Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/884 E. 2022/797 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/884 Esas
KARAR NO: 2022/797
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2017/1085 Esas, 2018/1162 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hisar Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün toplam 797.131,12 TL vergi alacağının masaya kaydı için … kayıt numarası ile müracaat edildiğini, iflas idaresince bu alacağın 76.042,62 TL’sinin kabul edildiğini, bakiye 721,088,50 TL’nin İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/668 E. sayılı dosyasında halihazırda derdest bir davanın olması gerekçe gösterilerek reddedildiğini, ancak idareye karşı açılmış bu esasla bir dava bulunmadığını, ayrıca vergi alacaklarıyla ilgili olarak davanın vergi mahkemesinde görülmesi gerektiğini, reddedilen kısımla ilgili böyle bir davanın bulunması halinde red yerine alacağın İhtilaflı alacak olarak kabul edilmesi gerektiğini, iflas idaresi kararının 08.12.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın15 günlük süre içerisinde açıldığını belirterek 721.088,50 TL alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı müflis şirketin İflas Masası Alacaklılar Sıra Cetvelinin … kayıt numarasında 797.131,12-TL tutarındaki alacak kayıt talebi ile ilgili olarak İflas Masası tarafından kabul edilen 76.042,62-TL’lik kısmın kesinleşen bir takım bakiye karar harçları ve maktu karar harçlarına ilişkin olduğu, İflas Masasınca davacının alacak kayıt talebinin 721.088,50-TL tutarındaki reddedilen kısmının ise Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/668 Esas sayılı dosyasının bakiye karar harcı olup söz konusu bakiye karar harcına ilişkin hükmün Yargıtay tarafından bozulduğunu, bozmadan sonra yargılamanın önce İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/668 Esas sayılı dosyasında, daha sonra İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/678 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmeye devam ettiğini, Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/668 Esas sayılı dosyasından kurulan hükümde belirtilen 721.088,50-TL tutarındaki bakiye karar harcının söz konusu hüküm bozulmuş olduğundan İflas Masası Alacaklılar Sıra Cetveline kaydının söz konusu olamayacağını, davanın halen derdest olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davacı taraf Yargıtayca bozulan Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/668 esas nolu ilamınına dayalı olarak bakiye karar ve ilam harcından dolayı kayıt kabul talebinde bulunmuş ise de, söz konusu kararın yargıtayca bozulduğu, bakiye karar ve ilam harcına ilişkin hükmün kesinleşmediği bu nedenle müflis şirketin iflas masasına davacı alacağı olarak kaydının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Yargıtay kararlarına göre Vergi alacağının İflas masasınca ancak, zamanaşımı, ödeme veya mükerrer kayıt iddiasına dayanılarak reddedilebileceğini, aksi takdirde, kabul edip Vergi Mahkemesinde itiraz edilebileceğine hükmetmesi gerektiğini, Vergi alacağını yargılayabilecek mahkemelerin özel ihtisas mahkemeleri olduğunu, dava açılabilmesi için vergi mükellefleri veya temsilcilerinin vergi borçlarına itiraz etmeleri gerektiğini, karar başlığında müflis şirketin unvanının yanlış yazıldığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul …İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 01.01.2018 tarihli cevabı yazıda, sıra cetveli ilanının 08.12.2017 tarihli … Gazetesinde ve 12.12.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği, red kararının 08.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tebliğ için masraf verdiği bildirilmiştir. Davanın, 11.12.2017 tarihinde yani yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dosya kapsamından; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/134 Esas 2014/80 Karar sayılı kararı ile 14.04.2014 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verilen Müflis … A.Ş. hakkındaki iflas tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, davacı idarece 797.131,12 TL vergi alacağının masaya kaydı için … kayıt numarası ile masaya müracaat edildiği, İflas İdaresince; “…ibraz edilen belgelerin incelenmesi neticesinde; kayıtlı alacağın 76.042,62-TL’nin kabulü ile (3.) sıraya alınmasına, bakiye 721.088,50-TL’nin ise dosya müflisi şirket tarafından … A.Ş., …, …, … aleyhlerine Dağıtım sözleşmesinin haksız ihlal edilmesi sebebi ile Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/668 Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar konu olduğu, kararın temyizi üzerine bozularak İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/668 Esas sayısı aldığı ve davanın halen devam ettiğinden ve işin halli muhakemeyi gerektirdiğinden reddine…” karar verildiği, anlaşılmıştır. Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/668 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı müflis şirketin, davalılar: … Anonim Şirketi, …, …, … aleyhinde alacak davası açtığı, davalılarında karşı dava ile alacak talebinde bulundukları, mahkemece “…ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davacının davalılar …, … ve … aleyhine açtığı davanın REDDİNE, Davacının davalı … ve Tic. A.Ş. aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile taleple bağlılık ilkesi gereğince 20 Milyon ABD Doları maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesinde öngörülen faizi ile birlikte ve tahsil tarihindeki TCMB tarafından belirlenen efektif satış kuru Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline, Davacının manevi tazminat talebinin reddine, KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Davanın kabulü ile 10 Milyon ABD Dolarının 29.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesinde öngörülen faizi ile birlikte ve tahsil tarihindeki TCMB tarafından belirlenen efektif satış kuru Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline, Takas talebinin infazda dikkate alınmasına… Karşı davada: davanın kabul edilen 10 milyon Amerikan Doları alacağın karşı dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 15.755.000,00 Türk Lirası dava değeri üzerinden alınması gereken 935.847 Türk Lirası nispi karar harcının 214.758,50 Türk Liralık bölümü karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 721.088,50 Türk Lirası harcın karşı davalı … San. ve Tic. A.Ş.’den tahsiline,..” karar verildiği, hükmün davacı karşı davalı… San. Tic. A.Ş vekili ile davalı karşı davacı … San. Tic. A.Ş vekili tarafından temyiz edildiği, yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26.11.2016 tarih, 2012/13241 E. 2012/17639 K. Sayılı ilamı ile “…Yargılama sırasından önce Prof. Dr. …, …, …’dan oluşan bilirkişi kurulundan 11.03.2010 tarihli rapor alınmış, itiraz üzerine; Prof Dr. …, …, …’den oluşan bilirkişi heyetinden 21.02.2011 tarihli rapor alınmış ve yine itiraz üzerine Prof Dr. …, Dr. …, …’ten 05.04.2012 tarihli rapor alınmış ise de rapora her iki taraf itiraz etmiştir.Mahkemece 05.04.2012 tarihli rapor benimsenerek karar verilmiş olup hüküm gerekçesinde davacının pazar payının daralmasında davalı tarafın reklam yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu nedenle kar kaybı zararının oluştuğu belirtilmektedir. Davalı yan bu rapora ve son rapora itirazlarında reklam yapma ediminin yerine getirildiğini bildirerek itiraz etmiş ve sunulan belgelerin yerinde incelenmesini istemiştir. Belgelerin incelenmesi talebi yeni bir delil sunulması olmayıp mevcut delillerin değerlendirilmesini içerir. Ayrıca alınan üçlü bilirkişi kurulu raporunu oluşturan heyetlerde, gerekçede belirtilen “reklam yapılmadığını” tespit edecek reklam konusunda uzman kişi veya kişilerin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda inceleme yeterli olarak kabul edilemez, O halde mahkemece reklam ve reklamcılık hizmetinden anlayan kişi veya kişilerin de içinde bulunduğu yeni bir heyetten (gerekirse 5 kişi) oluşacak, asıl davacı ve karşı davalının tüm itirazlarını karşılayacak şekilde sunulan belgeler yerinde incelenmek suretiyle tamamlayıcı rapor alınarak ve uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı – karşı davalı … AŞ ve davalı- karşı davacı … Türkiye yararına BOZULMASINA,. .” karar verildiği, dosyanın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/678 Esasını aldığı, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/678 E. 2018/904 K. Sayılı kararı ile “…A)- Asıl dava yönünden: 1-Davalılar …, … ve … …hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davalı …… Aş. hakkındaki davanın kanıtlanamaması nedeniyle reddine, B)- Karşı dava yönünden; 1-Karşı davacı-davalı …… Şirketinin, karşı davalı-davacı müflis ……. Şirketinden iflas tarihi olan 14/04/2014 tarihi itibariyle 10.000.000,00 USD asıl alacak ile 1.278.904,11 USD işlemiş faizinden oluşan toplam 11.278.904,11 USD karşılığı 23.964.287,56 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktardaki alacağın müflis ….. Şirketi masasına kayıt ve kabulüne,…D)- Karşı dava yönünden harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 214.758,50 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 214.722,60 TL harcın isteği halinde davalı-karşı davacı …… Şirketine iadesine,..” karar