Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/520 E. 2019/1562 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/520 Esas
KARAR NO : 2019/1562
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : KONKORDATO
KARAR TARİHİ: 19/09//2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar .,. Limited Şirketi ve … Şirketi vekili 12.09.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili .r ..Ltd.Şti’nin iştigal konusunun, yurt içinde ve yurt dışında her türlü fuar düzenlemek ve bu faaliyetin tanıtımı amacıyla yayıncılık reklamcılık ve organizasyon işleri yapmak, fuar konuları ile ilgili olmak kaydıyla kongre, seminer, sempozyum ve vb faaliyetlerde bulunmak ve tadil tasarısında yazılı diğer işler şeklinde olduğunu, firmanın önceki yıllar ve 2018 yılına ait hesapları ve faaliyetlerinin incelendiğini, yanlış finansman yöntemleri uygulanması, maliyet muhasebesi yapılmaması, döviz kurlarındaki anormal artışlar, alacakların tahsil edilememesi, 2017, 2018 yıllarında devam eden sektörel daralma, beklenmeyen hukuki ihtilaflar vs sebeplerle şirketin ödemeler dengesinin bozulduğunu, yapılan incelemeler neticesinde gerek müvekkili şirketin, gerekse alacaklıların menfaatlerinin korunması ve borçlarının yapılandırılarak ödemeler dengesinin yeniden düzenlenmesi için konkordato teklif ve talebinde bulunulmasına karar verildiğini, şirketin 21.04.2011 tarihinde tescil edildiğini, şirket merkezinin Eyüpsultan / İstanbul olduğunu, şirketin aktifler toplamının 11.940.350,46 TL, toplam borçlarının ise 15.205.003,17 TL olduğunu, ön projede yer alan nakit akım tablosundan da anlaşılacağı üzere, şirketin ihtiyatlı yaklaşımı ile iki yıl beş aylık zaman zarfında uzun vadeye yayılmış alacaklarının tahsili, sermaye artışı ve esas faaliyetlerinden sağlanacak nakitle 14.689.000 TL kaynak yaratabilecek potansiyele sahip olduğunu, rayiç bilançosuna göre şirket varlıklarının borçların tamamını ödemeye yetmediği halde konkordato önerisinin kabulü halinde borçların yeniden yapılandırılarak tamamının ödenmesinin imkan dahilinde olduğunu iddia ederek, müvekkili şirketlerin malvarlığının korunması için İİK 287. maddeleri uyarınca geçici mühlet kararı verilmesini, tahkikat neticesinde kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacılar vekili, 10.12.2018 tarihli dilekçe ile müvekkili … A.Ş yönünden davadan feragat ettiklerini, müvekkili şirketin borca batık olmadığı tespitinin dikkate alınarak adı geçen şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklıların bir kısmı, davaya müdahale talebi ile birlikte yazılı beyanlarını dosyaya ibraz etmiş ve duruşmaya katılarak beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, …i Ltd.Şti yönünden, nihai komiser raporunda, şirketin fuar organizasyonu sektöründe faaliyet gösterdiği, Kasım 2018’de düzenlenmesi düşünülen Fuar organizasyonunun ekonomik açıdan verimli olmayacağı gerekçesi ile 2019’daki fuar organizasyonu ile birleştirildiği, ancak 07.12.2018 tarihi itibarı ile şirketin borca batıklığının -5.364.232,91 TL olduğu, davacının mevcut aktif kıymetleri ve beyan edilen fuar organizasyon gelirleri ve beyan edilen sermaye artışı ile borcun konkordato ön projesinde beyan edildiği biçimde ödenmesini mümkün kılmadığı, konkordato ön projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, nihai raporda belirtildiği üzere, davacı şirketin 2019-2020 ve 2021 yıllarında düzenleyeceği Fuar Organizasyonlarından kar beklentisinin 800.000,00 TL olduğu, aynen gerçekleşeceği var sayılsa dahi, bu gelirlerin borç tasfiye planında çok küçük bir kısmı oluşturduğu, bu hali ile konkordato ön projesinde gösterilen hususların gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığı, şirketin borca batık halde olduğu gerekçesiyle, davacı … A.Ş hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, buna bağlı olarak verilen tüm tedbir ve diğer kısıtlamaların kaldırılmasına, davacı … Ltd.Şti’nin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ;
