Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/730 E. 2019/879 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/730 Esas
KARAR NO : 2019/879
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/01/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2018/1259 Esas
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan 17.08.2016 tarihli sözleşme ile çocuk hastalıkları uzmanı Dr…. tarafından … Hastanesi’nde sağlık hizmeti sunulması konusunda anlaşma yaptıklarını, edimin yerine getirilmesine rağmen faturalara bağlanan hizmet bedellerinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine itirazın iptali talep ve dava edilmiş olup, dava dilekçesi ile beraber, davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar kaydına takip çıkışı meblağ tutarında … hakediş bedeli üzerinde ihtiyati tedbir şerhi konulması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; Dava itirazın iptali davası olup konusu belirli bir para alacağı olduğundan ve ihtiyati tedbire konu edilen hususlar davanın konusunu oluşturmadığından ihtiyati tedbir talebinin yerinde olmadığı, ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince talebin ihtiyati haciz olarak değerlendirilmesi halinde ve icra takip dosyası borçlu itirazı ve sunulan delilleri ile birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti hususları yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf taleplerinde; Bakırköy 4. Aliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1259 E. 18.01.2019 tarihli ihtiyati tedbir ve haciz talebinin reddi kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir-ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi talep ederek, haklılıklarının, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi, banka hesap hareketleri ve diğer delillerle ispatlandığını, faturaların muaccel hale geldiğini belirterek taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesi davalı vekiline 13/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 28/02/2019 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek;Davacının mahkemeden ihtiyati haciz talebinde bulunmadığını, ihtiyati tedbir talep ettiğini, koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin de, usul ve yasalara uygun 18.01.2019 tarihli ara karar ile mahkemece reddedildiğini, mahkeme hakiminin taleple bağlı olduğunu, davacının talebi olmayan bir konuda mahkemece karar verilmesinin de mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, davacının huzurdaki dava ile hüküm altına aldırabileceği haklı ve meşru bir hakkı veya alacağı olmadığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, mahkemenin yanıltmaya çalışıldığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Davacı taraf, huzurdaki itirazın iptali davasında, dava dilekçesi ile beraber ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, mahkeme gerekçesinde talep olmadığı halde ihtiyati haciz şartlarının oluşup olmadığını değerlendirmiştir. HMK.nun 26.maddesi taleple bağlılık ilkesini düzenlemiş olup kamu düzenindendir. Ancak ilk derece mahkemesi hüküm kısmında sadece ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin hüküm kurduğu anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi ihlal edilmemiş ise de bu yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir.Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebini değiştirerek “ihtiyati tedbir-ihtiyati haciz talebi” şekline dönüştürmüş ise de HMK.nun Yapılamayacak işlemler başlıklı 357.maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bu nedenle davacı vekilinin ihtiyati haciz istemine ilişkin taleplerinin incelenmeksizin usulden reddi gerekir.İhtiyati tedbir taleplerinin reddine gelince;İhtiyati tedbirin şartlarına ilişkin HMK.nun 389.maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.Talep dilekçesinde ihtiyati tedbir konusunun dava konusu olmaması nedeniyle reddine dair ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu sebeplerle, Davacı vekilinin istinaf başvurusu, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/05/2019