Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/78 E. 2022/257 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/78 Esas
KARAR NO: 2022/257
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI: 2017/160 Esas, 2018/1110 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; reklam filmlerinin sinematografik eserler olduğunu, her ne kadar reklam filmleri (2 Ana Film ve 2 demo Çekimi) çekilmemiş olsa da senaryolarının (FSEK madde 2-ilim edebiyat eseri) yazıldığını ve yapım için hazırlık çalışmalarının tamamlandığını, ortada bir eser yaratımı söz konusu olması sebebiyle davada görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin FSEK madde 8, 30 (bağlantılı hak sahibi yapımcı) ve 10 (birlikte eser sahipliği) çerçevesinde senaryo ve diyalog yazan (aynı zamanda bağlantılı hak sahibi-yapımcı olarak) eser sahibi olduğunu ve işbu davayı açmaya yetkili bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında “…” isimli reklam filminin (eserinin) yapımı konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin hazırlık çalışmalarını yaparak filmin senaryosunu kaleme aldığını ve 11.03 2016 tarihinde yapılması planlanan son PPM (Yapım öncesi toplantı) öncesi sunum için hazır hale getirildiğini, ancak davalı şirketin ödeme yükümlülüğünü tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, ihtara rağmen bedelin ödenmediğini, davalının onayı çerçevesinde müvekkilinin birçok harcama yaptığını ve senaryo yazım bedeli doğduğunu, reklam filmleri hazırlığı için yapılan çalışmalar ve senaryo bedelleri adına davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, taraflar arasında şifahen ve mail yazışmaları yoluyla kurulan bir sözleşme bulunduğunu, davalının reklam filminin hazırlığı için 73.307,00-TL + KDV ödemeyi kabul ettiğini, müvekkilinin reklam filmlerinin tüm hazırlık çalışmalarını yaklaşık 30 kişilik bir ekiple 20 gün civarı çalışma yaparak, eksiksiz yerine getirdiğini, ön hazırlık aşamasında davalı tarafın yetkili personeli olan … ve … ile de yazışma ve görüşmeler yapılarak çekimlerin uygun olan … Restoranlarında yapılması konusunda anlaşıldığını, müvekkili tarafından kendi yapım ekibi, sanat, set ve kamera ekibinin oluşturulduğunu, oyuncu ve mekan seçimlerine karar kılındığını, tüm bu sürede yol harcamaları da yaptığını, davalı ile reklam filminin 2 ANA FİLM VE 2 DEMO FİLM çekimleriyle ilgili olarak mutabık kalındığını belirterek davalı şirket tarafından ödenmeyen toplam 73.304,00-TL alacağın müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/161 E, 2017/6 K. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin perakende gıda (…) alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’nin dört bir yanında 63 (altmışüç) adet ve halihazırda açılacak olan 6 (altı) adet Franchise şubesi olan geniş bir Franchise ağına sahip bir firma olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi, yetkili mahkemeninde müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Büyükçekmeye Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu reklam filmi için muhatap olduğu şirketin … Ltd. Şirketi olduğunu, davacı ile tek bir mail, tek bir yazışma ve benzeri bir görüşme/kayıt vs. bulunmadığını, davacının aktif dava ehliyetinin ve hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili şirket ile … şirketi arasında reklam çekimi konusunda görüşmelere başlanıldığını, daha sonra bu konuda mutabık kalınarak uzlaşılamadığını, reklam filmi için çalışmaların başlatılmasına yönelik olarak … şirketine ve/veya davacı şirkete herhangi bir şekilde onay verilmediğini, müvekkil şirket’in herhangi bir taahhüdü, taraflar arasında herhangi bir sözleşme, uzlaşma metni, müvekkili tarafından kabul edilen veya onaylanan herhangi bir plan, proje, bütçe, çekim, yapım öncesi toplantı vs. bulunmadığını, dosya kapsamında talep edilen 73.304,00-TL.