Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/731 E. 2022/688 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/731 Esas
KARAR NO: 2022/688
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2018/487 Esas, 2018/1134 Karar
DAVANIN KONUSU: Yargılamanın İadesi
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Haliçteki çekek yerini tarafların murisi …’nun 1945’de kurduğunu, vefat tarihi olan 1952 tarihine kadar çalıştırdığını, vefatı ile yönetimin eşi …’na geçtiğini, müteveffa …’nun davalı kooperatife ortak olmak için “… Terekesi” ne ait belge ve dokümanları kullandığını, kendisinin kooperatif üyesi olmasının mümkün olmadığını, …’nun “… Terekesinin geçmişini ve terekeye ait “… kızak, ırgat, felenk, kaynak motoru, makara… gibi” çekek yeri faaliyetlerinde kullanılan malzemeleri göstererek üyelik başvurusu yaptığını, ama özünde terekeyi temsilen müracaatın yapıldığını, daha önce açılan ve retle sonuçlanan davanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra yeni belgelere ulaştıklarını, sonradan ele geçen belgelerden …’nun Ulaştırma Bakanlığına 24.12.1982’de yolladığı belgede de “… ve … parsel arsanın tamamı müteveffa annem …’nun adına kayıtlıdır veraset ilamında görüldüğü üzere …’nun evladı olup … ve … parsel arsaların dörtte birine veraset yoluyla malik bulunmaktayım” diyerek arsaların geri kalan dörtte üçünün de kardeşlerine ait olduğunu kabul ettiğini, …’nun terekeden hakkına düşen gelirden dolayı 15.04.1971 tarihli Fatih gelir vergisi makbuzuna yazdırdığı iş adresinin doğru olduğunu ancak belirtilen şirketin kendi şirketi olmadığını, bu beyanını 02/10/1970 tarihinden itibaren tereke mümessili …’e sunduğunu, sonradan ele geçen aile içi bir mektuplaşmada, … hanım, … hanıma yazdığı mektupta ağabeyleri …’yı … Kooperatifi’ne gizli işlemlerle yaptığı üyelikten dolayı şikâyet ettiğinin anlaşıldığını, mahkemenin yargılama aşamasında değerlendirmeye sunulamayan belgelerin yokluğunda ve normal bir kooperatif davası gibi değerlendirilerek hüküm verildiğini belirterek kesinleşmiş hükmün H.M.K. 374, 375/ç maddeleri uyarınca yargılamasının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ..kooperatifi vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılamanın iadesinin süresinde yapılmadığını belirterek, haksız ve kötü niyetli davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılamanın iadesinin süresinde olmadığını, davacının aynı konudaki talepleri hakkında evvelce açtıkları Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/343 E. Sayılı dava dosyasında verilen red kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2012/23706 E. Ve 2013/5978 Karar sayılı ilamı ile onandığını ve hüküm davacının karar düzeltme talebinin de reddi ile 09/07/2013 tarihinde kesinleştiğini, davacının ardından 2013/612 E. Sayılı dosyada kooperatif üyeliğinin tespiti davasının mahkemenin 2014/129 K. Sayılı ilamı ile reddolunduğunu ve red kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/8488 karar ve 2015/7128 K. Sayılı ilamı ile onandığını ve davacıların yaptığı karar düzeltme talebi de aynı dairesinin 2016/1112 E. Ve 2018/2 K. Sayılı ilamı ile reddolunduğunu ve kararın kesinleştiğini, davacının karar düzeltme talebi doğrultusunda yeni adıyla sunduğu bir takım belgelerin dava dosyası içinde önceden sunulmuş belgeler olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; davacının dayanağı belgenin mahkemenin 2013/612 E-2014/129 K sayılı dosyasında değerlendirildiği, yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile HMK 375/ç md. gereğince yargılamanın iadesi talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yargılamanın iadesine konu yapılan deliller ve belgelerin Yerel Mahkeme tarafından verilen hükmün temyiz incelemesi aşamasında tedarik edildiğini, aileye ait özel