Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/695 E. 2019/892 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/695 Esas
KARAR NO : 2019/892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 23/01/2019
NUMARASI : 2017/89 ESAS
DAVA : TAPU İPTALİ VE TESCİL (Kooperatif Ortaklığından kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 31/10/2012 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı kooperatifin halen müvekkilinin ikamet ettiği İstanbul Büyükçekmece …. Parselde kayıtlı bulunan … arsa paylı … Blok …. Kat 40 numaralı bağımsız bölümün hissedarı olan davalı …’dan ve davalı kooperatiften hisse satın aldığını, kooperatifin 19.05.2010 tarihli kararı ile kooperatif ortaklık defterine kaydının yapıldığını, müvekkiline dairenin kooperatif tarafından fiilen teslim edildiğini ve müvekkilinin burada ikamet ettiğini, hisse devri ve satışı ile ilgili olarak davalılara nakit ve senet verdiğini, davalı kooperatif tarafından başka pek çok dairenin tapusunun ortaklarına verilmesine rağmen müvekkilinin tapusunun verilmediğini, tapunun halen kooperatif üzerinde olduğunu, her an bir başkasına devir yapılma ihtimalinin bulunduğunu iddia ederek, öncelikle nakit ödeme yapıldığı ve senet verildiği için daire üzerine bir başkasına devir ve satışının önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dairenin davalılar üzerindeki tapu kaydının iptali ile her türlü takyidattan ari olarak müvekkili adına tesciline, dairenin müvekkili adına tescili hususunun hukuki ve fiili imkansızlıklarının bulunması halinde, dairenin davanın bittiği tarihteki bedelinin müvekkili tarafından ödenen bedelden düşük olması halinde ödenen bedelin reeskont faizi ile birlikte istirdatına, 35.000,00 TL’lik ödeme için teminat olarak verilen senedin iptali ile müvekkiline iadesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı kooperatif vekili, davacı ile diğer davalı arasındaki devir sözleşmesinde de belirtildiği üzere, kooperatifin … nolu dairesinin davacıya tahsis edildiğini, davacının müvekkili kooperatife karşı herhangi bir üyelik borcunun bulunmadığını, taşınmazın 2010 yılından beri üyeleri tarafından kullanıldığını, kooperatif borçları nedeniyle dairelerin üyeleri adlarına tescil edilemediğini, ekonomik sıkıntıları nedeniyle alacaklılar tarafından hacizler konulduğunu, hacze konu borçların üyeleri ile ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın kabulü ve tedbir kararının teminatsız olarak verilmesini istemiştir. Mahkemece, Beylikdüzü Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan 04/04/2013 tarihli müzekkere ile, davalı kooperatif adına kayıtlı … ada … parseldeki … bağımsız bölüm … nolu taşınmazın davalı kooperatif adına kayıtlı olması halinde, 3. Kişilere dava sonuna kadar satışının engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmiştir.Mahkemenin 2014/776 Esas 2014/422 Karar ve 07/11/2014 tarihli kararı ile, dava konusu bağımsız bölümün davacı tarafından satın alındığı, üyeliğinde devralındığı ve bunun kooperatifçe kabul edildiği, bağımsız bölümün tapuda kooperatif adına kayıtlı olduğu, üzerinde bulunan haciz şerhleri nedeniyle tapunun davacıya devredilemediği, bağımsız bölümün bu şerhlerden ari şekilde adına tescil edilmesi olduğu, davacının devir sırasında kararlaştırılan bedelin tümünü davalıya henüz ödemediği, kooperatif üyeliğinden çıkma iradesininde bulunmadığı bu nedenlerle tazminat talebinin kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davacının tazminat ve senedin iadesi taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/4074 Esas, 2016/5101 Karar ve 21.11.2016 tarihli ilamı ile, davacının terditli taleplerinden ilkinin, kendisine isabet eden ve halen davalı kooperatif adına kayıtlı 40 numaralı bağımsız bölümün haciz şerhlerinden ari olarak iptali ile tescili olduğu, söz konusu bağımsız bölümün tapu kaydında birden çok haciz şerhinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, bağımsız bölümün tapu kaydında lehine takyidat bulunanlarında davada taraf olması gerektiğinden öncelikle taraf teşkiline ilişkin eksikliğin giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken kamu düzenine ilişkin bu hususun göz arda edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmek suretiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece 23/01/2019 tarihli ara karar ile bozma sonrasında … Ltd. Şti. 18/12/2018 tarihinde asli müdahale talebinde bulunduğu, müdahale dilekçesinde müvekkilinin taşınmazı icra ihalesi sonucu satın aldığını, davacının tapu iptal tescil talebinin yanında bedel talebininde bulunduğu, bu nedenle davanın diğer haciz sahipleri yerine ihale alıcısına yöneltilmesi gerektiğini, davacının ihale alıcısına yönelik dava açmaması