Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/896 E. 2019/1133 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/896 Esas
KARAR NO : 2019/1133
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 07/01/2019
NUMARASI : 2015/73 ESAS
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 04/07/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı kooperatif denetçisi, 13.06.2014 tarihli dava dilekçesinde, davalı kooperatif eski yönetim kurulu üyelerinin, kooperatifin idari işlerini usul ve yasa hükümlerine uygun şekilde gerçekleştirmeyerek kooperatifin idari para cezası ile muhatap olmasına neden olduklarını, sorumluluklarının doğduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik,10.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 22.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 120.531,24 TL ‘nin davalılardan sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 05.01.2019 tarihli dilekçe ile ise ,tapuda müvekkili kooperatif adına kayıtlı olan, … İli, … İlçesi, … parsel, … blok Kat: … mesken niteliğindeki 45 nolu bağımsız bölüm ile 1 nolu bağımsız bölümün üçüncü kişilere devir ve temliklerinin önlenmesi bakımından tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 07.01.2019 tarihli ara karar ile davanın, davacı kooperatif yönetim kurulu üyesi olan davalıların sorumluluğuna dayanan tazminat davası olduğu, ancak dava konusu üzerine tedbir konulabileceği, bu aşamada ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu olmadığı, HMK 389. vd madde hükümlerinde ki öngörülen koşullar gerçekleşmediği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ara karar, yasal sürede davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, ek raporda sorumluluk tutarlarının belirtildiğini,17.02.2016 tarihli ara karar ile kooperatif hissesini eşine devretmek isteyen davalı … ‘ün ortaklık payına tedbir konulduğunu, yeni çıkan İmar Barışı yasasından faydalanan kooperatifin binalarını yasal hale getirerek her bir ortağın payına düşen dairenin kat mülkiyeti tapusunu çıkarttığını ve tapuları ortaklara devretmeye başladığını ,kooperatifin ferdileşme sürecine girdiğini, mahkemenin konuta dönüşmüş olan ve artık bir maddi değeri kalmayan ortaklık payı yerine davalılara düşen daireler üzerine tedbir talebini kabul etmesi gerekirken haklı taleplerini ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek 07.01.2019 tarihli tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatif yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Derdest dosyada, davacı vekilinin taşınmazların üzerine devir ve temlikin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine dair ara karar istinaf edilmiştir. Ancak dosyanın ön inceleme aşamasında, mahkemenin, 2015/73 Esas, 2019/132 Karar ve 22.02.2019 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne dair esastan karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, istinaf konusu ara kararın esası ile inceleme yapılması gerekip gerekmediğinin yasal düzenlemeler kapsamında ve öncelikle tartışılmasına ihtiyaç duyulmuştur.6100 sayılı HMK’nun 341. maddesinde, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı ile birinci fıkrada, ilk derece mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, istinaf konusu ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar, ara karardır. Yasanın onuncu kısmında, geçici hukuki korumalara yer verilmiş, birinci bölüm, 389 vd maddelerde ihtiyati tedbir düzenlenmiştir. Mahkemece aksi belirtilmemiş olmadıkça, ihtiyati tedbir kararının etkisi, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. ( HMK .397/2. Fıkra). HMK 397. maddedeki düzenleme mülga HUMK m.112’ deki kuralı terse çevirmiştir. HUMK 112’ deki kural, mahkeme aksine karar vermedikçe esas hakkında hüküm verilmesi halinde İhtiyati tedbirin kalkmasını düzenlemekte idi. 397. maddede ki yasal düzenleme kapsamında ve somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken diğer yasal düzenlemeler kapsamında, ilk derece mahkemesi tarafından esasa dair hüküm verilmiş olması, ihtiyati tedbire dair uyuşmazlığa son vermek için yeterli olmayacağından ve özellikle hüküm henüz kesinleşmediğinden, hükümden önce verilen ve istinaf edilen ara kararın incelenmesi gerekmiştir. Aksinin kabulü, yasanın işlerliğinin ortadan kaldırılması, tarafların adalete ulaşımının engellenmesi ve diğer yargılamaya hakim olan ulusal ve uluslarası ilkelere aykırılık teşkil edebilecektir. İhtiyati tedbir, yukarıda ifade edildiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı ile, ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, şartların varlığı halinde bir davada her konuda ihtiyati tedbir kararı verilmemekte yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Somut olayda, davacı talebi, tapu kayıtları üzerine devir ve temlikin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasıdır. Ne var ki tapu kayıtları uyuşmazlık konusu değildir. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin şartları oluşmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu ret kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İstanbul Anadolu 6, Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/73 Esas sayılı dosyasında verilen 07.01.2019 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi uyarınca REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan peşin olarak yatırılan toplam 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, harcanmayan gider avansının varlığı ve talep halinde davacı tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1- f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/07/2019