Karar, yasal süre içerisinde davacı …Hizmetleri Ltd.Şti vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, müvekkili şirket yetkilisi ve ortağının şirketten olan 1.599.086,25 TL alacağından feragat ettiğini, şirket pasiflerinin şirket lehine azaldığını, sermaye artırım kararı alınarak tescil işleminin tamamlandığını, 2019 yılında gerçekleştirilecek olan 8 adet fuar/ kongre organizasyona İlişkin firmalarla yapılmış olan sözleşme örneklerinin mahkeme ve komiser heyeti denetimine sunulduğunu, kararın hukuken hatalı olduğunu, her şeyden önce tüm işlemlerin gerçekleştirilmesine rağmen 2 ay süre ile geçici mühletin uzatılması talebinin neden kabul edilmediğinin gerekçeli kararda tartışılmadığını, nihai raporda , müvekkilinin ani iflasına göre faaliyetine devam etmesinin alacaklıların daha yararına olacağı yönünde görüş bildirildiğini, talebe karşın revize proje sunma imkanı tanınmamasının hukuka aykırı olduğunu, 2 ay geçici mühletin uzatılması cihetine gidilmeden apar topar iflasa karar verilmesinin anlaşılabilir olmadığını, müvekkili şirketin uzmanlık alanının hizmet sektörü olması nedeniyle yüksek karlılık getirecek işlerden elde edeceği karlar ve sermaye artışı ile borçlarını ödeyebilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, kanun koyucunun zaten alacaklılar yararına son derece kısıtlı olarak belirlediği 3 ay ve 2 ay şeklinde tanımlanan geçici mühlet kararının dahi kullandırılmamasının, İflas kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirketin çalışması, sözleşmelerinde belirtilen işleri yaparak kar elde etmesi ve borçlarını ödemesi, buna imkan tanınmasının alacaklıların ve dolayısı ile ülke ekonomisininde yararına olduğunu, varlıkların icradan değerinin altında satılma ihtimalinin hesaba katıldığında alacaklıların önemli bir bölümünün alacaklarını tahsil dahi edemeyeceğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılmasına ve kesin mühlet taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.
2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrada yazılı olan yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketlerin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacılar vekilinin vekaletnamesin de konkordato ile ilgili özel yetkinin de mevcut olduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, davacı şirketin ,konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı, bu anlamda 2 ay süre ile geçici mühletin uzatılması şartlarının oluşup oluşmadığı ve karar gerekçesinin yeterli olup olmadığıdır.Davacı borçlu şirket tarafından, 12.09.2018 tarihli İhtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile iş bu dava açılmıştır. Mahkemece, 17.09.2018 tarihli tensip ara kararının 5. bendinde belirtildiği üzere, İİK 286. maddesinin a,b,c ve d bendinde tanımlanan belgelerin eksiksiz olarak dilekçe ekinde olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davacı hakkında İİK 287. maddesi gereğince 18.09.2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiştir. Bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri oluşturulmasına ve geçici komiser heyetinin davacının dava ve rapor tarihi itibarı ile rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığı konusunda ve 3 aylık nihai süre dolmadan nihai ve gerekçeli raporlarını mahkemeye sunmalarına, ayrıca faaliyetlerine ilişkin ara raporlarının dosyaya sunulması, davacı şirketin faaliyetlerine nezaret etmelerine ve İİK ‘daki diğer görevleri yerine getirmelerine hükmedilmiştir. Duruşma tarihi, geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte gözetilerek 23.11.2018 olarak belirlenmiştir. 23.11.2018 tarihli celsede, komiser heyetinin 22.11.2018 tarihli raporunun sonuç bölümünde belirtildiği üzere nihai raporun henüz hazırlanmadığı gerekçesi ile belgelerin incelenerek raporun sunulması bakımından komiser heyetine 2 hafta kesin süre verilerek duruşma, 14.12.2018 tarihine ertelenmiştir. 