Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/640 E. 2022/691 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/640 Esas
KARAR NO: 2022/691
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI: 2015/808 Esas, 2018/585 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 14.08.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında 30.10.2014 tarihinde, müvekkili işyerinde kullanılmak üzere 7 sayfadan oluşan … Sistemi ( Otomasyon Yazılım ve Donanım Sistemi ), sistem kurulumu ve desteği konusunda sözleşme yapıldığını, ancak sözleşme gereğince sistemin çalışmaması nedeniyle müvekkili şirketin davalı şirkete 03.03.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmedeki hükümlere göre sistemin çalışmadığı, sözleşmede öngörülen yükümlülüklerin biran önce yerine getirilmesi aksi halde sözleşmenin feshi ile ödenen meblağın geri ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalının sözleşmedeki taahhüt ve yükümlüklerini yerine getirmediği gibi müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunun sözleşme ve ihtarnameden açıkça anlaşıldığını, davalı borçlu şirketin, sözleşmedeki edimlerini, hizmet bedelini tahsil etmiş olmasına rağmen yerine getirmemesinin hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğu kadar dürüstlük ilkesine ve ticari teamüllerine de aykırı olduğunu, müvekkilinin bu sebeple sözleşmeden rücu ederek, ödediği 16.889,54 TL meblağın iadesi amacı ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe İtirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek, İcra takibine karşı yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına, İcra ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili ile davacının 2014 yılında, davacının müvekkilinin sunduğu hizmete (… Otomasyon Sistemi) ilişkin teklif sunulmasını istemesi üzerine, müvekkilinin davacıya teklif metnini sunduğunu, anılan teklifin mutabık kalınan şekillerde uygun bulunması akabinde 30.10.2014 tarihli sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme ile müvekkili şirketin davacının yetkilisi olduğu … isimli şirketin teknik alt yapı kurulumu ile teknik destek ve hizmet sağlanması edimlerini ifa konusunda yükümlülükler üstlendiğini, müvekkili tarafından sağlanan tüm teknik alt yapı mal ve hizmet sunumunun davacının talep ve istekleri kapsamında temin edildiğini ve akabinde sağlanan her türlü hizmetin davacının taleplerine ilişkin olarak oluşturulduğunu, sözleşme gereğince davacının ise müvekkili şirketin bahse konu mal ve hizmet sunumunu sağlayabilmesi için gerekli olan her türlü bilgi ve belgeyi temin etmek, teknik alt yapımın aktifleşmesi için gereken başkaca şirket ürünlerinin uyarlaması ve entegrasyonunu sağlamak, talep edilen teknik hizmetlerin tamamlanabilmesi için şirkete ait her türlü içerik bilgilerini makul bir süre içinde ve eksiksiz sunmak gibi bir takım yükümlükleri üstlenmiş bulunduğunu, ancak sözleşme ilişkisinin başlamasından sonra müvekkilinin sözleşmede var olan yükümlükleri kapsamında kurulması vaad edilen donanımlarının parmak okuyucu hariç teslim edildiğini, bahse konu parmak okuyucunun ise tedarikçiden kaynaklanan gecikme nedeni ile teslim edilemediğini davacıya fatura edilemediğini, ödemesininde alınmadığını, davacının kullanılan sisteme lisansının doğrudan yurt dışından temin edilmesini KDV ödememek istediği gerekçesiyle lisans konusunda davacıya aracılık ettiğini ücret almadığını, … Sisteminin müvekkili tarafından sorunsuz olarak kurulduğunu ve müşterinin istediği tüm parametrelerin ayarlandığını, teslim tarihinin 25 Ekim 2014 olduğunu, geçen sürede davacı müşteri tarafından sorunsuz kullanıldığını, davacının sözleşme ile sahip olduğu yükümlülükleri ifa etmemesinden kaynaklı kusurlarını dahi müvekkiline atfetmeye ve müvekkilinin sunduğu hizmet karşısındaki hak edişi olan bakiyeyi ödememekle birlikte tahsil talep ettiğini bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, davacının işin niteliği gereği olması