Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/746 E. 2022/652 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/746 Esas
KARAR NO: 2022/652
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/05/2018
NUMARASI: 2015/1260 Esas, 2018/456 Karar
DAVA: BANKA TEMİNAT MEKTUBUNUN İADESİ VE DEPO EDİLMESİ (Tahsil İstemli)
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında gümrük müşavirliği sözleşmesi bulunduğunu, gümrük müşavirliği hizmeti gören müvekkili şirketin sözleşme gereği davalıya … Karaköy şubesine ait 01/10/2001 tarih ve 25.000 USD bedelli süresiz teminat mektubu verdiğini, sözleşmenin 31/12/2004 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirmesine rağmen davalının teminat mektubunu iade etmediğini, teminat mektubunun iadesi gereken 31/12/2004 tarihinden 30/09/2011 tarihine kadar iade edilmemesi nedeniyle bankaya 5.327,68 TL komisyon ücreti ödendiğini ve halen ödenmeye devam edildiğini belirterek teminat mektubunun iadesini ve bankaya ödenen 5.237,68 TL’nin ve dava sonuçlanıncaya kadar ödenmek zorunda kalınacak komisyon bedelinin davalı şirketin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; sözleşmeden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olup alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının hizmeti ifa ederken gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle müvekkili şirket yetkilisi ve müdürlerinin gümrük kaçakçılığı suçundan yargılandığını, gümrük kaçakçılığı suçu ve ileride müvekkilinin doğması muhtemel zararlarının teminatı olarak teminat mektubunu muhafaza ettiklerini, dava öncesinde sözleşmenin sona erdirilmesine dair protokolün anlaşma aşamasında davacı tarafça imzalanmadığını, sözleşme ile doğan yükümlülüklerin devam etmesine rağmen iyiniyet göstergesi olarak teminat mektubunu davacıya teslim edilmesi amacıyla mahkeme kasasına teslim etmek istediklerini belirterek teminat maktubu yönünden konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, komisyon bedeli talebinin ise öncelikle zamanaşımı ve aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, davalının teminat mektubunu iade etmemesine gerekçe olarak gösterdiği ceza dosyasının davacının sözleşmeyi ihlal ettiğine kesin kanı oluşturmadığı, bu nedenle teminat mektubunun davacıya iadesi gerektiği, sözleşmenin 07/06/2012 tarihli ihtarname ile feshi ile dava tarihi arasında davacının ödediği toplam 3.653,07 TL tutarında komisyon bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile teminat mektubunun davacıya iadesine ve 3.635,07 TL komisyon ücretinin davacıya ödenmesine, ayrıca yargılama sırasında ödenen 7.204,86 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; taraflar arasında sözleşmenin 31/12/2004 tarihinde sona erdiğine dair ihtilaf olmamasına rağmen bilirkişinin sözleşmenin 07/06/2012 tarihli ihtarname ile feshedildiği tespitinin hatalı olduğunu, sözleşmenin sona erdiği 31/12/2004 tarihinden dava sonuçlanıncaya kadar teminat mektubu nedeniyle müvekkilinin ödemek zorunda olduğu komisyon ücretinin davalıdan tahsili gerektiğini, buna göre müvekkilinin ödediği 6.405 USD ve dava sonuçlanıncaya kadar ödeyeceği komisyon bedellerinin davalıdan tahsili gerektiğini belirterek kararını kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; kabul edilen asıl alacak tutarı 3.635,07 TL iken davacı lehine 9.686,16 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca müvekkili aleyhine fazla harca hükmedildiğini, davacının 07/06/2012 tarihli ihtarı ile sözleşmenin feshedildiğinin kabulünün mümkün olmadığını, sözkonusu ihtarda açık fesih iradesi bulunmadığını, 2014 yılında komisyon bedeli ve ceza dosyasındaki masraflardan karşılıklı feragat edilmesine ilişkin görüşmeler yapılmasına rağmen daha önceki tarihte sözleşmenin feshedildiğinin kabul edilemeyeceğini, açıkça sonlandırılmış sözleşme olmadığından teminat mektubunun davacıya iade edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, teminat mektubunun iadesi ve iade edilmeyen teminat mektubu nedeniyle dava dışı bankaya ödenmek zorunda kalınan komisyon masrafının tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında gümrük müşavirliği hizmeti verilmesi hususunda en son 15/05/2000 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 3.4 maddesi uyarınca davacı gümrük müşaviri