evraklar arasında bulunarak verilen dokümanların müvekkilinin talebi doğrultusunda Yerel Mahkeme aracılığıyla Temyiz Mahkemesine gönderildiğini, Yerel Mahkeme tarafından hüküm verilip davadan el çekildikten sonra tedarik edilen ve ancak Temyiz incelemesi aşamasında sunulma fırsatı bulunan bu belgelerin verilen hükmünün gerekçe kısmında değerlendirilmeye tabi kılınabilmesinin maddeten imkân ve ihtimal bulunmadığını, Yerel Mahkeme tarafından verilen karardaki gerekçenin dosya kapsamındaki maddi gerçekler ile uyuşmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacılar … ve … vekili tarafından davalılar …, … ile … Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi aleyhinde İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/612 E. Sayılı dava dosyasında, “…davalı kooperatifin 21.11.1982 tarih ve 17875 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve Tuzla’da yeni yapılacak Çekek ve Donatım Yeri Dağıtım Esasları Dairesinde vücuda getirilen ve İstanbul Haliç kıyısında faaliyet gösteren ”Tersane, Çekek ve Donatım Yeri” erbabından müteşekkil bir ortaklık olduğunu ve müvekkillerinin miras bırakanı … terekesine de yer tahsisi yapıldığını, olayın özelliğine binaen istenen şartları taşıyan kişi veya kişilerin birleşmesi ve tek muhatap haline gelmesinin istenilip bu yolda davalı kooperatifin vücuda getirildiğini, … terekesinin temsilcisi gibi hareket ederek kooperatif ortağı olan davalıların miras bırakanı olan …’nun aslında kendi adına değil tüm tereke adına ortak olduğunu, kopperatif ile birlikte kullanıma hak edilen çekek yerinin nemalarının terekeye değil davalıların murisine kaldığını ve bu edimleri diğer hissedarlarla paylaşmadığını ileri sürerek davalı kooperatifte davalı müteveffa, … yanında gerçek hak sahibi … terekesi şeriki namı ile ve terekede sahibi oldukları hisseleri nispetinde ortak adı altında kayıtlarının yapılmasına karar verilmesini..” talep ve dava ettiği, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/04/2014 tarih, 2013/612 E, 2014/129 K. Sayılı kararı ile “…Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacıların davalı kooperatifle herhangi bir şekilde ortaklık ilişkilerinin kurulmadığı, miras bırakan …’nun terekesinin tasfiye edildiği, adı geçene Haliç’de bulunan Çekek yerine karşılık Tuzla’da murise Çekek yeri tahsis edildiğine dair herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, davalılar … ile …’nun murisinin kendi adına kooperatife üye olduğu. .”gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın davacılar vekili temyiz edildiği, YARGITAY 23. Hukuk Dairesinin 2014/8488 E. 2015/7128 K. Sayılı ilamı ile “…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.” gerekçesi ile onanmasına karar verildiği, davacılar tarafından karar düzeltme yoluna gidildiği, aynı dairenin 15.01.2018 tarih, 2016/1112 E. 2018/2 K. Sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği kararın kesinleştiği, davacı vekilinin bu defa …’nun kooperatife hitaben yazdığı özgeçmişi ve aile içerisinde elde edilen mektuba dayalı olarak yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. HMK’nun Yargılamanın iadesi sebepleri başlıklı 375. Maddesinde; ” (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir: a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. (2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacının dayandığı belgeler temyiz aşamasında dosyaya sunulan belgelerdir. Sunulan belgeler kesinleşmeden sonra elde edilen yeni bir belge niteliğinde değildir. Yargılamanın iadesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yargılama aşamasında ve temyiz, karar düzeltme aşamalarında ileri sürülmüştür. Bu sebeple, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilin istinaf başvuru talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/06/2022