Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/91 E. 2022/513 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/91 Esas
KARAR NO: 2022/513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/05/2018
NUMARASI: 2014/1418 Esas, 2018/470 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; uydu üzerinden yayın yapan TV kanallarının yayınladıkları içeriği uyduya taşıyabilmek için Turksat ile bağlantı kurduklarını, bu bağlantıların Ankara/Gölbaşı’nda bulunan Turksat yer istasyonundan veya Almanya’daki yer istasyonundan sağlandığını, davalı şirketin de yurtdışındaki yer istasyonunu kullanmayı tercih eden bir kanal olduğunu, taraflar arasında imzalanan 05/09/2013 tarihli sözleşme ile davalının yayınlarını müvekkili şirketten aldığı devre sayesinde Turksat’ın Almanya’daki yer istasyonu üzerinden uyduya gönderdiğini, bu uydu bağlantısı haricinde davalının İstanbul ve Ankara şubelerinin birbiri ile irtibatlandırılarak bu hat üzerinden İstanbul Ankara arasında yayın geçirilmesinin sağlanması hizmetleri ile internet sağlayıcılığı hizmeti de verildiğini, davalının 27/07/2014 tarihli ihtarname ile, Turksat 4A uydusunun gönderilmesi nedeniyle TV yayınlarının 01/07/2014 tarihi itibarıyla zorunlu olarak Gölbaşı istasyonuna ulaştırılması gerektiği belirterek hizmetin Gölbaşı üzerinden verilmesinin sağlanmasını, ayrıca ücrette indirim yapılmasını talep ettiğini, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, Turksat 4A uydusu atılması nedeniyle Gölbaşı’nda bulunan yer istasyonunun kapasitesinin genişlediğini ve Turksat’ın TV kanallarına, istemeleri halinde yurtdışındaki yer istasyonunu terk edebileceklerini ilettiğini, bunun zorunlu yasal dayanağı olmayıp teklif niteliğinde olduğunu, ayrıca davalıya sağlanan diğer iki hizmetin de Turksat 4A uydusu ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin yapıcı girişimlerine rağmen davalı şirketin 2014 yılı Temmuz hizmetine ait faturayı iade ettiğini ve sözleşmeyi 30/06/2014 tarihi itibarıyla feshettiğini beyan ettiğini, bu nedenle 07/08/2014 tarihi itibarıyla hizmeti durdurduklarını, sözleşmenin süresinden önce ve haklı bir sebep olmadan tek taraflı feshi nedeniyle sözleşme uyarınca tüm hizmet bedellerinin muaccel hale geldiğini, bu kapsamda düzenlendikleri 253.286,82 TL tutarındaki faturayı davalının iade ettiğini, anılan fatura alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, ancak davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline ve alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkilinin … TV olarak yayın yapı kanalın işletme hakkı sahibi olduğunu, yaptığı yayınların uydu bağlantısı için uydu alt yapı işletmeciliği veren davacıdan yalnızca uydu bağlantısı alt yapı hizmeti teklifi istediğini, İstanbul Ankara stüdyoları arasındaki data bağlantısı ve internet sağlayıcılığına dair diğer iki hizmetin paket içinde hizmete dahil edilmiş olup, toplam ücretin tek hizmet bedeli olarak fiyatlandırıldığını, stüdyolar arasındaki data bağlantısının hiçbir zaman kullanılmadığını, davacının hazırladığı sözleşme matbu olup müzakere yapılmadan imzalandığını, genel işlem şartı taşıyan ve içeriği görüşülmeyen sözleşmenin müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını, Turksat’ın, yayınların Gölbaşı yerleşkesine iletilmesi için isteğe bağlı teklifte bulunduğu iddiasının dayanaksız olduğunu, Turksat üzerinden yayın alan kuruluşların tekel gücü olan Turksat kararına uymak zorunda olduğunu, müvekkilinin yayınlarının kesilmemesi ve frekans alanını kaybetmek gibi bir seçeneği olmayacağını, Turksat’ın 12/06/2014 tarihli ihtarı üzerine uydu bağlantısının Gölbaşı yerleşkesinden yapılması için davalıdan talepte bulunduklarını, davalının taleplerine cevap vermemesi üzerine 27/06/2014 tarihli ihtarname ile Turksat’ın verdiği sürenin 30/06/2014 tarihinde sona ereceği verilerek uydu data hizmetinin Gölbaşı üzerinden verilmesi, aksi halde 30/06/2014 tarihi itibarıyla hizmeti kesmeleri gerektiğinin ihtar edildiğini, davacının bu ihtara da kayıtsız kalması üzerine yayınlarının kesilmemesi adına dava dışı şirket ile Gölbaşı üzerinden uydu data hizmeti verilmesi hususunda anlaşma yapmak zorunda kaldığını, davacının 30/06/2014 tarihinden sonra hizmet vermediği halde nasıl hesaplandığı anlaşılamayan şekilde