Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/471 E. 2019/2156 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/471 Esas
KARAR NO : 2019/2156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2018
NUMARASI : 2017/890 Esas, 2018/217 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili iddiasında özetle; müvekkilinin 2003 yılında emekli olup aldığı ikramiyeyi İmar Bankası’na yatırmaya gittiğinde, banka çalışanları tarafından parasının … Limited’e yatırılmasına ikna edildiğini, Off Shore hesaplarındaki paranın İmar Bankası’na aktarıldığını ve paranın bankanın hakim yöneticileri tarafından yurt içindeki bankalarda değerlendirildiğini ya da kendi şirketlerine kredi verilerek kullanıldığını, müvekkilinin emekli ikramiyesini yatırmasının ardında TMSF tarafından bankaya el konulduğunu, müvekkilinin parasını kurtarmak amacıyla 19/07/2005 tarihinde Müflis … Bankası T.A.Ş. iflas idaresine talepte bulunduğunu, ancak alacağın banka nezdinde bulunmadığından talebin reddine karar verildiğini, müvekkili ile … Bank arasındaki ilişkinin Bankacılık Kanunu çerçevesinde karz akdi olarak değerlendirilemeyeceğini, mevduat toplama yolundaki tüm fiillerin açıkça 765 sayılı TCK nun 503 vd maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık suçu olduğu ve Borçlar Kanunu anlamında haksız fiil olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek 20.000,00-TL’nin olay tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında özetle; 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 16/1 maddesi gereğince… Bankası T.A.Ş.’nin yönetim ve denetiminin TMSF’ye intikal ettiğini, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/132 Esas sayılı dosyasından banka aleyhine açılmış bulunan iflas davasında 08/06/2005 tarihi itibariyle … Bankası T.A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini ve iflas kararının 11/06/2005 tarihli Sabah Gazetesinde ilan edildiğini, iflas kararının Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 22/12/2005 tarih ve 2005/9885 Esas, 2005/12881 Karar sayılı ilamı ile onandığını, …’nin … Ltd ile yapılan işlemlere aracılık hizmeti verdiğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ve müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesi 2017/890 Esas, 2018/217 Karar sayılı kararı ile; davanın İİK’nın 235/1 maddesi gereği 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.Yargıtay 23. HD’nin kararları uyarınca kayıt kabul davalarının İİK’nun 164. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf edilebileceği, somut olayda ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekiline 19/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün davacı tarafından en geç 29/11/2018 (Perşembe) mesai bitimine kadar istinaf edilmesi gerekirken 03/12/2018 tarihinde 10 günlük yasal süre dolduktan sonra istinaf edildiği, ancak kararda istinaf süresi 2 hafta olarak gösterildiğinden ve istinaf başvurusunun da iki haftalık süre içinde yapıldığı anlaşıldığından, Anayasa Mahkemesinin 26/06/2014 Tarih ve 2012/855 başvuru sayılı kararı ile Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 17/06/2016 Tarih ve 2015/3127 E. 2016/3720 K.sayılı kararı da göz önüne alındığında istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davacının banka nezdindeki alacağını davalı bankanın kabul etmediğini, bu nedenle müvekkilinin alacağını ispat amacıyla eldeki alacak davasını 10 yıllık zamanaşımı süresinde açtığını, bu nedenle mahkemenin davayı kayıt kabul davası olarak nitelemesinin yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Dava, banka hesabındaki paranın tahsiline ilişkindir.Davacı tarafça dava, alacak davası olarak nitelendirilmiş ise de, iflas tarihinden önce doğan bir borcun tahsilinin istenmesinin kayıt kabul istemini içerdiğinin kabulü gerekir.Tüm dosya kapsamından, BDDK’nin 03/07/2003 tarih ve 1085 sayılı kararı ile … Bankası T.A.Ş.’nin bankacılık işlemleri yapma ve kabul etme izninin 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14/3 m. uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, aynı Yasa’nın 16/1 m. kapsamında yönetim ve denetiminin TMSF’ye intikal ettiği, TMSF tarafından açılan iflas davasında 08/06/2005 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği ve kararın 20/04/2006 tarihinde kesinleştiği, tasfiye işlemlerinin TMSF Hukuk Daire Başkanlığı’nın 2005/1 sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, davacının 19/07/2005 tarihli dilekçe ile başvurularak sıra cetveline alacak kayıt talebinde bulunulduğu ve talebin iflas idaresinin 04/10/2006 tarihli kararıyla alacağın banka nezdinde bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğinin bildirildiği görülmüştür. Bu itibarla, İİK’nin 235. maddesi uyarınca davacının davadan önce iflas masasına başvurduğu, masanın talebi reddettiği ve işbu davanın İİK’nın 235. maddesinde öngörülen 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetildiğinde, mahkemece hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Sonuç olarak davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna, bakiye 32,30 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,20 TL olmak üzere toplam 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/11/2019