verildiği, kararın davacı-karşı davalı müflis şirket tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/1638 E. 2019/5467 K. Sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verildiği, davacı-karşı davalının karar düzeltme yoluna gittiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2020/831 E. 2021/312 K. Sayılı ilamı ile “… Mahkemece yedi kişilik bilirkişi heyetinin oluşturulma usulünün HMK 281. maddesinde belirlenen usule uymadığı açıktır. Bu durumda mahkemece, ilk raporu veren bilirkişilerin raporunun kanaat verici ve karara dayanak yapılabilecek nitelikte bulunmadığı takdirde bu kişilerin dışında yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması, iki bilirkişi heyetinin birbirlerinin aksine görüş bildirmesi halinde de çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu usule uyulmadan oluşturulan bilirkişi heyeti raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi, bu nedenle bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmemesi doğru görülmediğinden Dairemizin 19.12.2019 tarih ve 2019/1638 E., 2019/5467 K. sayılı onama kararı kaldırılarak, hükmün anlatılan nedenlerle bozulmasına.. davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile 19.12.2019 tarih ve 2019/1638 E., 2019/5467 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA..” karar verildiği, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, masaca reddedilen bakiye karar ve ilam harcına ilişkin 721.088,50-TL’nin masaya kaydının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Amme alacaklarının sıra cetveline yazılması, bazı özellikler arz eder: İflasın açıldığı ve adi tasfiye yapılacağı, İİK’nın 166 ve 219. maddeleri uyarınca amme idarelerine bildirildiği ve ilan yapıldığı için, amme idareleri, (amme) alacaklarını, (diğer alacaklılar gibi) iflas masasına yazdırmalıdırlar. Yani, iflas idaresi, bir amme alacağını, kendiliğinden (re’sen) nazara alarak, sıra cetveline yazmak zorunda değildir. İflas masasına yazdırılan bir amme alacağı o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre iflastan önce kesinleşmişse veya iflası açıldıktan sonra kesinleşirse, bu kesinleşme, iflas idaresi için de bağlayıcıdır; o (kesinleşmiş) amme alacağının sıra cetveline kabul edilmesi gerekir. İflas idaresi, kesinleşmiş bir amme alacağını sıra cetveline kabul etmezse (reddederse), amme alacaklısı, sıra cetveline itiraz davası açabilir. İflas masasına yazdırılan bir amme alacağı o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre kesinleşmiş değilse, iflas idaresinin, o amme alacağının, hakkında hiçbir karar vermeden sıra cetveline yazması gerekir. Bu halde müflisin o amme alacağına karşı başvurabileceği idari yargı yoluna (idare veya vergi mahkemesinde itiraz yoluna), müflis yerine, iflas idaresi başvurur. Buna rağmen, iflas idaresi, kesinleşmiş bir amme alacağının sıra cetveline yazılmasını reddederse, amme idaresi, iflas idaresi aleyhine (m.235, II c.1 hükmüne göre) ticaret mahkemesinde sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açabilir. Bu davada, ticaret mahkemesi, amme alacağının esası (mevcut olup olmadığı) hakkında bir inceleme yapamaz; iflas idaresinin amme alacağına karşı idari yargı yoluna başvurmak (idare veya vergi mahkemesinde dava açma) hakkı saklı kalmak üzere, amme alacağının sıra cetveline kaydına karar verir. (İİK. m.235, II c.1) (Yargıtay 23. HD 2014/8950 E. 2014/6998 K. Sayılı ilamı) Bölge Adliye Ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî Ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin Harçların ve para cezalarının tahsili başlıklı 206/2. maddesi” Harç tahsil müzekkereleri kararın tebliği tarihinden itibaren en geç bir ay onbeş gün içinde yazılmak zorundadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca harç tahsil müzekkereleri hükmün kesinleştiği tarihten itibaren onbeş gün içinde yazılır.” Harçlar Kanununun Nispi harçlarda ödeme zamanı başlıklı 28. Maddesi ” (1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir: a) (Değişik: 23/7/2010-6009/18 md.) Karar ve ilam harcı, Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” hükmünü düzenlemiştir. Tüm dosya kapsamına nazaran, masaya kaydı talep edilen 721.088,50-TL’nin bozma öncesi müflis şirket aleyhine tesis edilen karar ve ilam harcı olduğu, harç tahsil müzekkeresinin temelini oluşturan ilamın bozulduğu, bozmadan sonra davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, karar başlığındaki hatanın mahallinde düzeltilmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1085 Esas, 2018/1162 Karar ve 01/11/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/06/2022