Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/605 E. 2022/646 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/605 Esas
KARAR NO: 2022/646
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI: 2016/1131 Esas, 2018/957 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 18/10/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 12/04/2016 tarihli sözleşmenin mevcut olduğunu, sözleşme ile davalı şirketin müvekkili şirketin spor faaliyetleri ile ilgili her türlü iş ve işlemleri için gerekli stratejilerin oluşturulması, yapılanmanın sağlanması, iletişim çalışmalarının yönetimi ve belirlenen stratejiler doğrultusunda pazarlama çalışmalarının yapılmasına ilişkin olarak belirli hak ve yükümlülükleri yerine getirmeyi taahhüt ettiğini, buna karşılık müvekkili şirketin sözleşme bedeli olarak her ay 45.00,00 TL+ KDV’ yi ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirket tarafından her ay düzenli ve zamanında davalıya ödemenin yapılmasına rağmen davalı şirketin sözleşmede belirtilen hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sözleşmenin 3.maddesi ile davalı şirketin müvekkili şirkete sağlaması gereken birçok hizmetin belirtilmiş olmasına rağmen davalının yükümlülüklerini hiçbirini yerine getiremediğini bunun üzerine müvekkili şirketin sözleşmeyi ihtarname ile feshettiğini, ancak müvekkili tarafından sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten fesih tarihine kadar 2016 yılı Şubat -Mart – Nisan -Mayıs- Haziran aylarında her ay 53.100,00 TL olmak üzere toplum 265.500.00 TL’ yi davalıya ödendiğini sadece müvekkili şirket tarafından kendi imkanları ile çekilen bir programın davalı tarafça kanalda yayınlandığını, bunun haricinde sözleşme ile belirlenen hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin her ay karşılığını alamadığı hizmet bedelini gereksiz yere ödediğini, ödenen bedelin davalının sebepsiz yere zenginleşmesine neden olduğunu, ancak program yayınlanma bedelinin müvekkili şirket tarafından belirlenmesinin mümkün olmadığını iddia ederek, fazlaya dair haklarını saklı kalmak kaydıyla alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere 1.000,00 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 27/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın belirsiz alacak davası alacağını açamayacağını, davanın hukuki menfaat yokluğu yönünden reddedilmesi gerektiğini, harcın dava değeri üzerinden tamamlattırılması gerektiğini, davacının ödemiş olduğu tutarları isterken sözleşmeyi feshettiğini ve ihtarnamede dayandığı 6.2.maddesine dayandığını, davacının bu şekilde fesih hakkının olduğunun düşünülse dahi bu durumun sözleşmenin devam ettiği süre boyunca ödenen tutar için geri talep hakkını vermeyeceğini, sözleşmede buna dair herhangi bir düzenlemenin mevcut olmadığını, ayrıca sözleşmenin 6.1.maddesinde tarafların sözleşmeyi ne şekilde fesih edeceğinin açıkça düzenlendiğini, buna rağmen davacı tarafın 6.2 de düzenlenen ve kendilerine göre 6.1.maddeyle çelişki arz eden bu maddeye dayanarak sözleşmeyi feshinin iyi niyetten uzak ve haksız kazanç elde etmeyi amaçlayan eylemine dayanak teşkil ettiğinin açık bir göstergesi olduğunu, yaklaşık 6 ay boyunca devam eden bir sözleşmede işinin uzmanı sektörde kendi alanında önemli bir yer tutan ve tanınmış müvekkili firmanın sözleşmenin imzası akabinde 6 ay boyunca hiçbir şey yapmadan durduğunun kabulünün başlı başına eşyanın tabiatına aykırı olduğunu, davacı tarafın samimiyetsizliği ve gayri ciddiliğinin açık bir göstergesi olarak değerlendirilebileceğini, yasa koyucunun aradığı, basiretli tacir kavramının ise davacı tarafın oldukça uzağında durduğunu, bu nedenle kanaatlerince davacı tarafın tamamen başka saiklerle müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen ödediği tutarı geri almak için iş bu davayı açmış olduğunu, sözleşmeye aykırı bir hususu bulma işinin ise bilirkişiye ve mahkemeye bırakmış durumda göründüğünü, müvekkilinin sözleşme süresi boyunca üzerine düşen tüm edimlerini en iyi şekilde ifa etmeye çalıştığını, aksine davacı taraftan yeterli destek ve yardımı göremediğini, müvekkilinin sözleşmenin uzun yıllar devam edeceğini olan inancı sebebi ile normalde ayrı ayrı ücrete tabi birçok hizmeti de sözleşme kapsamında olmaksızın davacı firmaya verdiğini, davacıya daha iyi hizmet verebilmek amacıyla konularında uzman iki kişiyi istihdam etmeye başladığını, davacı firmaya verilen hizmetlerden bir kısımının motor sporlarına ilgi duyan bir kitle yaratma amacıyla “…” isimli haftalık bir program hazırlandığını, sekiz adet programın bu şekilde hazırlandığını, tekrarla birlikte toplam 1209 dakikalık yayın gerçekleştiğini, yalnızca bu yayınların normal şartlarda davacı tarafa maliyetinin 80.000,00 TL+ KDV olduğunu, programlarınıın jenerik ve grafikleri için yapılan çalışmalarının piyasa değerinin 25.000,00 TL civarında olduğunu, dış çekimler yapılarak her biri 25-30 Dakikalık dokuz adet program hazırlandığını, bir adet kolaj program hazırlanarak yayına girdiğini, toplam yayın saatinin de 1626 dakika olduğunu, yine davacı firma çalışanlarını tanıtan 5 saatlik grafik ve kurgu çalışması yapılarak video üretildiğini, hizmetlerden bir kısmının zikredildiğini, sadece yazılı olan hizmetlerin bile davacının davasının dayanaktan ve haklı bir sebepten yoksun olduğunu gösterdiğini savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; talebin, davalı tarafın 1 Şubat 2016 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme ile belirlenen hiçbir yükümlülüğün yerine getirmemesi ve davacı tarafın her ay karşılığını alamadığı hizmet bedelini gereksiz yere ödenmesi nedeniyle ödenen bedelin davalının sebepsiz yere zenginleşmesine neden olduğu, davalının, davacının çekmiş olduğu tek bir programı yayınlamış olmasından dolayı iş bu yayınlama bedeli dışında alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere 1.000 TL’ nin sözleşme fesih tarihinden itibaren 27.07.2016 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizle birlikte davalıdan iadesini talep edildiğini, davalı tarafça ise sözleşme ile belirlenen bütün yükümlülüklerinin yerine getirildiği, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı olmadığı, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, aksi halde dava değerini ödenen tutarda artırılarak reddine karar verilmesini talep ettiği, bilirkişi raporunda taraflar arasında 01.02.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bir sözleşme imzalandığı, işbu sözleşme kapsamında davalının bütün grafik, tasarım, baskı, afiş, reklam, program hazırlama ve yayınlama sorumluluklarını ifa ettiği, davacının, son gönderilen fatura hariç olmak üzere, davalının tertip ettiği tüm faturaları itiraz etmeden, hizmetlere yönelik her hangi bir eksik/ayıp bildiriminde bulunmadan ödediği, bütün bu faturaları kendi defterlerine işlemiş olduğu, davalının yaptığı işlerde davacının onayını aldığı, hatta e-posta yazışmalarında işlerin davacı tarafından beğenildiğinin belirtildiği, programların özellikle tematik bir kanal olan davalının kanalında (…) yayınlandığı, programların yayın bedellerinin, davacının özellikle hedef kitlesinin rağbet gösterdiği, davalının tematik kanalında yayınlanmasından dolayı, diğer TV kanallarına kıyasla daha maliyetli olabileceği, zira programların içeriğinde izleyicilere anlatılmak/iletilmek istenen mesajların direk hedef kitlesine ulaştığı, programların tür ve işleyiş bakımından reklam-tanıtım içerikli