Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/873 E. 2022/746 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/873 Esas
KARAR NO : 2022/746
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI : 2015/1247 Esas, 2018/1393 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Güzeller Organize Sanayi Bölgesinde bulunan depolama alanında Apple Teknoloji ve Satış Limited Şirketine ait tablet, cep telefonu, bilgisayar gibi emtiaların depolanması hizmetini verdiğini, depo sahasında emtiaların istifi, sevkıyata hazırlanması işlerinde kullanılacak iş gücünün 01.08.2014 tarihli anlaşma gereğince davalıdan temin edildiğini, 19.09.2014 tarihinde reach-truck operatörü olarak davalı firmada çalışan… hatası ve ihmali sebebiyle istifli paletlerden birinin yaklaşık 9 metre yükseklikten düştüğünü; rafta istifti paletlerden diğerinin de kayarak ekipman çatalına yaslandığını, olay sebebiyle Apple firmasının müvekkili şirketten 55.986,98 USD tutarında hasar talebinde bulunduğunu, bedelin dava dışı Apple firmasına ödendiğini, uğranılan zararın tazmini amacıyla davalı firmaya Beyoğlu 36. Noterliği vasıtasıyla … yevmiye numaralı 25,09.2014 tarihinde ihtarname gönderildiğini ancak davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, müvekkili tarafından söz konusu olay sebebiyle uğranılan zararın tespiti amacıyla bağımsız inceleme şirketi Batterman & Tillery şirketine inceleme yaptırıldığını, bu inceleme neticesinde zararın 142.835,42 TL olduğunun belirlendiğini, hasarın davalı çalışanın kusuru ve ihmali sebebiyle gerçekleştiğini belirterek müvekkili tarafından dava dışı Apple firmasına ödenen 142.835,42 TL tazminat bedelinin, ödeme tarihi olan 10.06.2015 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında, davacıya işçi temin edildiğini, iddia edilen kazanın gerçekliği, kusur, zarar ve illiyet bağı açısından inceleme yapılması için müvekkilinin Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde 20l4/86 D.Iş dosyası üzerinden tespitte bulunduğunu, ilk keşif tarihinde davacı tarafça, mahkeme heyetinin işyerine girişine müsaade edilmediğini, polis eşliğinde yeniden keşfe gidildiğinde ise bu sefer de zarar gördüğü iddia edilen ürünlerin incelenmesine müsaade edilmediğini, kaza kayıtlarının mahkeme heyetine gösterilmediğini, karşı tarafın bu tutumları nedeniyle tespit yapılamadığını, bu durumun tutanak altına alındığını, davacı tarafın çektiği ihtara Kartal 23. Noterliğinin 02.10.2014 tarih, … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, davacı tarafından kanuna aykırı şekilde kargo yolu ile hasar bedeli adı altında 03.06.2015 tarih, 27.541,20 TL bedelli faturanın gönderildiğini, faturanın ihtarname ile iade edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ancak kesinlik kazanmış zararların davalı taraftan istenebileceğini, kazanın mevcudiyetinin, nasıl olduğunun, davalının kusurunun ve zararın davacı tarafından ispatlanamadığını, ekspertiz raporunda yer alan listede birçok ürünün dışarıdan dahi zarar görmediğine yer verildiğini, raporda davacı tarafın yaptığı kontrol sonucu sadece 43 üründe hasar görüldüğünün ve bu ürünlerin bedelinin istendiğinin belirtildiğini, raporun 3. sayfasında davacımn 193 adet ürünü kontrol ettirdikten sonra, sadece 43 ürünün mekanik hasarlı olduğu sonucuna varıldığını ve bu nedenle 27.541,20 TL fatura kestiği bilgisine yer verildiğini, nitekim aynı ifadenin Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde 2014/86 D. İş dosyasından 2. Kez keşfe gidildiğinde, davacı taraf yetkilisi … tarafından beyan edilerek zapta geçirildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla gerek ekspertiz raporunda gerek keşif zaptında karşı tarafın zarar gördüğünü iddia ettiği ürün sayısını 43 adet ile sınırlamış olduğunun açıkça ikrar edilmiş olduğunu, dolayısıyla huzurdaki dava ile 193 adet ürünün bedelinin istenemeyeceğini, ekspertiz raporunda yanlış ve çelişkili ifadelere yer verildiğini, raporda, zararın ve ürün bedellerinin belgelendirilemediğinin açıkça belirtildiğini, dava konusunun haksız fiil niteliğinde olması nedeni ile reeskont faizi talep edilemeyeceğini, temerrüdün gerçekleşmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkeme tarafından ürün bedelinin ödenmesine karar verilmesi halinde bu tutara tekabül eden ilgili ürünlerin müvekkiline verilmesi gerektiğini, aksi taktirde bu durumun davacı lehine sebepsiz zenginleşme yaratacağını belirterek davanın reddini istemiş, karşı dava dilekçesinde de, olay sebebi ile Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde 2014/86 D. tş sayılı dosyanın ikame edildiğini, ilk keşifte iş yerine girilmesine davacı tarafından engel olunduğunu, 2. Keşifte ise işyerine gidilmesine rağmen bu sefer de davacı tarafından ürünler hakkında inceleme yapılmasına müsaade edilmediğini belirterek Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/86 D. İş dosyası kapsamında yapılan 1.500 TL dosya masrafı ile her iki keşifte yol için yapılan makbuzlu 2 adet 100 TL gider karşılığı toplam 1700 TL’nin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince, davalı tarafından temin edilen işçinin kusuru ile hasarın meydana geldiği, bu hususta tutanakta düzenlendiği, Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/86 D.İş dosyasından 01/10/2014 tarihinde keşfe gidilmesine rağmen şeffaf ambalajlarında bulunan orjinal ipad ürünlerine açılmasına izin verilmediği, bilirkişilerce ambalajları açılmadan arıza tespitinin yapılmasının mümkün olamayacağının belirtildiği, hasarlanan ürünlerin sahibi dava dışı Apple firması tarafından 55.986,98 USD bedel talep edilip davacı şirket tarafından 10/06/2015 tarihinde ödeme yapıldığı, taraflar arasında imzalanan 01/08/2014 tarihli sözleşmenin 3.3 mad.gereğince ” sözleşme konusu edimin yerine getirilmesi esnasında davalı şirket elemanlarının verebileceği kesinlik kazanmış hasarlar için davalının sorumlu olacağı, eğer ki davacı bu nedenle 3.kişilere bir ödeme yapmak durumunda kalırsa ödediği miktar kadar davalıya rücu edeceği ” hükmünün bulunduğu, …Ekpertiz Hizm.Ltd.Şti tarafından hazırlanan rapora göre hasarlanan 193 üründen iki tanesinin Apple firma yetkililerince alındığı, toplam 5 Adet cihazın ambalajları açılarak incelendiği, 193 Adet ürünün incelenmesi gerekmesine rağmen testlerin maliyetinin cihazların bedeli ile kıyaslandığında ekonomik olarak kabul edilebilir olmadığı, test sonrasında ürünlerin kullanılmış vasıfla değerlendirileceği, test masrafı yapılmaksızın sovtaj satışına tabi tutulmasının en uygun yöntem olacağı, sovtaj bedeli düşüldüğünde net hasar tutarının 142.835,42-TL olduğunun belirtildiği, Apple firmasının hasarlı ürünleri piyasaya sürmeyeceğini ve imha edeceğini beyan etmesi, hasarlı olma ihtimali bile olsa Apple firmasının ticari itibarı dikkate alındığında hayatın olağan akışına uygun olup belirli ürünlerde test yapılmış olması, 193 Adet ürünün aynı anda ambalajlarının açılıp ürünlerin kullanılmış vasfa sokulması test maliyetlerinin cihaz bedellerine göre oldukça yüksek olması hususları birlikte değerlendirildiğinde alınan ekspertiz raporunda belirtilen hususların hakkaniyete ve hukuka en uygun çözümü sunduğu, hasarın kesinlik kazanmış sayıldığı, karşı