Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/631 E. 2019/1844 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/631 Esas
KARAR NO : 2019/1844
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1235
ARA KARAR TARİHİ: 13/02/2019
DAVA : KONKORDATO
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar tarafından açılan konkordato talepli dava üzerine mahkemece, asıl davada 08/01/2019 tarihli tensip ara kararı, birleşen davada 14/01/2019 tarihli ara kararı ile davacılar hakkında geçici mühlet kararı verilerek; konkordato geçici mühleti içinde borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü tedbirleri aldığı görülmüştür.Geçici mühlet karından sonra davacı vekilinin sunmuş olduğu dilekçe ile davacı şirketin en büyük alıcılarından biri olan … A.Ş.’i cari hesabına mahsuben 5.2.2019 tarihinde … A.Ş. Altunizade Şubesi … İBAN numaralı müvekkili hesabına 470.505,43 TL. ödeme gönderildiğini, muhatap bankanın mahkemece verilen 08.01.2019 ve 14.01.2019 tarihli geçici mühlet kararına aykırı olarak ve tedbir kararını yok sayarak yapılan ödemeye el koyduğunu ve bankanın kendi kredi alacaklarına mahsup işlemi yaptığını, 31.07.2018 tarihli bu sözleşme ile … A.Ş. den doğmuş ve doğacak alacaklarının kredi taksit ödemelerine sayılmak üzere 2.000.000 TL’lik bir temlik verildiğini, hem banka hesap ekstresi ve hem de şirket hesap ekstresinde de görüldüğü üzere 24.09.2018 tarihinde temlik edilen tutarın sona erdiği, bu tarihten sonraki alacakların temlik kapsamında olmadığını, … A.Ş. tarafından cari borç ödemesi için 05.02.2019 tarihinde …A.Ş. Altunizade Şubesi … İBAN numaralı müvekkili hesabına gönderdiği 470.505,43 TL’nin kendi kredi ödemesine mahsup işlemi yaparak alacağını tahsil eden …A.Ş. nin 08.01.2019 tarihli mahkeme kararına aykırı işleminin kaldırılması/yok sayılması/İptal edilmesini ve 470.505,43 TL’nin davacı şirkete nakden ödenmesi hususunda karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme 13/02//2019 tarihli ara kararı ile İİK 294. maddesi gereğince takas, bu kanun 200 ve 201. maddelerine tabi olup bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilan edildiği tarih esas alınacaktır. Maddenin atfı nedeni ile iflastaki takas yasakları konkordato müddetinde de aynen geçerli olacaktır. Bu çerçevede İİK 200/2 ve 200/3 de belirtilen takas yasakları konkordato süreci içerisinde de geçerlidir. Buna göre; “Konkordato talep eden davacının alacaklısı, geçici mühletin ilan edildiği tarihten sonra davacının borçlusu olmuş ise; alacağı ile ilan tarihinden sonra doğmuş olan borcunu takas edemez.” (m.200/II-2) hükmü uyarınca, … ( Altunizade Şubesinin ) ın davacının alacaklısı olduğu ve geçici mühletin ilanından sonra …’ ın (3. Kişi tarafından davacı hesabına havale edilen 470.505,43 TL nedeni ile muhatap sıfatıyla ) borçlu konumuna geldiği, İİK 200/2.m kapsamında anılan hesaptaki paranın takas edilemeyeceği anlaşılmakla birlikte davacı tarafın talep dilekçesinde bedelin iadesine karar verilmesi ve takas işleminin iptali edilmesi talebinin konkordato ile sınırlı yargılama yapan mahkememizce maddi hukuka ilişkin karar verilemeyeceği, tedbire aykırılık nedeni ile iş bu konkordato yargılamasında bedelin iadesine ,takas işleminin iptaline karar verilemeyeceği kanaatine varılmakla 470.505,43 TL nin iadesine ilişkin tedbir talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.Davacı vekilinin yasal süresi içerisinde sunduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirket hakkında geçici mühlet süresi içinde ihtiyati tedbir-ihtiyati haciz uygulanmayacağı gibi haciz ihbarnamesi dahi gönderilemeyeceğini, rehinli mallar dahi muhafaza ve satış yapılmaması yönünde tedbir kararı verildiği, taleplere dayanan hukuku vakıayı gerçekleştiren ve hiçbir açıklama yapmadan şirketin hesabına gelen parayı, mahkeme tedbir kararına rağmen el koyan ve kredi alacağına mahsup eden … A.Ş,’ye 08/01/2009 tarihli geçici mühlet ve ihtiyati tedbir kararı imza karşılığı tebliğ edildiği ve bu banka dosyaya 10/01/2019 tarihinde müdahil olduğu ancak dava şirketi en büyük alıcılarında biri olan … A.