Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/908 E. 2019/1556 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/908 Esas
KARAR NO : 2019/1556
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2018
NUMARASI : 2018/1696 D.İş, 2018/1696 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/09//2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkiline ait konutun davalı … nezdinde … sayılı Konut Paket Sigorta Poliçesiyle sigortalandığını, terör nedeniyle evinde hasar meydana geldiğini, müracaata rağmen hasar bedelinin ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulması kaydıyla evin değeri ve zayi olan eşyalar için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Talep sahibi daha sonra dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiş, konut için 89.775,00 TL, eşyalar için 23.750,00 TL talepte bulunmuştur.
SAVUNMA
Sigortalının başvurusu ile hasarın tespiti ile ilgili olarak gerekli incelemelerin yapıldığını, olayla ilgili olarak idari makamlarca kabul edilmiş tek bir uygulamanın olmadığını, 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca sigortalının zararını idareden tazmin etme imkanının doğduğunu, sigortalının bölgede yürütülen terörle mücadeleden hemen önce sigorta yaptırma yoluna gittiğini, terör riskini bildiğini, sorumluluklarının bulunmadığını belirterek başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyeti 09/11/2017 tarihli kararında “başvurunun kabulü ile toplam 113.525,00 TL tazminatın 26/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden tahsiline, 11.832,00 TL vekalet ücretinin sigorta şirketinden tahsiline” karar vermiştir.
İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI
İtiraz Hakem Heyeti 23/02/2018 tarihli kararında, itirazın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu poliçede dain ve mürtehin sıfatıyla … Bankası Yenişehir/Mardin şubesinin kayıtlı olduğunu, poliçeye dayalı talep ve dava haklarının öncelikli alacaklı konumunda bulunan bankaya ait olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, esasen geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunmadığını, başvuranın bölgede yürütülen terörle mücadeleden hemen önce sigorta yaptırma yoluna gittiğini, terör riskini bildiğini, bilgi verme yükümlülüğünün ihlal edildiğini, tespit edilen 5233 Sayılı Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun uyarınca Devletin zararı üstlendiğini, davacının bu yönde bir müracaatının bulunması durumunda mükerrer tahsilat gerçekleştireceğini, müracaatın bulunması durumunda sonucun beklenmesi gerektiğini, zararın kapsamının tam belirlenmediğini, vekalet ücretinin 5684 Sayılı Kanunun 30/17.maddesine aykırı şekilde belirlendiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti Kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava konut sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında …Bankası Yenişehir/Mardin Şubesi marifetiyle, 21/01/2016 başlangıç, 21/01/2017 bitiş tarihli 15357979 nolu bina için 120.000,00 TL, eşya için 25.000,00 TL terör teminatı limitli sigorta poliçesi düzenlendiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, şubenin dain ve mürtehin sıfatının bulunup bulunmadığı, davaya muvafakatının gerekip gerekmediği, geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunup bulunmadığı, sigorta ettirenin beyan hükümlülüğünü ihlal edip etmediği, 5233 Sayılı Kanun kapsamında davacının müracaatının bulunup bulunmadığı, sonucunun beklenmesinin gerekip gerekmediği, zararın kapsamının usulüne uygun olarak belirlenip belirlenmediği, takdir edilen vekalet ücretinde yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, poliçede dain ve mürtehin sıfatının bulunmadığı görülmüştür.Davacının terörle mücadele kapsamında sokağa çıkma yasağı ilanından kısa bir süre önce sigorta yaptırdığı, rizikonun davacı tarafından bilindiği, konutundaki iddiası soyut iddialar olup basiretli tacir sıfatıyla bağdaşmadığından davalının bu yöndeki iddialarının dinlenmesi mümkün görülmemiştir.Dosya kapsamında bulunan Mardin Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Komisyon Başkanlığı’nın 18/10/2017 tarihli yazı cevabına göre; davacının 5233 Sayılı Kanun kapsamında Mardin Valiliği/Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’na müracaatta bulunduğu, kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacının idareye yaptığı müracaatının beklenmesine gerek görülmemiştir. Davacının komisyondan bu yönde bir tahsilatının bulunması durumunda mükerrer tahsilat sebebiyle kendisine rücu her zaman mümkündür. Dosyaya ekli fotoğraflar göz önüne alındığında, talep sahibine ait konutun terör sebebiyle tamamen yıkıldığı, eşyalarının zayi olduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından alınan bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli olduğu görülmüştür. Sigortacılık Kanunun 30.maddesinin 17.fıkrası vekalet ücreti takdirinde talebin kısmen kabulü veya tamamen reddi halini düzenlemiş olup, somut uyuşmazlıkta tam kabul bulunmaktadır. Yine takdir edilen vekalet ücretinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK m.353/1.b.1 gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Davalı tarafça istinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay’a Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/09/2019