gereken süreden çok daha kısa zaman diliminde ifa edilmesi gerektiğini iddia ettiği taleplerde bulunduğunu ve müvekkilinin bahse konu talepleri ifa edebilmesine dayanak teşkil eden bilgi ve belgeleri bir türlü müvekkiline ulaştıramadığını, bahse konu yemek sepeti entegrasyonunun zamanında yapılamamasının yegane sorumlusunun bizzat davacının menülerini bir türlü tam olarak hazırlayıp teslim edememiş olmasından kaynaklandığını, davacının menülerini sürekli değiştirmiş olması nedeniyle teknik ve test zorunluluğu bulunan bir alanda müvekkili şirketin her değişiklikte yeniden başlamak zorunda kaldığını, bahse konu yemek sepeti entegrasyonunun yalnızca davacı müşteri için ücretsiz verilen bir modül olduğunu, davacıya verilen olağan sistem işleyişi ile bir ilgisinin olmadığını, … kurulduğu günden itibaren sorunsuz çalıştığını, davacı ile mesai saatleri dışında bir destek hizmeti sağlanacağı konusunda anlaşma yapılmadığını, davacının keyfi bir tutum ile eğitimi almadığından programı kullanamadığını ve şikayet ettiğini, davacı tarafın sözleşmesel yükümlüklerini ifa etmemiş olmasına rağmen müvekkilinden hak talebinde bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bahse konu sistemin ve sisteme bağlı tüm araçların çalışır bir şekilde davacıya teslim edildiğini hali hazırda davacı tarafça kullanıldığını savunarak, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki ticari hizmet ilişkisi nedeni ile düzenlenen faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının davacıya sağladığı otomasyon sisteminde hata ve eksiklik bulunduğunu ve ihtara rağmen bu hata ve eksikliklerin giderilmediği, farklı bir otomasyon sistemi kullandığını davacının kanıtlamış olduğu, davalının ise borcu olmadığına dair itiraz sebebini ve sistemin sorunsuz kullanıldığına dair savunmasını kanıtlayamadığı, davacının ödemiş olduğu bedelin iadesini talep edilebileceği gerekçesiyle ,davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın 14.204,39 TL asıl alacak ve 252,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.456,57 TL yönünden iptaline ,takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranında İcra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, bilirkişi raporunun hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, müvekkilinin üstlendiği yükümlükleri dikkat ve özen göstererek ifa ettiğini, aksine davacının nahoş eylem ve söylemlerine maruz kaldığını, yemek sepeti entegrasyonun zamanında yapılamamasının yegane sorumlusunun bizzat davacının menülerini bir türlü tam olarak hazırlayıp teslim edememiş olmasından olduğunu, davacının parmak izi okuyucusunun temininden sonra cihazın ödemesini kabul etmediğini, davacının yazar kasaları bizzat farklı bir firmadan satın aldığını, davacının sözleşmesel ilişki kapsamında bulunmayan işlemleri de talep ettiğini, teklif metni incelendiğinde ödeme linklerinin tanımlanması işleminin müvekkili kayıtlarında bulunmadığını, müvekkili şirketin müşteri memnuniyetini temel ilke kabul ederek yazıcının donanım sorunu olduğundan şüphelenerek yazıcının kirletilmesi ve pisletilmesine rağmen yeni bir yazıcı ile değiştirildiğini ve test edildiğini, testler sonucunda yazıcı İle ilgili sorun bulunamadığını, güncel versiyonda adres sorunu çözüldüğünü, davacı müşterinin iyi niyetten uzak bir tutum sergileyerek güncel versiyonu kullanmayı kabul etmediğini, sistemdeki aşırı yavaşlama sorunu iddiası hakkında ise aşırı yavaşlama sorunu olmadığını, davacı müşterinin fiyat nedeni ile atom işlemcil cihazlar tercih ettiğini ve bu cihazlardan süper performans beklediğini, müvekkili cihazlardan beklenenden üst seviye sunulmasının mümkün olmadığını, testlerin sipariş ekranının tepki süresinin 1 saniye altında olduğunu, sipariş alındıktan sonra mutfağa yazıcıdan fiş çıkması ve mutfak ekranından siparişin görülmesinin 3-6 saniye yoğunluğa göre değişen sürelere göre ölçüldüğünü, iddiaların aksine davacı tarafından müvekkiline iletilen herhangi