+KDV bedelin ne şekilde hesaplandığı ve bedelin konusunun anlaşılamadığını, ortada bir eser bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu, sebepsiz zenginleşeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; Her ne kadar Mali Müşavir bilirkişi davacı kayıtlarında gider pusulalarına havi sunulan 35.970,00 TL’nin kayıtlarda görünmediği, Alt yüklenici … iş sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmediği, yansıma faturanın olmadığı, herhangi bir fatura, cari hesabın olmadığından bahsetmiş ise de tacirler verilen hizmetler karşılığında ücrete hak kazandığından sözleşme ve diğer kalemlerle ilgili bilirkişi raporlarının değerlendirildiği, gönderilen mail’ de” 2 ana film 2 demo çekimi ile ilgili mutabık kalınan konuların paylaşıldığı, toplam bütçenin, ödeme planının belirlendiği görüldüğünden “bu maile aksi beyanda bulunulmamakla zimni onay verildiğinden sözleşmenin kurulduğu, yine … aracılığıyla davalı firma tarafından davacı firmaya iş talebi götürüldüğü, 2 ana film, 2 demo film senaryosunun ve bütçesinin bir ödeme takvimi dahilinde onaylandığı, sipariş edildiği, yapım firmasının sanat yönetmeni çekim mekanının tespiti adına davalının lokantalarını dolaştığı, çekimler yaptığı, bunları yönetmenle paylaştığı, davacı firmanın bu süreçte çekim takvimi netleşti diyerek doğal olarak harcamalarını yaptığı, harcama kalemlerinin senaryo yazımı, onayı, yapımcı ve asistanları, yönetmen ve asistanları, sanat yönetmeni ve asistanları, oyuncu seçimi, kostum tasarım, story board çizimi, soför ve sekreterya hizmetleri, düzenlenen evraklar dahilinde 29.300,00 TL (stopaj hariç), 8.074,69 TL KDV, 29.300,00 TL üzerinden hesap edilen %15 yapımcı hizmet bedeli olan 4.395,00 TL olmak üzere toplam 41.769,69 TL yönünden davacının alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın KISMEN KABULÜNE, 41.769,69TL alacağın ( 29.300,00TL hak ediş, 8.074,69TL KDV ve 29.300,00TL üzerinden hesap edilen %15 yapımcı hizmet bedeli olan 4.395,00 TL olmak üzere) davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde taraflarca istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin faiz konusunda karar vermediğini, davadan önce davalı tarafın Beyoğlu … Noterliği’nin 09.05.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarı ile temerrüde düşürüldüğünü, dava dilekçesinde her ne kadar yalnızca alacak tutarının davalıdan tahsili talep edilmişse de, dilekçe ekinde bulunan ihtarda KDV dahil dava değerinin ödenmesinin talep edildiğini, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereği bu konuda karar verilmesi gerektiğini, usul ekonomisi ve maddi vakıaların hukuki tavsifi görevinin mahkemeye ait olduğunu, dava dilekçesi ekinde yer alan noter ihtarında temerrüt tarihinin açık olduğunu, mahkemece alacağa dahil olan görüntü yönetmeni, …, kamera ve ışık şefleri ile ilgili hak edişlerin hesaplama dışı tutulmasının yerinde olmadığını, gerekçede açıkça “CD de kısa canlandırma çekilmişse de” denilmek suretiyle edimlerin ifa edildiğinin ortaya koyulduğunu, devamında kullanılan “eğer önden bu tür çalışma yapılmışsa bu davacı şirketin aldığı risk olduğu belirtilerek” ifadesi kullanılarak gerekçe kısmında çelişki yaratıldığını, risk olduğu kabul edilse bile hak edişlerin rayice uygun olarak alacağın tamamen kabulünün gerektiğini, Yargıtay içtihatları neticesinde davalının ana projede taahhüt edilen 200.000,00 TL üzerinden %15 ‘lik hizmet bedelinden sorumlu tutulması gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemesinin kararına ve gerekçesine dayanak oluşturan bilirkişi raporunun çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay Kararlarına aykırı şekilde hukuki tespitler içerdiğini, kök raporda raporun 3. 4. 5. 6. 7. 9. maddelerinde davacı yanın alacak iddiasının somut delil ve dayanaklarının mevcut olmadığının belirtildiğini, ancak sonuç kısmında “maillerden anlaşılacağı üzere … Medya ile davalı firma arasında zımni onaydan bahsedilebileceği” vb. ifadelerle herhangi somut bir delile veya delil başlangıcına dahi dayanmayan zorlama bir tespitle davacı yan lehine toplamda 29.300 TL vergiler hariç, 8.074,69 TL KDV dahil bir hak edişten söz edildiğini, ek bilirkişi raporununda çelişkiler içerdiğini, müvekkili şirketin davacı firma ile hiçbir hukuki veya ticari ilişkisinin bulunmadığını, davacı firma ile dava dışı … firması arasında zımni onaydan bahsedilebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile … şirketi arasında reklam çekim görüşmelerine başlanmış