Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/599 E. 2022/599 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/599 Esas
KARAR NO: 2022/599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI: 2014/1723 Esas, 2018/926 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 16/05/2012 ile 27/02/2014 tarihleri arasında Müflis Şirkette Gıda Mühendisi Sorumlu Yöneticisi olarak aylık 2.517,80 TL brüt maaş ile çalıştığını, müflis şirkette haftanın 6 günü saat 08:00 ile 18:30 saatleri arasında bilfiil çalıştığını, çalışma saatleri konusunda taraflar arasında bir çekişme olmadığını, iflas idaresine alacak kaydı başvurusu yaptıklarını, 17.513,93 TL fazla mesai alacağı dışındaki diğer alacakların masaya kaydedildiğini, fazla mesai alacağının ise oy çokluğu ile reddedildiğini belirterek alacağın masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerine ilişkin belge sunmadığını ve talep edilen mesai ücretinin nasıl hesapladığı ve hangi dönemlere ilişkin talepte bulunduğunun belirlenemediğinden alacağın kaydedilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, iddia, savunma doğrultusunda; dosya kapsamında her ne kadar bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişinin uzmanlık alanının işçi alacakları olmadığı, ayrıca alacaklara ilişkin herhangi bir vergi kesintisi hesaplanmadığı gibi imtiyazlı alacak miktarının da ayrı ayrı belirtilmediği, bu hali ile bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığı, mahkemece resen hesaplama yapıldığı, davacının 16/05/2012 ila 27/02/2014 tarihleri arasında olmak üzere toplam 1 yıl 9 ay 11 gün müflis şirkette çalıştığı, davacının son aldığı brüt ücretin 2.517,80 TL ve söz konusu tarihteki asgari ücretin ise 1.071,00 TL olduğu, davacının kazancının asgari ücretin 2,35 katı olduğu, tanık beyanları dikkate alındığında davacının 08:00 ile 18:30 arasında çalıştığı, günlük olarak 10,5 saat mesai yaptığı, bunun 1 saatinin mola olduğu ve günlük çalışmasının 9,5 saat olduğu, haftalık olarak ise (9,5 saat x6 gün) 57 saat çalıştığı, buna göre haftalık fazla mesaisinin (57 saat-45 saat) 12 saat olduğu, her ne kadar davalı tarafça günlük 10 saatin üstündeki çalışmalarda molanın 1,5 saat olması gerektiği savunulmuş ise de Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 09/07/2018 tarihli 2015/21096 Esas ve 2018/14956 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere “…Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanunu’nun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir….” görüşü doğrultusunda davacının günlük çalışma süresinin 10,5 saat olduğu, 11 saati geçmediği, çizilen tabloda da görüleceği üzere davacının brüt olarak hak kazandığı toplam fazla mesai ücreti toplamı (7235,60+9916,08) 17.151,68 TL olduğu, bu bedel üzerinden %15 oranında SGK primi ve gelir vergisi ile damga vergisi indirimleri yapıldığı takdirde davacının net fazla mesai alacağının, brüt alacak miktarı 17.151,68 TL (%15 SGK primi) – 2572,75 TL, (Gelir vergisi 11.000 TL’ye kadar %15 + %20) – 2365,79 TL (1650,00+ 715,79) (Damga Vergisi % 7,59) – 130,18 TL = Net fazla Mesai Alacağı toplamının 12.082,96 TL olduğu, bu bedelin 5.172,80 TL’lik kısmı imtiyazsız,, geriye kalan 6.910,16 TL’lik kısmı ise iflas tarihinden geriye dönük bir yıla ilişkin imtiyazlı alacak olduğu, yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, davacı için hesaplanan fazla mesai süresi ile alacak miktarı dikkate alındığında %20 oranında indirim yapılmasının yeterli olacağı, bu hali ile davacının 4.138,24 TL alacağının imtiyazsız, 5.528,13 TL alacağının ise imtiyazlı olduğu ve 1. Sıraya kaydı gerektiği gerekçesi ile davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının toplamda 9.666,37 TL fazla mesai alacağının 5.528,13 TL’lik kısmının 1. Sıraya, bakiye 4.138,24 TL’lik kısmının ise 4. sıraya olmak üzere İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasında işlem gören müflis … Tic.ltd ‘nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya dair isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, davacının müflis şirketten işçilik alacakları olduğundan bahisle 36.470,26 TL alacak kayıt talebinde bulunduğu; alacak talebinin 9.176,26 TL’lik kısmının kabul edilerek İ.