Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/781 E. 2020/1750 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/781 Esas
KARAR NO: 2020/1750
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2018
NUMARASI: 2016/160 Esas, 2018/154 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 16.10.2014 tarihli dava dilekçesinde ,müvekkili şirketin, İstanbul İli , … İlçesi, … nolu parselde kalan işyerinin 26.12.2012 tarihinden beri sahibi olduğunu, komşu 9 nolu parselde yapılan İnşaat çalışması neticesinde, parsel sahiplerinin dikkatsiz ve kusurlu İnşaat çalışmaları nedeniyle müvekkiline ait taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini, müvekkili şirketin zararın tazmini için, işyeri ekstra sigorta poliçesi kapsamında davalı … şirketine başvurduğunu, 10.09.2014 tarihinde verilen cevapla teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle talebin reddedildiğini, olayın yer kayması neticesinde meydana geldiğini, bu hususunda poliçe kapsamında olduğunu, uzman bilirkişilerce yaptırılacak inceleme sonucunda haklılıklarının ortaya çıkacağını iddia ederek, fazlaya dair dava ,hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL nin 09.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dilekçenin açıklattırılması gerektiğini, işyeri ekstra sigorta poliçesi ile davacı şirketin müvekkili şirkete sigortalı olduğunu , müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminatları dahilinde olduğunu, davacının taleplerinin sigorta teminatı dışında olduğunu , yangın sigortası genel şartlarının çeşitli hükümler bölümünde , sigortalı bina civarında yapılan kazılar nedeniyle meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararların teminat dışında olduğunu, ekspertiz incelemesi sonucunda hasarın mevzuat gereği müvekkili şirket tarafından tazmin edilemeyecek bir hasar olduğunun tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İSTANBUL 11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/1303 ESAS , 2014/268 KARAR ve 17.10.2014 TARİHLİ KARARI; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTANBUL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2014/535 ESAS ,2015/201 KARAR ve 15.06.2015 TARİHLİ KARARI: Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması gerekçesiyle davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiştir.
YARGITAY 20.HUKUK DAİRESİNİN 2015/12614 ESAS , 2016/390 KARAR ve 14.01.2016 TARİHLİ İLAMI ile , Yargı yeri olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin belirlenmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, tazmini istenen zararın dosya kapsamına göre davacıya ait sigortalı bina civarında yapılan kazılardan kaynaklandığı, taraflar arasında, 14.01.2014 tarihli İşyeri Ekstra Sigorta Poliçesi düzenlendiği, bilirkişi raporunda ve poliçenin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, bina civarındaki yapılan kazılar nedeniyle meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararların sigorta poliçesi teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, rapora göre davanın reddine karar verildiğini, son derece kısa ve dosya içeriğini yansıtmayan bir gerekçe ile karar verildiğini, rapora atıf yapıldığını, halbuki rapora itiraz edildiğini, 8 sayfalık poliçede yer kayması klozu ifadesinin yazmadığını, mahkemenin ispat yükünü taraflarına yüklediğini, 6584 sayılı Sigortacılık Kanunu gereğince bilgilendirme yükümlülüğünün bulunduğunu, gerçekleşen rizikonun poliçede teminat kapsamında olduğunun açıkça belirtildiğini, teminat kapsamı dışında kalan hiçbir şart içinde sayılmadığını, bu konuda bilgilendirme yapılmadığını, kararın hem dosya içeriğini yansıtmadığını, hemde sigorta hukuku açısından son derece yanlış bir karar olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava,” İşyeri Ekstra Sigorta Poliçesi “ kapsamında hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigortalı şirket ile davalı şirket arasında, başlangıç tarihi 10.01.2014, bitiş tarihi 10.01.2015 olan “ İşyeri Ekstra Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, 03.09.2014 tarihli ekspertiz raporunda, sigortalı binaya arka cepheden bitişik sokaktan girişli parselde bulunan mevcut binanın yıkıldıktan sonra söz konusu parselde yapımına yeni başlanan bina inşaatının kuyu temel çalışmalarının devam ettiği, sigortalı ana binaya dışarıdan bakıldığında arka dış cephe duvar sıvaları ile ön ve yan dış cephe, dış cephe kaplamasında dökülmeler ve çatlamalar olduğu, bodrum kat beton zeminde çökmek / çatlamak suretiyle tuğla örme duvar ve duvar sıvaların çatlamak ve dökülmek suretiyle kısmen hasarlanmış olduğu, bodrum kat köşesinde demir putrel ile bir kolonda takviye yapılmış olduğunun görülmüş olduğu ,arka cepheden bitişik parselde, mevcut bina inşaatının yıkılması sırasında oluşan sarsıntılar ile söz konusu parselde yapımına başlanan yeni bina inşaatının kuyu temel kazı çalışmaları nedeniyle meydana geldiği, sigorta poliçesinde aksine sözleşme yoksa yer kayması klozunda, bina civarında yapılan kazılar nedeniyle meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararların teminat harici olarak belirtildiğinin görüldüğü, sigortalı binanın, bodrum, zemin ve 4 normal katlı olmak üzere toplam 6 katlı olduğu, hasar toplamının 27.800,00 TL olduğunun belirtildiği, davacı sigortalı başvurusunun reddi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 01.08.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sigortalı bina civarında yapılan kazılar nedeniyle meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararların teminat dışı olduğu ve bu rizikodan kaynaklı zararın davacı sigortacının teminatında olmadığı, talep hakkının bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece rapora göre davanın reddine karar verilmiştir. İşin esasına dair değerlendirmeye geçilmeden önce, sigorta poliçesinde rehin alacaklısının bulunması nedeniyle bu konunun irdelenmesi gerekmiştir.Dava konusu sigorta poliçesinde, dava dışı … Bankası A.Ş -Topkapı – İstanbul Şubesi rehin alacaklısıdır. Dava dışı banka, 6102 sayılı TTK ‘nun 1453 .maddesi hükmü uyarınca, malı rehin alan sıfatıyla o mal üzerinde menfaati kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1406.madde hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür .Böyle bir durumda , sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğuna göre, sigortadan talep etme hakkı da öncelikle ona aittir.Bu durumda sigorta ettiren ancak malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta ettirenin açık muvafakatını almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat isteme hakkına sahip olur.Buna göre, mahkemece yapılacak iş, davacılık sıfatının araştırılması bakımından davacı tarafa, asıl dava ve talep hakkına sahip dava dışı banka şubesinden açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğunu belgelendirmesi için süre verilmesi ve bu usulü işlem tamamlandığı takdirde işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, taraf sıfatına ilişkin olan ve mahkemece resen göz önünde bulundurulması gereken bu eksiklik giderilmeden ve kabul şekline göre ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinde ki düzenlemeye uygun düşmeyecek, yeterli gerekçeyi içermeyecek şekilde oluşturulan hükümde isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle söz konusu yasanın emredici hükümleri kapsamında, usulü eksiklik giderilmeden esasa ilişkin verilen kararın istinaf incelemesi yapılamayacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusu, açıklanan nedenlerle esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabul edilerek hükmün kaldırılması uygun görülmüştür. Hükmün kaldırılma bedenleri gözetilerek, davacı vekilinin diğer istinaf başvuruları ise şimdilik incelenmemiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/160 Esas, 2018/154 Karar ve 01.03.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan , davacı tarafça peşin olarak yatırılan 134,00 TL harcın mahsubuna , bakiye 98,10 TL harcın talep halinde davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine, 6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 7- Davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/4 .bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/09/2020