ise de karşılıklı mutabakatla işe başlanılmadığını, … şirketine ve/veya davacı şirkete herhangi bir şekilde onay verilmediğini, müvekkili şirketin herhangi bir taahhüdü, taraflar arasında herhangi bir sözleşme, uzlaşma metni, müvekkil tarafından kabul edilen veya onaylanan herhangi bir plan, proje, bütçe, çekim, yapım öncesi toplantı vs. Bulunmadığını, bilirkişi heyet raporu ve ek raporda müvekkili lehine yapılan tespitlere rağmen hatalı ve eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkeme gerekçesinin yetersiz olduğunu, davacı ile hiç bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, bu konuda yazılı bir belge ibraz edilemediğini, davanın reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; sözleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının davalıya hizmet verip vermediği, davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 10.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinin lehine delil vasfı taşıdığı, davacının dava dosyasına sunduğu raporda dökümü bulunan 8.074,69 TL tutarındaki gider fatura ve fişlerin davacı firmanın yasal defter kayıtlarında görülmediği, yine davacı firmanın gider olarak dava dosyasına sunduğu raporda dökümü yapılan fatura yerine geçen belge niteliğindeki 35.970,00 TL tutarlı gider pusularının davacının yasal defter kayıtlarında görülmediği, ibraz edilen gider pusulalarının 213 sayılı VergiUsul Kanunu’nun “fatura yerine geçen vesikalarla ilgili bölümünde yer alan 234‘üncü maddesinde “Gider Pusulası” seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir ve mükellefler tarafından anlaşmalı matbaalara bastırılarak veya noterden tasdik ettirilmek suretiyle kullanılır şartına uyulmadığı, söz konusu işe ait giderlerin 25.02.2016-11.03.2016 tarihleri arasında gerçekleştiği iddia edilmesine rağmen; gider pusulalarının mal veva hizmetin alındığı tarihten itibaren 7 günlük kanuni süre içerisinde düzenlenmediği, davacı firmanın alt yüklenici olarak işin alınması ve yapılmasına ilişkin başka bir aracı firma ile (…) yapmış olduğu iş sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmediği, dava konusu alacak ve oluşan giderlere ilişkin davacı firma yevmiye defler kayıtlarına ve dava dosyasına intikal eden başka bir firma tarafından düzenlenen yansıtma faturanın görülmediği, dava konusu alacak ile ilgili davacı firma tarafından, davalı firmaya düzenlenen herhangi bir ticari belge (fatura) ve cari hesabın yasal defter kayıtlarında ve dava dosyasında görülmediği, delil olarak sunulan mailler incelendiğinde davalı firma reklam sorumlusu tarafından … yetkilisine “Merhaba, Bugün gerçekleştiğimiz toplantıda 2 ana film ve 2 demo çekimiyle ilgili olarak mutabık kaldığımız konuları yazılı olarak da paylaşmak isterim,…. yeni işbirliğimizin her iki tarafa da hayırlı olmasını dilerim.” şeklinde mail atıldığı, tarafların iyi niyetlerle bir ilişkiye başlamış oldukları, dava dosyasına konmuş olan senarvo çalışmalarının ve bütçe hazırlıklarının davalı tarafla evrak olarak paylaşılıp paylaşılmadığı net olmamakla birlikle usulüne uygun ve şeffaf olarak düzenlendiği, sadece dava dosyasında yer alan 29 Ağustos 2016 tarihli 73,304 TL brüt toplamlı bütçenin neden hazırlanmış olduğunun anlaşılamadığı, her ne şekilde olursa olsun davacı yapım şirketinin çalışmaları hızlandırmak adına gayret gösterdiği, mekân, oyuncu seçimleri ve benzeri konularda hızla ilerlediği, … aracılığıyla davalı firma tarafından, davacı firma muhatap alınarak bir iş talebi vapıldığı, işlerin doğal akışında devam edebilmesi adına gerekli çalışmalar yapıldığı, senaryolar yazıldığı ve elektronik postalardan anlaşıldığı üzere slogan çalışmaları hariç onaylandığı, onaylanan senaryoların içerik olarak dosyada yer alan senaryolar olup olmadığı açık olmamakla birlikte “…” ana konseptli en az 2 reklam filmi senaryosunun ve 2 demo film senaryosunun ve bütçesinin bir ödeme takvimi dahilinde onaylandığı ve sipariş edildiği, çekim sürecinde firmanın lokantalardan birinin mekan olarak kullanımının davalı yetkilisi tarafından onaylandığı, beyan edilen hak edişlerin makul ve kabul edilebilir rakamlar olduğu, ancak birtakım hak edişlerin bu aşamada talep edilmesinin anlamsız olduğu gerçeğinden hareketle toplamda 29.300 TL vergiler hariç, 8.074.69 TL KDV dahil bir hak edişten söz edilebileceği, ayrıca detay bütçelerde görüldüğü üzere yapımevlerinin kazanç kalemini belirleyen, bu işle %15 olarak belirlenmiş olduğu detay bütçelerde görülen yapımevi hizmet bedelinin eklenip eklenmeyeceği hususunun mahkemenin taktirinde olduğu, kabul görmesi durumunda 29.300 TL’lik kısma eklenebileceği belirtilmiştir. 