14.12.2018 tarihli hüküm celsesinde ise, davacı vekili, duruşma zaptına geçen beyanında, bilirkişilerin …yönünden işletmenin faaliyetinin devam ettiğini, ancak projenin revize edilmesi gerektiğini ifade ettiklerini, yeni bir proje hazırlama konusunda hazırlık yapmaları için sürenin yetmediğini, İflasa göre geçici sürenin uzatılmasının alacaklıların lehine olacağını ifade etmiştir.Mahkeme, hazır olan alacaklıların beyanı sonrasında, istinaf kanun yoluna başvuran şirketin iflasına karar vermiştir. Geçici komiser heyeti, 09.11.2018 tarihli 1. ön raporunda, davacı … konkordato ön projesinde, borçlarının tamamının herhangi bir tenzilat talep edilmeksizin ödeneceği, konkordato sürecinde şirket aktifine kayıtlı herhangi bir duran varlığın satılmayacağı, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için, 2.400.000 TL tutarında sermaye artışı yapılacağı, 2018 yılı içinde küçük alacaklılar dışında diğer alacaklılara borç ödemesi yapılmayacağı, 2018/2019 yılında gerçekleştirilecek fuar ve kongre organizasyonlarından yaklaşık 16/19 milyon TL arası gelir elde edileceğinin belirtildiği, davacının 31.07.2018 tarihli mali verilere göre kaydi olarak (+)1.295.323,96 TL öz sermayeye sahip iken rayiç bilançoda (-) 3.264.652,72 TL öz sermaye tutarı ile borca batık gözüktüğü, davacı şirketin 14.196.067,74 TL kısa vadeli, 1.008.935,43 TL uzun vadeli olmak üzere toplam 15.205.003,17 TL borcu bulunduğu, borçlunun ön projede belirttiği gelir kaynakları ile borçlarını ödemeyi planladığı, ön projeye bakıldığında, borç ödene kaynağının mevcut faaliyetinden elde edilecek gelirden çok, aktif kıymetlerin stoklar / alacaklar /verilen sipariş avansı / alacak senetlerinin tahsiline ( toplamı 13.200.945,76 TL ) ve 2.400.000 TL tutarındaki sermaye artışına bağlı olduğunun anlaşıldığı, bununla birlikte bu kıymetlerin doğruluğunu davacı şirketin beyanı dışında tespit edecek harici donelerin dosyada bulunmadığından bu kıymetlerin rakamsal doğruluğulunun ve oluşum sebeplerinin ticari olup olmadığının araştırılıp tespit edildikten sonra konkordato ön projesinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olup olmadığına karar verileceği, sonuç olarak, davacıların vadesi geldiği halde ödenemeyen borçlarının bulunduğu dolayısı ile konkordato talebinin İİK nun 285. maddesine uygun olduğu, mali verilerin yasal defter kayıtlarına uygun olduğu, yukarıda belirtilen tespitlerden sonra konkordato projesinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olup olmadığına karar verilebileceği belirtilmiştir.22.11.2018 tarihli konkordato geçici komiser 2. ara raporda, şirket yetkililerinin talep edilen bilgileri ancak 22.11.2018 tarihinde taraflarına sunmuş olmaları, bilgilerin edinme tarihinin rapor tarihi ile aynı güne denk geldiğinden bu bilgilerin incelenemediği, davacı … Kasımda düzenlemeyi planladığı Fuar etkinliğinin gerek ekonominin genel durumu gerekse fuar katılımcı firmaların durumları nedeniyle verimli olmayacağını düşünerek Nisan 2019 ayında yapılacak fuar ile birleştirdikleri bilgisinin şirket yöneticileri tarafından ifade edildiği, şirketin yapmayı planladığı fuar tanıtımına devam ettiği, fuar için bu dönemde toplam onay verilen tutarın 104.092,32 TL olduğu sonuç olarak, önceki raporda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere konkordato projesinin gerçekleşebilir olup olmaması ile ilgili talep edilen bilgi ve belgelerin rapor tarihi ile aynı gün ulaştığı, sunulan bilgi ve dökümanlar ulaştıktan sonra kesin kanaat oluşacağı inancında olduklarını belirtmişlerdir.Konkordato geçici komiserler, 07.12.2018 tarihli nihai ve 3. raporlarında, davacı şirketlerden …İnşaatın ilk toplantının düzenlendiği tarihten itibaren herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığı, davacı … ise faturaya istinaden 30.000,00 TL para havale ettiği, komiser onayının olduğu,…Ltd.