Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/959 E. 2022/808 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/959 Esas
KARAR NO: 2022/808
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI: 2014/1388 Esas, 2018/1054 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin alacaklarının tahsili için başlattığı takibe müflis şirketin itirazı üzerine itirazın iptali için İstanbul 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/191 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtıklarını, itirazın iptali davasının kabul edilerek takibin devamına ve icra tazminatına hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/134 Esas sayılı dosyasında 14/04/2014 tarihinde müflis şirketin iflasına kara verildiğini, itirazın iptali davasında kesinleşen alacaklarının masaya yazılması için iflas masasına başvurduklarını, alacaklarının 271.838,88 TL’sinin kabul edilerek bakiye alacağın reddedildiğini, itirazın iptali davasında hükmedilen asıl alacak, icra tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin başvuru tarihi olan 19/09/2014 itibariyle faiziyle birlikte alacak toplamının 1.518.680,27 TL olduğunu belirterek 1.518.680,27 TL alacağın masaya kaydını talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı müflis şirketi iflas idaresi vekili cevabında; bir tespit davası olan itirazın iptali davası kabul edilse bile sıra cetveline itiraz davasında gerçek alacak tutarının belirlenmesi gerektiğini, kayıt kabul davasında ispat yükü alacaklıda olup alacaklının borcun doğumu ve varlığını ispat etmesi gerektiğini, ayrıca masanın red kararında belirtildiği üzere yapılan ödemelerin düşülmediğini ve usulsüz ve fahiş faiz talep edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, kesinleşen itirazın iptali dosyasında davacının müflis şirketten 491.171,57 TL asıl alacağı bulunduğunun belirlendiği, kayıt kabul davasında mahkemenin bu kesin hüküm ile bağlı olduğu, iflas tarihi itibariyle davacının asıl alacağının faiziyle birlikte 1.108.998,11 TL olduğu, bu alacağın 271.838,88 TL’lik kısmının iflas masası tarafından kabul edildiği, davacının bakiye 837.159,23 TL alacağı bulunduğu, ayrıca davacının itirazın iptali davasında hükmedilen 196.468,62 TL inkar tazminatı, 7.487,20 TL yargılama gideri ve 28.346,86 TL vekalet ücreti alacağı da bulunduğu, böylece davacının 1.069.461,91 TL alacağının da masaya kaydı gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.069.461,91 TL davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; itirazın iptali davasında hükmedilen icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderine karar tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini, ancak bu alacak kalemleri yönünden faiz hesaplanmadığını belirterek kararın düzeltilerek onanmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının iflas masasına 687.640,19 TL alacağın kaydı için başvurduğunu, iflas masasının 27.838,88 TL alacağın masaya kaydına, kalan 415.801,31 TL alacağın masaya kaydı talebinin ise reddine karar verdiğini, ancak davacının dava dilekçesinde reddedilen miktarın değil, 1.518.680,27 TL’nin masaya kaydına karar verilmesini talep ettiğini, davacının iflas masasındaki talebinden daha fazla alacağın masaya kaydı talebinin usulü uygun olmadığını, kayıt kabul davasında alacağın tespit edilmesi gerekirken mahkemenin kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle alacağı araştırmadığını, kök raporda davacının alacağı 1.341.300,13 TL olarak hesaplanmış iken, ek raporda davacının alacağının 371.469,22 TL olarak hesaplandığını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m).Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut davada, İstanbul … İflas Dairesinin … İflas sayılı dosyasında verilen 17/11/2014 tarihli cevabı yazıda, alacaklının İİK 223. maddesi gereğince masraf yatırdığı, sıra cetveli kararının davacı vekiline 22/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiş, tebligat parçası da yazı cevabına eklenmiştir. Dava, 06/11/2014 tarihinde yasal süre içerisinde açıldığından işin esasının incelenmesi uygun görülmüştür. Dosya kapsamından davacının 19/09/2014 tarihli alacağın masaya kaydı talebinde; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/191 Esas sayılı itirazın iptali davası gereği müflis şirketten faiz ve masraflar hariç 687.640,19 TL alacakları bulunduğu, ayrıca asıl alacak ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağı da bulunduğu belirtilerek bu alacakların masaya kaydının talep edildiği, iflas masasının alacağın 271.838,88 TL’lik kısmının masaya kaydına, bakiye 415.801,31 TL alacağın ise yapılan ödemelerin düşülmediği, usulsüz ve fahiş faiz istemi olduğu ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verildiği, davacının toplam 1.518.680,27 TL alacaklarının masaya kaydı talebi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.069.461,91 TL davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiş, taraf vekilleri hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; kayıt kabul davasında davacının iflas masasına kayıt talebine göre hüküm kurulması gerekip gerekmediği, davacının alacağının miktarı, daha önce aynı alacağa ilişkin itirazın iptali davasının kayıt kabul davasında kesin delil olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 491.171,57 TL alacağın tahsili için davalı müflis şirket aleyhine takip başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/191 Esas sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasında davalının takibe itirazının iptaline karar verildiği, ayrıca davacı lehine 191.468,62 TL icra inkar tazminatı, 7.487,20 TL yargılama gideri ve 23.346,86 TL vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi kök raporunda; müflis şirket tarafından yapıldığı belirtilen ödemelerin itirazın iptali davasında alınan raporda dikkate alındığını, kesinleşen itirazın iptali davası gereği davacının müflis şirketten takip tarihi itibarıyla 491.171,57 TL alacağı bulunduğunu, bu alacağın faizi ile birlikte iflas tarihi itibarıyla 