oldukları, çünkü davacıya ait mekânların ve hizmetlerin program boyunca tanıtıldığı kanaatinin bildirildiği, bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda davalının 1 şubat 2016 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerini yerine getirdiği, davacının, davalı tarafından düzenlenen faturalara itiraz etmeden ödeme yaptığı, davacının sözleşme kapsamında herhangi bir eksik, ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; bilirkişi raporunun maddi ve hukuki olarak yanlış incelemeye dayalı olduğunu, tarafların hiçbir itirazlarını karşılamayacak şekilde tek taraflı olarak hazırlandığını, yeniden inceleme yapılmadan verilen kararın bu yönüyle eksik olduğunu, bilirkişinin dava konusunun en önemli unsuru olan program yayın bedeli tespitini gerçekleştiremediğini, taraflar arasında işin niteliği ve bedeli konusunda uyuşmazlığın mevcut olduğunu, bilirkişi tarafından inceleme yapılarak davacı tarafça yapıldığı iddia edilen işin niteliği ve yapıldığı zamandaki bedelinin belirlenmesinin gerektiğini, işin varlığı ve miktarının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini çünkü eser sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ispat külfetinin yükleniciye ve iş bedelinin ödendiğininin ispat külfetininde iş sahibine ait olduğunu, davalının müvekkili şirket tarafından hazırlanan bir programı yayınlamış olması nedeniyle yayınlama bedelinin belirlenerek bu bedel dışında ödenilen tüm bedelleri davalının iade etmesi gerektiğini, raporda belirtilen davalı tarafça sunulan belgelerden hiçbirinin müvekkili şirketin sözleşme bedeli karşılığında ödemiş olan bedeli karşılamadığını, delillerin sadece tasarım aşamasında kaldığını, uygulamaya konulmadığını, montaj işi yapılırken sadece davalının stüdyosunun kullanıldığını, davalının sadece müvekkili şirket tarafından hazırlanan programı yayınladığını, bilirkişi tarafından sunulan maillerin şirket içi mailler olup ispat kabiliyeti bulunmadığını, sözleşme konusu işlerin yapıldığını gösterir herhangi bir yazışma olmadığını, raporun tek taraflı yüzeysel olarak hazırlandığını, hukuki ve teknik itirazların değerlendirilmesi için konusunda uzman üniversiteden seçilecek bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılması gerektiği hususunun talep edilmesine rağmen bu itirazlarının değerlendirilmeksizin verilen kararın eksik ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen sözleşme bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında; sözleşmenin mevcudiyeti sözleşmenin davacı tarafça feshedilmiş olması, davacının ödemeleri gerçekleştirmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; davacı tarafın sözleşmeyi feshetmesiyle birlikte geçmişe dönük olarak ödemiş olduğu sözleşme bedellerinin tamamının istirdadını talep etmekte haklı olup olmadığı, davalı tarafça sözleşme konusu edimlerin tam olarak yerine getirilip getirilmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı ve kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında 12/04/2016 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 2. Maddesinde, sözleşmenin konusuna yer verildiği, söz konusu maddede, Tuzla / İstanbul adresinde bulunan …’ın ve … içinde yer alan … Aş. Ve … AŞ bünyesinde faaliyet gösteren … sürüş akademisi, motor sporları birimi , … Pazarı ve bunlarla sınırlı olmaksızın … içinde yer alan … AŞ. İle ilişki içerisindeki diğer tüm şirket, kurum ve birimlerin spor faaliyetleriyle ilgili her türlü iş ve işlemleri için gerekli stratejilerin oluşturulması, yapılanmasının sağlanması iletişim çalışmalarının yönetimi ve belirlenen stratejiler doğrultusunda pazarlama çalışmalarının yapılmasına ilişkin olarak … tarafından yerine getirilecek işlerin tespiti ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine ilişkin olduğu şeklinde belirtildiği, tarafların hak ve yükümlülükleri başlığı ile davalı şirketin hak hak ve yükümlülüklerinin 3.1 bentten itibaren düzenlendiği, sözleşme süresinin 4.maddede, 30 Aralık 2016 tarihi mesai saati sonunda herhangi bir ihtar ve/ veya ihbara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ereceği, sözleşmenin son gününden en az 10 gün önce tarafların yazılı olarak mutabakata varmaları halinde sözleşmenin aynı hüküm ve şartlarla 1 yıl daha uzamış olacağının belirtildiği, sözleşmenin 5.1.1.bendinde … tarafından sözleşme gereğince yerine getirdiği hizmetlerin karşılığı olarak … aylık 45.000,00 TL+KDV ücret ödeneceği, 5.1.4.bentte ödemelerin her aya ilişkin hizmet ve/veya komisyon faturasının düzenlenmesini müteakip on beş gün içerisinde … ye ait banka hesabına havale/eft suretiyle gerçekleştirileceği, 6.maddede feshin düzenlendiği, 6.1. Bentte, taraflardan herhangi birinin iş bu sözleşme ile taahhüt ettiği edimlerinden herhangi birini sözleşme yükümlerine uygun olarak ifa etmez ve/veya hukuka aykırı davranırsa diğer tarafın iş bu sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için noter marifeti ile diğer tarafı ihtar edeceği ve sözleşmeye aykırılığın ve/veya hukuka aykırılığın 10 iş günü içinde giderilmesini ihtar edeceği yasaya ve usule uygun iş bu ihtara rağmen karşı taraf hukuka aykırılığı gidermez ise yada gideremezse diğer tarafın iş bu sözleşmeyi derhal fesih hakkının doğacağının belirtildiği, 6.2. bentte ise …’in bu sözleşmede yazılı veya kanuni hükümlerden doğan her türlü fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla ortada herhangi bir neden olsun veya olmasın kendisinin serberstçe gördüğü lüzum üzerine tek taraflı olarak iş bu sözleşmeyi süresi dolmadan sadece 15 gün öncesinden …’ye bildirim yapmak kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği bu taktirde …’nin haksız, yersiz, mehilsiz ve zamansız fesihte bulunulduğu, iyi niyete aykırı davranıldığı veya sair bir neden öne sürerek … ve/veya … birimlerinden hiçbir şekilde herhangi bir hak, alacak, kar ve kazanç yoksunluğu, yahut zarar ziyan tazminat talebinde bulunmayacağını peşinen kabul ve taahhüt ettiğine yer verildiğinin belirtildiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete Üsküdar …noterliğinde düzenlenen 27/07/2016 keşide tarihli ihtarname ile sözleşmenin 6.2.bendi gereğince feshedildiğinin belirtildiği, ihtarnamede 16/04/2016 tarihli sözleşmenin 15 günün sonunda 15/08/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedilmiş olduğunun ifade edildiği, sözleşmenin fesih tarihinden yaklaşık 2 ay sonra ise iş bu davanın açılarak sözleşmenin geçerlilik süresinde ödenen bedellerin talep edildiği, 12/04/2016 tarihli sözleşmenin 15/08/2016 tarihinden itibaren feshedilmiş olmakla yaklaşık 4 ay geçerli kaldığı, sözleşmede belirtilen 30/12/2016 tarihi olan sona erme tarihinden ise yaklaşık 4 ay önceden feshedilmiş olduğu anlaşılmıştır. 08/08/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı tarafa ait ticari defterlerinin HMK 222.madde gereği delil teşkil ettiği, ticari defterlerinde alacağa dayanak gösterdiği cari hesap ve faturalara ait bilgilerin belirtildiği, davacının ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucunda, 18/10/2016 tarihi itibariyle davalı tarafa 275.963,65 TL ödeme yapmış olduğunun görüldüğü, davalı ticari defter kayıtlarının incelendiği, davalıya ait ticari defterlerin HMK 222.maddesi çerçevesinde delil teşkil ettiği, davalı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi sonucu, 18.10.2016 dava tarihi itibariyle davacı taraftan 275.963.65.TL tahsilat yapmış olduğu ve 53.100,00 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davacı ile davalı arasında 01.02.2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 12.04.2016 tarihinde bir sözleşme imzalandığı, bu sözleşmeye göre, davacı taraf olan …’ın ve … içinde yer alan …, … A.