Ştinin 31.07.2018 tarihli kaydi bilançosunda öz sermayesinin 1.295.323,96 TL görülmekte iken , rayiç bilançosuna göre öz sermayesinin (-) 3.264.652,72 TL olarak hesaplandığı, geçici komiser heyetince yapılan hesaplamada ise öz sermayenin (-) 6.963.319,16 TL olarak hesaplandığı, davacı şirketin 2019/2020-2021 yıllarında düzenleyeceği fuar organizasyonlarından kar beklentisinin 800.000 TL olduğu, bu hususun fuar organizasyon gelirlerinin borç tasfiye planı içerisinde küçük bir kısmı oluşturduğu, borç tasfiye planının esas unsurlarının 2.400.000,00 TL tutarındaki sermaye artışı, 6.565.000,00 TL tutarında alacaklardan tahsilat, 4.535.000,00 TL tutarındaki stoklardaki azalma olduğu, stoklardaki azalmanın 1.138.869,99 TL sinin fiziki stoklar, 3.396.749,41 TL nin verilen sipariş avanslarından oluştuğu, muhasebe fişlerinden şirket mizanında senet olarak yer alan menkul kıymetlerin aslında vadeli çek olduğu, hesap detayı incelendiğinde bu çeklerin 355.200,00 TL sinin Türkiye Finans Kurumunda teminatta olduğu, 3.743.834,01 TL sinin portföyde bulunduğu, çek örneklerinin vadesinin 31.07.2018 tarihinden önce olduğu ve portföyde bulunmasının ticari icaplara uygun olmadığı, sipariş avansı olarak verilen 2.698.126,93 TL ile ilgili hiçbir sözleşme olmadığı, şirket faaliyeti incelendiğinde, …, … İnşaata vermiş olduğu 6.136.000,00 TL vadeli çekin ticari bir amaçla verilmediği, tabiri caiz ise hatır çeki olduğu, aslen bu borcun gerçek bir borç olmamasına rağmen bu çeklerin …İnşaat A.Ş tarafından ciro edilerek kullanıldığı, …Fuarcılığın bu çekleri ödemek zorunda olduğu, davacı vekili tarafından sunulan 06.12.2018 tarihli dilekçede, şirket ortaklarının şirketten olan 1.599.086,25 TL tutarındaki alacağından feragat ettiğini, hissedarların 1.000.000,00 TL sermaye artırımı için işlemlere başladığının belirtildiği, mali açıdan bakıldığında ortakların alacağından feragat etmesi sonucunda borca batıklık rakamı olan (-) 6.963.319,16 TL nin 1.599.086,25 TL azalarak 5.364.232,91 TL olarak gerçekleşmesi sonucunu doğuracağı, sonuç olarak, .. Kongre Yönetimi ve Tanıtım Hiz.Ltd.Ştinin, mevcut aktif kıymetleri ve beyan edilen fuar organizasyon ve de beyan edilen sermaye artışı ile 12.596.981,49 TL lik borcun konkordato ön projesinde beyan edildiği şekli ile gerçekleşmesinin mümkün görülmediği, bununla birlikte, şirketin iflası halinde alacaklıların yapılacak 2.400.000,00 TL sermaye artışı ve 2019 vd fuar organizasyonu gelirlerinden mahrum kalacak olması düşünüldüğünde, bu hususun ancak daha yüksek tutarlı bir sermaye artışı ve buna göre revize edilmiş bir proje ile mümkün olabileceği kanaatinde olduklarını belirtmişlerdir.Davacılar vekili 10.12.2018 tarihli dilekçe ile, 07.12.2018 tarihli komiser heyet raporunun sunulduğunu belirterek, davacı … İnşaat Şirketi yönünden taleplerinden feragat ettiklerini, …Ltd.Şti yönünden ise, sermaye taahhüdünün gözden geçirilerek artırılmasını, nakit akım tablosu başta olmak üzere konkordato ön projesinin revize edilmesi imkanının tanınması için geçici mühlet süresinin 2 ay süre ile uzatılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, komiser raporu ve dosya kapsamına göre karar verilmiştir.28.02.2018 tarihinde kabul edilip, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. Fıkrada, mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. Yasanın 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları, 297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır. Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunda, uygulama alanını genişleterek konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak betimlemiştir. İİK285. maddesinde konkordato talebi düzenlenmiştir.Konkordato öncelikle borçlu tarafından talep edilmektedir. Borçlu ise, iflasa tabi olan veya olmayan bir gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunun 65. maddesi ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 179/ a,179/ b ,179/c, 298/a ve 329/a maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.2004 sayılı İİK ‘nun 287/3. fıkrasında, mahkemenin geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirileceği düzenlenmiştir. Konkordato komiserinin görevleri ise İİK ‘nun 290. maddesinde yer almaktadır. “Yeni Konkordato Hukuku “ Editör, Prof.Dr. Selçuk Öztek “, 146 vd sayfalarında, İİK ‘nun 287. maddesinde düzenlenen geçici mühletle ilgili düzenlemeye dair hükümet gerekçesinin devamında, geçici konkordato komiserinin, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının denetlenmesi için görevlendirildiği, İsviçre İİK ‘nun 293 b’de, geçici konkordato komiserinin atanması ile borçlunun iyileşme ümidinin olup olmadığının, konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceğinin yakından denetlenmesinin ifade edildiği, İsv.İİK ‘da, konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “ borçlunun iyileşmesi “ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı, İİK ‘da ise, m.287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “ konkordatonun başarı şansı “ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir.Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. ( Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt).İİK 287/4. fıkrada, geçici mühletin 3 ay olduğu , bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühletin en fazla iki ay daha uzatılabileceği, uzatmayı borçlunun talep etmesi halinde geçici komiserinde görüşünün alınacağı, geçici mühletin toplam süresinin beş ayı geçemeyeceğine yer verilmiştir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Mahkemece yasanın düzenlediği sürelerden fazla bir süreye karar verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun, 94/1. fıkrasında da kanunun belirlediği sürelerin kesin olduğu açıkça ifade edilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde, kanun koyucunun belirlediği sürelerin son derece kısıtlı olduğu belirtilmişse de, kabul edildiği üzere süreler kesin olmakla birlikte, konkordato kurumunun niteliği ve davacı borçlu şirkete geçici mühlet kararı ile birlikte sağladığı faydalar ile diğer unsurlar göz önünde bulundurulduğunda bu tespitin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer yandan, yasada düzenlenen sürenin 2 ay daha uzatılmasına dair takdirin mahkemeye ait olduğu görülmektedir. Mahkemece, borçlunun talebi halinde, komiser görüşünü alarak geçici mühlet kararını en fazla iki ay daha uzatılabilecektir. Diğer yandan, süre uzatım talebinin ve kararının da üç aylık süre dolmadan gerçekleştirilmesi de yasal düzenlemenin doğal bir sonucudur. Somut olayda, davacı şirketlere 18.09.2018 tarihinden itibaren 3 ay süre ile geçici mühlet verilmiştir. Geçici komiser raporlarında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, 10.10.2018 tarihli ilk toplantıda ki alınan kararlara ve 09.11.2018 tarihli ve 22.11.2018 tarihli raporlarda belirtilen eksik hususlara ve rapor gerekçelerine rağmen, kısa süre içerisinde davacı borçlu şirket tarafından eksiklikler giderilmemiş ve raporun biran önce dosyaya ibrazı sağlanmamıştır. Geçici komiser heyeti tarafından hazırlanan, konkordatonun başarıya ulaşıp ulaşmayacağına dair rapor ancak yasal sürenin bitimine yakın tarihte tamamlanabilmiştir. Nihai raporda, konkordato ön projesinin beyan edildiği şekli ile gerçekleşmesinin mümkün görülmediği görüşüne yer verilmiştir.Diğer tandan, daha yüksek tutarlı bir sermaye artışı ve revize edilmiş bir proje ile mümkün olabileceği belirtilmişken, davacı tarafça bu konuda somut bir adım atılmamıştır. Tek başına sermaye artış kararı alınıp bunun sicile tescil edilmesi somut adım olarak yeterli kabul edilemez. Sermaye artışının yerine getirildiğine dair bir delil veya iddia da mevcut değildir. Kaldı ki geçici komiser raporunda sürenin 2 ay daha uzatılmasına ilişkin bir görüşte belirtilmemiştir. Şu halde, her ne kadar mahkeme gerekçesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinde düzenlenen, hükmün kapsamına ilişkin düzenleme gereğince yeterli kabul edilemese de, sonuç olarak, geçici mühlet kararının 2 ay daha uzatılmamış olması yerinde kabul edilmiştir.