bir etiket yazıcının farklı noktaya taşınması talebi bulunmadığını, müvekkili şirketin faaliyet alanı itibarıyla demir montajlama konularında hizmet vermeyeceğinin açık olduğunu, bazı raporların başlıklarında İngilizce terimler yer aldığını, yabancı terimlerin raporların yorumlanmasına engel olmadığını, anılan raporların yanlış veri vermediğini, mesai saatleri dışında gece çok geç saatlerde bile davacı yana gerek telefon desteği gerekse fiziksel destek verildiğini, ücret alınmadığını, …’in Türkiye dahil 14 ülkede binlerce yerde çalıştığını, yaşanan problemlere öncelikle 1 seviye ve seviye 2 desteğinin müvekkili tarafından verildiğini, davacının gece saat 12:00′ da bile acil olmadığı halde, acil durum sistem çalışmıyor iddası üzerine yazıcının biten kağıdını değiştirmek için ekibin servise gittiğini, davacı yana sisteme dair defalarca eğitim verildiğini, müvekkilinin 20 günlük çalışmayı 2 güne sığdırarak menüyü varsayılan ayarında tamamlayabildiğini, davacının keyfiyeti sonucu ortaya çıkan mağduriyeti müvekkiline atfetmeye çalıştığını, dosya içeriği ve delillerin adil ve etkin bir şekilde ortaya çıktığını, davacının sözleşmesel yükümlüklerini ifa etmemiş olmasına rağmen müvekkilinden hak talebinde bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının çok ciddi mağduriyeti olduğunu, işlerin aksadığını, anılan sistemin 7 saniyenin altındaki hızından dahi memnun olmadığını iddia ederken 7 saniye altındaki hizmetten memnun olmayan davacının 5 ayı aşkın bir süre sonra sistem çalışmıyor şeklinde ihtarname göndermesinin hayatın olağan akışına aykırı ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin sözleşmesel yükümlüklerini ifa ettiğini, sözleşme konusu hizmet bedelini eksiksiz bir şekilde hak ettiğini, bilirkişi heyetinin yasanın emredici hükmüne aykırı olarak iki kişilik teşekkül ettiğini, diğer itirazları gibi bu itirazlarınında dikkate alınmadığını, kararın hukuka aykırı ve hatalı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GER hazırlama ve eğitim için bir defaya mahsus olmak üzere 300,00$ ve KDV tahsis edileceği, fatura tutarının TC Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden hesaplanacağı, toplam tutarın %40 ‘nın peşin olarak ödeneceği, projeye başlamanın peşinatın ödenmesi İle başlanacağı, menünün teslim edilmesi ile devam edeceği, kuruluş ön hazırlık, proje planına yer verildiği, … – davacı olarak davalı şirkete Beyoğlu … Noterliğinde düzenlenen 03.03.2015 tarihli ihtarnameyi keşide ettiği, ihtarname konusunun, aksi halde ödemenin durdurulması ve sözleşmenin feshi olduğu, ihtarnamede, anlaşma şartları ve sistemin gerekliliğine göre yapılamayan işler başlığı İle 19 maddenin belirtildiği, bunlar, yemek sepeti entegrasyonunun yapılamaması ve zamanında teslim edilememesi, parmak okuyucu cihazının teslim edilememesi, kasiyer tanımlama işleminin yapılamaması, ödeme linklerinin tanımlanmaması, etiket yazıcı sorununun çözülmemesi, adisyon fişi mahalle adres sorunun çözülmemesi, bildirilmesine rağmen ve ödemesi yapılan 6 aylık destek ve bakım sözleşmesine rağmen sistemdeki aşırı yavaşlama sorununun çözülmemesi, etiket sorununun uygun noktaya taşınmaması, yarı Türkçe, yarı İngilizce olan raporların düzeltilmemesi ve raporlamalarda karışıklığa neden olan fazla sıfırların atılmaması, sistem hatalarına zamanında müdahale edilmemesi, … firmasının … sistemleri Türkiye Distribütörü olan … firmasının sistemin kullanılabilirliğini test etmeden sistemi satması ve sistemin teknik desteğini verememesi nedeniyle müşterinin yani kendilerinin mağdur edilmesi, çözüm için kesin bilgi verilememesi, dönüş yapılmadığı, telefonlara cevap verilmediği, bahanelerle ötelendiği, aşırı tahrik uygulamasıyla haklı duruma geçmeye çalışması, firmanın üretime uygun değişiklikleri yapmadan pizza firmaların yapılmış tanımlamaların ve işleyişin devam ettirilmesi ve bu yöndeki taleplerine rağmen düzeltilmemesi, Web sitenin zamanında teslim edilmemesi ve ödemenin