi ile, dava konusu taşınmaza isabet eden kooperatif üyelik hakkını devraldığını belirterek bundan dolayı üyeliğinin kabul edilerek pay defterine işlenmesini talep ettiği buna karşılık davalı kooperatif vekili Beyoğlu …. Noterliğinin 12.07.2010 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, müvekkiline gönderilen ihtarname içeriğinde, devralındığı iddia edilen üyelik hakkının kimden ne şekilde devralındığına dair herhangi bir açıklama bulunmadığı gibi dayanak hisse devir sözleşmesinin de ihtarnameye eklenmediği belirtilerek üyelik kaydı talebinin değerlendirilmeye alınmadan reddedildiğinden bahisle cevap verilmiştir. Dava konusu dairenin kapı numarası sonradan “74” olarak değiştirilerek davalı kooperatif tarafından davalı …’e tahsis edilmiş olup akabinde adı geçen kişi tarafından da 15/10/2015 tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet ile 100.000,00 TL bedelle …’e satılmıştır. Öncelikle davalı kooperatif üyesi olduğu tartışmasız olan dava dışı …’in dava konusu taşınmaza bağlı bir kooperatif hissesinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Zira söz konusu kooperatif hissesi, ancak adı geçenin, belirtildiği şekilde bir kooperatif hissesinin mevcut olduğunun tespiti halinde ancak devir işlemine konu olabilecektir. Dosya kapsamında yer alan … ile davalı kooperatif adına … ve … tarafından imzalanan “Taahhütname” başlıklı belgede, dava konusu taşınmazın 02/08/2002 tarihinde … adına tahsis edildiği kararlaştırılmıştır. Öte yandan Büyükçekmece … Noterliğinin 10/06/2005 tarih ve … yevmiye numaralı “Daire Tahsis Belgesi”, … ile davalı kooperatif adına … ve … tarafından imzalanmış olup …, … VE … Blok, 14-14-12-12 Katlarda bulunan …, …, … ve …kapı numaralı dairelerin, 07/04/2002 tarihli Genel Kurulun, Yönetim Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak …’e tahsis edildiği belirtilmiştir. Büyükçekmece … Noterliğinin … yevmiye numaralı “Üyelik Senedi” ise, davalı kooperatif adına … ve … tarafından imzalanmış olup 02/08/2002 tarih ve … numaralı kararla …’in “71” üye numarası ile üye kaydedildiği belirtilerek tahsis edilen dairelerin … Blok … ve … (185 m2), … Blok 75 (154 m2) ve … Blok … (154 m2) numaralı daireler olduğu açıklanmıştır. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde, tahsis belgesindeki imzaların belge tarihinde müvekkili kooperatif yetkilisi olan kişilerin imzasını taşıyıp taşımadığının belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bu durumda davalı kooperatif vekilinin, tahsis belgesi dışında olan belgelerde yer alan imzalara yönelik bir iddiası söz konusu olmadığı gibi tahsis belgesinde müvekkili kooperatife atfen atılan imzaların, kooperatif yetkililerine ait olmadığına yönelik ayrıca ve açıkça bir itirazı da bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle, dava konusu dairenin, dava dışı …’e tahsis edildiği noktasında herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Kooperatiflerde “açık kapı” ilkesi geçerli olup kooperatif esas sözleşmesine aykırı ve nitelik yönünden sınırlayıcı bir durum da söz konusu olmadığında üyelik devrinin mümkün olduğunu kabul etmek gerekir. Her ne kadar davalı kooperatife ait ana sözleşme sunulmamış ise de, Konut Yapı Kooperatifi Tip Ana Sözleşme ile … sayılı Kanun hükümleri dikkate alındığında, üyeliğe engel oluşturacak objektif ve haklı bir neden bulunmadığından ve az önce belirtildiği üzere kooperatiflerde “açık kapı” ilkesi geçerli olduğundan davacının murisi …’ın, davalı kooperatife üye kaydedilmesini talep etmekte haklı olduğu, öte yandan davalı kooperatifin ise, devri kabul etmemesinin haksız olduğu anlaşılmıştır. Öyleyse dava dışı … ile davacının murisi … arsında yapılan devir sözleşmesi ile, dava dışı …’in, dava konusu taşınmaza ilişkin kooperatif hissesi davacının murisi …’a devredildiğini kabul etmek gerektiğinden muris …’ın tek mirasçısı konumunda olan davacının kooperatif ortağı olduğu ve dava konusu dairenin …’e tahsisli olması nedeniyle, daireye ilişkin ortaklık hakkının devri ile tahsis durumunun da davacıya geçtiği şüphesizdir. Öte yandan işbu dava bakımından emsal teşkil eden Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/4917 Esas 2016/24 Karar sayılı kararına konu Mahkemenin 2012/519 Esas sayılı dosyasında, davacı …, …’den 61 numaralı daireye (dava konusu taşınmaz ile birlikte “Daire Tahsis Belgesi” başlıklı belgede yer alan ve İlhan Selen’e tahsis edilen dava konusu olmayan daire) karşılık gelen kooperatif hissesini devraldığını belirterek üye olduğunun tespiti ile, bağımsız bölümün adına tahsis ve tescilini talep etmiş olup yapılan yargılama neticesinde davacı …’in kooperatif üyesi olduğunun tespitine yönelik verilen kararın, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği de anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/981 Esas, 2019/1312 Karar ve 05/12/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcının davalı kooperatif tarafından peşin olarak yatırılan 4.441,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.171,15 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı kooperatife İADESİNE, 3-Davalı kooperatifin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. Maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23/11/2023