1.108.998,11 TL’ye ulaştığını, ayrıca davacının itirazın iptali davasında hükmedilen 191.468,62 TL icra inkar tazminatı, 7.487,20 TL yargılama gideri ve 23.346,86 TL vekalet ücreti alacağının eklenmesi ile toplam 1.341.300,13 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir. Davalı müflis şirketi iflas idaresi vekili rapora itirazında; müflis şirketin davacıya sattığı boyahane ve davacıya emaneten teslim ettiği malzemelerin davacının alacağından düşülmesi gerektiğini, yine davacının alacağı arasında yer alan vade farkı faturaların sözleşmeye aykırı olduğunu ve bu faturaların da alacaktan düşülmesi gerektiğini belirterek rapora itiraz etmiştir. Bilirkişiler ek raporunda; belge fotokopilerinden hareketle davalı müflis şirketin davacıdan alacağına dayanak gösterdiği faturaların taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi içerisindeki yerinin tespiti ve davalı lehine değerlendirilebilmesinin olanaklı olmadığını, davalının itirazına konu gecikme bedeline ilişkin faturaların itirazın iptali davasında kesinleşen alacak tutarı içinde yer aldığını, bu nedenle kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerinde değişiklik olmadığını, davalının itirazına konu meblağların alacaktan düşülmesi halinde davacının asıl alacağının 61.636,69 TL olacağını, bu alacağın iflas tarihi itibarıyla faizi ile birlikte 139.167,20 TL’ye ulaştığını, itirazın iptali davasında hükmedilen 191.468,62 TL icra inkar tazminatı, 7.487,20 TL yargılama gideri ve 23.346,86 TL vekalet ücreti alacağının eklenmesi ile davacının toplam 371.469,22 TL olacağı belirtilmiştir.İlk derece mahkemesi, davacının kök raporda hesaplanan 1.341.300,13 TL alacağı bulunduğu, masaya kaydına karar verilen miktarın düşülmesinden sonra kalan 1.069.461,91 TL alacağın da masaya kaydı gerekçesiyle 1.069.461,91 TL alacağın masaya kaydına karar verilmiştir. Davalı taraf, iflas masasında reddedilen kısmın masaya kaydı için dava açılması gerekirken, reddedilen alacaktan fazla miktarın masaya kaydı için dava açıldığını ileri sürmüştür. Yargıtay 19. HD’nin 2009/6645 Esas, 2009/9715 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, kayıt kabul davasında, davacının iflas masasına kayıt talebindeki istemi gözetilerek hüküm kurulmalıdır. Somut olayda, davacı iflas masasına sunduğu dilekçede, faiz ve masraf hariç 491.171,57 TL asıl alacak ve 196.468,62 TL icra inkar tazminatı olmak üzere toplam 687.640,19 TL alacakları bulunduğunu beyan etmiş, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama gideri alacağı da bulunduğu belirtilerek bu alacakların masaya kaydını talep etmiştir. Buna göre davacının iflas masasına kayıt talebinde alacak miktarını açıkça belirtmediği ve itirazın iptali davasına konu asıl alacağın ferileri ile birlikte masaya kaydını talep ettiği görüldüğünden kayıt kabul davasında masaya kaydı talep edilen alacağın, iflas masasındaki kayıt talebine göre istendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının, kayıt kabul davasında, iflas masasına kayıt talebindeki istemin gözetilmediği yönündeki itirazı somut olaya uygun düşmemektedir. Diğer taraftan taraflar arasında daha önce görülen itirazın iptali davasında davanın kabulü yönünden verilen hükme göre, davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 491.171,57 TL alacağı bulunduğu, davalı müflis şirketin davacıdan alacağı bulunduğu yönünde sunduğu belgelerin davalı lehine değerlendirecek nitelikte olmadığı, yine davalı müf1is şirketin davacının sözleşmeye aykırı düzenlediğini ileri sürdüğü faturaların itirazın iptali davasında da değerlendirildiği ancak sözkonusu faturalara konu alacağın itirazın iptali davasında hükmedilen alacak tutarı içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının iflas tarihi itibarıyla 491.171,57 TL asıl alacak ve 617.826,54 TL faiz olmak üzere 1.108.998,11 TL alacağı bulunduğu, ayrıca itirazın iptali davasında hükmedilen 191.468,62 TL icra inkar tazminatı, 7.487,20 TL yargılama gideri ve 23.346,86 TL vekalet ücreti alacağının eklenmesi ile toplam 1.341.300,13 TL alacağının bulunduğu görüldüğünden davalının alacağın miktarına yönelik istinaf taleplerinin de reddi gerekir. Ayrıca davacı taraf, itirazın iptali davasında hükmedilen icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretine iflas tarihine kadar faiz hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 281/1 fıkrasının ilk cümlesi; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” hükmünü düzenlemektedir. HMK’nın 281. maddesi hükmü değerlendirildiğinde; bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile bilirkişi raporuna itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğacaktır. Başka bir anlatımla; bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır ve ikinci bilirkişi raporu veya ek rapor, birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (KURU, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753). Somut davada, bilirkişi kök raporunda, itirazın iptali davasında hükmedilen icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderine iflas tarihine kadar faiz işletilmemiş, davalı süresinde rapora itiraz etmemiş, süre geçtikten sonra duruşmada anılan alacak kalemleri yönünden ek rapor alınması hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir. Davacı taraf rapora itirazda bulunmadığından, kök raporda tespit edilen icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama gideri alacakları yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğuğunun kabulü gerekir. Bu nedenle davacının icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının eksik hesaplandığı yönündeki istinaf başvurusunun da reddi gerekir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1388 Esas, 2018/1054 Karar ve 11/10/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL harçtan taraflarca ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacı ve davalıdan ayrı ayrı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile İİK’nın 164/2.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2022