07.05.2018 tarihli ek raporda; dava konusunu oluşturan alacak ile alakalı taraflarca imzalanmış herhangi bir iş sözleşmesinin bulunmadığı, ayrıca yazışmalardan anlaşıldığı üzere işin alınmasına aracılık ettiği iddia edilen … firması ile de davacı firma arasında herhangi bir aracılık sözleşmesinin olmadığı bundan dolayı sözleşmeye dayalı işlemlerden oluşan bir alacaktan söz edilemeyeceği, ancak maillerden anlaşıldığı üzere … ile davalı firma arasında zımni onaydan bahsedilebileceği, davacı firmanın düzenlemiş olduğu gider pusulalarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre geçersiz sayılacağı, davacının dava dosyasına sunduğu harcama listelerinde bulunan gider faturaları, fişleri ve gider pusulalarının yasal defterlere (Yevmiye defteri) intikal etmediği, dosya kapsamında yer alan söz konusu giderlerin işin alınması ve yapılmasına dair herhangi bir aracı firmadan giderlere ilişkin gelen bir yansıtma faturasının bulunmadığı ve iddia edilen giderlere ilişkin davalı firmaya kesilmiş bir faturanın bulunmaması nedeniyle cari hesap bakımında borç alacak ilişkisinden söz edilmesinin mümkün olamayacağı, tüm bilgi ve belgeler ışığında Davalı firmanın sipariş ettiği bir işten keyfi ve tek taraflı olarak gerçekten geçerli bir sebep göstermeksizin ve karşılıklı uzlaşma yolu önermeksizin bir e-posta ile vaz geçmesinden kaynaklı bir zarar oluştuğu kanaati hasıl oluştuğu belirtilerek kök rapor tekrar edilmiştir. 14.08.2018 tarihli 2. Ek bilirkişi raporunda da aynı tespitlere yer verilmiştir. Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir. İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 187/1 maddesi]. Vakıa (olgu) ise, 03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kendisine hukuki sonuç bağlanmış olaylar şeklinde tanımlanmıştır. İspatı gereken olaylar, olumlu vakıalar olabileceği gibi olumsuz vakıalar da olabilir. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiği gibi, usul hukukunun en önemli konularından biri olan ispat yükü kuralı, HMK’nın 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/13-597 E. 2020/501 K. Sayılı kararı) Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde de ayrıntısı ile belirttiği 25.02.2016 tarihli mailin … yetkilisine gönderildiği, 05.03.2016, 17.03.2016 tarihli ve diğer mail içeriklerinin taraflar arasında sözleşme ilişkisini ispatlayacak içeriğe sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından oluşturulan ve mahkemeye ibraz edilen harcama kalemlerinin davacının kendi ticari defterlerinde dahi gözükmediği, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğuna dair usulüne uygun ispat vasıtası getirilemediği, sözleşme ilişkisinin varlığına ilişkin mailin … ile yapıldığı, iddianın ispat edilemediği, bu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun REDDİNE, 2- Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/160 Esas, 2018/1110 Karar, 04/10/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 3-Davanın REDDİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 1.251,85 TL’den mahsubu ile fazla alınan 1.171,15 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca takdir edilen 10.329,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-HMK 333.maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin alınan 713,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 632,80 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin alınan 713,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 632,80 TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça yapılan 46,50 TL posta, tebligat gideri ile 178,80 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 225,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/03/2022