Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/852 E. 2022/745 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/852 Esas
KARAR NO: 2022/745
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2018/319 Esas, 2018/929 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete danışmanlık hizmeti verdiğini, hizmet karşılığında düzenlenen 29.400,00 TL bedelindeki faturanın ödenmediğini, bu sebeple davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptıklarını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin gerçekleştirmeyi planladığı bir proje çerçevesinde davacı’dan danışmanlık hizmeti almak üzere sözleşme imzaladığını, sözleşme çerçevesinde, 90.000 TL tutarında hizmet bedeli ve 30.000 TL tutarında başarı primi belirlendiğini, 90.000 TL tutarındaki hizmet bedelinin davacıya ödendiğini, davacı’nın talep ettiği 30.000 TL tutarındaki bedelin projenin gerçekleşmesine bağlı başarı primi olduğunu, proje gerçekleşmediği için davacı nın başarı primine hak kazanmadığını, sözleşme’nin eki durumunda bulunan “Sözleşmeye Esas Teklif” isimli belgenin 4. maddesindeki “İş bu teklif bedelinin 90.000 TL’sı sabit hizmet bedeli olarak ve yukarıdaki vadelerde herhangi bir kesintiye uğramadan nakden ve defaten ödenecektir. Kalan 30.000 TL’sı ise garantili bir ödeme olmayıp başarı primi olarak ödenecektir. Danışman başarı primi ödemesine, yapılan sunumlar sonucunda Franchise pilot projesinin İşveren’in ortakları tarafından uygulama onayı verilmesi halinde hak kazanır ve bu durumda danışmana ilgili bedel vadesinde ödenir. Bu onay süreci her halükarda proje bitim tarihinden sonra 90 gün içinde yapılacak olup bu sürecin olumlu veya olumsuz sonuçlanma durumu İşveren tarafından Danışman’a bildirilecektir” hükmünü içerdiğini, söz konusu projenin bitiş tarihinin, müvekkil şirket’in ilgili sunumu Almanya’daki ortaklarına yaptığı tarih olduğunu, davacının projeyi teslim ettiği, dolayısıyla projenin bittiği ve kendisine zamanında bildirilmemesi sebebiyle ilgili başarı primine hak kazandığı iddiasının doğru olmadığını, e-posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere projenin 10 Eylül 2017 tarihinde dahi tamamlanmamış olduğunun açık olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, iddia, savunma doğrultusunda; sözleşmeye göre son ödenecek kısım olan 30.000 TL + KDV nin ” başarı primi” adı altında ödeneceği, bu ödemenin davalının iş ortaklarının onayına bağlı olduğunun kararlaştırıldığı, ancak sözleşmenin hemen devamında ise onay sürecinin hiçbir şekilde 90 günü geçmeyeceği, süre aşıldığında başarı primine hak kazanmış sayılacağı hususunun sözleşmenin eki niteliğindeki ve atıf yapılan teklif anlaşmasında yazılı olduğu, onay / red sürecinin 90 gün içinde tamamlanmadığı, bu durumda artık proje ortaklarının veya yurtdışı asıl proje sahibinin onay verip vermediğinin öneminin bulunmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 29.400,00 TL üzerinden devamına, aynı zamanda ana alacak olan bu miktara takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşme bedeli olan 90.000 TL’nin davacıya ödendiğini, davacı’nın talep ettiği 30.000 TL tutarındaki bedelin projenin gerçekleşmesine bağlı bir başarı primi olduğunu, proje gerçekleşmediği için davacının başarı primine hak kazanmadığını, projenin müvekkili şirket’in ortakları tarafından kabul edilmediğini, taraflar arası Sözleşme’nin eki durumunda bulunan “Sözleşmeye Esas Teklif” isimli belgenin 4. Maddesindeki düzenlemenin iddialarını destekler nitelikte bulunduğunu, yerel mahkeme ilamında her ne kadar onay/ret sürecinin 90 gün içinde tamamlanmadığı belirtilmişse de bu tespitin kabulünün mümkün olmadığını, dosyada mübrez belgelerde belirtilen 90 günlük sürenin muteberliğine dair davacı yana kesinlikle bir kabul beyanının iletilmediğini, aksine projenin 90 günlük sürece girmediği, 90 günlük sürece girilebilmesi için projenin “bitmiş” olması gerektiğini, e-posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere projenin 10 Eylül 2017 tarihinde dahi tamamlanmamış olduğunun açık olduğunu, sözleşme’de yer alan 90 günlük sürenin projenin tam olarak bitmesi ve Almanya’daki genel merkezde sunumunun yapılması ile başlayacak bir süre olduğunu, hakkaniyet çerçevesinde danışmana Almanya merkez onayının verilme süresinin 90 günü aşması halinde başarı priminin ödeneceğinin hüküm altına alınmış olsa da bu çapta bir projede, danışmanın desteği ile tamamlanan ilk taslağın üzerinden geçecek olan 90 günlük sürenin bir başarı kıstası olarak öngörülmesinin zaten hakkaniyete aykırı olduğunu, Kaldı ki, cevap dilekçesi ekinde EK-6 olarak sunulan e-postada