İ.K. 206. Maddesinin 5. Fıkrası gereği “işçilik alacağı” olması nedeniyle sıra cetveline 1. sıradan kaydedildiğini, fazla mesai talebine ilişkin 27.291,65 TL’lik kısmın reddedildiğini, davacı işçi tarafından gerek iflas masasına başvuru esnasında gerekse huzurdaki dava sürecinde fazla mesai yaptığına dair tanık beyanı dışında fazla mesaiye ilişkin belge sunamadığını, sadece davacı tanık beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, dinlenen tanıkların davalı işverene karşı aynı mahiyette dava açan kişiler olduğunu, bilirkişi raporunun sadece tanık beyanlarına dayanılarak hazırlandığını, yerleşik Yargıtay kararlarına göre birbirleri lehine tanıklık yapan bu kişilerin beyanlarına itibar edilemeyeceğini, kabul manasına gelmemekle beraber; Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile fazla çalışmanın uzun bir süre için hesaplanması halinde takdiri indirim uygulanması istikrarlı uygulama halini aldığını, fazla mesainin uzunca bir süre için hesaplanması halinde en az %30 hakkaniyet indirimi uygulanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nun 235. Maddesi gereği işçi alacağının masaya kaydına yöneliktir. İİK’nun 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Asliye ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK’nun 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Çünkü 235. maddede açıkça 223. maddesi saklı tutulmuştur. İİK 223/3. fıkra son cümleye göre, bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında İflas idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren başlar. İİK’nun 223/3. fıkrasına göre yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle İflas idaresinin kararlarının kendisine tebliğini istememiş olan alacaklı için, sıra cetveline itiraz davası açma süresi yukarıda belirtildiği üzere, sıra cetvelinin ilanından itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, davacının masaya 16 kayıt başvuru sıra numarası ile 36.470.91 TL alacak talebinde bulunduğu, iflas idaresince düzenlenen sıra cetvelinde talebin 9.179.26 TL’sinin kabul edilerek 1. sıraya alındığı, geri kalan 27.291.65 TL ‘lik kısmın reddedildiği, İflas Dairesinin cevabı yazılarında, sıra cetvelinin 17.12.2014 tarihinde … Gazetesinde, 05.12.2014 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, masa kararı ve sıra cetvelinin davacı vekiline 09.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın dosyaya tebliğ gideri yatırdığı, Kayıt kabul davasının 30.12.2014 tarihinde yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece davacı tarafça gösterilen tanık dinlenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. Dosyada aldırılan 29.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının müflis şirkette 1 yıl 10 ay 11 günlük hizmetinin bulunduğu, brüt aylık ücretinin 2,517,80 TL olduğu, haftada 12 saat fazla çalışma süresi karşılığının 18.899,91 TL olduğu belirtilmiştir. Talep, İşçinin fazla mesai alacağının müflis masasına kayıt edilmesidir. Yargıtay emsal kararlarında da ifade edildiği üzere işçinin işyerinde çalıştığı tüm süre için her gün fazla çalışma yaptığı ve tatillerinin tamamında çalıştığının kabul edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bir işçinin bu kadar uzun süre içinde sürekli çalışması mümkün değildir. Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle çalışılamayan dönemler olması kaçınılmazdır. Fazla çalışma, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2010/15359 Esas, 2012/23360 Karar ve 18.06.2012 tarihli emsal ilamında da belirtildiği üzere, takdiri delil niteliğindeki tanık beyanlarına göre ispatlandığından hakkaniyet indirimi yapılması gerekecektir. Diğer yandan, İİK ‘nın 206. maddesinde adi ve rehinli alacakların sırası düzenlenmiştir. Birinci sıra alacakları ise aynı maddenin dördüncü fıkrasında, A,B ve C bendlerinde sayılmıştır. İİK’nun 206/4-A bendinde, işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarının birinci sıraya kaydolunacağı düzenlenmiştir. Somut davada, davacının alacağı fazla mesai ücretidir. Fazla mesai ücret alacağı da, İİK nun 206. maddenin birinci sırasında yer alan alacaklardandır. Bu nedenle iflas tarihinden geriye doğru bir yıllık fazla mesai ücret alacağının birinci sıraya, geri kalan kısmının ise dördüncü sıraya kaydı gerekir. Somut davada, davacının fazla mesaisinin hesabı konusunda alınan bilirkişi raporunun denetime açık olmadığı, mahkemece yapılan hesabın dosya kapsamına uygun olduğu, davalının hesap yöntemine ilişkin bir istinafının da bulunmadığı, fazla mesai alacağından yapılan taktiri indirimin hizmet süresine göre yerinde olduğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/05/2022