İflasına karar verilen şirket, aksi iddia edilmediği üzere borca batık bir şirkettir. Davacı borçlu şirket alacaklılar lehine bir kısım kaynak yaratmış olmasına rağmen, bu kaynakların alacaklıların alacaklarına yetmeyeceği, komiser raporunda detaylı olarak açıklanmıştır.Nitekim konkordato geçici komiser raporunda da, benzer ifadelerle şirketin beyan ettiği konkordato ön projesinin gerçekleşmesinin mümkün görülmediği açıkça ifade edilmiştir. Ayrıca, raporda, davacı borçlu şirketin borca batıklık rakamının yüksekliği, mevcut borcunun, ön projede beyan edildiği şekilde hiç iskonto yapılmaksızın ödemesini mümkün kılmadığı da belirtilmiştir. Bu durumda, başarı şansı olmayan konkordato talebi neticesinde, mahkemenin verdiği kararda bir isabetsizlik olmadığının kabulü yerinde olacaktır. Nitekim, İİK ‘nun 289. maddesi gereğince, kesin mühlet kararı verilebilmesi için, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir .Yukarıda açıklandığı üzere, geçici mühletin iki ay daha uzatılmasına dair istemin de somut olayda yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.İİK ‘nun 287. maddesinde, 291. ve 292’ci maddelerin, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağına yer verilmiştir. 291. madde, borçlunun mali durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması, 292. madde üst başlığı ise, kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılmasıdır. Somut olayda değerlendirilmesi gereken madde 292. Maddedir. Maddenin (a) bendinde, borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılmasının gerekli olması, iflasa karar verilmesi için gerekli sebeplerden ilki olarak belirtilmiştir. Somut olayda, davacı borçlu şirketin, borca batık olduğu ve borç toplamının yüksek meblağlara ulaştığı bir gerçektir.(b) bendinde ise, konkordato mühleti verildikten sonra konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılmasının mühletin kaldırılmasını gerektiren ikinci hal olarak düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşması kavramı içinde, İsviçre İcra İflas Kanununda, “ iyileşme “ ve “ konkordatonun tasdiki “ ihtimallerinin birlikte değerlendirildiği kabul edilmektedir. İyileşme ve konkordato tasdiki ihtimalleri ayrı ayrı ele alınırken, İİK ‘da kanun koyucu her iki kavramı konkordatonun başarıya ulaşması içinde değerlendirmiştir. Kanun koyucu, İflasın açılmasını henüz geçici mühlet talebinin başlangıçta reddi aşamasında karar verilmesini uygun görmemiş ve konkordato mühletinin en erken kesin mühletin reddi aşamasında ve tahdidi olarak ve özellikle başarıya ulaşma şansının mevcut olmaması durumunda karar verilmesini öngörmüştür.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle konkordatonun başarıya ulaşamayacağına dair, konkordato geçici komiser raporu, borçlu şirket malvarlığına dair rayiç veriler ve tüm dosya kapsamı neticesinde, mahkemece konkordato talebinin reddi ile iflasa tabi olan şirket hakkında İflas kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/820 Esas, 2018/1354 Karar ve 14.12.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı … Ltd.Şti .vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 24,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği nedeniyle vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin davanın niteliği nedeniyle kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/3.fıkrası yollaması ile aynı yasanın 164. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/09/2019