fahiş hizmet bedeli talep ettiğini, istenen ücretin içinde yapmadığı maliyet masraflarını da istediğini, uydu data bağlantısının Gölbaşı üzerinden verilmesi halinde maliyet düşeceği ve sözleşme bedeli değişeceği için davacının değişikliği kabul etmediğini belirterek davanın reddini ve davacının alacağın alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği, fesih tarihinden sonraki dönemler için ayrıca verilmeyen hizmetler yönünden davalının bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; davalının feshe gerekçe gösterdiği Turksat 4A uydusuna geçiş ve bu bağlamda Gölbaşı yer istasyonunun kullanılmasının yasal zorunluluk olmadığını, Turksat’ın tekel konumunda da bulunmadığını, …, … ve … gibi birçok uydu üzerinden yayın yapılmasının mümkün olduğunu, Turksat’ın yurtdışı yer istasyonunu kullanan müşterilerini geçişe zorlamadığını, birçok kanalın yurtdışı yer istasyonu aracılığıyla yayın yapmaya devam ettiğini, bu nedenle mahkemenin Turksat’ın tekel mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davayı reddetmesinin doğru olmadığını, davalı şirketin sözleşme konusu işleri daha düşük bedel ile yapacak firma bulduğunu ve bu nedenle sözleşmeyi süresinden önce haksız feshettiğini, sözleşmenin sürdürüleceği inancıyla müvekkili şirketin dava dışı şirketlerle yaptığı anlaşmalar bulunduğunu ve bu yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ettiğini, ayrıca hizmetin ifası için kurulum masrafı yaptığını, mahkemenin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin yaptığı masrafları hiçe saydığını, sözleşmenin ilgili maddesi gereği tüm hizmet bedellerinin tamamının muaccel hale geldiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf talebinin reddini savunmuş, katılma yolu ile istinaf talebinde davacının vermediği hizmet için fatura düzenlemesi ve takip başlatması nedeniyle kötü niyetli olduğunu belirterek icra tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, hizmet alımı sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında düzenlenen 05/09/2013 tarihli sözleşme ile davacının, davalının işletme ve lisans hakkı sahibi olduğu TV kanalının yayınlarının uydu bağlantısı alt yapı hizmetini sağladığı, bunun yanında davalının İstanbul Ankara şubeleri arasında yayın geçirilmesinin sağlanması hizmetleri ile internet sağlayıcılığı hizmeti de verildiği, davalının 27/06/2014 tarihli ihtarname ile, Turksat 4A uydusunun gönderilmesi nedeniyle TV yayınlarının 01/07/2014 tarihi itibarıyla zorunlu olarak Gölbaşı istasyonuna ulaştırılması gerektiği belirterek hizmetin Gölbaşı üzerinden verilmesinin sağlanmasını, ayrıca ücrette indirim yapılmasını talep ettiği, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiği, davalının 30/06/2014 tarihinden itibaren davaya konu hizmeti dava dışı şirketten almaya başladığı, davacının sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle tüm hizmet bedelinin muaccel olduğu gerekçesiyle 253.286,82 TL tutarında fatura düzenlendiği, anılan fatura alacağının tahsili için davalı hakkında takip başlatıldığı, takibe itiraz üzerine itirazın iptali için bu davanın açıldığı görülmektedir. Mahkemece, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği ve 30/06/2014 tarihinden sonra davacının hizmet vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Uyuşmazlık; davalının süresinden önce sözleşmeyi feshetmesinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, erken fesih nedeniyle davacının tüm sözleşme bedeline hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında; tarafların defter ve kayıtları arasındaki uyuşmazlığın davacı defterinde kayıtlı olan 253.286,82 TL tutarındaki faturanın davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, davalının anılan faturayı süresinde iade ettiği, Turksat’ın 12/06/2014 tarihli ihtar mahiyetli; 01/07/2014 tarihine kadar yayınların Gölbaşı üzerinden geçirilmesi, aksi halde yayınların iletim sıkıntısı olabileceğine dair yazısı nedeniyle davalının Turksat üzerinden alınan lisans ve yayın hakkının kaybedilmesi sonucunu doğurabilecek bu durum karşısında sözleşmeyi yeni çıkan bu duruma uyarlamasını talep ettiği, ancak davacının durumun aksi olduğuna ya da sözleşmenin düzeltilmesine ilişkin bir davranış göstermediği, davalının sözleşmeden sonra ortaya çıkan