Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/465 E. 2022/612 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/465 Esas
KARAR NO: 2022/612
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2018
NUMARASI: 2015/705 Esas, 2018/634 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 30.06.2015 tarihli dava dilekçesinde, davalıya ait temiz su borusunun patlaması sonucu 04.08.2014 tarihinde Eyüp/ İstanbul adresinde bulunan sigortalı … Paz.San’a ait depoya dolan suların meydana getirdiği hasar nedeniyle … Paket Sigorta Poliçesi kapsamda sigortalıya, 06.11.2014 tarihinde 89.133,64 TL ,03.12.2014 tarihinde 16.044,06 TL sigorta tazminat bedeli ödendiğini, riziko ve hasardan davalı …‘nin sorumlu olduğunu, 04.08.2014 tarihinde …‘ye ait temiz su borusunun patlaması sonucunda sigortalıya ait depoya su dolması nedeniyle depo ve içindeki kıymetlerin hasara uğradığını, hasar dosyası kapsamında toplam 105.177,00 TL sigorta bedeli ödendiğini, …‘nin içme, kullanma suyu hattının tesisatını yenilemediğini, yetersiz ve bakımsız halde bulunan kanalizasyon sistemiyle tahliyesini sağlamadığını ve bu konuda gerekli tedbirleri almadığını, …‘nin kuruluş ve görevlerinin belirlendiği 2560 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince sorumlu olduğunu ,zarar sorumlusu olarak zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu, iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 105.177,00 TL sigorta tazminat bedelinin 89.133,64 TL’sine 06.11.2015 ödeme tarihinden itibaren, 16.044,06 TL’sine 03.12.2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi zararla müvekkili idare arasında illiyet bağının kurulmasının da mümkün olmadığını, çünkü meydana geldiği ileri sürülen zararın dahili tesisatta meydana geldiğini, dahili tesisatta meydana geldiği ileri sürülen zarardan kanun ve yönetmelikler gereği müvekkili idarenin sorumlu olmadığını, belirtilen tarihte bahse konu binanın dahili tesisatında arıza olduğunu ve suyu kesecek ekipmanları olmadığı için şube müdürlüğüne başvuru yapıldığının tespit edildiğini, iç tesisat arızasındaki su akışının engellenmesi için tesisata vana takıldığını ve su kesildiğini, arızanın giderildiğini, … Genel Müdürlüğü Sıhhi Tesisat Eğitim ve Uygulama Esasları Hakkında Yönergenin 6/ 8 bendine göre, kolon sistemi ile su kullanan binalarda idarenin mesuliyetinin döşediği şube yolu uzunluğu kadar olduğunu, bunun haricindeki mesuliyetin aboneye ait olduğunu, idarenin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, olayın sigortalı dava dışı şirketin kiralık olarak kullandığı depoyu, binanın ön cephesinden geçen ve binaya dahili su tesisatına bağlanan …‘ye ait temiz su hattındaki borunun patlaması neticesinde su basması sonucu meydana geldiğini, dava konusu işyerinde oluşan bu hasarından … ‘nin %50 oranında kusurlu olduğunu, drenajının yapılmaması sebebiyle fen ve sanat kurallarına uygun yapılmayan binanın da olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğunu, hasar bedelinin 105.177,50 TL, davalının %50 oranında kusurlu olması nedeniyle, davanın kısmen kabulüne 52.588,50 TL’nin 06/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, dava konusu olayın, bakımsız ve onarımsız bırakılmış borunun patlaması nedeniyle meydana geldiğini, tek sorumlunun … olduğunu, davalının içme, kullanma suyu hattının tesisatını yenilemediğini ve bu konuda gerekli tedbirleri almadığını, her durumda, zararın meydana geldiği taşınmazın iskanının olmaması, iskana aykırı inşaa faaliyet yapılması, idarece onaylı projenin olmaması ya da onaylı projeye aykırı yapıdan dolayı hasar kaynaklansa dahi davalının kusursuz sorumlu olduğunu, rizikonun doğması noktasında herhangi bir etkisi olmayan sigortalı işyerinin bulunduğu binaya kusur izafesinin kabul edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile eksiklik olsa dahi bu durumun illiyet bağını kesecek ağırlıkta olmadığını, davalının kusursuz sorumluluğunun devam ettiğini, zarar görene karşı borcun tamamından sorumlu olduğunu, bina