Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/615 E. 2019/877 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/615 Esas
KARAR NO : 2019/877
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2018
NUMARASI : 2017/296 2018/1339
DAVA : KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı … olarak müvekkil adına tahsisli dükkanlara tekabül eden 785, 2674, 2909, 2909/1 ve 4036 nolu paylara bağlı koop. Üyeliği yönünden hile ve sahtecilik ile alınan ihraç kararının yok hükmünde olduğu ve kararına rağmen ödemelerin kabulü ile üyeliğin devamının kooperatifçe benimsenmesine devam edildiğinden, üyelikten ihraç kararının iptali ile davacının üyeliğinin tespitini karar verilmesini, davacıya tahsis edilen her bir dükkan için davalı koop. Fazladan ödenen bedellerin tespiti ile davalı kooperatife yapılan fazla ödemeler nendeniyle belirsiz alacak davası olarak şimdilik davalılardan müştereken ve mütelselsilen 1.000,00-TL’nin tahsiline, 5.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği sahte işlemi tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalı … ve … tahsiline, her bir dükkan yönünden, mahrum kalınan kullama bedeli olarak şimdilik, 1.000,00TLnın olay tarihinden itibarin ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili 30/12/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili yönünden davalı …. Temsilcisi, yöneticisi veya denetçisi sıfatı hiçbir zaman olmadığından, davanın husumet nedeniyle reddine, kooperatif üyeliğinden çıkarma nedeniyle 3 aylık hak düşürücü süre geçirildiğinden, diğer talep ve iddiları bakımından zaman aşımı süresi geçtiğinden taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’un diğer davalı … 16.09.2014’e kadar yönetim kurulu başkanlığı görevini ifa ettiğini, davacının ileri sürdüğü tazminat istemleri, değeri itibariyle bizzat bilmesi gereken kalemlerden oluştuğunu, bu durumda, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararı ve miktarını belirterek bu değer üzerinden dava harcını ikmal etmesi gerektiğini, hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu, davacı tarafa ortaklıktan çıkarma sürecinde yasal bildirimlerin yapıldığını, müvekkiline yönelik doğrudan ve açık bir isnadda bulunmamakla beraber, hakkındaki çıkarma kararının “sahtecilikle” alındığını ileri sürmüş olduğunu, davacı hakkındaki tüm tüm işlemleri kooperatif yönetici sıfatıyla gerçekleştiğini, davacının müvekkiline yönelteceği herhangi bir istemin hukuki temeli olmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … ortakılığının sona erdiğini, ihraç kararlarının tebliğinden itibaren 3 ayılk süre içinde iptal davası açılmaması nedeniyle kesinleştiğini, ihraç kararının kesinleşmesinden sonra genel kurul toplantılarına çağrılmadığını, 4036 nolu ortaklıkla ilgili ihraç kararının 2007 de 785, 21674, 2909, 2909/1 nolu ortaklıkları ile alınan ihraç kararlarının ise 30.06.2008 tarihinde tebliğ edildiğini davacının bu ihraç kararlarına karşı 3 aylık süresi içinde iptal davası açmaması nedeniyle kesinleştiğini, kaldı ki talep hakkının 5 yıllık zaman aşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; Bilirkişi raporuna atıf yaparak davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf taleplerinde;Mahkemenin 29.11.2018 tarihinde verdiği kararın, BAM 17. Hukuk Dairesinin kaldırma kararına uygun araştırma yapılmadan verildiğini, 1-Müvekkilinin ödemelerinin, çıkarma kararında belirtilen miktarlar olmadığı gibi Değişik iş dosyasıyla depo edilen miktarlar da olmadığını, ödemelerin; dosyaya ibraz edilmiş Çevre ve Şehircilik Bakanlığı müfettişlerince düzenlenen raporda da belirtildiği üzere; istenen bedellerin çok çok üzerinde olduğunu, ayrıca Koopertif yönetcilerinin yönlendirmesi ile müvekkili tarafından 22.10.2010 tarihinde yatırılmış 30.000,00 TL’nin Kooperatif işlerinde kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi gerektiğini, eğer bu bedel Kooperatif işlerinde kullanılmış ise; müvekkilinin ortaklığa kabul edildiği anlamına geleceğini, gerçek ödemelerin tespiti için bir mali müşavirin atanmasıyla defter kayıt ve belgelerinin incelenmesi gerektiğini, 2)Davalı … iyi niyetli davranmadığını, müvekkilinin 5 adet üyeliği bulunduğunu, birinci ve ikinci veya üçüncü üyelik için yaptığı ödemelerin; diğer üyeliklerinden olan borçlarına mahsup edilmemesinin, amacı üyelerini korumak olan Kooperatifin sui niyetli davranmasının dışa yansıması olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.İstinaf Dilekçesi Davalı … Vekiline 05/02/2019 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 06/02/2019 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Mahkemece genel kurul defterleri, çağrı tutanakları, banka hesapları getirtilerek dosyanın bilirkişiye verildiğini, bilirkişinin ayrıntılı raporunda, kooperatifçe davacıya tüm tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığını ve 3 aylık süre içerisinde gerekli itirazlar yapılmadığından ihraç kararının kesinleştiğini, davacı tarafından ihraç kararından sonra yatırılan paranın kooperatif harcamalarına kullanılmadan iade edildiğini, davacının genel kurul toplantılarına çağırılmadığını,bu şekilde kooperatifin davacıyı zımnen de olsa ortak olarak görmediğini, ödemelerin iadesi bakımından zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunu tespit ettiğini, bunun üzerine mahkemece davanın reddedildiğini, bilirkişinin çok ayrıntılı ve özenli rapor hazırladığını, mahkemenin verdiği kararın doğru olduğunu belirterek, istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.