iade edilmemesi, … firması olarak davalıdan aldıkları Otomasyon sisteminin belirtilen nedenlerden dolayı defalarca mail yolu ile bildirildiği 20.11.2014 tarihinden beri sistem eksikliklerinin giderilemediği için mağdur edildiklerini, 6.500 USD +KDV ilk anlaşmaya istinaden 18.11.2014 tarihli 800 USD’lik ödeme +30.10.2014 tarihli 2500 USD’lik ödeme ve 8000 TL’lik banka kartıyla 6 taksitle Mail Order ödemelerine rağmen sistemin çalışır vaziyette teslim edilemediğini, oluşan mağduriyetinin 3 İş günü içinde giderilmesi ve eksik işlemlerin tamamlanması, aksi takdirde 30.10.2014 tarihli sözleşmenin feshi ile yapmış oldukları ödemenin iadesinin talep edildiği, taraflar arasında çok sayıda e- posta yazışmaları olduğu, eksikliklerin giderilmediği gerekçesi ile sözleşme için ödenen 16.889,54 TL asıl alacak ve 304,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.193,55 TL alacağın tahsili amacı ile davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 20.05.2015 tarihinde İcra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde itiraz ettiği ve davacının İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde İtirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır. 05.03.2018 tarihli muhasebe denetim, vergi hukuku, hesap uzmanı ve bilgisayar mühendisi bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, sonuç olarak, taraflar arasında düzenlenen ve 30.10.2014 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden davalının, davacı adına 18.11.2014 tarihinde KDV dahil 10.537,40 TL’lik fatura düzenlediği, söz konusu faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın ibraz ettiği ödeme belgelerinden olan davacı tarafın düzenlediği 2 adet tahsilat makbuzuna göre toplam 9.788,00 TL ödemenin yapıldığı, ancak davacı ticari defterlerinde ise 9.887,40 TL olarak kayıt bulunduğundan davacı lehine olan 9.887,40 TL ödemenin kabul edilebileceği, diğer taraftan davalı personeli … tarafından düzenlenip imza edilen adi yazıda 2.500 USD’nin tahsil edildiğinin ifade edildiği, davalı defterlerinde kaydı görülemese de Türk Lirası karşılığı olan 5.608 TL’nin de davacı ödemesi olduğunun kabul edileceği buna göre davalının davacıya düzenlediği 10.537,40 TL fatura karşılığı davacının davalıya toplam 15.495,40 TL ödemesinin bulunduğunun tespit edildiği, teknik olarak yapılan incelemelerde, davalının davacıya sağlamış olduğu … Sisteminde pek çok eksiklik ve hatanın bulunduğu, bu eksiklik ve hataların davacı tarafından davalıya bildirildiği ve düzeltilmesi için ek süre tanındığı, bu bildirimlere ve tanınan bu ek sürelere rağmen eksiklik ve hataların giderilmediği, eksiklik ve hataların halka açık bir web sitesi aracılığıyla ve noter bildirimi ile de belirlenmiş olduğu, davacı firmanın bu eksiklik ve hatalardan ötürü zarar ettiği, bu zararın büyümemesi açısından yeni bir otomasyon sistemini (…) kullanmaya başladığı, … Sisteminde var olan bu eksiklik ve hataların … Otomasyon Sisteminde bulunmadığı ve sistemin başarılı bir şekilde çalışmakta olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın sözleşme ile mutabık kalınan 6.500,00 USD’lik bedelin sadece “…” yi teslim etmiş olduğundan bu bedelin faturada yer almadığı ancak sözleşmedeki bedelinin 575,52 USD olduğu, 1.291,01 TL olarak hesaplandığı bu tutarın davacı alacağından düşürebileceğini ve düşülmesi ile davacının 14.204,39 TL asıl alacak, 252,18 TL gecikme faizi ile olmak üzere toplam 14.456,57 TL alacağın olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 267. maddesinde, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesinin de mümkün olduğu belirtilmiştir. Davada, bilirkişi heyeti iki kişi olmakla birlikte, her bir bilirkişinin uzmanlık alanı farklıdır. Bu kapsamda bilirkişi heyetinin oluşumunun kanuna uygun olmadığına dair davalı vekilinin iddiası ve istinaf nedeninin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 1.madddesinde sözleşmenin kurulması üst başlığı altında, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı düzenlenmiştir. 