Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1046 E. 2020/1448 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1046 Esas
KARAR NO: 2020/1448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2017/1046 Esas, 2019/1208 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatifin Dağılması İstemli
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri olan davalıların 29/06/2011 tarihinde yapılan genel kurulun 10 nolu kararı ile aynı zamanda tasfiye memuru olarak görevlerine devam etmelerine oy çokluğu ile karar verildiğini, davalıların, üye müvekkillerine ait daireleri 3. şahıslara devrettiklerini, davalılar aleyhinde suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili …’ın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 262.235,81 TL üzerinden, müvekkili …’nın da Ticaret Mahkemesinden aldığı ilam gereği Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 385.631,12 TL üzerinden davalı kooperatif aleyhinde icra takibi başlatıldığını, borcun ödenmediğini, ferdileşmenin tamamlandığını, davalı kooperatif üzerinde kayıtlı gayrimenkul kalmadığından borcun üyelere yansıtılması gerektiğine ilişkin davalı nezdindeki girişimlerin sonuçsuz kaldığını 2011 yılından itibaren genel kurulun toplantıya çağrılmadığını bu nedenle mağduriyetlerinin devam ettiğini belirterek davalı kooperatif tasfiye kurulu üyelerinin azli ile yerlerine mahkemece belirlenecek tasfiye üyelerinin atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 30/09/2019 tarihli dilekçesinde; azlin gerçekleşmesi halinde yeni tasfiye kurulu atanması yönündeki taleplerini kayyum tayini olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalılar yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran, davalı tasfiye memurlarının kendisine kanunen verilen görevleri zamanında yerine getirmediği, tasfiye işlemlerinde ve tasfiyenin icaplarına uygun davranmadığı, davranışlarının objektif iyi niyet kuralları dışında bulunduğundan bahisle, davanın kabulü ile davalı T.H.S.S. Yeni Hisarkent Konut Yapı Kooperatifi tasfiye kurulu üyelerinin azline, davalı T.H.S.S. Yeni Hisarkent Konut Yapı Kooperatifi’ne TTK’nun 532. maddesi uyarınca tasfiye kurulu yerine geçmek üzere tasfiye kesinleşinceye kadar Mustafa Şeref Kısacık’ın yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kooperatif istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararında ‘Davalılar davaya cevap dilekçesi sunmamışlardır.’ şeklinde bir ibareye yer verildiğini, oysa kooperatifin dava dosyasına 21/11/2018 tarihinde 78404 sayı numarası ile beyanlarını sunduğunu, savunmalarının dikkate alınmadığını, azli haklı kılacak hiç bir sebebin ileri sürülemediğini, ileri sürülen haksız sebeplerin ise tasfiye kurulu üyelerinin İradesi dışında gelişen hususlar olduğunu, 29/06/2011 tarihinde genel kurulun yapıldığını, yapılan genel kurul hakkında iki farklı üyenin İki farklı ticaret mahkemesinde açmış oldukları İptal davasının birinde genel kurulun geçerli olduğuna diğerinde ise genel kurulun geçersiz olduğuna karar verildiğini, geçerli olduğuna hükmedilen mahkeme kararına istinaden borçlu üyeler hakkında İcra takiplerinin başlatıldığını ancak borçlu üyeler tarafından genel kurulun İptal edildiğine dair mahkeme kararları ile borca İtiraz edildiğinden takiplerin durduğunu, bu defa dosyaların birleştirilmesi İçin açılan davanın reddine karar verildiğini, yeniden genel kurula gitmek istendiğini ancak bu genel kurulun hangi dönemler için yapılması gerektiği konusunda tereddütler hasıl olduğunu, çünkü son yapılan genel kurulun 2006-2007-2008-2009-2010 yıllarını kapsadığından bu dönemler dahil diğer dönemler için mi yoksa bu dönemler hariç diğer dönemler için mi yapılacağı hususunun halen netlik kazanmadığını, tereddütü gidermek için İstanbul Şehircilik İl Müdürlüğüne dilekçe ile müracaat edildiğini, halen dahi resmi bir cevap alınamadığını, Genel Kurul çağrısının denetim üyeleri tarafından yada kooperatif üye sayısının 1/3’ü tarafından çağrı yolu ile de yapılabileceğini, davacıların son genel kurula katılmadıklarını, genel kurulla ilgili verilen iki farklı kararlar nedeni ile mağdur olduklarını, defter ve belgelerin mahkemede olması nedeni ile genel kurul hazırlığı yapılamadığını, tasfiye kurulunun kendi arasında yaptığı toplantıda Nisan/2020 ayı içinde genel kurul yapma kararının alındığını belirterk ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, tasfiye kurulu üyelerinin azline ve yerlerine mahkemece belirlenecek tasfiye kurulu üyelerinin atanması istemlerine ilişkindir. Kural olarak bütün ortakları temsil eden en yetkili organ olan kooperatif genel kurulunca karar altına alınması gereken konularda mahkeme genel kurul yerine geçerek karar alamaz. Bu kuralın istisnalarından biri tasfiye kurulu üyelerinin azlinde düzenlenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 42. ve 98. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 537. (TTK 442.) maddesine göre, kural olarak kooperatif genel kurulunca atanan tasfiye kurulu üyelerini azil ve yerlerine yenilerini tayin yetkisi genel kurula aittir. Ancak ortaklardan birinin talebiyle mahkeme dahi haklı sebepler dolayısiyle tasfiye kurulu üyelerini azil ve yerlerine yenilerini tayin yetkisine sahiptir. Mahkemeye tanınan bu istisnai yetki, genel kurulca seçilen tasfiye kurulu üyeleri hakkında daha önce genel kurulun bilgisi haricinde olan hususlara ilişkin olmasının gerekmesi yanında yeni ortaya çıkan ve azle dayanak yapılan hususların önemi nedeniyle ortaklardan bir sonraki genel kurula kadar beklenmesi objektif olarak beklenemeyecek ve haklı sebep olarak nitelendirebilecek kapsamda olmalıdır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 05.03.2012 tarih, 2011/2569 E. 2012/1627 K. Sayılı ilamı) Buna göre haklı sebep, hukuki ilişkinin sürdürülmesini, objektif iyi niyet kuralları gereğince çekilmez hale getiren ve yenilik doğurucu bir ihbar ya da dava yoluyla hukuki ilişkinin sona erdirilmesi yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki bir olgudur 49. (bk. Çamoğlu, s.25, ayrıca s.78.) Azil için haklı bir nedenin mevcudiyetini, azil talebinde bulunan pay sahibinin ispat etmesi gerekir. Eğer mahkeme haklı bir nedenin mevcut olduğuna kanaat getirirse, tasfiye memurunu azletmek zorundadır. Bu çerçevede ehliyetsizlik, kötü şöhret, diğer pay sahipleriyle husumet, hilekar ve yetkilerini kötüye kullanmaya ilişkin davranışlar, azil için haklı neden teşkil eder. Mahkemece deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarihli raporlarında; davalıların görevli oldukları dönemde, Bakırköy 3. ATM’nin 25/06/2015 tarih, 2013/228 E, 2015/ 439 K. sayılı kararı gereğince davacı …’ya üyeliği gereği tahsis edilen Gürpınar … ada, … parselde kain … blok, … nolu dairenin, davalı kooperatifin hem yönetim hem de tasfiye kurulu üyeleri olan davalılar tarafından 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine aykırı olarak 3. bir şahsa satılması nedeniyle kooperatif üyesi olan davacıya verilecek dairenin kalmadığını,Kooperatif üyesi bulunan davacı …’ya ait 9 nolu dairenin, Avukat …’ndan alınan borç paranın ödenmemesi nedeniyle, kooperatifin diğer satıcı borçları ve banka kredileri için de davacı …’a ait olan … nolu daire ile …, … ve … nolu dairelerin birlikte satılıp kooperatif borçlarının kapatıldığını, Yönetim kurulunun 10/12/2011 tarih 30 nolu kararı gereğince davacı …’ın dairesinin satılmasına karşılık kooperatiften alacağı nedeniyle kendisine 140.000,00 TL tutarında 15/03/2012 vadeli senet verildiğini ancak bu senet bedelinin davacıya ödenmediğini, davacılar tarafından kooperatif aleyhinde takip başlatıldığını, davacıların alacaklarını tahsil edemediklerini, Yönetim ve tasfiye kurulu üyelerinin 1163 sayılı kanun kapsamında her yıl düzenli olarak genel kurul toplantısının yapılmasını sağlaması gerekirken, düzenli olarak her yıl genel kurul toplantılarının yapılmadığını, tasfiye bilanço ve raporlarının düzenlemediğini, tasfiye ilgili gerekli ilanların yapılmadığını, defterlerin tutulmadığını, genel kurul toplantısının en son 29/06/2011 tarihinde yapıldığını, Tasfiye sürecinde kooperatifin geçmişten kalan ve henüz bitirilmemiş olan tüm işlerinin mümkün olduğunca bitirilmesi, kooperatif borçlarının,varlığından fazla olduğu halde iflas talep edilmesi için durumun mahkemeye bildirilmesi, 2011 yılından beri tasfiyenin uzun sürmesi nedeniyle her yıl sonunda ara bilançolar tanzim edilerek, genel kurulda karar alınmak suretiyle tasfiyeye yönelik borçların kapanması için üyelerden ödemelerin tahsili cihetine gidilmesi gerekirken bu işlemlerin yapılmadığını, son genel kuruldan sonra 8 yıldan beri hiçbir girişimde bulunmadığını bildirmişlerdir. Tüm dosya kapsamına nazaran; davalı tasfiye memurlarının kanunen kendilerine verilen görevleri zamanında yerine getirmedikleri, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1b.1 Maddesi gereğince davalı Kooperatifin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davalı Kooperatiften tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/07/2020