Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/919 E. 2022/752 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/919 Esas
KARAR NO: 2022/752
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/12/2018
NUMARASI: 2018/218 Esas, 2018/1254 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; kooperatif üyesi olan davalının, kooperatifin 24/04/2011 tarihli 2010 yılı olağan genel kurulu ve 08/09/2013 tarihli 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında kararlaştırılan aidat borcunu ödemediğini, bunun üzerine borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu belirterek 13.850,00 TL asıl alacak ve 4.931,34 TL işlemiş faiz yönünden davalı borçlunun takibe itirazının iptaline, takibin aylık %1,5 (yıllık %18) faiz ile devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı taraf süresinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE EK KARARI Mahkemece, davalının davacı kooperatife 13.850,00 TL aidat borcu bulunduğu, takibin dayanağı olarak gösterilen genel kurulda ödemelerini geciktiren üyelerden aylık %3 (yıllık % 36) faiz alınmasına karar verildiği, 6098 sayılı TBK 120/2. maddesine göre sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranının, yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, takip tarihinde yıllık yasal temerrüt faizinin % 9 olduğu, buna göre davacının 13.850,00 TL ana para, 4.850,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.700,81 TL alacaklı olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 13.850,00 TL asıl alacak, 4.850,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.700,81 TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren yıllık % 18 faiz yürütülmesine, alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. İlk derece Mahkemesi 17/01/2019 tarihli ek kararı ile, taraflara tanınan hak ve borçların tavzih yoluyla düzeltilemeyeceği gerekçesiyle, davacının, davalı lehine hükmedilen maktu vekalet ücretinin tavzihen düzeltilmesi talebi reddedilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; davanın reddeddilen miktarının 80,53 TL olmasına rağmen mahkemece maddi hataya dayalı olarak davalı lehine maktu 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, bu husustaki tavzih taleplerinin de usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini belirterek ek kararın kaldırılmasını ya da hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkilinin kooperatif bünyesinde olan taşınmazını satıp devrettiğini ve yıllar sonra aidat borcu ile karşılaştığını, müvekkilinin davalı kooperatifin verdiği hiçbir hizmetten yararlanamadığını, ortağın çıkma iradesinin örtülü olarak açıklanabileceğini, yargılamada müvekkilinin üyeliği hususunun incelenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Davacı kooperatifin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Davacı tarafından davalı aleyhine 13.850,00 TL asıl alacak ve 9.862,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.712,69 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacının 13.850,00 TL asıl alacak ve 4.931,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.781,34 TL yönünden davalının takibe itirazının iptalini talep ettiği, dava değerinin de 18.781,34 TL olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takibin 13.850,00 TL asıl alacak ve 4.850,81 TL işlemiş faiz yönünden devamına karar verilmiş, davacı taraf hükmü istinaf etmiştir. HMK’nın 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi olan 2018 yılı itibariyle 3.865,00 TL’ye ulaşmıştır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince davanın reddedilen miktarı dikkate alındığında, davacı yönünden karar kesin niteliktedir. HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1. maddesi gereğince istinaf mahkemesince de karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler kapsamında davacının aleyhine, reddedilen miktarın karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle ve bu anlamda istinafa kabil bir karar bulunmadığından davacı vekilinin istinaf dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmesi uygun görülmüştür. Davalı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Dava; kooperatif üyelik aidat bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık; kooperatif üyeliğinden kaynaklanan bağımsız taşınmazı üçüncü kişiye devreden üyenin, kooperatif üyeliği ile ilgili sorumluluklarının sona erip ermediği, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; davalının üyeliğin devri hususunda kooperatife başvurusunun olmadığı, davalı kooperatifin takip tarihi itibarıyla davalıdan 13.850,00 TL aidat alacağı bulunduğu, takip tarihinde yıllık faiz % 9 oranında olup 6098 Sayılı TBK’nın 120/2 maddesi uyarınca aidata uygulanacak yıllık temerrüt faizinin yıllık yasal faiz oranının yüzde yüzden fazla olamayacağı, bu nedenle davacının talep edebileceği işlemiş faizin 4.850,81 TL olacağı belirtilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 14.maddesinin son fıkrasında; ortaklığın devredilebileceği, yönetim kurulunun ortaklığı devralan kişinin, ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul edeceği belirtilmiştir. Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/02/2003 tarihli 2002/9163 Esas, 2003/1171 Karar sayılı ilamında kısaca; Yapı Kooperatiflerinde, kooperatif tarafından yaptırılan ve müstakil tapu ile ortağı adına tescil edilen taşınmazın ortak tarafından üçüncü kişilere satışı halinde ortaklık payınında satın alana geçmeyeceği, payın ayrıca devredilmesi gerektiği, ortaklık payının devredilmedikçe kooperatif karşısında taşınmazı satan ortağın, ortaklık sıfatı ve sorumluluğunun devam edeceği ifade edilmiştir. Kooperatiflerin, kendi ortaklarının ekonomik yararlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet sureti ile koruyacakları 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 1.maddesinde belirlenmiştir. Yapı kooperatiflerinde ise, ana sözleşmelerine konulan madde ile kooperatifin amacının, ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılanması olacağı hususu belirtilmiştir. Bu amaçlarının gerçekleşmesi doğrultusunda kooperatif ana sözleşmesinin 21,23/6 ve 61.maddesi gereğince konutun ve işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Uygulamada, kooperatif ve ortak arasındaki anlaşmazlıkların çoğunun ödemelere ilişkin olduğu görülmektedir. Ortaklardan tahsil edilecek miktar, zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve temlik edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. (1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 42. maddesi, Anasözleşme 23/6 ). Genel kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel kurul kararlarının iptali 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53.maddesinde düzenlenmiştir. Genel kurul kararı iptal edilmedikçe taraflar yönünden bağlayıcı olacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin, “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.Somut davada, kooperatif üyeliği nedeniyle kazanılan bağımsız taşınmazı üçüncü kişiye devreden davalı tarafça, yasa ve anasözleşme hükümleri çerçevesinde üyeliğin devrine dair herhangi bir belge dosyaya ibraz edilememiştir. Bu nedenle, raporda belirtildiği üzere davalı üyenin kooperatif üyeliğinin devam ettiğinin kabulü gerekir. Diğer taraftan genel kurul kararı iptal edilmedikçe taraflar yönünden bağlayıcı olacaktır. Davacının takibe konu ettiği alacak miktarı genel kurul tarafından belirlenmiş, genel kurul kararınının iptaline dair herhangi bir dava açılmamıştır, bu durumda bilirkişinin kooperatif kayıtları ve özellikle genel kurul kararını inceleyerek hazırlamış oldukları raporunun, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğunun kabulü ve kooperatif üyesi olan ortağın sorumlu olduğunun kabulü gerekecektir. Mahkemece anılan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktar yönünden usulden reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/218 Esas, 2018/1254 Karar ve 04/12/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Davacı vekilinin ek karara ve karara yönelik istinaf başvurusunun miktar yönünden USULDEN REDDİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak karşılanan 320,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 239,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak karşılanan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-Davalı ve davacı tarafından yapılmış olan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/06/2022