kusurlu olsa dahi sigortalı firmaya ait bina olmadığını, sigortalının sözü edilen binada kiracı olduğunu, davalının müştereken ve müteselsilen sorumluluk gereğince borcun tamamından sorumlu olduğunu, iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde …‘nin sorumlu olmadığını, abonelerin tesisatın zayiatından mesul olduklarını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “… Paket Sigorta Poliçesi “ kapsamında hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında, sigorta poliçesi, dava dışı sigortalı işyerinde meydana gelen hasar konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, meydana gelen hasarda davalı ve dava dışı sigortalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı ile dava dışı sigortalı … Tic.Ltd.Şti arasında, başlangıç tarihi 04.06.2014, bitiş tarihi 04.06.2015, riziko adresi Eyüp/ İstanbul, faaliyet konusu, beyaz eşya /elektrikli alet edavat satışı olan işyeri ile ilgili “… Paket Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, 01.10.2014 tarihli olan dahili su hasarı ile ilgili ekspertiz raporunda, sigortalı firma sahibinin, depo olarak kullandıkları işyerinin duvarından akan temiz suyun depo içerisine dolduğunu ve depoda bulunan … marka muhtelif elektronik cihazlar ile beyaz eşyaların ve … marka cihazlara ait boş kutuların ıslanarak hasara uğradığını, konuyla ilgili …‘ye haber verildiğini, … yetkililerinin binanın önündeki caddeden geçen temiz su borusundan kaçak tespit ettiklerini ve … yetkililerinin binanın önündeki caddeden geçen temiz su borusunda kaçak tespit ettiklerini ve gerekli onarım çalışmalarını yaptıklarını ancak depo içerisindeki duvardan temiz su akıntısının devam ettiğini açıkladığı, yapılan tespitte, sigortalı firmanın cadde üzerinde ayrık nizam binanın bodrum katında … marka elektronik cihaz ve beyaz eşya deposu olduğu, kiracı olarak faaliyet gösteren işyeri girişinin arka sokaktan olduğu, işyeri içerisinde duvardan akan temiz suyun depoya dolması sonucu depoda palet üzerinde bulunan … marka muhtelif modellerdeki elekronik cihazları (televizyon ve ses sistemleri )ile buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası ve elektrik süpürge gibi beyaz eşyaların alt kısımlarının ıslanmış olduğu, cihazların boş koli/ ambalajlarının ıslanarak deforme olduğu, depo içerisindeki dolan suyun boşaltma ve temizlik çalışmaların devam ettiği, depo içerisine akan suyun kesilmesi için …‘ye haber verildiği, gelen yetkililerin binanın önündeki caddeden geçen … temiz su borusunda kaçak tespit ederek kaçak olan boruyu tamir ettikleri bilgisinin alındığı belirtilerek hasar bedelinin hesaplandığı, davacı … şirketi tarafından dava dışı sigortalıya 06.11.2014 tarihinde 89.133,64 TL, 03.12.2014 tarihinde 16.044,06 TL hasar bedelini ödediği, ödenen bedelin rücuen tahsili için iş bu davanın açılmış olduğu, … Genel Müdürlüğü Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Dairesi Başkanlığının 26.05.2017 tarihli yazısında, 18.06.2014 tarihinde içme suyu bina bağlantısı yapıldığı, davaya konu 3. bodrum katına ait işyerine ise bahse konu binanın … Vakfı adına sözleşme ile 17/10/2008 tarihinde mukavele yapıldığı, belirtilen tarihte bahse konu binanın girişinde dahili tesisattan ( iç tesisat) kaynaklı su arızası olduğunun tespit edildiği ve tesisat arızasından meydana gelen su arızasının su akışının engellenmesi için su arıza bakım ve onarım ekipleri tarafından iç tesisatına vana takılarak su akışının kesildiği, iç tesisat arızasının … Vakfı yöneticileri tarafından giderilmiş olduğu, binaların dahili tesisat ( iç tesisat) kaynaklı arızaların idarenin sorumluluğunda olmadığından herhangi bir hizmet kusuru ve ihlalinin söz konusu olmadığının beyan edilmiş olduğu, taşınmazın sahibinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğu, tamamının intifa hakkının ise 20 yıl süre ile … Vakfına ait olduğu ,su aboneliğinin dava dışı … Vakfı İle 18.06.2004 tarihinde gerçekleştirilmiş olduğu ve dava dışı sigortalının kiracı olarak bulunduğu anlaşılmıştır. Mahallinde 17.03.2017 tarihinde keşfen bilirkişi incelemesi yapılmıştır. 