Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1068 E. 2020/1589 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1068 Esas
KARAR NO: 2020/1589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/10/2016
NUMARASI: 2016/3264 Esas, 2016/3264 Karar
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA Başvuranlar vekili; müvekkilerinin murisi …’nin çektiği krediye bağlı olarak kendisine hayat poliçesi tanzim edildiğini, murisin 14.10.2015’de hayatını kaybettiğini, davacıların …’nin vefatina ilişkin kredi borcu tazminatının ödenmesi taleplerinin sigorta şirketi tarafından reddedildiğini belirterek 99.000,00 TL’lik tazminat bedelinin miras payları oranında başvuru tarihi 03.11.2015 tarihinden 8 gün sonra işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili; sigortalının vefatına neden olan Şeker Hastalığını bildirmediğini ve beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK VE İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARLARI Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince sigorta yapılmadan önce mevcut bulunan hastalık ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu kanaatine varılarak talebin reddine karar verilmiş; davacıların İtiraz Hakem Heyetine yapmış oldukları itiraz üzerine davacılar vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir. İtiraz hakem heyeti kararına itiraz üzerine Dairemizin 2016/44 Esas, 2016/45 Karar sayılı kararı ile, itiraz hakem heyeti kararına karşı temyiz yoluna başvurulması gerektiği belirtilmiş, ancak Yargıtay 17. HD’nin 2016/20481 Esas, 2017/5391 Karar sayılı oy çokluğu ile alınan kararı ile itiraz hakem heyeti kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabileceğine karar vermesi üzerine dosya dairemize gönderilmiştir.Dairemizin 2017/936 Esas, 2017/1816 Karar sayılı kararı ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile sigortalının hastaneye böbrek enfeksiyonu nedeniyle başvurduğunu, ölüm nedeninin septik şok(2 gün) ve kronik obstruktif pyolonefrit(3 gün) ve DM (şeker hastalığı-4 yıl) olarak belirtildiği, teknik uzmanlık gerektiren illiyet bağı hususunda rapor alınması gerektiği, HMK 341 ve 361 maddeleri dikkate alındığında, İstinaf Mahkemesinin ancak ilk derece mahkemesince verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulduğunda, gerektiğinde, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek yargılama faaliyeti yapabileceği belirtildiğinden, Hakem Heyeti yerine geçip faaliyet yapmasına yasal olanak bulunmadığı, bu nedenle illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespitine yönelik eksikliğin, uzman bilirkişi raporu alınmak suretiyle giderildikten sonra karar verilmesi gerekçesiyle, itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına, bilirkişi raporu alındıktan sonra karar verilmesi için dosyanın itiraz hakem heyetine iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 17. HD’nin 2018/227 Esas, 2020/1720 Karar sayılı kararı ile, delillerin yeterince toplanmaması durumunda bu eksikliği tamamlamak yönünde istinaf mahkemesince bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesiyle Dairemizin 2017/936 Esas, 2017/1816 Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Başvurucu vekilinin yasal 15 günlük süresinde sunduğu 21.09.2017 tarihli istinaf (temyiz) dilekçesinde özetle; sigortalıya sağlık beyanının sorulmadığı ve gerçeğe aykırı beyanda bulunması halinde müeyyidesi gibi hususlarda bildirimde bulunulmadığı, ayrıca sigortalının okuma-yazma bilmediği, müteveffadan sağlık taraması veya sağlık durumuna ilişkin belge istenmediği, poliçedeki sağlık beyanına ilişkin sayfada, müteveffanın imzasının bulunmadığı, beyan edilmediği iddia edilen hastalık ile ölüm arasında bir illiyet bulunmadığı hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
GEREKÇE 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30. maddesinde sigortacılıkta tahkim düzenlenmiş, düzenlemede, sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden veya hesaptan faydalanacak kişiler ile hesap arasında doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla birlik nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonunun oluşturulacağı belirtilmiş, 12. bentte ise, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı itiraz ve itiraz hakem heyeti kararına karşı temyiz yolu düzenlenmiştir. Tahkim ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 407. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Bölge Adliye Mahkemeleri, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanunun 25 ve geçici 2. maddeleri gereğince 20.07.2016 tarihinde göreve başlamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun sekizinci kısmında kanun yolları ve birinci bölümde istinafa yer verilmiştir. HMK 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar sayılmıştır. İlk fıkrada ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ve 5. fıkrada ise, ilk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da Bölge Adliye Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlara karşı ilişkin bölge adliye mahkemelerine başvurulabileceği belirtilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti ise mahkeme değildir. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanunun 1.maddesinde de, bu Kanunun adli yargı ilk derece Mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş görev ve yetkilerine yer verilmiştir. 3.maddede, adli yargı ikinci derece mahkemelerinin bölge adliye mahkemeleri olduğuna vurgu yapılmıştır. 4.maddede ise, adli yargı ilk derece mahkemeleri üst başlığı olarak, hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleri olarak belirtilmiştir. Hukuk mahkemelerinin kuruluşu ise, aynı yasada düzenleme bulmuştur. Bölge Adliye Mahkemeleri ise, 25.vd maddelerde kuruluş düzenlemesi ile birlikte yer almıştır. 33.maddede, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak, bölge adliye mahkemelerinin görevleri olarak düzenlenmiştir. Açıklanan tüm yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem ve İtiraz Hakem Heyeti, mahkeme ve verilen kararlarda mahkeme kararı olmadığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353. maddede düzenlenen şekilde ilgili sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem heyetinin kararının kaldırılarak onun yerine geçip hüküm tesisi veya duruşma açarak hüküm tesisi mümkün olmayacağından, davacılar vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek hüküm kaldırılarak dosya hakeme gönderilmiş, ancak uyuşmazlık değeri göz önünde bulundurularak, verilen karara karşı Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olarak gösterilmiştir. Yargıtay bozma ilamında, 5864 Sayılı Yasa’nın 30/23 fıkrası uyarınca Sigortacılık Yasa’sında hüküm bulunmayan hallerde HMK’nın tahkime ilişkin hükümlerinin sigortacılık tahkiminde de geçerli saymak gerektiğini, delillerin yeterince toplanmaması durumunda bu eksikliği tamamlamak yönünde istinaf mahkemesince bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesiyle dosya bozularak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 373/2. fıkrası gereğince mahkememize gönderilmiştir. Bozma kararı, taraf vekillerine tebliğ edilerek taraflar duruşmaya davet edilmiş ve beyanları alınmışktır. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 1. maddesinde, bu kanunun, adli yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerini düzenlediği belirtilmiş, yasanın 3. maddesinde “Adli Yargı ikinci derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleridir” ifadelerine yer verilmiştir. İkinci kısımda, ilk derece hukuk mahkemelerinin, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleri olduğu belirtilerek, devamı maddelerde ise, hukuk mahkemelerinin Hakimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulacağı ifade edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemeleri ise aynı yasanın üçüncü kısım birinci bölümünde, 25 vd maddelerde düzenlenmiştir. 25. maddenin başlığı kuruluştur. Maddede, bölge adliye mahkemelerinin, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde Hakimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulacağı belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemelerinin görevleri 33. maddede, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak, kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak olarak belirtilmiştir. 36. maddede, hukuk dairelerinin görevleri de aynı doğrultuda ve daha ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun sekizinci kısım birinci bölümünde, kanun yolları üst başlığı ile istinafa yer verilmiştir. 341. maddede, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar olarak, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, 341/5.fıkrada ise, ilk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlara karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabileceği ifade edilmiştir. Yasanın 353.maddesinde, istinaf mahkemesi tarafından duruşma açılmadan verilebilecek kararlar düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemede, davanın esası ile ilgili olarak, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilebileceğinede yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın onbirinci kısmında tahkim düzenlenmiş, 407 vd maddedelerde tahkime yer verilmiştir. 412. maddede, tahkim sözleşmesi, tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşma olarak tanımlanmıştır. Hakemlerin seçimi 416.maddede, iptal davası 439. maddede düzenlenmiştir. 439/1. fıkrada, hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği, iptal davasının tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği belirtilmiştir. Diğer yandan 5684 Sigortacılık Kanunun sekizinci bölümünde, tahkim üst başlığı ile 30 vd maddelerde “Sigortacılıkta Tahkim”e yer verilmiştir. 30/12. bentte, kırkbin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği, 30/23. maddede, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde usul kanunu hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağına yer verilmiştir. Özel yasa olan Sigortacılık Kanununda düzenlenen tahkimde açıkça kanun yolu olarak belirli miktarın üzerindeki uyuşmazlık hakkında verilen kararda temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Anayasanın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı, 36/2. maddede, hiçbir mahkemenin, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacağı düzenlenmiştir. Anayasanın üçüncü bölümünün üst başlığı yargıdır. 138 vd maddelerde yargı ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. 142.maddede, mahkemelerin kuruluşunun, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği vurgulanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde ise ,mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu ifade edilmiş, düzenleme denkleminde, 114/1-c bendinden mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle, Anayasanın 9, 36, 138 ve 142. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun istinaf ve tahkim ile ilgili düzenlemeleri, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kapsamında, ikinci derece mahkeme olan ve görevi kanunla belirlenmiş bulunan bölge adliye mahkemesinin, sigorta tahkim komisyonu hakem heyeti kararına ilişkin istinaf incelemesi yapması ve sonuç olarak gerekirse hakem yerine geçerek karar vermesi, önceki kararda ifade edildiği üzere, tahkimin mahkeme ve hakemin ise hakim olarak kabulü mümkün olamayacağından ve istinafa konu karar, mahkememizin görev tanımında yer alan ilk derece mahkeme kararı olmadığından, Yargıtay bozma ilamında belirtilen gerekçelerin aksine mahkememiz kararının yasa ve usule uygun olması nedeniyle direnilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkememizin, 2017/936 Esas, 2017/1816 Karar ve 16.11.2017 tarihli kararına 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 373/5. maddesi gereğince direnilmesine ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle sınırlı olmak ve esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 19/02/2020 tarih, 2018/227 Esas, 2020/1720 Karar sayılı bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunmadığından Dairemizin 16/11/2017 tarih, 2017/936 Esas, 2017/1816 Karar sayılı ilamında HMK’nın 373/5.maddesi gereğince DİRENİLMESİNE, 2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, itiraz hakem heyetinin 05/08/2016 tarih, 2016/İHK-1988 sayılı kararının HMK’nın 353/1b-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dairemiz kararına uygun bir şekilde yargılama yapılarak karar verilmek üzere, dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine tevdi edilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 185,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 46,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 2-Davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin reddine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12.maddeleri gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca temyiz edilmesi durumunda, direnme kararının incelenmesi için dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 373/5.fıkrası gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliği ile karar verildi.16/07/2020