Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/594 E. 2022/645 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/594 Esas
KARAR NO: 2022/645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/06/2017
NUMARASI: 2015/307 Esas, 2017/633 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 24.02.2015 tarihli dava dilekçesinde, müflis … A.Ş Şirketinin müvekkili bankaya borcu olduğunu, müvekkili banka alacağını gösterir genel kredi sözleşmesi, araç rehin sözleşmesi, ihtarname ve ekstre örneklerinin iflas müdürlüğüne dilekçe ile sunulduğunu, müflis şirketin müvekkili bankanın Bartın Şubesine olan borcunun 3.157.346,75 TL muaccel hale geldiğini, 40.320,00 TL‘nın şarta bağlı alacak olduğunun belirtildiğini, müflis şirkete ait 36 adet çek yaprağından ötürü müvekkili bankanın sorumlu olduğu tutarın 40.320,00 TL olduğunu, İİK 197. maddesi gereğince şarta bağlı alacak olduğunu, alacaklarının rehinle teminat altına alınmış olduğundan İİK 206. maddesi gereğince rüçhanlı kabul edilmesi gerektiğini, alacağın 796.207,00 TL’si kabul edilerek 4. sıraya kaydedildiğini, 2.401.459,75 TL‘nin haksız olarak reddedildiğini iddia ederek, 2.401.459,75 TL’nin müflis masasına İİK 206.maddesi gereğince rüçhanlı alacak olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 30.09.2015 tarihinde duruşma zaptına geçen beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, bilirkişi rapor içeriğine göre davacı tarafından sunulan çek fotokopilerinin bir kısmında müflis şirketin keşideci veya müracaat borçlusu yönünde yer almadığının görüldüğü, müflisin keşideci veya ciranta olarak senet borçlusu olduğu, kambiyo senedini elinde bulunduran kişinin kambiyo senedinin verilmesini gerektiren temel ilişkiden alacaklı olduğunu da ispatlaması gerektiği, dolayısıyla salt müflisin keşideci veya ciranta olarak imzaladığı kambiyo senetlerine dayalı olarak bir alacak hesabı yapılamayacağını, temel ilişkide alacağın varlığı ve miktarının tespit edilmesi gerektiği, bu kapsamda 03.07.2014 İflas tarihi itibariyle davacı bankanın 1.530.236,59 TL olan alacağının İflas masasına kayıt ve kabulüne gerektiği, İflas idaresinin alacağının 796.207,00 TL‘sini kabul ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 734.029,59 TL davacı alacağının müflis şirketin sıra cetveline müflis adına kayıtlı taşıt araçları üzerinde rehinle temin edildiğinden 670.780,00 TL’lik kısmının rüçhanlı alacak olmak üzere ve kalan 63.249,59 TL ‘nin ise 4. sıraya kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik inceleme yapıldığını, sadece 734.029,59 TL kayıt kabulü gereken miktarın tespit edildiğini, oysa banka kayıtlarına göre kayıt ve kabulü gereken miktarın 2.401.459,75 TL olduğunu, müflisin keşideci ve ciranta olarak imzaladığı çeklerin incelenmediğinin görüldüğünü iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK nun 235. maddesinde düzenlenen kayıt kabul davasıdır. Yasada, sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları düzenlenmiştir. Yasal düzenlemede ki 15 günlük dava açma süresi, hak düşürücü nitelikte bir süre olduğundan mahkemece resen bakılması gerekir. Somut davada, … San. A.Ş hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1554 Esas sayılı dosyasında 03.07.2014 tarihinde iflas kararı verildiği, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasında tanzim edilen sıra cetvelinin 13.02.2015 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde, 11.02.2015 tarihinde … Gazetesinde yayınlandığı, davacı tarafın masaya tebliğ masrafı olarak avans yatırmış olduğu, sıra cetvelinin davacı vekiline 16.