Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/66 E. 2019/863 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/66 Esas
KARAR NO : 2019/863
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2018
NUMARASI : 2018/304 2018/998
DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete … sayılı yangın sigorta poliçesi ile 14/11/2015-2016 tarihleri arasında sigortalı AVM’de …. A.Ş’ye ait davalı …. Sigorta’ya …17 numaralı trafik sigortası ile sigortalı …. plakalı canlı yayın aracının … FM radyo kanalı için canlı yayın kapsamında etkinlikte bulunmak için bahçenin ortasında bulunan kuru havuz alanına giriş yapması sonucu zemin kaplamaların ağırlığa dayanamayarak kırıldığını ve havuz sisteminin üzerinde bulunduğu taşıma sistemi ile havuz su pompa sisteminin bağlantı takımlarının armatür ve nozullarının deformasyona uğrayarak hasarlandığını, davacı şirketin meydana gelen hasar sebebiyle sigortalısına 30/11/2016 tarihinde 33.495,00-TL ödeme yaptığını beyanla ödenen tutarın 30/11/2016 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; Huzurdaki dava açılmadan önce müvekkili sigorta şirketine 2918 sayılı KTK.nun 97.maddesi gereğince herhangi bir başvuru yapılmadığından davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine, KZMSS Genel Şartları ve KTK.M.2 hükmü uyarınca müvekkili sigorta şirketinin sorumluluk kapsamı dahilinde olmayan taleplere konu huzurdaki davanın reddine, davacının TTK.m.1452 hükmü uyarınca halef sıfatını kazanıp kazanamadığının öncelikli inceleme konusu yapılmasını, her halde müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilmesi durumunda kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97.maddesi gereğince davalı sigorta şirketine başvuru yapılmamış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf taleplerinde; Delil listesine ekli olarak verdikleri davalı … müracaatlarına ilişkin 08.05.2017 Tarihli mail yazışmalarına dair belgelerin bulunduğunu, yani başvuru şartı zımnen yerine getirildiğini, yerel Mahkemece buna rağmen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesi davalı vekiline 30/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 14/11/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek ; Mahkemece 26.10.2017 tarihli ön inceleme duruşmasının 4 nolu ara kararında KTK’nın 97. maddesi uyarınca davacının usulüne uygun şekilde müvekkil sigorta şirketine başvuru yapması için iki haftalık kesin süre verildiğini, ancak davacı vekilinin 15.03.2018 tarihli celsede müvekkili sigorta şirketine başvuru yapmadığını beyan ettiğini, İstinaf dilekçesinde her ne kadar müvekkili sigorta şirketine müracaatını içerir e-mail yazışmalarının bulunduğu, başvuru şartının zımnen yerine getirildiği iddia edilmiş ise de, davacının bu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, kendi beyanlarıyla çelişkili olduğu gibi, iddiaların genişletilmesi yasağının da ihlali niteliğinde olduğunu, ayrıca davacının bahsini ettiği e-mail yazışmalarının hukuken geçerli bir başvuru olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını, zira Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları C.5. maddesinde “Tebliğ ve İhbarlar” başlığı atında, “Sigortacıya yapılacak bildirimler sigorta şirketinin merkezine veya sözleşmede yer verilen ilgili temsilciliğine veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acenteye noter eliyle veya taahhütlü mektupla yapılır.” hükmü bulunduğunu, B.2. maddesinde “..hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacıya iletmesi gerektiği”nin düzenlendiğini dolayısıyla hukuka uygun geçerli bir başvurudan bahsedilebilmesi için kanun ve genel şartlarda öngörüldüğü gibi kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeleriyle beraber noter kanalıyla veya taahhütlü mektupla yazılı bir şekilde başvuru yapması gerektiğini belirterek e-mail yazışmalarının usulüne uygun bir başvuru niteliği taşımadığından istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan tahsili talebine ilişkin rücuen tazminat davasıdır. Davacı sigorta şirketine yangın sigorta poliçesi ile sigortalı AVM’de …. A.