18.05.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, keşif günü dava konusu taşınmazın bulunduğu adreste gerekli inceleme ve tespitler yapıldığı, sigortalının kiralık olarak kullandığı deponun 17.03.2017 tarihli keşif gününde boşaltılmış olduğu, bu nedenle hasar gören ürünlerin görülemediği, ekspertiz raporu ekinde sunulan fotoğraflarda binanın ön cephesinden geçen … temiz su hattındaki caddeye ait beton parke taşlarının bir kısmının sökülmüş olduğunun görüldüğü, bununda bu hattan geçen temiz su borusunda arızanın meydana geldiği ve bu nedenle onarım amacıyla … tarafından yapılan onarım çalışması sırasında söküldüğü kanaatine varıldığı, bu hattın binanın dahili su tesisatına bağlanan hat olduğu, 17.03.2017 tarihli keşif gününde tespit edildiği, fotoğraflarda depoda bulunan ürünlerin paletler üzerine istiflendiği ve bu ürünlerin yerden yaklaşık 15 cm yükseklikte olduğunun görüldüğü, gerek ekspertiz raporunda ve gerekse sigortalı tarafından yapılan açıklamalarda, işyeri içerisindeki duvardan akan temiz suyun depoya dolması sonucu depoda palet üzerinde bulunan … marka muhtelif modellerdeki elektronik cihazların ( televizyon ve ses sistemleri ) ile buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve elektrik süpürgesi gibi beyaz eşyaların alt kısımlarından ıslanmış olduğunun ifade edildiği, deponun bulunduğu konumun arazi eğiminden dolayı binanın ön cephesinden geçen … temiz su borusu hattına göre 6 m kadar aşağıda bulunduğu, depoya girişin ise yan taraftan ve toprak seviyesinde olduğunun görüldüğü, …‘ye ait temiz su borusunun patlaması ile birlikte, bağlantılı olduğu bina ön girişinde ki binaya ait dahili su tesisatından ( kolon sistemi ile suyun dağıtıldığı dahili su tesisatı ) aşağıya akması ve çevreye yayılması neticesinde depoya sızıntı şeklinde dolan suların hasara sebebiyet verdiğinin tahmin edildiği, suyun sızdığı duvarın yol seviyesinin 6 metre aşağıda ve toprak altında olduğu, bu nedenle toprak altında kalan duvarın su izolasyonunun ve temel drenajının yapılması gerektiğinin teknik bir zorunluluk olduğu, davaya konu taşınmazda toprak altında kalan betonarme duvar yüzeylerinden bu denli su sızıntısının olmasının göz önüne alındığında, bahse konu duvar yüzeylerinde izolasyonun ve temel çevresi drenaj sisteminin yapılmadığı anlamını taşıdığı zaten keşif günü bina çevresinde yapılı olan drenaj sistemi ile ilgili bir bacaya rastlanmadığı, …‘nin kuruluş ve görevlerinin belirlendiği 2560 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince “ İçme, kullanma ve endüstri suyu hatlarının bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek “ olduğu bu nedenle de …’ye ait temiz su borusunun patlaması neticesinde davacı … şirketinin sigortalısına ait işyerinde meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, sonuç olarak, binanın ön cephesinden geçen ve binaya ait dahili su tesisatına bağlanan …’ye ait temiz su hattındaki borunun patlaması neticesinde meydana geldiği, işyerinde meydana gelen hasardan …’nin sorumluluğunun bulunduğu, %50 kusurlu olduğu, toprak altında kalan betonarme perde duvar yüzeylerinde yalıtımın ve temel çevresi drenajının yapılmadığı, bu nedenle de fen ve sanat kurallarına uygun yapılmayan binanın bu yönüyle %50 kusurlu olduğu, mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden hasar bedelinin 105.177,00 TL olduğu kanaatine varıldığı, nihai hasar tazminat bedelinin %50 kusur karşılığı 52.588,50 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, yeniden rapor alınmasını, TBK 69. maddesi gereğince …‘nin sorumlu olacağının dikkate alınmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz edilerek ek rapor alınması talep edilmiştir. 26.03.