davacının yargılama gideri vasfında bulunan talebine ilişkin hukuki yararının bulunmadığı, yargılama giderlerinin asıl davada talep edilebileceği gerekçesi ile Mahkememizin 2015/1247 Esas sayılı asıl dava dosyası yönünden açılan davanın KABULÜNE, 142.835,42 TL tazminatın ödeme tarihi olan 10/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, karşı Davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Karar yasal süresi içerisinde davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; meydana gelen olayda toplam 193 adet ürün 2 palette taşınmakta iken 1 paletin düşmesi ile kazanın meydana geldiğini, 148 adet ürünün bulunduğu diğer paletin hiç bir şekilde düşmediğini, hasarlanmadığını, olayda müterafik kusurun araştırılmadığını, davacının ürünlerden sadece 48 adeti için fatura kestiği ve hasar miktarını ikrar ettiği halde mahkemece bu durumun dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin md.3/3 gereğince yalnızca “kesinlik kazanmış zararların” tahsilinin istenebileceğini, kazadan hemen sonra hasarın tespiti amacıyla Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/86 D.İş sayılı dosyası üzerinden tespit istendiğini, kazanın gerçekleştiği depoya 29.09.2014 tarihinde gidildiğini, ancak davacı tarafça hakim ve bilirkişilerin içeri alınmadığını, 01.10.2014 tarihinde 2.kez polis eşliğinde gidildiğinde ise depoya girilmişse de ürünlerin sadece dışardan gösterildiğini, ambalajlarının açılarak incelenmesine izin verilmediğini, davacı yanca Apple firmasına 10.06.2015 tarihinde ödeme yapıldığını yaklaşık 1 yıl geçtikten sonra 06.08.2015 tarihinde taraflı ekspertiz raporu alındığını, bu rapor hazırlanırken de yalnızca 5 tabletin ambalajının açılıp incelendiğini ve 3’ünde fiziksel hasar bulunmadığı gibi 148 tabletin kutusunda dahi deformasyon olmadığının kayıt altına alındığını, 10/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda da vurgulandığı üzere, hasara uğradığı öne sürülen hiçbir ürün ortada yokken hasar tespiti yapılmasının imkansız olup davacının iddiasını ispat edemediğini, sözleşmenin 3.3 MADDEsi gereğice davanın reddi gerektiğini, yerleşik yargıtay kararları gereğince denetime uygun rapor alınmadığını, davacı tarafça hasara uğradığı iddia edilen ürünlerin tamamının apple firmasına gönderildiğini, tazminat istemine konu hiçbir ürünün mevcut olmadığını, incelemenin ve davacının zararının tespitinin mümkün olmadığını bu durumun 10.09.2018 tarihli raporla da sabit olduğunu, haksız fiilin koşullarının oluşmadığını, sovtaj bedelinin hesaba katılmasının, ürünlerin piyasada satışa sunulacağını göstermekte olup baz alınan sovtaj bedelinin de düşük olduğunu, Apple’ın davacı şirkete kestiği fatura ya da teslim tesellüm makbuzu, şirket defterlerinde malların iadesine ilişkin kayıt vs. dosyada bulunmadığı gibi yalnızca irsaliyeye ve piyasa koşullarına göre tahmini bedel tespitine istinaden davanın kabulünün hatalı olduğunu,10/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporuyla haklılıklarının ispat edildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, sözleşmeden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup, uyuşmazlık davalının temin ettiği işçinin kusuru ile hasar meydana gelip gelmediği ve hasarın miktarı noktasında toplanmıştır.
Uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.