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 24.02.2015 tarihinde yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğunun tespiti sonrasında işin esasının incelenmesi gerekmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … İflas sayılı dosyası ile ilgili olarak dosyaya ibraz etmiş olduğu 08.05.2015 tarihli cevabı yazısında, davacı tarafın müflis masasına 23.kayıt numarası ile 3.197.666,75 TL alacak kayıt talebinde bulunmuş ise de talep edilen alacak miktarının 796.207,00 TL ‘nin kabul edildiği, 2.401.459,75 TL’nin reddedilmiş olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında, iflas kararı ,davacı bankanın müflis şirketten olan alacağının nedeni konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucu düzenlenip düzenlenmediği, çeklerle ilgili incelemenin gerçekleştirilmiş olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı bankanın Bartın Şubesi ile davalı müflis şirket arasında 12.10.2012 tarihli 4.000.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, dava dışı şirket ve gerçek kişinin müteselsil kefil olarak yer aldığı, davacı banka tarafından borçlu ve kefiller hakkında 14.03.2013 tarihinde Beşiktaş … Noterliğinde düzenlenen ihtarname ile hesabın kat edilerek muaccel hale gelen alacağın bir gün içinde ödenmesinin talep edildiği, mevcut borcun 13.03.2013 tarihinde 984.395,62 TL olduğunun belirtildiği, müflis şirket hakkında 03.07.2014 tarihinde iflas kararı verildiği, davacının masaya başvurusunun kısmi reddi üzerine iş bu davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. 16.05.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı banka ile asıl borçlu müflis şirket arasında 12.10.2012 tarihinde 4.000.000,00 TL limitli çerçeve niteliğinde ve süresiz olarak genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 15. maddesi gereğince banka kayıtlarının incelendiği, davacı bankanın nakdi krediler yönünden 03.07.2013 İflas tarihi itibariyle 1.370.007,52 TL alacağının olduğu, İflas tarihinden sonra 96.181,26 TL ödeme yapıldığının görüldüğü, gayri nakdi kredi ( çek depo talebi) yönünden ise davacının müflis şirkete verilen çek yapraklarından 36 adedinin iade edilmemesi nedeniyle Çek Kanunu gereğince 40.320,00 TL sorumluluk bedelinin şarta bağlı alacak olarak kayıt kabulünü talep ettiği ancak dosya içinde bulunan belge ve bilgiler içinde bu çeklerin davacı banka tarafından müflis şirkete tevdi ve teslim edildiğini gösteren herhangi bir çek teslim makbuzu bulunmadığı gibi söz konusu çek sorumluluk bedellerinin izlendiği bir yardımcı defter/ muavin kaydı, çeklerin statü/ stok durumunun izlendiği bir raporda bulunmadığı, bu durumda davacı bankanın müflis şirkete tevsik etmediği çekler nedeni ile tazminat talep etmesinin mümkün olmadığının düşünüldüğü, müflis nezdinde davacı banka tarafından verilmiş çek yaprağı bulunuyor ise bunların en son keşide edilebileceği tarihin İflas tarihi olan 03.07.2014 olması gerektiği ve bu tarih esas alındığında davacı bankanın kendisine iade edilmeyen çekler nedeniyle muhtemel bir zarara uğrama riskinin ve sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle de davacının iade edilmeyen çek yaprakları nedeni ile 40.000,00 TL‘nin şartlı alacak olarak İflas masasına kaydedilmesine ilişkin talebin yerinde olmadığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/3023 Esas, 2013/4687 Karar sayılı emsal ilamında, davacı muhatap bankanın hesap sahibi davalıdan hamillere karşı sorumlulukla ilgili 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde çeklerin ibraz edilmesi halinde ödemek zorunda kalacağı iddiası ile sorumluluk miktarlarının taliki şarta bağlı alacak olarak kayıt kabul isteminde bulunduğundan iş bu davada iddia edilen anılan riskin iflas tarihinden önce doğup dolmadığı, doğmamış ise doğma olasılığının bulunup bulunmadığı üzerinde durulması gerektiğinin belirtildiği, sonuç olarak, müflis şirketin davacı bankaya iflas tarihi itibariyle asaleten ve kefaleten borçları ve vekalet alacağının toplam 1.530.236,59 TL olduğu, iflas tarihinden sonra müflis hesabına İflas masasına ödenen tutarların 96.181,26 TL olduğu, İflas tarihi itibariyle davacı bankanın alacağının 1.530.236,59 TL olan alacağının masaya kayıt ve kabulü gerekmekte olduğu, iflas masası bu alacağın 796.207,00 TL’sini kabul ettiğinden kalan 734.029,59 TL alacağın daha müflis masasına kayıt ve kabul edilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, müflisin keşideci ve ciranta olarak imzaladığı çeklerin incelenmediğinin görüldüğünü, müflisin keşideci ve ciranta olarak imzaladığı çek fotokopilerini ve hesap özetlerini sunduklarını belirterek ek rapor alınmasını talep etmiştir. 