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, tarafların itirazları ayrı ayrı değerlendirilerek sonuç olarak, davaya konu taşınmazda meydana gelen hasarda her 2 tarafın kusurunun bulunduğu, tarafların kök rapora yaptıkları itirazlarının görüş ve kanaatlerini değiştirmediği belirtilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun,yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece rapora göre her iki tarafın yarı oranda kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. 2560 sayılı … Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 1. Maddesinde, “ İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere …nün kurulduğu “ belirtilmiş, aynı yasanın 2. maddesinin “b” bendinde “ kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak ve yaptırmak gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak kurulu olanları devralıp işletmek bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek “ ve “d” bendinde, “ Su ve Kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmeti alan içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak “ …’ nin görev ve yetkileri arasında sayılmış, … Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliğinin 14/12. bendinde ise, birleşik sistem kanal şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının atık sularının yer çekimi ile akıtılabilse dahi taşınmaz sahibinin parsel çıkış bacasında atık suyun geri tepmesini önleyecek tedbir almak zorunda olduğu aksi takdirde binaların uğrayacağı zarardan idarenin mesul olmayacağı düzenlenmiştir. Dava dışı sigortalının depo olarak kullanmış olduğu işyerine ait taşınmazın, suyun sızdığı duvarın yol seviyesinden 6 m aşağıda ve toprak altında olduğu, bu nedenle toprak altında kalan duvarın su izolasyonunun ve temel drenajının yapılması gerekmesinin teknik bir zorunluluk olmasına rağmen, toprak altında kalan betonarme duvar yüzeylerinde izolasyonun ve temel çevresi drenaj sisteminin yapılmadığı anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK nun 69. maddesinde yapı malikinin sorumluluğu düzenlenmiştir. Maddede, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikinin bunların yapımındaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten doğan zararı gidermekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre TBK nun anılan maddesindeki sorumluluk objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk halidir. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Davalıya ait su hattı, imal olunan şey kavramına dahil olup, davalı bu hattın kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan sorumludur. Sigortalı binada izolasyonun ve temel çevresi drenaj sisteminin olmaması davalının kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, zira bu durumda davalının sorumluluğunu gerektiren illiyet bağı kesilmemiştir.( emsal Yargıtay 2009/6003 Esas, 2010/11909 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi). Şu halde, mahkemece bilirkişilerin teknik olarak belirlemiş oldukları konuları göz önünde bulundurarak yasal düzenleme kapsamında tarafların eşit oranda kusurlu olduklarına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer taraftan, davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de dava dilekçesinde bu şekilde bir talepte bulunulmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi gereğince, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar verilemeyeceğinden ve ayrıca aynı yasanın 357/1. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinleyemeyeceğinden davacı vekilinin aksine istinaf nedenlerinde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6098 sayılı TBK’nın ilgili hükümleri ile davalı …nin kuruluş ve görevlerinin belirlendiği 2560 sayılı Kanunun 2. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi çerçevesinde her iki tarafın %50 oranında ki kusur oranı ve zarar miktarının kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/705 Esas, 2018/634 Karar ve 22.06.2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan 898,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 817,40 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- İstinaf incelemesi sırasında yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18/05/2022