26.12.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 193 cihazın hasarlandığının iddia edildiği, davacının raporda nitelikleri belirtilen toplam 193 adet cihazın bedeli olarak emtia sahibi dava dışı Apple firmasına ödeme yaptığı, ödemenin ardından hasarlı olarak ayrılmış olan toplam 193 adet cihazın depo sahibi davacı tarafından yeniden kontrol edildiği ve toplam 43 adet kutuda mekanik hasarların mevcut olduğunun belirtildiği, Ekspertiz raporuna göre 193 adet üründen iki adet IPAD AIR WI-FI 16GB SILVER-TUR cihazının Apple yetkilileri tarafından alındığı ve Hollanda’ya gönderildiği bilgisine yer verildiği, Eksper tarafından yapılan kontrollerde ise toplam 191 adet üründen 46 adedinde farklı şekilde ezik, deforme ve şirink naylonunda yırtık gibi kusurlar tespit edildiği, 191 adet ürün içinden rastgele 5 adet ürün seçildiği ve bu ürünlerin ambalajları açılarak yapılan kontrollerde elde edilen bulgulara ilişkin bilgilere yer verildiği, Ekspertiz raporu ekinde sunulan davaya konu olaya ilişkin fotoğraflar incelendiğinde, hasarlı koli içerisinden çıkarılan dava dışı Apple firmasına ait ipad ürünlerinden bazılarının ambalajlarında (kutusunda) ezilme, eğilme ve şirink naylonunda yırtılma gibi hasarlar gözlendiği, ambalajı açılan birkaç cihazda ise deformeler oluştuğunun (gözle görülebilir şekilde eğildiği) anlaşıldığı, somut olayda meydana gelen zararın net olarak açıklanabilmesi için, sadece ürün ambalajında oluşan hasarın gözetilmesi değil aynı zamanda cihazda oluşan hasarın da tespit edilmesi gerektiği, şayet ürünün sadece ambalajında hasar var ise, o ürün için yalnızca ambalaj maliyetinin hasar tutarına eklenmesi gerektiği, aksi takdirde cihazda da oluşmuş herhangi bir hasar var ise ürün bedelinin tamamının hasar tutarına eklenmesi gerektiği, üründeki hasarın varlığının ise, ancak ve ancak ürün ambalajının açılıp ürün üzerinde gerekli tüm test işlemleri yapılarak tespit edilebileceği, davacı yanca hasarlı olduğu belirtilen ürünlerin tamamına yakını (sadece 5 ürün eksper tarafından ambalajından açılarak incelenmiştir) basit gözlem yolu ile dışardan incelendiği, sadece ambalajına bakılarak ürünün hasarlı olup olmadığına kanaat getirildiği, davacı yanın davalı tarafa hasar bedeli olarak 27,541.20 TL tutarında bir ücret çıkarttığı, söz konusu bu bedelinin içeriğinin neye dayandığına ilişkin verilerin paylaşılmadığı, somut olaya ilişkin net hasar bedelinin eldeki verilerle hesaplanmasının teknik açıdan mümkün olmadığı, taraflar arasında akdedilen 01.08.2014 tarihli sözleşme gereğince davalının davacıya işgücü temin ettiği, davalı çalışanı RT Operatörü …, Depo Şefi … ve Depo Müdürü … tarafından İmzalanan 19.09.2014 tarihli tutanak ile, 19.09.2014 Cuma günü saat 09:35’te RT Operatörü …’un kullandığı Reach – Tnıck’ın C11-108-80 lokasyonuna yanaştığı ve ürünlerin bulunduğu paleti almaya çalıştığı esnada traversin yerinden çıktığı, hem traversin hem de üzerinde bulunan diğer paletin yaklaşık 9 metre yükseklikten yere düştüğü, ekipmanla aynı hizada bulunan paletin ise öne doğru düşmek üzere iken ekipmanın bıçaklarına dayanıp havada askıda kaldığı, hem yere düşen ve hem de ekipmanın bıçaklarının saptandığı palette hasarlanan ürünlerin ayrıntısına yazı ekinde yer verildiğinin belirtildiği,…tarafından imzalanan 19,09.2014 tarihli yazıda, olayın oluşuna dair bilgi verildiği ve olaydan etkilenen her iki paletteki ürünlerde hasarın oluştuğunun belirtildiği, davalı firma ile somut olaya neden olduğu belirtilen işçi …arasında imzalanan protokol ile, işçinin davacı firma deposundaki çalışmasına son verilmesi, işçiye davalının çalışmakta olduğu bir başka firma deposunda aynı görevde çalışmasına devam etmesi konusunda anlaşmaya vardıkları, hasarın tespiti amacıyla Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/86 D. İş sayılı dosyası üzerinden, bilirkişilerce mahallinde