Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/72 E. 2019/1730 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/72 Esas
KARAR NO : 2019/1730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2014/293 Esas
KARAR NO : 2016/860
KARAR TARİHİ: 22/11/2016
DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/10//2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin 21/08/2012 tarihinde dolapta bulunan valizi indirmeye çalışırken dengesini kaybederek düşüp yaralandığını, yapılan tedavilere rağmen sağlığına kavuşamadığını, …Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporuyla müvekkilinin sakatlandığının tespit edildiği, müvekkilinin … A.Ş. İçerenköy Şubesinden 04/04/2012 tarihinde 100.000,00 TL ipotekli finansman kredisi kullandığını, kredi sözleşmesi ile birlikte davalı şirket tarafından, davacı için … numaralı Hayat Sigortası Poliçesi düzenlendiğini, kredi borcunun tamamı müvekkili tarafından ödendiğini, yapılan ödemenin, davacının maluliyeti oranında iadesi için davalı şirkete 07/05/2014 tarihinde yazılı müracaatta bulunduğunu ancak olumsuz cevap verildiğini, davaya konu alacaklarının belirlenebilir olmadığından, şimdilik 1.000,00 TL nin müvekkilinin maluliyet oranında ve poliçe teminat limitiyle sınırlı olması kaydıyla davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; … Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu’ndan alınan raporun davacının kalıcı olarak sakatlandığına dayanak teşkil etmesi söz konusu olmadığını, raporda belirtilen 2 yıllık süre içerisinde davacının iyileşme ihtimalinin söz konusu olduğunu, herhangi bir tazminat değerlendirilmesi yapılamadığından dolayı davacı ile ilgili müvekkil şirket nezdinde hasar dosyası oluşturulmadığını, davacı tarafın eksik belgeleri tamamlamamış olması nedeni ile tazminat değerlendirilmesi yapılamadığını, tazminatın reddi yada kabulün söz konusu olmadığını, davacı tarafından bahsi geçen sigorta şirketine yapılan tazminat başvurusunda 21/08/2012 tarihinde bir kaza geçirildiği ifadesi kullanıldığı ancak davacının şirkete yapılan başvuruda bu kazanın evde gerçekleşen bir kaza değil bir iş kazası olduğu ifade edildiği, davacının şirkete açmış olduğu dava dilekçesinde belirtilen tarihte herhangi bir kaza meydana geldiğine dair bir kayıt yada tıbbi belge mevcut olmadığını, bu durumun ispat edilemediği bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının şikayeti ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin yasal süresi içerisinde sunduğu istinaf dilekçesinde; mahkeme kararına dayanak yapılan adli tıp raporu; hatalı ve eksik incelemeye dayalı olup gerekçeli ve açıklayıcı olmadığı karara dayanak yapılan raporda hastahane kayıtları hatalı değerlendirildiğinden mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, Yıllık Kredi Hayat Sigorta Poliçesi kapsamında poliçe teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dava tarihi 11.07.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir. Somut uyuşmazlık, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen Yıllık Kredi Hayat Sigorta Poliçesinden kaynaklanmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1.maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir. Aynı yasanın 114/1-c bendinde Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz. Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115. maddesinde davanın usülden reddine karar verilmesi gerekir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması yerinde görülmediğinden, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/293 E. 2016/860 K. 22/11/2016 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle …114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
a)6100 sayılı …20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,b) İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,c) 6100 sayılı HMK 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
d)Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,e)Sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 185,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 ve aynı kanunun 362.1.c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/10/2019