Ş cari hesabına mahsuben 05/02/2019 tarihinde davacın … Altunizade Şubesindeki hesabına 470.505,43 TL ödeme yaptığı ancak muhatap banka hiçbir açıklama göstermeksizin tedbir kararına aykırı şekilde gönderilen paraya el koyduğunu, mahkeme gerekçesinde, İİK’nın 294 madde yollaması sonucu İİK’nın 200 ve 201 madde düzenlemesini gerekçe gösterdiğini, İİK 200 ve 201 maddesi ancak konkordato mevzuatının el verdiği ölçüde uygulanabileceği, hiçbir zaman İİK 200 madde konkordato alacakları arasında eşitsizliği yaratacak şekilde kullandırılamayacağı, tedbir hukukuna ilişkin olan bu talebimizin maddi hukuka ilişkin olarak kabul edilip genel mahkemelerde dava konusu edilmesini en az bir yıldan önce sonuçlanamayacağı, bu nedenle yerel mahkeme kararının ve gerekçesini hukuken uygulanabilir olmadığından mahkeme ara kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılmasına …A.Ş. tarafından cari borç ödemesi için 05.02.2019 tarihinde … A.Ş. Altunizade Şubesi … İBAN numaralı müvekkili hesabına gönderdiği 470.505,43 TL’nin davacı şirkete iade edilerek nakden ödenmesine karar verilmesini istinaf etmiştir.Uyuşmazlık, konkordato talebi ve geçici mühlet kararı ile birlikte kanunen alınması gereken tedbirler, borçlu şirketin bankadaki mevduatına alacaklı bankaca takas mahsup işlemi yapılıp yapılamayacağı ve blokelerin gerçekleştirildiği takas edilen hesap bedellerinin borçlu şirkete iadesinin ek tedbir ile mümkün olup olmadığıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/1. fıkrasında, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı altında, ilk derece mahkemesinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 391/3. fıkrasında, ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde, kanun yoluna başvurulabileceği, bu başvurunun öncelikle inceleneceği, kesin olarak karara bağlanacağı ifade edilmiştir. Somut olayda, davacı vekili talep dilekçesinde, davacının banka tarafından mahsup edilen paraların iadesi hakkında tedbir kararı verilmesini talep etmiş ve istinafa konu ara kararda iş bu talebe ilişkin oluşturulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesindeki talebi HMK 341. maddede yer alan, istinaf kanun yoluna başvurabilen kararlar olduğundan istinaf incelemesi taleple bağlı kalınarak gerçekleştirilmiştir. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım, birinci bölümünde, “ Geçici Hukuki Korumalar “ üst başlığı altında, ihtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 389 vd maddelerde yer almıştır. HMK 398. maddeye göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği ve ya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hallerde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Mahkemece, gecikme nedeniyle bir sakınca ya da ciddi bir zararın doğacağı konusunda talepte bulunanın haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi halinde sakınca veya zararı ortadan kaldıracak şekilde tedbire karar verilebilir. İİK 287/1. fıkrada, 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hallerde dahil olmak üzere, mahkemenin, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı belirtilmiştir. Bu hükmün lafzından da anlaşılacağı üzere, malvarlığının muhafazası için alınabilecek tedbirler sınırlı değildir. Konkordato talebi üzerine kanunda öngörülmeyen ancak mahkemece verilebilecek İhtiyati tedbirlerin amacı, konkordato talep eden borçlunun malvarlığı veya işletmesinin bütünlüğünün korunması ve konkordatonun amacına ulaşmasının sağlanmasıdır. 7101 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılan İflasın ertelenmesi taleplerinde, maddi hukuka İlişkin tedbirlere karar verilemeyeceği kabul edilmekteydi. Konkordatoda ise, maddi hukuka müdahale edebileceğine ilişkin düzenlemeler kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir. (İİK m.294/1, 294/3,294/4, 294/6,296/1,296/2). Yasanın 296. maddesinde, kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları üst başlığı ile ilk fıkrada, sözleşmenin karşı tarafın konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmenin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hale getireceğine ilişkin hükümlerin borçlunun konkordato yoluna başvurmasında uygulanmayacağına yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ve konkordatonun amacı göz önünde tutulduğunda, iflas erteleme taleplerinde olduğu gibi maddi hukuka ilişkin tedbirlerin alınamayacağına dair kabul şekli yerinde değildir.Kredi kuruluşları, kredi sözleşmelerinde yer alan hükümlere dayanarak müşterinin gerek havale, gerekse de kendisine ciro edilen senetlerin tahsili suretiyle hesabına gelen paralara bloke koyarak kredi müşterisine ödeme yapmaktan kaçınmaktadır. Müşterinin hesabına yatırılan, hesabında bulunan veya hesabına gelen para üzerindeki hakkı alacak hakkıdır. Alacak hakkının hapis hakkına konu olmayacağı kabul edilmektedir (Çetiner, Bigehan : Hapis Hakkı, İstanbul 2010). Bankanın müşterisinden olan borcu ile bankanın