açıkça “Öncelikli olarak, franchise konusunda ekim ortasında toplantımız ayarlandı. Anladığımız kadarıyla holding’teki proje ekibi ana franchise konseptini tamamladı, ve ekim ortasında toplu bir sunum yapacağız.” denilerek ilk Almanya sunumunun Ekim 2017’de yapılacağı bilgisinin de davacı yana iletildiğini, hatta daha sonra. ../…2017 tarihli e-posta ile davacı yana Almanya’ya yapılacak olan sunumun Aralık ayına ertelendiği bilgisinin de iletildiğini, davacı taraf yetkilisine gönderilen 26.12.2017 tarihli e-postada, ilgili toplantıların 2017 yılının aralık ayı içerisinde yapıldığı, söz konusu projenin onaylanmadığı, dolayısıyla da davacı’nın ilgili ödemeye hak kazanmadığının davacıya bildirildiğini alacağın likit olmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, Hizmet Sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhinde 20.03.2018 tarihinde 29.400,00 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı, davalı vekilinin takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık davacının başarı primine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmıştır. Taraflar arasında imzalanan 13.01.2017 tarihli “Franchise Projesi Sözleşmesi kapak sayfasında” sözleşmenin konusu “. .franchise iş modelinin araştırılması.. MM TR için pazar olup olmadığının belirlenmesi..” sözleşme bedeli: 120.000+KDV Türk lirası, sözleşme süresi: 01.02.2017-01.05.2017 olarak belirlendiği, sözleşmenin 2. ve 4. maddeleri işin kapsamı ve ödeme ile ilgili olarak sözleşmenin ekinde yer alan Teklife atıf yaptığı, Sözleşmenin eki niteliğindeki teklifin 4. Maddesinde ” işin toplam bedeli 120,000 TL+KDV olup, aşağıdaki şartlarda ödenecektir. 1.Ödeme: 40.000 Tl +KDV (teklif onayı mukabilinde nakden) 2.Ödeme: 40.000 TL + KDV (16.02.2017 tarihinde) 3. Ödeme: 10.000 TL + KDV (31.03.2017 tarihinde ) 30.000 TL + KDV başarı primi olarak ödenecektir.İşbu teklif bedelinin 90.000 TL’si sabit hizmet bedeli olarak ve yukarıdaki vadelerde herhangi bir kesintiye uğramadan nakden ve defaten ödenecektir. Kalan 30.000 TL ise garantili bir ödeme olmayıp başarı primi olarak ödenecektir. Danışman başarı primi ödemesine yapılan sunumlar sonunda franchise pilot projesinin işverenin ortakları tarafından uygulama onayı verilmesi halinde hak kazanır ve bu durumda danışmana ilgili bedel vadesinde nakden ödenir. Bu onay süreci her halükarda proje bitim tarihinden sonra 90 (doksan) gün içinde yapılacak olup bu sürecin olumlu veya olumsuz sonuçlanma durumu işveren tarafından danışmana bildirilecektir. Bu süreyi aşan bir onay süreci olduğu taktirde danışman başarı primine otomatik olarak hak kazanmış sayılır. Projenin onaylanması ancak uygulamanın daha ileri bir tarih olarak tespit edilmesi hallerinde de danışman başarı primine hak kazanmış sayılır ve vadesinde başarı primi danışmana nakden ödenir.” hükmünü düzenlediği, ödemelerin sözleşmede belirlenen işin süresine uygun olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.Dava dilekçesinin ekinde bulunan mailler incelendiğinde; davalı şirketin 25 Jun (Haziran) 2017 tarihli mailinde, davacının başarı primine esas faturanın düzenlenmesine icazet verdiği, davacı tarafından 03.07.2017 tarihli faturanın düzenlendiği, davalı şirketin 03 Ağustos 2017 tarihli mailinde, düzenlenen faturayı aldığını beyan ettiği, davalı şirketin 04 Ağustos 2017 tarihli mailinde projenin onay sürecinin halen devanı ettiği ve onay alınmadığı taktirde ödeme yapılmayacağını bildirdiği, 07 Ağustos 2017 tarihli mailde, 90 günlük sürenin başlamadığı, projenin onaylanmadığı belirtilerek faturanın iade edileceğinin bildirildiği, davacının bedelin ödenmesi konusunda davalıya keşide ettiği ihtara karşılık davalı şirketin 15.01.2018 tarih, … yevmiye nolu cevabi ihtarında faturanın iade edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir (Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Sh 111 vd.).Dosya kapsamına göre; davalının faturaya onay verdiği, kaldı ki, sözleşmenin süresinin 01.02.2017-01.05.2017 olarak kararlaştırıldığı, mail içeriklerinden davacının edimini sözleşme süresi içerisinde yerine getirildiğinin anlaşıldığı, davalının faturanın düzenlenmesine icazet vermesinden sonra ilk olarak 07.08.2017 tarihli mailde projenin onaylanmadığını bildirdiği bu sebeple 90 günlük sürenin aşıldığı, davacının ücrete hak kazandığı, alacağın likit olduğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin alınan 454,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 373,60 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davalı tarafa iadesine,3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/06/2022