Ş’ye ait, davalı … ZMMS poliçesi ile sigortalı 34 FU 912 plakalı canlı yayın aracının, …. FM radyo kanalı için canlı yayın kapsamında etkinlikte bulunmak için bahçenin ortasında bulunan kuru havuz alanına giriş yapması sonucu zemin kaplamaların ağırlığa dayanamayarak kırıldığı ve dava konusu hasarın oluştuğu, sigortalıya 30/11/2016 tarihinde 33.495,00-TL hasar ödemesi yapıldığı iddiasıyla davacı sigorta şirketince İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/454 E. Dosyasında davalılar … A.Ş. İle …A.Ş.ne karşı dava açtığı, … A.Ş.hakkındaki davanın tefrik edilerek huzurdaki davaya ait esasa kaydedildiği ve yazılı şekilde davanın usulden reddedildiği hususlarında tartışma bulunmamaktadır.Uyuşmazlık, davacı tarafından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97.maddesine uygun olarak davalı sigorta şirketine başvuru yapılıp yapılmadığı, davacının gönderdiği mail yazışmalarının usulüne uygun bir başvuru niteliğinde sayılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Bu husus mahkeme gerekçesinde tartışılmamıştır.Hasara konu olayın vuku bulduğu 13/09/2016 tarihi itibariyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun doğrudan doğruya talep ve dava hakkı başlıklı 97.maddesi 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı yasanın 5.maddesi ile değiştirilmiş olup; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir, hükmü getirilmiştir.İlk derece mahkemesi, 26/10/2017 tarihli ön inceleme duruşmasının 4 nolu ara kararıyla “KTK 97. Maddesi uyarınca belirlenen dava şartının dosya kapsamında yerine getirilmediği anlaşılmakla, davacı tarafça 2 haftalık kesin süre içerisinde zorunlu trafik sigortacısı olan …. A.Ş.’ye bu yönde başvuru yapması ve başvuruya ilişkin yazılı belgelerin sunmasının istenmesine, aksi halde bu yöndeki özel dava şartının yerine getirilmememiş sayılacağı…”na karar verilerek davacı vekilinin yüzüne karşı ihtar edilmiş, duruşma zaptı ayrıca davalı vekiline 06/11/2017 tarihinde tebliğ edilerek yeni duruşma günü bildirilmiştir. Bir sonraki celse 15/03/2018 tarihli celsede davacı vekili, dilekçelerinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ifade ettiklerini, önceki celse 4 nolu ara kararını da bu nedenle getirilmediğini ifade etmiştir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının tebliğ ve ihbarlar başlıklı C.5.maddesi gereğince; Sigortacıya yapılacak bildirimler sigorta şirketinin merkezine veya sözleşmede yer verilen ilgili temsilciliğine veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acenteye noter eliyle veya taahhütlü mektupla yapılır.Sigortacının bildirimleri de sigortalının poliçede gösterilen adresine veya bu adres değişmişse son bildirilen adresine aynı surette yapılır.Taraflar imza karşılığı ile elden verilen mektup veya telgrafla yapılan bildirimler de taahhütlü mektup hükmündedir.Sigorta sözleşmesinde belirlenen elektronik haberleşme yöntemleri ile de tebliğ ve ihbar yapılabilir.6102 sayılı TTK.nun 18/3.maddesi de tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır, hükmü bulunmaktadır. Dosyanın incelenmesinde taraflar arasında hasar ve hasara konu olayla ilgili mail yazışmalarının olduğu anlaşılmaktadır. Yazışmaların davalı tarafça sahteliği vb.nedenlerle inkar edilmediği görülmektedir. Bu nedenle 05/07.05.2017 tarihinde yapılan mail yazışmaları ile taraflar arasında davaya konu olayın görüşüldüğü, böylece yasada aranan ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun doğrudan doğruya talep ve dava hakkı başlıklı 97.maddesindeki başvuru şartının yerine getirildiğinin kabulü ile işin esasına girilerek, taraf delilleri toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜNE,2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/09/2018 tarih ve 2018/304 E. 2018/998 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,30 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/05/2019