şirketinin davalıya 01/10/2001 tarih ve 25.000 USD bedelli süresiz teminat mektubu verdiği, davacının teminat mektunun iadesi ve iade edilmemesinden doğan zararın tahsili talebiyle eldeki davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, teminat mektubunun iadesine ve 3.653,07 TL komisyon ücretinin davacıya ödenmesine, ayrıca yargılama sırasında ödenen 7.204,86 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, taraf vekilleri hükmü istinaf etmiştir. İstinafa konu edilen uyuşmazlık, teminat mektubunun davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, davalının teminat mektubunu haksız yere uhdesinde tutup tutmadığı ve bu nedenle davacının zararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Teminat mektubunun iadesi yönünde verilen hükmün istinafı yönünden yapılan incelemede; Mahkemece teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiş, davalı vekili teminat mektubunun davacıya iade etmemelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle hükmü istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi kök ve ek raporuna göre davacının keşide ettiği 07/06/2012 tarihli ihtarname öncesinde sözleşmenin feshine dair bilgi ve belge bulunmaması nedeniyle davalı şirkete 11/06/2012 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin kabulü somut olaya uygundur. Davalı taraf, davacının gördüğü hizmet nedeniyle gümrük kaçakçılığı suçundan yargılandıklarını, bu nedenle teminat mektubunu iade etmediklerini beyan etmiştir. Teminat mektubunun iade edilmemesine gerekçe gösterilen ceza dosyasında davalı şirket temsilcisi ve müdürleri beraat etmiş ve karar kesinlemiştir. Davalı şirket temsilcisi ve müdürleri beraat ettiğine göre sözkonusu ceza dosyasına konu gümrük kaçakçılığı eyleminin, davacının hizmeti gereği gibi ifa etmemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmaya artık gerek bulunmamaktadır. Bu durumda davacının hizmeti gereği gibi yerine getirdiği, davalının davacının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediği savunmasını ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Buna göre davalı vekilinin teminat mektubunun iadesine dair hüküm yönünden istinaf başvurusunun reddi gerekir. Komisyon ücreti hükmü yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece davacının dava dışı bankaya teminat mektubu nedeni ile ödemek zorunda kaldığı 3.635,07 TL komisyon ücretinin davalıdan tahsiline, ayrıca yargılama sırasında ödenen 7.204,86 TL’nin de davalıdan tahsiline karar verilmiş, taraf vekilleri hükmü istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesinde alınan kök ve ek raporda; 07/06/2012 tarihli ihtarnamenin tebliği tarihi itibarıyla davacının ödediği komisyon ücretinin davacıya iadesi gerektiğine değinilerek dava tarihi itibarıyla ödenen komisyon ücreti alacağı toplam 3.635,07 TL olarak hesaplamış; rapor tarihi itibarıyla ise ödenen komisyon ücreti toplamının 7.204,86 TL olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere davacının teminat mektubunun iadesini talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmayıp, davalı, teminat mektubunu iade etmemesinden doğan zararı gidermelidir. Ancak zararın miktarının tespiti açısından teminat mektubunun hangi tarihte davacıya iade edilmesi gerektiği belirlenmelidir. Davacı vekili sözleşmenin 31/12/2004 tarihinde sona erdiğine değinmişse de, bu hususta herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 15/05/2000 tarihli sözleşmenin 31/12/2004 tarihinde sona erdiğine dair davalının bir kabulü bulunmayıp, davacının bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Diğer taraftan sözleşmenin 7.2 maddesinde sözleşmenin bir yıl süreli olduğu ve sürenin bitiminden itibaren bir ay içinde taraflardan birinin ihbarda bulunmaması halinde bir yıl uzayacağı belirtilmiştir. Bu durumda maddede belirtilen şekilde bir ihbarda bulunduğuna dair delil sunulmadığından sözleşmenin her yıl yenilendiğinin kabulü gerekmektedir. Ancak davacı 07/06/2012 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi sona erdirme iradesini ortaya koymuştur. Bu itibarla ihtarnamenin tebliği tarihinde sözleşmenin sona erdiği, sözleşmenin sona ermesinden sonra davalının teminat mektubunu uhdesinde tutmasının sözleşmeye uygun olmadığı ve teminat mektubunu davacıya iade etmemesinden doğan