bu yeni durum nedeniyle sözleşmenin uyarlanmasını talep hakkı bulunduğu ve davacının uyarlama şartlarını yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, sözleşmenin 5/4 maddesinde hizmetlerin sunulmaya başlamasından sonra iptal edilmesi halinde ödenmesi gereken hizmet bedelinin tamamının davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu maddeden kastın 30/06/2014 fesih tarihinden önce verilmiş hizmet bedellerinin olduğu, fesih tarihinden sonra hizmet verilmediği ve davacının ücrete hak kazanmadığı belirtilmiştir. Davacı taraf, Turksat’ın uydu alt yapı hizmetinin Gölbaşı’nda bulunan yer istasyonundan sağlanması isteğinin zorunlu olmadığını, davalının sözleşmeyi süresinden önce feshinin haklı nedene dayanmadığını, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle tüm sözleşme bedelinin muaccel hale geldiğini belirterek karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5.4 maddesi; “İlgili Sipariş Formlarında (i) Müşteri talebiyle veya yasal bir zorunluluk nedeniyle değişiklik yapılması, (ii) bir hizmet sunumunun “Yükseltilmesi” (sunum şeklinin iptali ve daha yüksek kapasiteli yeni bir sunum şeklinin devreye sokulması) veya (iii) bir hizmet sunumunun “Düşürülmesi” (sunum şeklinin iptali ve daha düşük kapasiteli yeni bir sunum şeklinin devreye sokulması) veya (iv) “Değiştirilmesi” (bir hizmet sunum şeklinin bir veya iki farklı sonucu birleştiren başka bir sunum şekliyle değiştirilmesi) hallerinde ilgili hizmet iptal edilmiş sayılır. Böylesi hallerde Sipariş formlarında yer alan İptal Ücretleri ve Hizmetlerle ilgili olarak … tarafından üstlenilmiş veya üstlenilecek olan tüm maliyet ve masraflar Müşteri tarafından …’a derhal ödenecektir. Hizmetlerin … tarafından sunulmaya başlamasından sonra iptal edilmesi halinde ise ilaveten işbu Sözleşme ve İlgili Siparişi Formları kapsamında ödenmesi gereken hizmet bedellerinin tamamı derhal …’a ödenecektir.” hükmünü düzenlemektedir. Sözleşmenin 5.4 maddesi uyarınca ilgili sipariş formlarında davalı müşterinin talebiyle değişiklik yapılmasının mümkün olduğu görülmektedir. Sipariş Formunun 2. maddesi ise talep edilen hizmetleri düzenlemektedir. Davalı tarafında, Turksat 4A uydusunun gönderilmesi nedeniyle, Turksat’ın 12/06/2014 tarihli yazısı doğrultusunda, yayınlarının 01/07/2014 tarihi itibarıyla zorunlu olarak Gölbaşı istasyonuna ulaştırılması gerektiğini beyan ederek hizmetin Gölbaşı üzerinden verilmesini talep etmiştir. Ancak davacının bu değişiklik talebini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davalının sözleşmeden sonra ortaya çıkan bu yeni durum nedeniyle sözleşmenin uyarlanmasını talep hakkı olup, davacının uyarlama şartlarını yerine getirmemesi nedeniyle davalının sözleşmeyi feshi haklı nedene dayanmaktadır. Ayrıca sözleşmenin 5.4 maddesinde müşteri talebiyle ya da yasal zorunluk nedeniyle sipariş formlarında değişiklik yapılması, ayrıca hizmet sunumunun yükseltilmesi, düşürülmesi veya değiştirilmesi hallerinde ilgili hizmetin iptal edilmiş sayılacağı belirtilmiş ve bu kapsamda davacının talep edebileceği alacak hüküm altına alınmıştır. Oysa somut olayda davalının değişiklik talebinin kabul edilmediği ve hizmette değişiklik yapılmadığı anlaşıldığından, davacının bu madde kapsamında ücrete hak kazandığı kabul edilemez. Buna göre davalının sözleşmeyi süresinden önce feshinin haklı nedene dayandığı, fesihten sonra davacının hizmet vermediği, sözleşmenin 5.4 maddesinin olayda uygulama yeri olmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bunun yanında davalı tarafta davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini belirterek hükmü istinaf etmiştir. İtirazın İptali başlığı altında düzenlenen İİK’nın 67/2 fıkrası; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü düzenlemektedir. Somut uyuşmazlıkta davacının sözleşmeyi yorumlayarak alacağı bulunduğu gerekçesiyle takip başlattığı ve kötüniyetli olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davalının icra tazminatı talebinin reddine karar vermesinde isabetsizlik görülememiştir. Açıklanan nedenler ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1418 Esas, 2018/470 Karar ve 25/05/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. Maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/04/2022