17.03.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, bilindiği gibi kayıt kabul davalarında, müflisin keşideci veya ciranta olarak senet borçlusu olduğu kambiyo senedini elinde bulunduran kişinin ( hamilin), kambiyo senedinin verilmesini gerektiren temel ilişkide alacaklı olduğunu da ortaya koyması ispatını arayacağı, dolayısıyla salt müflisin keşideci veya ciranta olarak imzaladığı kambiyo senetlerine dayalı olarak bir alacak hesabı yapılamayacağı, temel ilişkide alacağın varlığı ve miktarının tespit edilmesi gerektiği, kredi ilişkisinin söz konusu olduğu durumlarda müflisin gerek keşidecisi olduğu senetlerin cirantası olduğu müşteri senetlerinin genellikle temel ilişki olan kredi ilişkisinde ifa uğruna verildiği, doğrudan doğruya bu kredi temel ilişkisinden ayrı bir alacak hakkı doğurmadığınında bilindiği, bu durumda davacının görülmekte olan kayıt kabul davasında kök raporda tespit edilen temel ilişkideki kredi alacağı tutarını aşan bir alacağının olduğunu ispat etmesi gerektiği, kambiyo senetlerinin tek başına bu hususun ispatı için yeterli olmadığı, kök raporda belirtilen görüşlerin korunduğu belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi rapor ve ek rapor sonucuna göre karar verilmiştir. Davacı vekilinin 10.06.2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesine ekli çek fotokopilerinin incelenmesinden, çek düzenleyen keşideci şirketlerin dava dışı … Ltd.Şti, …Ltd.Şti, … Ltd.Şti, müflis şirketin ise söz konusu çeklerde, ciranta ve/veya lehtar olarak yer aldığı, söz konusu çeklerin, müflisin davacı bankadaki çek hesabından keşide edilen ve davacı bankanın çeklerin karşılıksız kalması nedeniyle müflis tarafından keşide edilen çekler için ödemek zorunda kaldığı çekler olmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi rapor ve ek raporu, özellikle davacı vekilinin şarta bağlı alacak talebine istinaden dosyaya ibraz etmiş olduğu çeklerin müflis tarafından ve davacı bankadaki çek hesabından keşide edilen çekler olmaması nedeniyle dosya kapsamına uygun yeterli ve gerekçeli olduğunun kabulü gerekmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 197. maddesinde , şarta muallak alacaklar düzenlenmiştir.İlk fıkrada , alacaklının taliki bir şarta veya gayri muayyen bir vadeye muallak bir alacağını da kaydettirebileceği , fakat hissesini şartın tahakkukunda veya vadenin hululünde alacağı belirtilmiştir. İflas tarihi itibariyle İflas tarihinden önce doğmuş bir riskin , İş bu davada, müflis şirketin çek hesabından keşide ettiği ve karşılıksız kalması neticesinde davacı bankanın şahsi sorumluluğu gereğince ödemesi gereken zararına dair iddiasını ispatlaması gerektiği aşikardır .Davacı tarafça buna dair iddianın yukarıda yer verilen gerekçelere istinaden ispat edilmiş olduğunun kabulü mümkün olmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle müflis şirketin ciranta ve/ veya lehtar olduğu, dava dışı şirketlerin çek hesabından dava dışı şirketler tarafından düzenlenen çeklerin karşılıksız çıkmasından kaynaklanan alacağın şarta bağlı alacak olarak kabulü için şartlar mevcut olmadığından ve kabulü mümkün görülmediğinden, İcra ve İflas Kanunun 197. maddesi ve ilgili yasal mevzuat çerçevesinde, bilirkişi raporuna göre verilen kararda bir isabetsizlik olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/307 Esas, 2017/633 Karar ve 21.06.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İcra ve İflas Kanunun 164/2 .bendi gereğince karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26/05/2022