İstinaf Dilekçesi Davalı … Vekiline 05/02/2019 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 19/02/2019 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülen huzurdaki dosyaya ilişkin olarak verilen kararda; davacının 5 üyelikle ilgili ihraç kararlarının davacı yanca tebliğ alındığı, 3 aylık hak düşürücü süre içinde ihraç kararına yönelik iptal davası açılmadığı, davacının ihraç edildikten iki yıl sonra 2010 yılında kooperatif banka hesabına yatırdığı 30.000,00 TLnin kooperatif tarafından kullanılmadığı, davacının 2009-2016 tarihleri arasındaki genel kurul hazirun cetvellerinde ortak olarak gösterilmemesi ve genel kurul toplantılarına çağrılmaması nedeniyle zımnen ortak olarak da görülmediği, kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve haklarının 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, davacıya yapılan ihraç kararının kesinleştiği davanın açılma tarihi dikkate alındığında ödemelerin geri iadesine yönelik taleplere ilişkin 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu ifade edilerek davanın reddine karar verildiğini, bu doğrultuda yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya tümüyle uygun olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.İstinaf Dilekçesi Davalı … Vekiline 05/02/2019 tarihinde Usulüne Uygun Olarak Tebliğ Edilmesine rağmen, İstinaf Dilekçesine Cevap Verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti, fazla ödemeler nendeniyle yatırılan bedellerin istirdatı, mahrum kalınan kullama bedeli, 371 nolu dükkan eşyaları ile birlikte devredildiğinden eşyalarının tazmini, bütün bu olaylar nedeniyle evini satmak zorunda kaldığından uğradığı zararın tazmini ve manevi tazminat talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda 11/10/2016 tarih ve 2014/1344 E. 2016/633 K.sayılı karar ile davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.Davacı tarafın istinaf talebi üzerine dairemizin 14/03/2017 tarih ve 2017/206 E. 2017/246 K. Sayılı kararı ile davacının diğer talepleri hakkında da bir inceleme ve araştırma yapılmadığı, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gerekçesi ile davacı taleplerinin karşılanması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.İade kararından sonra ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda 29/11/2018 tarih ve 2017/296 E. 2018/1339 K.sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir.Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde ayrıntılı bir şekilde hükmün kapsamı düzenlenmiş, hükmün hangi hususları kapsayacağı maddeler halinde ve açıkça belirtilmiştir. HMK.nun 297/1- c bendinde “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin hükümde gösterilmesi” gerektiğine yer verilmiştir. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak (m.33), hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hakim gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. Üst mahkeme de,bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. Hakim hükmün gerekçesini hazırlarken yargı kararlarından (içtihatlardan) ve bilimsel görüşlerden yararlanır (TMK m.1). Gerekçe çok önemli olduğundan, Anayasa’ya “bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı” hakkında açık hüküm konulmuştur (Anayasa m.141/3) (Prof.Dr.Baki Kuru, Prof.Dr.Ramazan Arslan, Prof. Dr.Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku 22. Baskı,sayfa 472). Duruşmada verilen kısa karar ile yetinerek gerekçeli ayrı bir karar yazılmaması usuli bir eksiklik niteliğindedir. Diğer yandan mahkeme ara kararları tek başına istinaf edilemez (Hukuk Mahkemeleri İstiaf El Kitabı, TC.Adalet Bakanlığı, Şubat-2017/ANKARA, sh38). İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının incelenmesinde; bilirkişi raporundaki tespitler özet halinde sıralandıktan sonra “…yönündeki UZMAN BİLİRKİŞİ görüşü gereğince, Davacı tarafın sübut bulmayan talepleri nedeniyle aşağıdaki şekilde RED kararı verilmiştir.” denilmek suretiyle hüküm kurulduğu, kararda gerekçenin olmadığı, taleplerin kalem kalem değerlendirilerek maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında ayrı ayrı hükümler kurulmadığı anlaşılmıştır. Yine hüküm kısmının bulunduğu 3.sayfadan sonra gelen 4. Sayfada bu kez hükmün tefhimi kısmının bölünerek “DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE” başlığı altında davacının taleplerine yer verildiği, bu haliyle mahkemenin gerekçeli kararının denetlenemez olduğu anlaşıldığından bu eksikliğin giderilmesi için ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin işin esası incelenmeksizin re’sen gözetilen nedenlerle KABULÜNE,2-İstanbul Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/11/2018
Tarih ve 2017/296 E 2018/1339 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Yukarıda açıklanan hususlarda denetime elverişli, davacının taleplerini karşılar şekilde gerekçeli karar yazılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/05/2019