Ş. ve … A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren …, …, … Pazarı ve bunlarla şınırlı olmaksızın … içinde yer alan … ve … A.Ş. ile İlişki içerisindeki diğer tüm şirketlerin, kurumların ve birimlerin spor faaliyetleriyle ilgili her türlü iş ve işlemleri için gerekli stratejilerin oluşturulması, yapılanmasının sağlanması, iletişim çalışmalarının yönetimi ve belirlenen stratejiler doğrultusunda pazarlama çalışmalarının yapılmasına ilişkin olarak … tarafından yerine getirilecek işlerin tespiti ve tarafların hak ve yükümlülükleri belirlendiği, davalı tarafça; … Sponsorluk dosyası tasarımı yapıldığı ve hazırlandığı, dosyanın içinde …’ı, özelliklerini ve şirketin farklı faaliyet alanlarını detaylı olarak tanıtan slaytlar ve fotoğraflar, …, Ayrıntılı Sponsorluk Hakları (Etkinlik, Hospitality/Kurumsal — Ağırlama, İçerik, Markaya Özel promosyon, Marka Özdeşleştirme ve Prodüksiyon) , Organizasyon Sponsorluğu, İsim Sponsorluğu, Co- Sponsorluk Hakları, Tedarik Sponsorluğu, -… Kurumsal Kimlik Çalışması (Logo tasarımı, Antetli Kağıt, önlü arkalı kartvizit, Dosya, CD Sticker ve CD Zarfi, Buklet Zarf) …, …, … ve bu kartların kutuları -… (cep telefonu için aplikasyon ara yüzü ve içerik tasarımları) 2016 sezonu ilk pist günleri 12-13 Mart 2016’da” afişi, “…” sloganlı 7-8 Mayıs 2016 Tarihlerinde düzenlenmiş 2016 sezonu 3, Pist Günlerinin afişleri, “…” sloganlı 4-5 Haziran 2016 Tarihlerinde düzenlenmiş 2016 sezonu 4. Pist Günlerinin afişleri, “…” sloganlı 16-17 Temmuz 2016 Tarihlerinde düzenlenmiş 2016 sezonu 5. Pist Günlerinin afişleri, “…” sloganlı 27-28 Ağustos 2016 Tarihlerinde düzenlenmiş “…” 2016 sezonu 5. Pist Günlerinin afişleri, “…” sloganlı 23-24 Temmuz tarihlerinde düzenlenmiş 2016 sezonu 5. Pist Günleri afişleri, “…” sloganlı 27-28 Ağustos tarihlerinde düzenlenmiş 2016 sezonu 6. Pist Günleri afişleri, …, … ve … yarışlarının düzenlendiği “…” sloganlı reklam-tanitım afişleri, tasarlandığı ve hazırlandığı “Görevli/Pilot” yazan araba sticker’ı, “Organizasyon”, “Pilot”, “VIP 2016 Sezon” ve “VIP” yazan yaka kartları ve versiyonları -dava dasyasında delil olarak ayrıca Stüdyo bant yayınının, dış çekimlerin ve yayın kaydının olduğu 3 adet CD de yer aldığı, “Stüdyo” isimli CD’nin içeriğinde; üç farklı konuğun yer aldığı, …’ta yaşanan değişikliklerin, marka yarışlarının, off-road motor yarışlarının anlatıldığı bir Stüdyo bant yayını bulunduğu, “Dış Çekim” isimli CD’de; farklı marka ve özelliklere sahip araçlar test edildiği, …’ın tanıtımı, faaliyet gösterdiği farklı alanlar, Tek Marka Kupa Yarışları ve bu yarışlarda kullanılacak araçlar ve eğitimler tanıtılldığı, bu CD başlı başına bir program olduğu, zira görüntülerin kurguları yapıldığı giriş-çıkış jingle’ları eklendiği, RTÜK isimli yayın CD’sinde ise; dış çekim başlığı altında farklı tarihlerde yayınlanmış programların 1,2,3,4,5, 6, 12, 14. 16. ve kolaj bölümleri, stüdyo başlığı altında ise stüdyoda yayınlanmış 05.01.2016, 16.04.2016, 28.05.2016 ve 26.06.2016 tarihli programların RTÜK kayıtlarının mevcut olduğu, dava dosyasında mevcut E-posta yazışmaları incelendiğinde; e-postaların ekran görüntülerinden de anlaşılacağı üzere, davalının, davacı firma adına vaatte bulunduğu hizmetleri verdiği, tasarımlar ve sunumlar yaptığı, talepler doğrultusunda görsel çalışmaları revize ettiği, onaylattığı ve netice itibariyle tasarımların, yapılan işlerin beğenildiği açıkça göründüğü, dava dosyası kapsamında incelenen tüm bilgi, belge ve deliller ışığında; taraflar arasında 01.02.