müşteriye olan borcu para borcu olduğundan, şartları varsa banka takas hakkından yararlanabilir ( TBK 139). Ancak bu durumda her iki borcun muaccel olması gerekir. Bankanın hapis hakkına dayanarak müşterinin hesabında bulunan para üzerinde hapis hakkı uygulaması İİK 295. madde hükmüne aykırıdır. Hapis hakkı da (23. HD 17.06.2016,2015- 8717/1691 ) bir tür rehin hakkı olup, (İİK 23) rehinli alacaklının rehin konusu şeyi muhafaza altına almasının İİK 295. maddesinde yer alan, muhafaza altına alınmama hükmüne aykırılık oluşturur. Bunun neticesinde, bankanın müşterinin hesabında bulunan paraya hapis hakkı kapsamında bloke koyması, muaccel olmayan alacağı ile takas etmesi tedbiren önlenebilir. Somut olay bu anlamda değerlendirilmeli ve konkordato talep eden borçlunun ticari faaliyetini sürdürmek için kullandığı hesaplarına bloke uygulanması halinde, konkordatonun amacına ulaşmaması ihtimali ortaya çıkarsa bankanın işlemlerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilebilmelidir. Diğer yandan, konkordato teklif eden borçlunun teklifinin başarıya ulaşmaması halinde iflas tehdidi ile karşı karşıya kalma ihtimali bulunmaktadır. Teklifin amacına ulaşmasını engelleyen işlemlerin, ihtiyati tedbir ile önlenmesi konkordato kurumunun özüne uygun düşmektedir.
Davacı borçlunun banka hesabına bloke işleminin yapılıp ve mahsup işleminin gerçekleştirilmiş olması sonucunda, bu işlemlerin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebi, yasanın 287. maddesinde düzenlenen borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirler kapsamında olup olmadığı yönünden mahkemenin bir değerlendirmesi mevcut değildir. Oysa konkordatoda temel ilke borçlunun malvarlığının başında bulunması ve işletmesini yeniden sağlam bir yapıya kavuşturmasıdır. Bu dönemde, borçlunun tedbirlerin alınmaması sonucunda malvarlığının tasfiye edilmesi durumu ile karşılaşması hali, konkordato kurumunun amacı ile bağdaşmayacaktır. Zira konkordato, borçlunun mallarının başında kalarak alacaklıların gerekli çoğunluğu tarafından kabul edilen ve mahkemece tasdik edilen konkordato projesine göre, alacaklıları daha iyi bir şekilde ve eşit koşullar altında tatmin etmeyi amaçlamaktadır. Buna karşılık ,gerekli görülen ve talep edilip yerinde olan tedbirlere karar verilmemesi durumunda, konkordato ile ulaşılması gereken hedefe ulaşılması imkansız duruma gelebilecektir. Diğer yandan, her talepte, somut olayın ve başvuran borçlunun durumu ve tedbir talepleri de dikkate alınarak, ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığına, talebin özellikleri değerlendirilerek karar verilmesi isabetli olacaktır.Diğer yandan, İİK ‘nun 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları, 297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır. Nitekim İİK’nın 294. Maddenin 4. Fıkrasında, mühlet sırasında talep edilen takasın İİK 200 ve 201 . Maddelerine tabi olacağı belirtilmiş ve bu maddelerin uygulanmasında geçici mühlet kararının ilan tarihi esas alınacağı hükme bağlanmıştır. Alacaklıların takas hakları bu bent gereğince sınırlandırılmış ve alacaklıların ancak iflasta takası düzenleyen hükümler gereğince takası işletebileceği belirtilmiştir. ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 349) Görüldüğü üzere konkordato mühleti içerisinde takasın gerçekleşebilmesi için her iki alacağın da mühlet kararının ilanından önce doğmuş olması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 2004 sayılı İİK 287. maddedeki mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır düzenlemesi de göz önünde bulundurularak, konkordatonun amacı ile aykırı düşmeyecek olan, borçlu şirketin kendi hesaplarına, geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelen paranın takas edilmemesine ve mahsup işleminin iptaline yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1235 esas 13/02/2019 tarihli ara kararı ile talep konusu hakkında bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına dair kararın HMK’nın 353.1/b.2 ve 341/1 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 3. Geçici mühlet kararının ilan tarihi olan 08/01/2019 tarihi ve sonrasında … A.Ş. tarafından 05/02/2019 tarihinde davacı şirketin … A.Ş Altunizade Şubesindeki hesabına gönderilen 470.505,43 TL’nin Müdahil … A.Ş. tarafından yapılan TAKAS VE MAHSUP İŞLEMİNİN İPTALİNE, 4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 /1-b/2 bendi ile aynı yasanın 362.1.f maddesi uyarınca kararın kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/10/2019