keşif yapıldığı, Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.10.2014 keşif tarihli tutanağında, 01.10.2014 tarihinde depo sahasına keşif amacıyla gelen mahkeme heyetine toplam 193 adet cihaz sunulduğu, ancak emtianın orijinal ambalajının şeffaf streç naylonlu olduğu ve orijinal ambalajının açılmasına izin verilmediği, cihazlar üzerindeki arızaların bilirkişilerce basit gözlemle tespitinin mümkün olmadığının ifade edildiği, bilirkişilerce toplam 5 adet cihazın ambalajlan açılmaksızm fotoğrafları çekildiği ve orijinal ambalajları açılmadan anza tespitini yapamayacaklarını ifade ettikleri, taraflar arasındaki 01.08.2014 tarihli sözleşmenin m. 3.3 hükmü uyarınca; sözleşme konusu edimin yerine getirilmesi esnasında davalı şirket elemanlarının verebileceği kesinlik kazanmış hasarlar için davalının sorumlu olduğu; eğer ki davacı bu nedenle 3. Kişilere bir ödeme yapmak durumunda kalırsa, ödediği miktar kadar davalı’ya rücu edeceğinin düzenlendiği, dosya muhteviyatı belgeler incelendiğinde dava dışı Apple Teknoloji ve Satış Limited Şirketi tarafından davacı firma adına düzenlenen 21.04.2015 tarihli ve 106157 sıra nolu fatura ile, tazminat bedeli olarak 55.986,98 Dolar bedel talep edildiği, … Bankası tarafından düzenlenen 10.06.2015 işlem tarihli yurtdışına giden havale dekontu ile, davacı firmanın dava dışı Apple Teknoloji ve Satış Limited Şirketine 55.986,98 USD (153.835,42 TL) ödediği,… Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti, tarafından hazırlanan 06.08.2015 tarihli ve IS/04718/15 nolu Ekspertiz Raporunda özetle; meydana gelen olay sonrasında yapılan kontrollerde 193 adet cihazın harlandığı tespit edildiği, depo sahibi taralından, hasarlı olarak ayrılmış olan toplam 193 adet cihaz yeniden kontrol edildiği ve toplam 43 kutuda mekanik hasarların mevcut olduğunun gözlendiği, hasarlı ürünlerden iki adetin Apple yetkilileri tarafından alındığı ve Hollanda’ya gönderildiği bilgisinin bulunduğu, bu kontrollerin ardından toplam 5 adet cihazın ambajlan açılarak taraflarınca incelendiği, inceleme neticesinde; tabletin 3 tanesinde farklı hasarların (deformansların) gözlendiği, diğer iki tanesinde ise herhangi bir hasarın mevcut olmadığının görüldüğü, rapora konu olan 193 adet cihazın test edilmesi gerektiği halde yapılacak testlerin maliyetinin cihazların bedeli ile kıyaslandığında ekonomik olarak kabul edilebilir olmadığı ve test sonrasında sıfır cihazların kullanılmış vasıfta değerlendirileceği, bu bağlamda test masrafı yapılmaksızın sovtaj satışına tabi tutulmasının hasar tutarının minimize edecek en uygun yöntem olduğu, toplam 193 adet cihaz için elde edilen en yüksek sovtaj tutan olan 11.000 TL dikkate alınarak 193 adet tablet bedelinden (153.835,42 TL) sovtaj bedeli düşülerek net hasar tutarının 142.835,42 TL olarak hesaplandığının belirtildiği, davacı şirketin dava dışı Apple firmasına, davalının edimini yerine getirilmesi esasında ifa yardımcısı olan çalışanı …’un fiili neticesinde 142.835,42 TL tutarında tazminat ödemek zorunda kaldığı, bu çerçevede söz konusu zararın davacı nezdinde doğduğu ve kesinlik kazandığının açık olduğu, zira, Apple firmasının hasar gören 193 adet ürünü bu şekilde piyasaya süremeyeceklerini ve imha ermeleri gerektiğini belirterek davacıdan söz konusu tutarı talep ettiği, Apple marka yönetimi ve piyasadaki yüksek itibarı göz önüne alındığında, hasar ‘’ihtimali’’ olan ürünleri dahi piyasaya sürmeme hakkının bulunduğunun tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık olduğu, işin niteliği gereği incelemenin belirli numuneler üzerinde yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için, bir kimsenin malvarlığında ortaya çıkan zenginleşmenin geçerli bir sebebe dayanmaması gerektiği, cihazların mülkiyet hakkına davacının değil, dava dışı Apple firmasının sahip olması itibarı ile davacı lehine bir sebepsiz zenginleşmeden bahsedilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.10.09.2018 tarihli ek raporda; meydana gelen zararın tespiti için ambalajı hasar gören 43 adet ürünün ambalajının açılarak ürün üzerinde hem fiziksel testlerin, hem de tüm donanımsal test işlemlerinin yapılması gerektiği, oysa somut olayda kutusunda mekanik hasar gözlenen ürünlerden yalnızca 5 adedinin eksperler tarafından açılarak gözleme dayalı hasar tespiti yapıldığı, işbu işlemlerde yalmzca 3 adet üründe fiziksel hasarın tespit edildiğinin anlaşıldığı, kök raporun teknik inceleme bölümünde de belirtildiği üzere ürünlerin gözleme dayalı olarak hasar tespitinin yapılmasının mümkün olmadığı, incelemenin yalnızca 5 adet cihaz ile sınırlandırıldığı ve incelemenin hasarlı olduğu iddia edilen tüm cihazları kapsamadığı, bu sebeple meydana gelen olayda hasar gören cihazın adeti ve hasar durumu hakkında sonucuna varmanın teknik açıdan mümkün olmadığı ifade edilmiştir.Geniş anlamıyla sorumluluk kavramı, bir kişinin başka bir kişiye verdiği zararları giderme yükümlülüğü olarak açıklanmıştır. Hukuki anlamda sorumluluk ise, taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi (tazmin edilmesi) yükümlülüğünü içerir.  Sorumluluk hukukunun tarihsel gelişim süreci içerisinde, kusur sorumluluğundan kusursuz sorumluluğa uzayan bir yol izlenmiştir. Kusur sorumluluğunda bir zararı başkasına tazmin ettirmek, ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür (TANDOĞAN Haluk, Türk Mes’uliyet Hukuku, 1967, s:89). Bu sorumlulukta kusur, sorumluluğun öğesidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C.1, B.6, İstanbul 1998, s:554). Mülga 818 BK ve yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK‘da haksız fiilden doğan borç ilişkileri başlığı İle düzenlenmiştir. Haksız fiilin unsurları olan, hukuka aykırılık, haksız eylem, kusur, zarar ve uygun illiyet bağının bulunması halinde karşı tarafın sorumluluğundan söz edilebilecektir. Mülga 818 sayılı BK 42. maddenin karşılığı olan yürürlükte bulunan 6098 TBK’nın 50/1. maddede zarar görenin zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğuna yer verilmiştir. Diğer taraftan, zararla davalı eylemi arasında uygun illiyet bağınında bulunması ve bunun yine iddia eden tarafça ispatlanması gerekecektir. Olayın, 6098 sayılı TBK ‘nın 114/2. fıkrasının da yer verilen düzenlemeyle birlikte değerlendirilmesi isabetli olacaktır. TBK ‘nın ikinci ayrımının başlığı “ Borçların İfa edilmemesinin sonuçları “ dır. Bu başlık altında yer alan maddelerden 114. maddenin üst başlığı ise sorumluluğun ve giderim borcunun kapsamıdır. TBK 114/2. fıkrasında, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanacağı belirtilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3/3. Maddesinde “Sözleşme konusu edimin yerine getirilmesi esnasında FİRMA elemanlarının verebileceği kesinlik kazanmış hasarlar için firma sorumlu olup … bu nedenle 3.kişilere bir ödeme yapmak durumunda kalırsa ödediği miktar kadar firmaya rücu eder.” hükmünü düzenlemiştir.Davalı çalışanı RT Operatörü…, Depo Şefi … ve Depo Müdürü … tarafından İmzalanan 19.09.2014 tarihli tutanakta “19.09.2014 Cuma günü saat 09:35’te RT Operatörü …un kullandığı Reach – Tnıck’ın C11-108-80 lokasyonuna yanaştığı ve ürünlerin bulunduğu paleti almaya çalıştığı esnada traversin