zararı ödemesi gerektiği anlaşılmaktadır.Bilirkişi raporunda ihtarnamenin tebliğinden dava tarihine kadar davacının teminat mektubu nedeniyle bankaya ödediği komisyon ücreti alacağı 3.635,07 TL olarak, rapor tarihine kadar ise bu alacak 7.204,86 TL olarak tespit edilmiştir. Her davanın dava tarihindeki şartlara göre hüküm altına alınması gerekir. Ancak mahkemece yetersiz ve eksik inceleme ile dava tarihine göre hesaplanan alacağa hükmedilmesi gerektiği dikkate alınmamış, rapor tarihi itibarıyla hesaplanan alacağın dava tarihi itibarıyla hesaplanan alacağı kapsadığı gözetilmeden hem dava tarihine, hem de rapor tarihine göre hesaplanan alacağa ayrı ayrı hükmedilmiştir. Diğer taraftan HMK’nın 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonucu ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davacı taraf dava dilekçesinde bankaya ödedikleri 5.237,68 TL komisyon ücreti ile ayrıca dava sonuçlanıncaya kadar ödenmek zorunda kalınacak komisyon bedelinin tahsilini istemiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, her davanın dava açıldığı şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği gibi, davacının usulüne uygun harçlandırılmış ıslahı da bulunmadan mahkemece talebi aşan şekilde (3.635,07+ 7.204,86 TL) toplam 10.839,93 TL’ye hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Ancak belirtilen husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve istinaf mahkemesinin istinaf sebebleri ile bağlı olduğu ve tarafların alacağa hükmedilen faiz ve temerrüt tarihi yönünden istinaf talepleri de bulunmadığı da gözetilerek 3.635,07 TL komisyon ücretinin dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin alacağın eksik hesaplandığına ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine, davalının teminat mektubunun iadesine yönelik istinaf talebinin reddine, ancak komisyon ücreti yönünden istinaf talebinin kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1260 Esas, 2018/456 Karar ve 21/05/2018 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, a) Davanın kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE, b) … A.Ş. Karaköy Şubesi 01.10.2001 tarih … numaralı ve 25.000,00 USD bedelli teminat mektubunun davalıdan alınıp davacıya iadesine, c) 3.635,07 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, d) Alınması gereken 5.243,99 TL karar ilam harcından peşin alınan 1.603,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 3.640,29 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, e) Davacı tarafından karşılanan 1.603,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, f) Yargılama gideri yönünden davacının istinaf talebinin bulunmadığı da gözetilerek davacının yaptığı ilk masraf 32,55 TL, 1.232,55 TL bilirkişi ücreti, 160,80 TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 1.425,90TL’nin ilk derece mahkemesi kararında hükmedilen 158,46 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, g) Yargılama gideri yönünden davacının istinaf talebinin bulunmadığı da gözetilerek davalının yaptığı 69,95 TL posta gideri ve 11.10 TL posta pul ve harç gideri olmak üzere toplam, 81,05 TL yargılama giderinin ilk derece mahkemesi kararında hükmedilen 72,04 TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, h) Vekalet ücreti yönünden davacının istinaf talebinin bulunmadığı da gözetilerek ilk derece mahkemesi kararında hükmedilen 9.686,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, ı) Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan AAÜT gereği ve davanın reddedilen kısmı gözönüne alınarak takdir olunan 1.633,60 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, İstinaf Başvurusu Yönünden; 3- Davacının istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak karşılanan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafında karşılanan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4- Davalının istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak karşılanan 1.603,71 TL harcın mahsubu ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bakiye 1.523,00 TL’nin istek halinde davalıya İADESİNE, Davalı tarafından karşılanan 80,70 TL istinaf karar harcı, 98,10 istinaf başvuru harcı ile 42,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi İle aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/05/2022