26.maddede tarafların bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebileceklerine yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme çift taraflı bir sözleşme olup her iki tarafa karşılıklı edimler yüklemektedir. Sözleşmenin tarafların edimleri dikkate alındığında ve özellikle davalı şirketin edimlerinde yer alan hizmetlerin niteliği itibariyle karma sözleşme olduğu, sözleşmedeki edimlerden bir kısmının eser niteliğinde olduğu ve bu kapsamda ise sözleşmenin eser ve hizmet sözleşmesi ve hatta satım sözleşmesi özelliklerini taşıyan karma sözleşme olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu kabul şekli sonrasında ise taraflar arasındaki uyuşmazlık kapsamında öncelikle 6098 sayılı TBK’nın 470.ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin değerlendirilmesi uygun olacaktır. 470.maddede eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi iş sahibininde bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. 475.maddebinde ise, iş sahibinin seçimlik haklarına yer verilmiş, ilk fıkrasında eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibinin seçimlik haklardan birini kullanabileceği belirtilmiştir. 475/1.bentte, eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olduğu takdirde sözleşmeden dönebileceği belirtilmiştir. İş bu davada, davalı satıcı şirketin Otomasyon sistemi ile ilgili edimlerinin bir çoğunu yerine getirmediği, eksik ve hatalı olarak yerine getirdiği edimleri ise uyarı ve ihtarlara rağmen düzeltmediği, davacı alıcının sistemden yararlanamadığı ve başka bir sistemi kullanmaya başlamış olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiğini ve sözleşme bedeline hak ettiğini ispat edememiştir. Davacı alıcı bu durumda, faydalanamadığı dava konusu otomasyon sistemini kabule zorlanamayacaktır. Ve davacının, 6098 sayılı TBK 475 maddesinde yer alan seçimlik haklarından olan sözleşmeden dönme hakkını kullanmakta haklı olduğunun kabulü gerekecektir. 6098 sayılı TBK m.112.maddede, borcun ifa edilmemesi başlığı ile borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlunun kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 229. maddesinde ise satış sözleşmesinden dönen alıcının, satılanı ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlü olduğu, buna karşılık alıcının da ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesi olmak üzere yasada belirlenen diğer istemlerde de bulunabileceği düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190.maddesinde ise ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Somut davada, davalı taraf, sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirdiğini, eksikliklerin ise davacı alıcının kusurlu eylemleri nedeniyle yerine getirilemediğini veya geç getirildiğini savunmuş ise de bu savunmalarını ispat edecek delilleri ibraz etmiş olduklarının kabulü mümkün olmamıştır. Davacı tarafın ise, başta sözleşme bedelini ödemek olmak üzere sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirdiklerini ispat etmiş olduklarının kabulü gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle taraflar arasında düzenlenen sözleşme, e-posta yazışmaları, gerekçeli, ayrıntılı bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı neticesinde, davalı tarafın usulüne uygun şekilde sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirmemesi, ihtara rağmen edimlerin yerine getirilmemesi sonucunda davacı alıcının kullanamadığı otomasyon sistemini kabule zorlamayacağı ve bu nedenle sözleşmeden dönerek sözleşme gereğince ödemiş olduğu bedelin yasa gereğince geri verilmesini talep edebileceğinden, mahkemece buna dair verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/808 Esas, 2018/585 Karar ve 30.04.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalının peşin olarak yatırmış olduğu 210,98 TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,28 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.