yerinden çıktığı, hem traversin hem de üzerinde bulunan diğer paletin yaklaşık 9 metre yükseklikten yere düştüğü, ekipmanla aynı hizada bulunan paletin ise öne doğru düşmek üzere iken ekipmanın bıçaklarına dayanıp havada askıda kaldığı, hem yere düşen ve hem de ekipmanın bıçaklarının saptandığı palette hasar meydana geldiği” belirtilmiştir.Dava dışı Apple firması tarafından 193 ürünün hasarlandığından bahisle davacıdan sovtaj bedelleri de düşüldükten sonra 142.835,42 TL talep edildiği ve bu bedelin davacı tarafından dava dışı şirkete 10.06.2015 tarihinde ödendiği konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/86 D. İş sayılı dosyası kapsamı, mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek rapor, …Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti, tarafından hazırlanan 06.08.2015 tarihli Ekspertiz raporuna göre hasarlanan ürünlerin tam anlamıyla incelenemediği, Ekspertiz tarafından yalnızca 5 adedinin açılarak gözleme dayalı hasar tespiti yapıldığı açıktır. Davacının da kendi bünyesinde yaptığı inceleme ve araştırmaya göre hasar miktarını 27.541.20 TL olarak belirlediği ve bu tutarı faturalandırarak davalıdan istediği dosya kapsamından anlaşılmıştır.Sözleşme gereğince davalının davacıya sadece operatör temin ettiği, araç ve ekipman temin etme, saha ve iş güvenliği hususlarının davacının uhdesinde olduğu anlaşılmaktadır.TBK’nun 51/1(BK’nun 43/1)maddesinde “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.”hükmü getirilmiştir.Buna göre, hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, fiilin ve kusurun ağırlığını, tarafların sıfatını, konumunu, sosyal ve ekonomik durumlarını göz önüne alarak belirler. Tazminatın kapsamı ve miktarı ile hakkaniyet gereği tazminattan yapılacak indirimin belirlenmesinde göz önüne alınacak hususlar açıklanmış olup, zararın tespit edilebilir olması durumunda, tazminat miktarından indirim yapılması mümkün değildir. Zararın kapsamının tayininde, zarar gören davacının da zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira; TBK’nın 52/1. (BK m.44/1) maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Somut davada; hasarlandığı iddia edilen ürünlerin niteliği de gözetilerek istifi ve muhafazasının ne şekilde yapılması gerektiği, istif ve muhafazada gerekli tedbir ve önlemlerin alınıp alınmadığı, RT Operatörü …un kullandığı …. C11-108-80 lokasyonuna yanaşması sırasında depo sahibinin alması gereken tedbirler bulunup bulunmadığı, zarar gören davacının müterafik kusurunun olmadığı konularında inceleme ve araştırma yapılmamış, zararın kapsamını TBK’nun 51. Maddesine uygun olarak belirlenmemiştir.Yine, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42/2. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50/2.) maddesi hükmü zararın gerek miktarını ve gerekse varlığını kesinlikle ispat edecek deliller getirilemediği takdirde uygulanacaktır. Böyle hâllerde, dosyada mevcut deliller olayların normal gidişine göre bir zararın vukuunu kabule elverişli görünüyorsa, zarar ispatlanmış sayılır. Buna karşı BK’nın 42/2. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için bir zarar vukuunun sadece “muhtemel” görülmesi yeterli değildir. Diğer taraftan, zarar miktarının BK’nın 42/2. (6098 sayılı TBK’nın 50/2.) maddesi çerçevesinde hâkim tarafından takdir edilebilmesi, davacının bir zarar doğduğunu somut delillerle ispat edememiş de olsa böyle bir zararın doğumunu kabule esas olan ve miktarının tespitini kolaylaştıran olayları ispat etmesine ihtiyaç gösterir (Tekinay,Akman/Burcuoğlu, Altop: Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 1993, s. 579). Hâkim takdir yetkisini kullanacağı olaylarda, hâlin mutad cereyanını ve mağdurun aldığı tedbirleri dikkate alacaktır. Hâlin mutad cereyanının dikkate alınmasından maksat davacının ortaya koyduğu delillere göre haksız fiilin işlendiği şartlarda, hayatın normal akışına göre meydana gelebilecek zararların hesaba katılmasıdır. Zarar görenin aldığı tedbirlerin dikkate alınmasından maksat, mahrum kalınacağı ileri sürülen kazançların elde edilmesini kuvvetli ihtimal dahiline sokan unsurlardır (Oğuzman, M.Kemal /Öz, M.Turgut : Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2009, 6. Bası, s. 552). Zararı böylece belirleyen hâkim, hâl ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazminatın şeklini ve kapsamını tayin ve tespit eder. Kaynağına, sebebine, zarar veren ile zarar gören arasındaki hukukî ilişkiye ve her somut olayda farklı şekillerde gündeme gelebilecek benzeri ölçütlere göre zararın niteliği, kapsamı ve miktarı, her somut olayın kendine özgü yapısı içerisinde değişen bir özellik gösterecektir. Tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin malvarlığında oluşan eksilmeyi gidermekle yükümlüdür. Zararın ispatı davacıya düşmekte ise de, hâkim gerçek zararın miktarının ispat edilip edilemediğini gözeterek, ispat edilememişse bu zararı kendisi yasada belirtilen koşullarla tespit edecek; ardından da bu zararın giderilebilmesi için tazminat miktarını yine kanunda aranan usul ve esaslar çerçevesinde belirleyecektir. Ancak hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz (Uyar,Turgut:Açıklamalı-İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, Birinci Cilt, 1990 bası, s.549). Miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin mal varlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazmin borcu da o miktarda olmalıdır. Kabule göre de; Temerrüt (gecikme) faizi ise ; borçlunun, para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren, alacaklının zararın varlığını, miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödemesi gereken, miktarı yasalarla belirlenmiş asgari bir tazminat türü olarak tanımlanabilir (Nami Barlas, Para Borçlarının İfasında Borçlunun Temerrüdü ve Temerrüt Açısından Düzenlenen Genel Sonuçlar, İst.1992, s.127 vd.). Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır. (TBK 117. madde) Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir. (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İçihadı Birleştirme Kararı) Temerrüde esas icra takibi de bulunmuyorsa dava tarihinde temerrüt gerçekleşir. Davacının davalıyı temerrüte düşürdüğü tarihin belirlenerek faize bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekirken davacının 3. Kişiye ödediği tarihin baz alınması doğru olmamıştır.Bu açıklamalar çerçevesinde, davalının sözleşme gereğince kesinlik kazanmış hasarlardan sorumlu olduğu, yukarıda yapılan açıklamalar gereğince mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılarak TBK’nun 51. Maddesi gereğince davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun belirlenmesi, daha sonra TBK’nun 50/2. Maddesi gözetilerek hüküm tesisi ve delil tespitine dair yapılan giderlerin yargılama gideri içerisinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceğininde tartışılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1247 Esas, 2018/1393 Karar ve 25/12/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davalı tarafından peşin yatırılan 2.439,28 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.358,58 TL harcın davalıya iadesine,
5- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/06/2022