halinde taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiğini, davanın tapu iptal ve tescil davası olması, bozma ilamında tapu kaydında haczi bulunan hak sahiplerinin davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra dosyanın esası ile ilgili değerlendirme yapılması belirlendikten sonra mahkemece bozma ilamına uyularak takip dosyasındaki haciz alacaklılarına karşı dava açması için davacı vekiline süre verildiği bozma sonrası davalı yanında feri müdahil talebinde bulunan … Ltd. Şti.’nin taşınmazın icra dairesince yapılan ihale sonucu satın alındığını ileri sürmüş olup bu durumda taşınmaz üzerinde ki hacizlerin kaldırılarak alıcısına verildiği, bozma ilamında haciz sahiplerinin davaya dahil edilmesine işaret edilmesine rağmen satışla diğer hacizlerin düşmesi nedeniyle sadece müdahale talebinde bulunana karşı dava açılmasının yeterli olduğunun anlaşıldığı, HMK’nun 389 ve devamı maddeleri gereğince, taşınmazın aynından kaynaklanan davalarda uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında verilecek kararın infazının sağlanması, davacının yaklaşık ispat kuralına göre davasını ispat etmesi karşısında taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla konulan tedbirin yerinde olduğu, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle davacı vekilinin feri müdahile karşı dava açması için süre verilmiş olması ve açılan diğer davaların birleştirilmesi nedeniyle feri müdahilin tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, asli müdahil … Ltd. Şti. Vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, taleplerinin asli müdahale talebi olduğunu, bu taleplerinin kabul edilerek davaya asli müdahil olarak katıldıklarını, kalemde eksik tahsil edilen harçtaki hatanında düzeltilerek ödendiğini, asli müdahilin dava konusu taşınmazı Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından yapılan ihale sonucundan satın aldığını, ihale şartnamesinde mahkemece verilen tedbir kararından bahsedilmediğinden müvekkilinin taşınmazı icra dairesinden şerhsiz şekilde satın aldığını, ihalenin feshine yönelik açılan davanın reddi üzerine ihalenin kesinleştiğini, bilindiği üzere icra ihalesi sonucu kazanılan mülkiyetin satış ile ihale alıcısına geçeceğini, tescilin açıklayacağı işlem olduğunu, ihalenin feshi davalarının sonuçlandığını, takdir edileceği üzere taşınmaz üzerinde bu kadar haciz var iken icra satışı için gün alınmış olmasının, mülkiyetin el değiştirmesine yönelik muvazaalı beyanların hakkın kötüye kullanılmasından başka bir şey olmadığını, ihale sonucu ihale anında mülkiyeti müvekkiline geçen ve satış ilamında bahsedilmeyen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle iyi niyetli olduğu açık olan müvekkiline karşı infazının mümkün olmadığını iddia ederek, tapu tescilinin yapılabilmesi için ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptal tescil veya ödenen bedelin tahsili ile senedin iptaline ilişkindir.Davacı davasını yargıtay bozma ilamında da belirtilmiş olduğu üzere terditli şekilde açmış olup, terditli taleplerinden birincisi tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. Yani davanın konusu tapuda kayıtlı olan taşınmazdır. İhtiyati Tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ” Geçici Hukuki Korumalar ” üst başlığını taşıyan onuncu kısmının 389 vd maddelerinde düzenlenmiştir.389. maddede ihtiyati tedbirin şartlarına yer verilmiş, son cümlede ise, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda, yukarıda ifade edildiği üzere, dava konusu olan taşınmaz tapu kaydı üzerine İhtiyati tedbir kararı ile taşınmazın üçüncü kişilere satışının tedbiren önlenmesine karar verilmiştir. HMK 389. Maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararının verilebileceği düzenlenmiştir. İş bu düzenlemeler kapsamında, dava konusu olan taşınmaz tapu kaydı üzerine konulan ihtiyati tedbir kararında bir usulsüzlük bulunmadığından asli müdahil vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebi üzerine verilen ret kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan asli müdahil vekilinin ara karara yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/89 Esas sayılı dosyasında verilen 23/01/2019 tarihli ara karar usul ve yasaya uygun olduğundan asli müdahil vekilinin ara karara yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan asli müdahilin peşin olarak yatırmış olduğu toplam 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL harcın asli müdahilden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Asli müdahilin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerini kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-f bendi ile aynı yasanın 394/5.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/05/2019