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bir sözleşme imzalandığı, işbu sözleşme kapsamında davalının bütün grafik, tasarım, baskı, afiş, reklam, program hazırlama ve yayınlama sorumluluklarını ifa ettiği, davacının, son gönderilen fatura hariç olmak üzere, davalının tertip ettiği tüm faturaları itiraz etmeden, hizmetlere yönelik her hangi bir eksik/ayıp bildiriminde bulunmadan ödediği, bütün bu faturaları kendi defterlerine işlemiş olduğu, davalının yaptığı işlerde davacının onayını aldığı, hatta e-posta yazışmalarında işlerin davacı tarafından beğenildiğinin belirtildiği, programların özellikle tematik bir kanal olan davalının kanalında (…) yayınlandığı, programların yayın bedellerinin, davacının özellikle hedef kitlesinin rağbet gösterdiği, davalının tematik kanalında yayınlanmasından dolayı, diğer TV kanallarına kıyasla daha maliyetli olabileceği, zira programların içeriğinde izleyicilere anlatılmak/iletilmek istenen mesajların direk hedef kitlesine ulaştığı, programların tür ve işleyiş bakımından reklam-tanıtım içerikli oldukları, çünkü davacıya ait mekânların ve hizmetlerin program boyunca tanıtıldığı, davalının sunduğu hizmetler için talep ettiği aylık 45.000,00-TL KDV”’nin piyasa şartlarına göre değerinin altında bile kalmış olabileceği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenlere benzer nedenlerle bilirkişi raporuna itiraz edilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiştir. Davalı vekili ise bilirkişi raporunun iddialarını ispatlar nitelikte olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6089 sayılı TBK’nın 1.madddesinde sözleşmenin kurulması üst başlığı altında, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı düzenlenmiştir. 26.maddede tarafların bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebileceklerine yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme çift taraflı bir sözleşme olup her iki tarafa karşılıklı edimler yüklemektedir. Sözleşmenin tarafların edimleri dikkate alındığında ve özellikle davalı yayıncı kuruluşun edimlerinde yer alan hizmetlerin niteliği itibariyle karma sözleşme olduğu, sözleşmedeki edimlerden , reklam, tanıtım afişleri, tasarlama ve hazırlama gibi edimlerin büyük bir bölümünün eser niteliğinde olduğu ve bu kapsamda ise sözleşmenin eser ve hizmet sözleşmesi özelliklerini taşıyan karma sözleşme olarak kabulü gerekmiştir. Bu kabul şekli sonrasında ise taraflar arasındaki uyuşmazlık kapsamında öncelikle 6098 sayılı TBK’nın 470.ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin değerlendirilmesi uygun olacaktır. 470.maddede eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi iş sahibininde bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. 475.maddebinde ise, iş sahibinin seçimlik haklarına yer verilmiş, ilk fıkrasında eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibinin seçimlik haklardan birini kullanabileceği belirtilmiştir. 475/1.bentte, eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabulü zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olduğu takdirde sözleşmeden dönebileceği belirtilmiştir. İş bu davada davacı vekili tarafından her ne kadar dava tarihinden önce gönderilen ihtarnamede herhangi bir sebep belirtilmemiş ise de dava dilekçesinde davacının edimlerini yerine getirmediği iddiasına yer verilmiştir. Bu iddia kapsamında ise ödenen sözleşme bedelinin iadesi talep edilmiştir. Ne var ki dosya içerisinde davacı tarafça sözleşme karşılığı 5 aylık bedelin herhangi bir ihtirazı kayıt koymaksızın ödenmiş olmasına rağmen davalı tarafa ödeme tarihinden önce herhangi bir ihbar veya ihtarda bulunulmadığı, aksine mail yazışmalarından bilirkişi heyet raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davacı şirketin davalı tarafça gerçekleştirilen çalışmaları onaylandığı ayrıca işleri beğendiği görülmektedir. TBK 477.maddesinde eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulacağı ancak onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğun devam edeceği belirtilmiştir. Somut davada, her ne kadar davacı tarafça herhangi bir ayıp iddiasında bulunulmamış ve söz konusu edimlerin yerine getirilmemiş olduğu iddia edilmiş ise de , dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden ve özellikle tarafların ticari defter ve kayıtlarından, davalının edimlerini yerine getirdiği davacının ise davalı tarafça sözleşme kapsamında düzenlenmiş olan faturaları kabul ederek ticari defterlerine kaydettiği ve yukarıda ifade edildiği üzere herhangi bir ihtiraza kayıt koymaksızın ödemiş olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi kapsamında her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar usulüne uygun tutulmuş olup delil niteliğindedir. Aynı yasanın 190.maddesinde ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Somut davada, davacı tarafça sözleşme kapsamında davalının edimlerini yerine getirmediği iddiasının ispat edilmiş olduğunun kabulü mümkün olmamıştır. Tam aksine davalı tarafça sözleşme kapsamındaki edimlerin gereğince yerine getirildiği, davacının bu edimleri yerine getirmeden daha önceki aşamada ise ayrıca onay ve beğenisini almış olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davalının sözleşmenin kapsamında göndermiş olduğu faturalar kabul edilerek deftere işlenmiş ve ödenmiştir.6102 sayılı TTK’nın 21/2.fıkrasında bir faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde herhangi bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan davacı davasını 6098 sayılı TBK’nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırmış ise de iş bu davada TBK 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması mümkün olmayacaktır. Çünkü 77/1.fıkrasında haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşenin bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. 78/1.fıkrasında ise borçlanmadığı edimi kendi isteği ile yerine getiren kimsenini bunu ancak kendisini borçlu sanarak ispat ederse geri isteyebileceğine yer verilmiştir. Somut davada, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve yukarıda yer verilen tüm deliller kapsamında sebepsiz zenginleşmede söz etmek mümkün olmayacaktır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafça gerçekleştirilen hizmet ve edimlere ilişkin belge ve bilgiler, taraflara ait usulüne uygun şekilde düzenlenmiş delil niteliği vasfına sahip ticari defter ve kayıtlar ile e-posta yazışmaları ve tüm dosya kapsamı neticesinde, davalı tarafın usulüne uygun şekilde sözleşme kapsamındaki tüm edimlerini gerçekleştirdiği ve davacının herhangi bir ihtar ve/veya ihbarda bulunmayarak faturaları kabul ettiği ve ihtirazı kayıt şerhi kayıt koymayarak söz konusu ücret ödemelerini gerçekleştirmiş olduğu bu nedenle davanın reddinde bir isabetsizlik görülmediğinden ve 6102 sayılı TTK’nın 20.maddesi gereğince ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin ücret isteyebileceği düzenlemesi kapsamında davalı tarafın gerçekleştirmiş olduğu hizmetler nedeniyle davacı tarafça ödenen bedellerin iadesinden söz edilemeyeceğinden ve iş bu uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanamayacağından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair takdiren aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1131 Esas, 2018/957 Karar ve 04/10/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunun 361/1.fıkrası gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26/05/2022