Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/102 E. 2023/936 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/102 Esas
KARAR NO: 2023/936
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2019
NUMARASI: 2017/407 Esas, 2019/832 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, müvekkil şirket tarafından davalıya, davaya konu teminat mektubunda da belirtildiği üzere sözleşmenin kısmen ya da tamamen yerine getirilememesi durumunda tahsil edilmek üzere 23.02.2016 tarihinden 22.02.2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere kesin teminat mektubu verildiğini, davalı tarafın sözleşmenin bitmesine 11 gün kala ortada sözleşmenin kısmen ya da tamamen yerine getirilemediğine dair herhangi bir durum yokken teminat mektubunu bankada nakde çevirerek bu bedeli tahsil ettiğini, müvekkil şirketin davalı şirket ile arasında olan sözleşme gereği tüm yükümlülüklerine yerine getirdiğini, davalı şirketin teminat mektubunu hangi sebeple bozdurduğunu bilmediklerini ve davalının herhangi bir bilgi vermediğini, davalının teminat mektubunu haksız olarak nakde çevirmesinden kaynaklı olarak müvekkilince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bahse konu takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptaline, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddialarının tamamen yanlış haksız ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede teminat mektubunun hangi şartlarda davacıya iade edilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, davacının sözleşmeye göre üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacının işçilerinin açtığı davaların devam etmekte olduğunu ve bunların müvekkil şirkete risk oluşturduğunu, davacının işçilik alacaklarını özel olarak müvekkil şirkete garanti ederek bu konuda vaatte bulunduğunu, teminat mektubunun hukuken garanti sözleşmesi olarak asıl sözleşmeden bağımsız bir garanti unsuru oluşturduğunu, davacının sözleşmeye aykırılığı ve kusurunun bulunduğunu, teminat iadesine konu sözleşme sebebi ile müvekkiline ve grup şirketine vermiş olduğu zararın 60.868,79 TL olduğunu, davacının açmış olduğu itirazın iptali davalarının ve davacıya karşı işçileri tarafından açılan işçilik alacakları davalarının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesi savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; takibin başlatıldığı tarih itibariyle teminat mektubunun iadesi koşullarının bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkeme kararının davacıya 24/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde 15/12/2019 tarihinde yapıldığı, harcın tamamlandığı anlaşılmıştır.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; teminat mektubunun paraya çevrilmesi için, lehine teminat verilen davalının riskin gerçekleştiğini yani zararın ortaya çıktığını ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafça zararın ortaya çıktığının ispatlanmadığını, teminatın sözleşme sona ermeden 1 yıl önce nakde çevrildiğini, kararda, işçilerce , müvekkiline açılan davaların olduğu ve devam ettiği gerekçe gösterilmiş ise de, davaların sonuçlanması ve davalının işçilere ödeme yapması halinde kendilerine rücu imkanının olduğunu, davalının somut bir zararının olmadığını ve ispat edilmediğini, zarara uğrama ihtimaline binaen davanın reddine karar verilmesinin hukuki olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca davalıya verilen teminat mektup bedelinin haksız olarak nakde çevrildiği iddiasıyla, nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 50.000,00-TL teminat mektubu tutarının davalı tarafça nakde çevrildiği tartışmasız olup, taraflar nakde çevrilme işleminin sözleşme ve hukuka uygun olup olmadığı hususunda tartışmalı durumdadırlar. Davalı taraf, davacı çalışanları tarafından açılan davalar olduğunu, devam eden bu davaların müvekkili yönünden risk oluşturduğunu, ayrıca davacının 22.350,42-TL yi bulan haksız tahsilatının olduğunun tespit edildiğini, davacının müvekkili yönünden bu fazla tahsilatın yanında grup şirketlerle birlikte verdiği toplam zararının 60.863,79-TL olduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava dışı işçiler tarafından, davacıya açılan alacak davalarına ilişkin, İstanbul 1. İş Mahkemesinin 2017/117 Esas, İstanbul 11. İş Mahkemesinin 2017/157 Esas, İstanbul 31. İş Mahkemesinin 2017/157 Esas sayılı dosyaları ile davacı tarafından davalının diğer grup şirketlerine yönelik verdiği temizlik hizmet bedellerinin eksik ödendiği iddiasıyla alacak talebine ilişkin açtığı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/402 Esas, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/396 Esas sayılı dava dosyaları uyap sistemi üzerinden dosyaya kazandırılmıştır.Celp edilen tüm deliller, mahkeme dosyaları birlikte değerlendirilmek suretiyle akademisyen bilirkişiler … ve …’dan oluşan heyetten iddia ve savunmanın değerlendirilmesi yönünde alınan raporda bilirkişiler; davacının 10/06/2016 tarihli temizlik hizmetleri sözleşmesi uyarınca teminat mektubunun iadesi için gerekli olan davalıya karşı herhangi bir maddi yükümlülüğünün bulunmadığını belgeleme/ispat etme edimini yerine getirmediği gibi bu yükümlülüğünü yerine getirebilmek için bir girişim, çalışma içerisinde olduğunu, bu yükümlülüğünü yerine getireceğine dair bir bilgiyi de davalıya ulaştırdığına ilişkin herhangi bir verinin dosya içerisinde yer almadığını, davacının bu da yükümlülüğünü yerine getirdiğini iddia etmediğini, bu nedenle davalının davacıdan almış olduğu banka teminat mektubunu sözleşmesinin bitimine kısa bir süre kala nakde çevirmesinin taraflar arasında akdedilen 16.02.2016 tarihli temizlik hizmetleri sözlemesine aykırılık taşımadığını, bununla birlikte 16.02.2016 tarihli temizlik sözleşmesi m6/d uyarınca davacının davalıya karşı herhangi bir maddi yükümlülüğünün bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi ve dolayısıyla davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilip verilmeyeceğinin belirlenmesi açısından dosya içerisinde de sunulan davaların sonuçlanın beklenmesinin zorunlu olduğunu… ” mütalaa ettikleri görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen 16.02.2016 tarihli Temizlik Hizmetleri Sözleşmesi’nin 6.maddesinin D Bendinde; Bu teminat sözleşme hitamında firmanın, …’ da çalıştırdığı tüm personelin maaşlarının ödendiği, SGK ve ilgili kurumlara herhangi bir borcu bulunmadığının tevsiki İşbu sözleşmenin 3.maddesinde belirtilen kendisine tahsis edilen mahal ile tüm makine alet ve gereçlerin eksiksiz ve çalışır vaziyette olması, Hizmet Alan’a karşı hiçbir maddi yükümlülüğünün bulunmaması şartı ile iade edilir. Şeklinde düzenleme mevcuttur. Davacı taraf bu sözleşme hükümlerine göre, SGK’ya borcunun bulunmadığını tevsik edici delil ibraz etmediği, işçilere ve davalı tarafa maddi yükümlülüğünün kalmadığını takip ve dava tarihi itibari ile davacı şirket çalışanları tarafından açılan iş davalarının halen derdest olması nedeni ile ispatlayamadığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesinin gerekmesi ve itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı olan dava türlerinden olması nedeni ile usul ekonomisi ilkesi de gözetildiğinde bekletici mesele müessesesinin huzurdaki yargılamaya katkı sağlamayacağı anlaşılmış olup sözleşme kapsamında davanın açıldığı ve takibin başlatıldığı tarih itibariyle (Emsal nitelikte Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/3795 esas, 2018/5847 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere) teminat mektubunun iadesi koşullarının bulunmadığı, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 603,88-TL harçtan mahsubuna, bakiye 334,03 TL harcın davacıya İADESİNE, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 28/09/2023